hatırlıyorum, Kemal Derviş denen şahsiyet geldigi günlerde ilk demeçlerinde biri şu şekildeydi " benzinin 2 dolar olması gerekiyor, bu fiyatlara kadar çıkacak " işte öylede oldu, hatta olmadı daha yolu var, bu işin net bir açıklaması ver, alması gereken kişiden vergi alamayan devlet bunun yerine sosyal adaleti bir kenara bırakıp en fakirle en zenginden aynı miktarda vergiyi bu şekilde topluyor, yazık çok yazık,
aşağıda bugünkü hürriyette Şührü Kızılotun yazısını gönderiyorum
Şükrü KIZILOT
Benzinde bıçak kemiğe dayandı
BİRKAÇ gündür, herkes 3 YTL’yi aşan benzin fiyatlarını konuşuyor. Ancak bu kez olay farklı.
Kasım 2002’de 1 dolar olan benzin fiyatının, bugün 2 dolara ulaşması, dünyada akaryakıt fiyatları düşerken, Türkiye’de zam üstüne zam yapılması, tepkileri artırıyor. İstanbul ağırlıklı bazı eylemler de başladı.
Türkiye’nin dünyada en pahalı benzinin satıldığı ve benzinden en çok verginin alındığı ülke olmasını, halk içine sindiremiyor. İnsanların suratı asık, üst üste gelen ve yılbaşından bu yana yüzde 18.3’ü bulan zamlara tepki çok fazla.
Akaryakıttan alınan vergiler, diğer vergilerle kıyaslamalı olarak, tabloda gösterilmiştir.
Tabloyu dikkatle incelediğimizde, şunları görüyoruz;
- Türkiye’de toplanan vergilerin, yaklaşık 1/4’ü akaryakıttan alınıyor.
- Beyanname veren 1 milyon 700 bin gelir vergisi mükellefi (mobilyacı, inşaatçı, konfeksiyoncu, lokantacı, kuyumcu, ayakkabıcı, gözlükçü, avukat, doktor, kira geliri olan, şirket ortağı vs.) ile 800 bin civarında basit usule tabi mükellef, toplam vergilerin yaklaşık yüzde 2’sini ödüyorlar.
- Gelir ve kurumlar vergisi toplanamadıkça, dolaylı vergiler, örneğin akaryakıt vergileri artırılıyor.
- Dolaylı vergilerde AB ortalaması yüzde 35, Türkiye’de ise yüzde 70.
HALK OYNAMAYA BAŞLAYACAK
Benzindeki dünya rekoru, yapılan zamlar ve halktaki kıpırdanma, aşağıdaki fıkrayı hatırlatıyor.
"Padişahın biri, vergileri artırdığında, sadrazama;
- Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı?
dermiş. Sadrazam da, halkın arasında dolaştıktan sona padişaha durumu aktarırmış;
- Padişahım, halkın suratı asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar...
- Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar...
Bir süre sonra vergiler yine artırılmış. Sadrazam da şehri dolaşıp, padişaha izlenimlerini aktarmış;
- Padişahım, suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Her an kavga edecek gibiler. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.
- Yok yok. Merak etme sen. Alışırlar, alışırlar...
Bir gün, vergiler yine artırılmış. Sadrazam halkın arasında dolaşıp geldiğinde, şaşkın vaziyetteymiş.
- Padişahım hiç sormayın. Bu kez hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar...
"Aman" demiş padişah.
- Eğer halk dansetmeye ve oynamaya başladıysa, durum çok kötü. Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz..."
Fıkrada olduğu gibi, akaryakıta her zam yapılışında, insanların yüzü asılıyor. Zamlar devam ederse, halk oynamaya başlayacak. Haberiniz olsun...