Çok bilmişler yine konuyu baltayıp sallamaya gelmişler. Som seyir füzesi, mpt-17,Bora-12,bayraktar silahlı iha, silahsız iha, milgem, cirit vs. vs. Görmek istemeyen göremez. Neyse konuyu saptırmadan devrim arabalarının hikayesini iyice araştırırsanız bu ülkede neden yaptırılmadığını anlarsınız. Haa asıl bişeyi daha unuttum. Hürkuş eğitim uçağı: ismini vecihi Hürkuş'tan alır.vecihi Hürkuş'un da uçak üretim hikayesini nasıl ve neden engellendiğini bilmeden yorum yapmak çok sağlıklı değildir.
Sağlıcakla kalın.
işin gerçekçi boyutuna dönelim.Diyelim ki ben bunu yapmak istiyorum.Öyle büyük bi firma olmayacak başta.Yer teminini ettim.Boş bir fabrika buldum.Sonra bağlantıları kurdum motor bloğunu yurtdışından getirttim.Ayda 10 motosikletle limitiyle başladım.Sonraki aşamalar ve ortalama maliyet ne olur?
Teşvikle ilgili konuşmayalım.O sonraki iş çünkü kayınvalidem ev yemekleri yeri açmak için başvuruda bulundu anında 100 bin lira verdiler.
Yılda 1000 adet motosiklet üretecek bir fabrika için 50 milyona ihtiyaç olsa.
Her motosikletten 5000 lira kâr elde etsem ve ürettiğim 1000 adet motosikleti satma garantim olsa.
Yine de Türkiye'de paramı bu işe yatırmam.
Ama Fransa'da düşünebilirim.
Çünkü 1000 motosiklet çarpı 5000 kâr eşittir 5 milyon yapıyor.
Kadevesi vergisi derken elimde 2 milyon bile kalmaz.
Oysa parayı faize yatırsam ölüsü 7.5 milyon getirir.
Üstelik vergi yok ayrıca ana param yerinde kalacak.
Olsun ulem memleket kazansın deyip girsen.
En fazla 5 sene sonra model yenilemek gerekecek.
Yeni üretim bandı yeni makinalar en az bi 20-30 milyon daha ister.
Halbuki ben 5 senede ancak 10 milyon kazandım.!!!
Hadi devlet vergi almadı diyelim.5 yıllık kâr 25 milyon.
Yenileme için cebinden 5 milyon daha harcaman lazım.
Böyle bir aptallığı hiç bir yatırımcı yapmaz.
Fransa'da düşünürüm yazdım çünkü parayı bankaya yatırsam en fazla yılda 2.5 milyon gelir getirir.
Yani karlı değil.
Devletin iş kurma ile ilgili teşvikleri var mesela 2 yıl vergi ödemezsin gibi.
Paranın yattığı yerde para kazandığı Türkiye gibi ülkelerde kimse yatırım yapmaz.
Üstelik birde risk var.
Müşteri bulup bulamayacağın bile belli değil.
Mevcut sermaye sahipleri bile yatırım yapmıyor.
Ellerindeki parayla yurtdışından şirket satın alıyor ya da ortak oluyorlar.
Bu pazarda yer edinmeyle ilgili bir çok örnek var üstelik.
Örneğin dünya ile rekabet edebildiğimiz kalitede beyaz eşya, tekstil ürünlerimiz var.
Kaçınız yerli malı tercih ediyor?
Başka alanlarda da aynı şey geçerli.
Üretimde iyi olduğumuz ürünlerde bile yabancılarla rekabet edemiyoruz.
Türk tüketicide kendi malını sahiplenme karakteri yok.
Gerçekler ortadayken kimse kendini kandırmasın.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
beyin fırtınası yapıyoruz
Yorumların bazılarını okuyunca , bir kere daha bizden bir mok olmayacağını anladım
Tolga üç sene önce aynen bu dediğini yaptı. Değil %50 kârla, sadece üretim maliyetinin muadili Japon malının satış fiyatından yüksek olduğunu gördü, sağlam bi küfür sallayıp arazi oldu. Gidiş o gidiş. Bi daha gören de olmadı Tolga'yi. Hey gidi Tolga hey. Ömrü vefa etseydi Barış Manço şarkısını yapardı Tolganın.
Bu arada, az yukarıdaki "sakin ol şampiyon" durumu ironi değil de "sarcasm" olacak. Hatta ecnebiceye uğramadan "tecahül-ü arif" de denilebilir belki.
Hep o gezici gezizekalıların yüzünden.
Cevab vereceğim ama arıza çıkacak diye korkuyorum.
keşke kayınvalideniz ev yemekleri dükkanı değil de motor fabrikası açsaymış 100bin lirayla.
yada bu işi günde 10 motor üretmekle devlet babadan ertesi gününe 100 bin liralık destekle siz de yapabilirsiniz, başkalarından beklemeyin.
en baştan sizi bilgilendireyim ufacık aperatif dükkan için de koca koca fabrika kurmak için de devlet desteği aynı.
kaldı ki yukarıdaki projelerin hepsinin birçoğunun devlet kurumu aracılığıyla ve savunma sanayiyle ilgili olduğunun umarım farkındasınızdır.
siyaseten ne yazık ki söylenecek çok söz var ancak hem buranın siyasi platform olmamasıyla hem de başıma ne yazık ki şu kıytırık cümleler için bela almak istemeyişim için maalesef ki susuyorum. sizin burada kendinize neden bu kadar güzel projeler varken sanayi can çekişiyor sorusunu sormanız lazım. neden işçilik ücreti zayıf neden memleketimde 20-30 yıl öncesinin üretim tekniği kullanılıyor neden ailelerin yıllardır emek verdiği çocuklar mezun olunca sanayide asgari ücrete çalışmak zorunda kalıyor.
keşke sizin olduğumuzu sandığımız gibi memlekette yaşasaydık...
bizden ne yazık ki günümüzdeki anlayışla, maalesef hiç bir cacık olmayacağını üstüne basa basa üzülerek söylüyorum.
en basitinden şunu söylebilirim biz 20 yıl önce de en büyük 15. ekonomiye sahiptik şimdi de.
"İki günü bir olan ziyandadır."
Adam haklı beyler. Yaptığımı İngilizce olarak tarif etmek istediğimizde irony değil sarcasm olarak nitelemek doğru. Bir hedefi olan belirli bir insan grubunu hedef alan nastiness barındıran bir remark söz konusu. Gavurun da sıkça yaptığı bir hata belli ki.
bkz. https://www.youtube.com/watch?v=HwcUVaZ0Gwc
Hatta coincidence ile irony'yi karıştırıyorlar belli ki. Carlin Başgan bu konuya da değinmiş.
bkz. https://www.youtube.com/watch?v=R36nn5hFsg8
Orda dur hacabi. O dediğin bilip de bilmemezlikten gelmek demek. (bkz. https://tr.wikipedia.org/wiki/Tec%C3...Cl-i_%C3%A2rif) Türkçe terimler kullancaksak o zaman TDK'ya bakarız. Oraya göre, anlaşılıyor ki irony kelimesi dilimize yaygın ve yanlış kullanımı ile geçmiş.
Bunu beğenmezsek kullanabileceğimiz çok şeker bir kelime var. İstihza.
Gerçi TDK anlaşılmasını kolaylaştıracak bir örnek kullanmamış. Örneği ben gerçek hayattan vereyim. Bir tarih hocası ile tartışmamız arasında ben "Şanlı tarihimizle gurur duyuyorum." deyince hoca cevaben "İstihza ile söylediğinizi biliyorum hocam ama ben tarihimizle gerçekten gurur duyuyorum." demişti. Örneklendirmeyi Ekşi sözlüğün yaygın kalıbı ile bitireyim. İstihzayı anlamayan geri zekalı nesle aşina değilim.
Hele şu köprülerin borcunu ödeyelim sonra bakarız artık motor işlerine de , Coq zaten yukarı da garanti falan demiş bunuda garantili yaparlar artık nasılsa alıştılar.
Yalnız bir müşteriye köprülere devletin geçiş garantisi verdiğini söyledim adam 2-3 dakika kendine gelemedi , inanamadı.
İstihza güzel, az daha geniş bir tabir. Aynı çizgide "t?ş?k geçmek" tabiri var bir de. Ama TDK nedense değinmemiş bile.
Benim bildiğim gördüğüm şu:Çalışmak isteyene iş çok.Pederin restaurantında toplam günde 5 saat çalışmalık bulaşıkçı bulamadık.Bulaşık dediysem yine makine yıkıyor.Ayda 1500 maaş+sigorta+yol tam 1 ay bulamadık eleman.Keza aynı şekil arkadaşın bürosuna çaycı aradık 20 gün sonra bulduk.Milletimiz havalı artık.Çaycı mı "hıh",bulaşıkçılık mı "hıh"...geçin bu işleri.Ben başkalarının yanında atanıncaya kadar yerleri paspasladım gıkım çıkmadı.Projeyi hazırlayın,sunun.Ticaret bu.Risk ister...Velhasıl dediğiniz gibi bizden hiçbir şey olmaz.Ama ben hep girişimci çocuk yetiştireceğim.En azından evde oturup "Bizim ülkemizden hiçbir şey olmaz.Hep çomarlardan dolayı..." vs deyip ülkeye bi faydam olmadan ölmeyeceğim...
Acaba işler daha da sarpa sarınca o garantinin hiç olması ihtimali var mı ki?
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 21:59 ----------
Ticaret önce mantık ister. Öteki türlü "büyüyünce astronot olcam" durumu söz konusu. Keşke, ama gerçekçi değil. Niyetiniz iyi olduktan sonra faydanız mutlaka olur, ama yerli markalı araç üreterek olmaz, en azından şimdilik.
haberiniz var mı bilmem. türk yapımı bilgisayar var hemde kibrit kutusu büyüklüğünde. 2 gb ram, çift çekirdek işlemci, hdmi çıkışı, usb çıkışı var. ve iki versiyon üretilmişti kısa süre öncesine kadar. aylar olmuştur sadece.
f16 uçaklarının yazılımını kırabiliyorlar ise bence yazılım sorunumuz yok. kibrit kutusu büyüklüğünde bilgisayar imal edebiliyorsak bence mucit sorunumuz da yok!
çinliler çakma bmw x5 yapıyorlarsa biz neden yapmıyoruz?
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:35 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:30 ----------
her yerde inşaat var, inşaat sektörü uçtu. ben bile inşaatta çalışıp para kazanıyorum. fakirler inşaatta çalışıp para kazanıyor ve zenginler inşaat yapıyor.
ama gel gelelim milli servet inşaat ile artmıyor, zenginin cebinde bir gıdım çıkıp fakirin cebine giriyor ve yine kendi içimizde saçma bir döngü yapıyoruz. peki yurt dışından ithal edilen arabadan tutun ev eşyalarına kadar bunları ülke nasıl karşılayacak? bizimde ihracat yapmamız lazım yada yurt dışı ithal ürünlerinin oranını azaltmak lazım. bunun yoluda çakmada olsa ihtiyaç olan şeyleri ülkemizde imal etmektir.
250cc türk yapımı motor olsun ben alır kullanırım. türk yapımı ne olursa onun ile idare ederim, maksat ülke milli gelirinden kaybetmesin ve enflasyon olmasın.
---------- Mesajlar birleştirildi - 22:38 ---------- bir önceki mesaj zamanı 22:35 ----------
tutturmuşlar ayfon(iphone) tutturmuşlar honda, tutturmuşlar toshiba.
yaa arkadaş şu gavurlara para kazandırmaya ne meraklıymışız gerek ülke yöneticileri olsun gerek halkımız olsun.
biri çıkıp ne zamanki buna dur diyecek işte o zaman ekonomimiz artıcak. ama biz yinede yabancı ülkelere yol köprü yaptırmaya devam edelim lazım olur bir gün. ülke elden gittikten sonra yine yabancılar gelir sefasını sürerler.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)