Can tatlı dedik ve başladık alacağımız ekipmanların listesini şöyle bir zihinde canlandırmaya.
Önce kask için Schubert dedik sonra vazgeçip Caberg dedik.Alpinestar ile Dainese arasında ki farkı hunharca araştırmaya başladık. Her şey harikaydı.Para da vardı.Ekipmanları tamamlamak için sabırsızlanıyorduk.
ask takmanın gerekliliği kadar interneten kask almanın tehlikelerini de biliyorduk. Bedenini tutturmak çok zor olabilirdi. Her markanın kalıpları farklı olduğunu bildiğimiz için risk almak saçmalıktı. Metrobüs ve tramway derken soluğu Sirkeci'de aldık.
Cennet gibi bir sürü motosiklet mağazası.Gözler parıldıyor. Sadece model ve bedeni tutturup ödeme yapmak kaldı. Hayallere ufacık bir adım.
İlk girmeyi düşündüğümüz motosiklet mağazasının kapısından dönüyoruz çünkü bir motorcu kardeşimize yanlış parça satan ismi lazım olmayan bir motosiklet mağazasının sahibi amcamız ile yarım saat önce verdiği ürünü geri almadığı için kavga ediyordu. Böyle bir yerde bir parmak da bize girebilirdi. Hemen ikinci bir motosiklet mağazası kestirdik gözümüze HJC kask takmamızı önerdi. Acemiyiz her markayı bilemeyiz ama internetten bakabiliriz düşüncesi ile hemen bakmaya başladık özelliklerine satıcının söylediği özelliklerin hiç biri doğru değildi.
Üstelik bize verdiği fiyat oldukça fazlaymış gibi gözüküyordu. Bir türlü kask bulamadık.
Ekipman almanın kolay olacağını kimse söylememişti fakat ismi lazım olmayan 3. motosiklet mağazamız bize LS2 Kask satmak istedi.Çenesi açılır şöyle ferah kullanışlı bu kaskın en büyük bedeni o mağazada XL kalmıştı ve XL benim kafama küçük geliyordu. Kaskın çene açılır olması güzeldi ama çenesi kapanmıyordu, kafam içine sığmıyordu. Üstün zekalı motosiklet mağazamız parlak bir tavsiye ile bunu taksit yapayım öyle daha kolay ödersin çenesi açık kullan diye cümleye başlayarak ikna etmeye çalıştı. Koşarak hemen olay terk edip Şirinevler'de olan motosiklet mağazalarını gezmeye başladık.
Hikayemiz yeni bir soluk alıyordu. Şirinevler'de yine ismi önemsiz güzel vitrin çerçeveli bir motosiklet mağazası markasını söylemeyi bu seferlik es geçtiğim kaskı kafam içeride fıldır fıldır hareket edebiliyor olmasına rağmen uzun ikna çabaları ile satmaya çalıştı. Artık sistemi anlamıştık amaç sadece parmağı çengel şeklinde bize takabilmekti.
Anlamıştım ki aslında sorun kafama uygun beden de kask bulmaktı. Belki de sorun motosiklet mağazalarının cebimde ki parayı almak adına parmak atma çabaları ile oluruna bakmadan herhangi bir ürünü bana satma çabasıydı. Sanki pazarda marul satıyorlar diye düşünmeye başlamıştık.
Son bir umut diyerek gözümüze kestirdiğimiz son bir dükkana girdik İçimiz bir buruk bir kırık başka da dükkana girmem diyerek '' MotoPlus '' isimli dükkana girdik. Şimdi güler yüzlü sempatik bir insan karşıladı filan demeyim çünkü hatırlamıyorum
Kısaca sorunu anlattık, kask almak istediğimizi alamadığımızı söyledik. Yaklaşık bir saate yakın bir süre raftaki kaskları denetti. Tek tek bütün modelleri bütün markaları. Kalitesi yüksek olanlar , pahalı olanlar, ucuz olanlar hepsini denetti. İsmini bilmediğim genç bir arkadaş vardı kızıp kızmadığını defalarca yoklamaya çalıştım ama onun söylediği tek şey benim işim birisine birşey satmak değil, buradaki ürünleri sunmak ve hizmet sağlamak şeklinde cevap aldım.
MotoPlus motosiklet mağazasında 1 saati geçmek üzereyken depodan bir iki tane daha kask getirim denetti. Uygun kaskı bulmuştuk. Beden sorunu çözmüştük. Ama her Türk gibi o kaskı almadan o dükkandan çıktım ve yaklaşık 8 gün sonra tekrar gidip satın aldım.
Gittiğimde MotoPlus motosiklet mağazasında çalışan arkadaş beni hatırlamıştı ve benim aklımda ki neden satış yapmak için yapışmadı acaba sorusunu sormadan cevapladı.
'' Zaten tekrar geleceğini biliyordum. Ayrıca burada benim görevim satış yapmak değil ürünü doğru şekilde tanıtmak , anlatmak. Herkes aklı başında insan ne alacağına kendisi karar verir. İkna edilmeye yada kandırılmaya ihtiyaçları yok. ''
Oldukça etkileyici ve hoş bir yaklaşım sergileyip süper müşteri memnuniyeti sağladığını düşündüğüm için böylede bir yazı yazarak haklarında biraz gevelemek istedim. Herkese aynı davranıyor ise bu motosiklet mağazasına hayırlı işler diyorum.
Neden sürekli çoğul konuştuğumu da dipnot olarak belirteyim. Hepimizin başına gelebilirdi, belki de geldi.