Geçenlerde “İyi Motosiklet Sürücüsü” temalı ve temel olarak “İyi bir motosiklet sürücüsünün tanımı nedir?” sorusuna yanıt arayan bazı dokümanlara rastladım. Bana gönderilmiş bu dokümanlar beni düşünmeye sevk etti… ve kafamda bu düşünceyle sürdüm. Çevremde saygı duyduğum motosiklet sürücülerine sordum, tahmin edebileceğiniz gibi, çok farklı ve bazen birbiriyle çelişen tanımlar aldım. “Hey, bu kişi iyi bir motosiklet sürücüsü” demenizi ne sağlar? Çünkü, kimseyi rencide etmemek için bunu alenen ifade etmemiş olsanız dahi, emin olun ki, kafanızda mutlaka bir sınıflandırma vardır. Aslında bu sınıflandırmaları kanıtlayan kesin bir kıstas olmamasına karşın; hepimiz motosiklet sürücülerini aralarında “İYİ”, “KÖTÜ” ve “POTANSİYELİ OLAN” olarak ayırırız.
Ya da, bu konuda iyi bir tanımlama oluşturmak için ortak bir paydada veya en azından yeterli bir paydada buluşabiliriz (okuyuculardan bu noktada konuya dahil olmalarını rica ediyorum). Diyelim ki siz, açık ve güneşli bir günde, her durum ve koşulda saatte 50 Km hızı aşmayacak şekilde süren bir motosiklet sürücüsüyle beraber sürüş yapıyorsunuz. Bir saat birlikte sürdükten ve tümüyle sıkıcı bu 50 Km’den sonra, bu sürücüyü “İYİ” olarak tanımlar mıydınız? Sanmıyorum ve bunu söyleyecek olan tek bir motosiklet sürücüsü de tanımıyorum. Burada ortak bir öğemiz var: HIZ. İYİ bir motosiklet sürücüsü hızlı sürer, KÖTÜ olan yavaş.
Sosyal sorumluluk, güvenlik, sabır, kendini dizginlemek ve buna benzer argümanlarla bana bağırmaya başlamadan önce bir sonraki sınıflandırma kriteri için bana eşlik edin. Güneşli gündeki sürüşümüze geri dönelim ve HIZLI sürücümüzün hızlı şekilde, her zamanki hızıyla okulların başladığı saatte kalabalık caddedeki sürüşüne bakalım… muhteşem hızını korumak için bir dağ yolunda körlemesine sollama yapmasına... ve bunun gibi… her zaman sürekli hızlı şekilde. Onu İYİ bir motosiklet sürücüsü olarak tanımlar mısınız? Kesinlikle hayır, çünkü bulunduğu durumun FARKINDA değil ve ne olursa olsun RİSK ALGISI bulunmuyor. Şimdi mutabık olabileceğimiz ikinci bir öğemiz olabilir: RİSK ALGISI ile FARKINDALIK birlikte motosiklet sürücüsünün İYİ olmasını sağlarken, bu özelliklere sahip olmayan bir sürücü ise KÖTÜ bir sürücü olarak görünebilir.
Varsaydığımız sürüş devam etsin: motosiklet sürücüsü hızlı, risk algısı ve farkındalığı artmış olsun, fakat siz peşinde sürerken çok sık fren ve gaz kullandığını fark ettiniz. Evet hızlı, evet farkında, ama yine de bu motosiklet sürücüsü gereğinden daha ani ve daha düzensiz tepki veriyor, (farkında olduğu) yol koşullarına sürpriz algısı ile ve son dakika tepkisiyle cevap veriyor. Sürüş dur kalklarla devam ediyor, tepkiler istikrarlı olmuyor, karşıdan gelen bir araç için bazen fren yapıyor, bazen görmezden geliyor. Sürücü motosikletiyle kavga eder gibi ve bu da sizin rahatsız olmanıza sebep oluyor. Sürücü ÖNGÖRÜ ve PLANLAMANIN getirdiği akıcılıktan yoksundur ve bu hiç İYİ değildir. Eğer arkasında yolcusu olsa, kaskları sanki erkek geyiklerin dişinin dikkatini çekmek için yaptığı gibi birbirine çarpacaktır. Mutabık kaldığımız üçüncü öğe? İYİ bir sürücünün ne yapılması gerektiğini öngören bir PLANI olmalıdır. Uyanık bir risk algısıyla içinde bulunduğu durumun farkında olan ama öngörü ve PLANLAMA eksiği olan hızlı bir sürücü KÖTÜ bir sürücüdür (arkasındaki yolcuyu bırakın, sizin bile midenizi rahatsız eder).
Siz arka tarafta acı çekerken, planlama eksikliğinin sürüşe getirdiği başka şeyleri de keşfedebilirsiniz: Arkadaşınızın iki teker üzerindeki fantezisi, virajdan diğer viraja, düz yoldan diğer düz yola yeni çizgiler, yeni konumlanmalar ve yeni etkiler (aksiyon) ve tepkiler (reaksiyon) bulur. Bazen viraj öncesinde, bazen viraj içinde, bazen de viraj sonrasında frenleme yapar… Hiçbir sebep yokken bazen şeridinin solunda gider ve bir başka zaman yolun aşırı derecede sağ (ve kirli) kenarından geçer… Hızlanmadan önce veya gazı açtıktan sonra vitesi yükseltir veya düşürür… bir kaç kelimeyle sürüşü tutarsızdır ve bir sonrakinde ne yapacağını kesinlikle tahmin edemezsiniz. Güvenli bir mesafe bırakırsınız ve tüm bunlardan sonra düşünürsünüz ki ne yazık ki o İYİ bir sürücü değildir. Sürücü hızlıdır, risk algısıyla farkındalık sahibidir, öngörüyle planlama yapar, fakat sürüş planında tutarlı bir SİSTEM uygulamıyordur. Ve “tutarlı sistem” sadece abartılı bir söylemdir çünkü herhangi bir sistem kendi başına zaten tutarlıdır. Yani, burada istediğiniz kelimeyi seçebilirsiniz “tutarlı” ya da “sistematik” ve sonrasında İYİ sürücü tanımında dördüncü öğeyi birlikte belirleyelim. HIZLI, RİSK ALGISI ile FARKINDALIK sahibi, ÖNGÖRÜ ile PLANLAMA ve TUTARLI UYGULAMA yapan (veya eylemlerinde SİSTEMATİK olan).
Sürüş esnasında, bir kahve molası için (ya da bir çay veya herhangi bir doğal sebepten ötürü) duruyorsunuz ve iyi bir arkadaş olarak gözlemlediklerinizden bahsetmiyorsunuz. Ne de olsa sırça köşkte oturan motosiklet sürücüsü komşusuna taş atmamalı…
Arkadaşlarınız, ne kadar iyi oldukları, ne kadar mükemmel olacakları hakkında hikayeler ekleyerek sürüşleri hakkında hava atmaya başlarlar; diğer sürücülerin onun sahip olduğu bilgiye, yeteneklere, zekaya, cesarete ve iyi görünüme sahip olmaması ne kadar da üzücüdür. Her şeyi bilir, her şeyi yapmıştır, her zaman haklıdır. İşte burada muhtemelen üzerinde mutabık kalacağımız beşinci (ve bugünkü son) öğe yatar: İYİ bir motosiklet sürücüsü kibar ve mütevazıdır; daha fazla ÖĞRENMEK için ilk araç olarak ALÇAK GÖNÜLLÜLÜĞÜ zarafetle uygular.