hocam her şeye bu kadar para döküp kilide 50tl vermek nedir? bence daha kaliteli bir alarmlı disk kilidi ve hatırlatma ipi almanız gerekmekteydi. ayrıca mutlaka kaliteli bir zincir ve kilitte alın ve sabit bir yere kilitleyin ki motorunuz sitenin otoparkından çalınmasın.
bir de linklerden bazıları çalışmıyor.
Merhabalar! Üstad, acemilik döneminde düşülüyor. Ben o kadar basit hatalardan düştüm ki inanamazsın. Eğitim alanında ki düşüşüm hariç diğerleri ağır acemi işi düşüşler. İnsanın cesareti kırılıyor gerçekten de. Etraftan insanlar geliyor seni toparlamak için filan. Akıllar veriliyor. Nasıl bu hatayı yaptım diye kendini yiyorsun. Hani Nasrettin hocanın dediği gibi "halimden anlamak için bana damdan düşeni getirin".mertovski11 adlı üyeden alıntı
Acemiyken düşülüyor, önemli olan ekipmanlı olmak ve bu düşüşleri fiziksel zarar görmeyecek şekilde atlatmak.
Trafik konusunda ise kesinlikle endişelenmek de haklısınız. Endişeniz size büyük hatalar yaptırmadığı sürece sorun yok bence. Bu endişenizi iyi bir eğitimle kontrol edebilirsiniz. Honda, Yamaha ve Motta akademi gibi kaliteli eğitimlerin verildiği yerlerde mutlaka ama mutlaka eğitim almanızı tavsiye ederim.
Bu düşüş eğitim için bir vesile olsun.
Sonrasında yine konuşur, durum değerlendirmesi yaparız, üstad. Şimdiden iyi bayramlar!
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:58 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:48 ----------
Yazmayı unutmuşum: Disk kilidini çocukları motordan uzak tutmak için takıyorum. Hatırlatma ipi konusunda ise haklısınız, alınacaklar listesine ekledim. Gerek site de gerekse çalıştığım yerde 7/24 güvenlik ve kameralar var. Site de üstelik kapalı yerde motor. Çalınırsa ancak içeriden birisi çalar.
Tabi hep buralara park edecek değilim, illa ki sokaklara bırakmaķ zorunda kalacağım ama iyi bir alarmlı disk kilidi ve zincir 700 tl civarı yapıyor. Kasko parası yani. Ben kaskomu yaptırdım. Ayrıca bir o kadar daha para verip Abus marka güvenlik ekipmanları mı almalıyım yoksa orta sınıf, yarı fiyatlı ürünler mi almalıyım? Bunu henüz kafamda oturtamadım. Şimdilik acil ilan çocukları motordan uzak tutmak olan olduğu için çok uygun fiyatlı mts alarmlı disk kilidini aldım. Açıkcasi memnunum da üründen. Hassasiyeti gayet iyi.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:01 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:58 ----------
Hocam kısaca göz gezdirdim demişsiniz. Sizden ricam vakit ayırabilirseniz tüm yazdıklarımi okuyup tekrar değerlendirmenizi yazar mısınız?
Eleştiriniz benim için önemli...
Hocam en güvenli sitelerden de çalıyorlar haberiniz olsun, en az 10mm kalınlığında zincir kilitlerden alın bence mutlaka site otoparkında da olsa, dışarıda da olsa lazım olacak. işinizi şansa bırakmayın ayrıca kaskonuz hangi şartlarda hırsızlığı karşılıyor, kapalı alan ve kilitli olması zorunlu mu? incelemeden nasıl olsa kaskom var diyip rahat rahat bırakmayın, maddelerine bakın sonrasında sigorta şirketi illa ki bir açık bulup ödememeye çalışacaktır. mağdur olmayın.
VARAN 11 OHAL GÜNLERİNDE MOTOSİKLET
Bayramdı seyrandı derken uzun bir süre motora binememiştim. Bayram izninden döndükten sonra biraz turlayabildim sadece.
Hafta sonu turlarım diye düşündüm ki malum geçtiğimiz cuma kabus gibi bir darbe teşebbüsü yaşadık.
Ertesi gün kimse sokaklarda değildi. Ben öğleye kadar dayanıp öğleden sonra bir-iki saat turladım.
Bom boştu yollar. Çok rahat bir sürüş oldu. Özellikle Motto Akademi'de öğrendiklerimi pekiştirmeye çalışıyorum.
Kıyafet alımı yaptığım için bedava hakimiyet eğitimi kazanmıştım Motto Akademi'den.
Yeri Kemerburgaz'da bana uzak ama Avrupa yakasında oturanlara tavsiye edeceğim bir mekan. Özellikle ehliyet eğitimi alacaklara şiddetle tavsiye ediyorum. Ulaşımı biraz sıkıntılı ama tam önünde duran bir otobüs hattı var.
Burada öğretilen kontra tekniğini ve trafikte fren kullanarak daha uzun motorun üzerinde kalma ve kalkışta yalpalamadan kalkma tekniklerini epey bir tecrübe ettim.
Duran trafikte artık daha iyiyim. Eski badi badi gitme alışkanlığım azaldı. Neredeyse motor tam durana kadar üzerinde ayak koymadan kalabiliyorum.
Kalkışlarda bazen motor fazla yalpalıyor, bazen de boşluklara iyi geçiş yapamıyorum ama kesinlikle ilk günlere göre bir aşama kaydettim.
Oturuş pozisyonum daha iyi artık, kollarım çok gergindi şimdi daha rahat ve bedenimin üstü çok daha rahat.
Motorun ağırlığına da alışıyorum. Bu havalarda bile rüzgar bu ağırlıkta ki bir motoru çok sallıyor. Daha soğuk ve rüzgarlı havalarda motoru kullanmakla ilgili sıkıntılarım olabilir.
Halen bir yağmurluk alamadım. Şu ana kadar da hiç yağmura yakalanmadım ama gerçekten hiç ıslatmayacak, giymesi, çıkartması kolay bir yağmurluğa ihtiyacım var.
Park ettiğim yerlerde uzun kalacaksam mutlaka brandayı seriyorum.
Örneğin iş yerinde ama benden başka branda kullanan yok.
Bazen branda kullanarak fazla mı titizlik gösteriyorum diye düşünüyorum ama motorum da sıfır.
Ne güneşin, ne de yağmurun eskitmesine mümkün olduğunca izin vermemem lazım.
Yamaha bayisi söz verdiği ön konsol çantasını ve sele brandasını hala vermedi. Bu konuda kızgınım. Bu ülkede bağırıp çağırmadan hakkını alamamak çok acı.
Trafikte araçlar beklerken emniyet şeridinden veya boşluklardan kaçmak çok keyifli ama aynı zamanda tehlikeli de.
Özellikle taksiler çok fazla emniyet şeridi ihlali yapıyorlar. EDS kamerası olan yerler çok rahat oluyor ama. O zaman kimse giremiyor emniyet şeridine.
Havalar iyiyken mümkün olduğunca motora binmek istiyorum ama iş-güç çoğu zaman buna mani oluyor.
Biraz uzun yol yapmak istiyorum sakin bir yolda.
Motor grupları ile tanışıp yol almak istiyorum ve bir aksiyon kamera alıp ben de çekim yapmak istiyorum ama hem zaman, hem tecrübe, hem de ortam sorunum var şu an için. Yine de ağustos ayını daha sosyal bir şekilde geçirmek istiyorum artık.
Geçen depoyu doldurdum 45 tl tuttu. İnsan bir garip oluyor otomobilden sonra. Alışmışız bir depoya 200 tl para vermeye sanki motorun benzini bedava gibi geliyor.
Aynalarla biraz başım dertte. Her seferinde az da olsa dönmüş oluyorlar. Kolum mu çarpıyor park ederken, çocuklar mı oynuyor anlamadım.
Gerçi branda var hep ama hemen hiç bıraktığım gibi olmuyor en az bir tanesi.
Aynalar ayarsız olunca çok rahatsız hissediyorum, bazen giderken düzeltmeye kalkışıyorum ve genelde bunu başaramıyorum. Yolda durup bir daha ayarlamam gerekiyor. Özellikle otoyolda emniyet şeridinde durmak çok güvensiz hissettiriyor. O yüzden aynaları baştan ayarlamaya alıştırmam gerekiyor kendimi.
Montumu en sıcaklarda bile giyiyorum. Kesinlikle hareket halinde iken terletmiyor hatta montsuz üşürüm gibi geliyor. Çünkü çok rüzgar alıyor motor 100 km/h'den sonra.Ootobanda çok yavaş gitmek de riskli o yüzden genelde 80-100 km/h aralığında duruma göre orta veya sağ şeritte gidiyorum.
HGS motorun yan gözünde ama hiç okumuyor. Kaçak geçişlerin düzelip düzelmediğini takip etmem lazım internetten ama unutuyorum. Sadece bir tanesi için sms geldi telefonuma.
Zincir de henüz almadım. Sağa sola sokağa bırakmıyorum pek motoru. Bırakacaksam da genelde kapalı İsparklara giriyorum. Motor park ücretleri çok uygun İspark'ta.
Bir ara yine Hasanpaşa'ya gitmek istiyorum ama bu sefer motorumla. Bir iş çıkışı gidip oradan da Moda veya Caddebostan yapıp gelsem güzel olur.
Havalar güzel ya. Ülkede ki tüm olumsuz ve gergin atmosfere rağmen bu güneşli havalarda motor sürmek acayip iyi geliyor, rahatlıyorum.
Bayram sonrası bir gün cesaretlenip işe motorla gitmeye karar verdim. Düşüşümden sonraki ilk sürüş olacaktı. Motorun başında sigara yakıp yaklaşık 10 dk düşündüm acaba gitmesem mi diyeFakat sonunda marşa bastım ve çıktım yola, ev-iş arası yaklaşık 10-12 km'lik bir yol. Duran trafik harici korktuğum gibi geçmedi yolculuk, kalkışlarda yalpalanma maalesef hala oluyor fakat henüz 100 km'lik bir tecrübem olduğu için normal diye düşünüyorum. Tek sıkıntım kıyafet; kumaş pantolon giymek zorunda olduğum için pantolon değiştirmesi biraz işkence oldu bana o gün. Henüz bir botta alamadım bu arada en kısa zamanda onu tamamlamalıyım tavsiye olursa sevinirim.
Bu arada ehliyet ve başlangıç eğitimini bugünün motto akademisi eski gis akademiden almıştım. Fakat sonrasında 7-8 ay hiç motor üzerine binmediğim için tekrarı şart. Metehan hocayla görüştüm bire bir eğitim için, ayarlamıştık da fakat şehir dışına çıkmam gerektiği için erteledik. En müsait zamanda tekrardan iletişme geçeceğim.
[/COLOR]Ben işe geleceğim zaman dizlik takıyorum kumaş pantolonun üzerine. Daha doğrusu benim iş pantolonlarım Docker's. Klasik kumaş pantolonlardan biraz daha az kırışıyor. Hatta Docker's'ta ütü gerektirmeyen kumaş pantolon tarzı bir model de var. Ben dizlikleri takınca herhangi bir sorun olmuyor. Dizliklerimi çıkartıp işe devam ediyorum.Bayram sonrası bir gün cesaretlenip işe motorla gitmeye karar verdim. Düşüşümden sonraki ilk sürüş olacaktı. Motorun başında sigara yakıp yaklaşık 10 dk düşündüm acaba gitmesem mi diye
Bu arada ehliyet ve başlangıç eğitimini bugünün motto akademisi eski gis akademiden almıştım. Fakat sonrasında 7-8 ay hiç motor üzerine binmediğim için tekrarı şart. Metehan hocayla görüştüm bire bir eğitim için, ayarlamıştık da fakat şehir dışına çıkmam gerektiği için erteledik. En müsait zamanda tekrardan iletişme geçeceğim.
Ayakkabı olarak bir marka tavsiye etmek zor bence. Bakıp, deneyip, ayağına tam oturanı ve rahat ettireni alman lazım bence.
Ben Difi marka almıştım, çok memnunum.
Merhaba ,
Yazınız ve kullandığınız dil çok akıcı ve güzel olmuş . Sizinle beraber yaşadık desem yalan söylemiş olmam .
Çok katkılı ve çok açıklayıcı olduğu için teşekkür ederim . Bende sizler gibi başladığım günler ve çektiklerim benzer şeyler .
Şu an uluslar arası gezilere eşim ile çıkıyorum . Umarım sizde bu hobiniz yada sevdanızı istediğiniz yerlere taşıyabilirsiniz .
Tek bir konuda katkı sağlamak isterim kullanmakta olduğunuz bot yada ayakkabı iyidir belki en iyisidir lakin motosiklet için önemli bir ekipman olan bot konusunda uzun olan modelleri tercih etmenizi önereceğim . Çok sıcak terletecek diyenler olacaktır. Bunun içinde yeni nesil textil türünde goretex olan bir miktar pahalı olan modeller ile sonuca ulaşabilirsiniz .
Bu arada bostancı sahilde beltur buluşmalar için güzel ve güncel bir mekandır . Gideceğiniz gün haber verir iseniz gelmek isteyen bu güzel yazıları yazan kişinin dilinden bir şeyler duymak isteyen olabilir .
Tekeriniz düz bassın , iyi sürüşler ..
Çok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. Bot tavsiyenizi dikkate alacağım.
---------- Mesajlar birleştirildi - 15:18 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:52 ----------
VARAN 12 KEDİDİR KEDİ
Otobana çıktım, D-100'de trafikte kaldım, Şile yolunda kullandım, sahil yolunda gazladım, mahalle aralarında sürdüm...
Ben bu havalarda motora binmeyi çok sevdim.
Çok keyif veriyor, özellikle Şile yolu tarzı tatlı virajlı ve az trafiksiz yollarda. Çok güzel...
Bir acemi olarak en sevmediğim yer D-100 oldu. Sanırım bunda en büyük etken ne zaman D-100'e çıksam
çok trafiğe yakalanmam ve kaçacak yerlerin az olması idi.
Otobanda kamyon, tır çok olduğu için ilk başta orası korkunç geliyordu ama otoban trafik düzeni bana daha rahat geldi.
Tamam tabi ki büyük araçlar tehlikeli ve tabi ki otobanda bir kaza olursa Allah korusun sonucu
kötü olur ama otobanın trafiği daha düzenli. D-100 daha fazla kaos ve tehlikeli geldi bana.
Otobanda 80-100 km/h arası genel de sağ şeritten gidiyorum. Trafik olduğunda ise emniyet şeridine giriyorum.
Emniyet şeridinde EDS olan yerler çok rahat. Arabalar kesinlikle girmiyor.
Belki de yıllardır İstanbul çevre yolunda trafik tecrübem olduğu için otoban rahat geldi bana.
Otobanda kimse arkama girmiyor, mutlaka takip mesafesi bırakıyor ama D-100'de iki defa dibime girenler yüzünden stres oldum.
Acemi olarak otoban başta korkutucu geliyor ama bence 100 km/h'yi geçmeden bile otobanda güvenli sürüş yapılabilinir.
100 km/h hızını, genel olarak motorların otobanda kamyonları hatta tüm araçları geçecek süratte gitmeleri gerektiği gibi bir inanış olduğu için belirtiyorum.
Önemli olan bence hız değil, trafiğin akışını iyi okumak ve doğru şeritte, doğru çizgide gitmek.
Ayna kontrolü şart, aynalar iyi olmasa çok tedirgin olurdum. Bir de sapaklarda son dakika sapağa
girmeye çalışanlara dikkat etmek gerekiyor.
İstanbul dışı plakalarda trafiği doğru okuyamıyor genelde. Onlara da dikkat!
D-100 ise tam bir kaos ortamı olabiliyor bazen. Kimin nereden çıkacağı belli olmuyor.
Sahil yolu güzel ama sağdan soldan çok katılım var. Çok fazla ani yola çıkan araç var ve çok fazla kontrolsüz gazlayan var.
Ayrıca yayalar da cabası.
Şehir içi trafikte en dikkat edilesi tehlike yayalar. Çok ilginç şekilde yayalar motordan kaçmıyorlar.
Kaç defa önüme yaya atladı. Kaç defa ani fren yapmak zorunda kaldım. Tabi ki hızım şehir içine uygun şekilde idi.
Yaya olan yerde kesinlikle hız yapmıyorum zaten.
Bir defa otobanda 125 km/h yaptım, bir defa da boş Şile yolunda.
Onun dışında yol boş olsa bile pek 100 km/h'ü geçmiyorum. Şehir içinde 50 km/h'yi geçmemeye çalışıyorum.
XMAX'in frenleri çok iyi bence. İstediğim yerde, istediğim şekilde durmaya başladım artık. Ani frenlerden söz ediyorum tabi.
Otobanda da fren ile gazı ayarlayarak güzel bir takip sürüşü yapabiliyorum.
Trafikte ki kalkışlarda arka freni kullanarak düz çizgide kalkış yapabiliyorum.
XMAX'in aynaları da iyi. Tabi yola çıkmadan önce ayarlamayı unutmazsam. İyi ayarlanırsa arkaya baya hakim olabiliyorsunuz.
Yine de emin olmadığım dönüş ve şerit değişikliklerinde kafa çeviriyorum, kör noktaları kaçırmamak için.
Geçen yine motorla gezerken, yoruldum bir yere park ettim. Kafeye girdim, motoru göremiyorum ama alarmlı disk kilidini taktım.
Bu arada brandayı da sermişim. Arkadaşlarımın olduğu mahalleye gitmiştim. Muhabbet, şu bu derken epey de bi vakit oldu. Arada motoru gözle de kontrol ediyorum. Sonra muhabbete devam.
Dedim ben gideyim. Motorun başına geldim, yerinde, branda örtülü. Görünürde hiç bir sorun yok ama brandayı bi açtım. Sele rezil durumda.
Böyle sanki yağ akmış. Brandaya bakıyorum hiç bir şey yok. Allah Allah diyorum ya bu ne? Birisi bişey mi dökmüş motora?
Neden sonra fark ettim ki sele de pati izleri var. Kedi veya kediler çıkmış, bi güzel halletmiş benim seleyi. Şaşırdığım kısım branda serili olduğu halde girmesi oldu.
Bundan yıllar önce ilk defa dizel bir araç almıştım, trafikte rampada kaldırırken yarım debriyajla kaldırmıştım epey bir süre. Tabi deli gibi yanık kokusu geldi araçtan. Sağa çektim, millet başına toplandı. Ben de ne ola ki bu diye aracın sağına soluna bakınırken, hiç unutmuyorum amcanın biri gelip "kedidir kedi" demişti. Gayet de ciddi. "Kedi motora girmiştir, ısınmak için. Sen fark etmemişsindir, şimdi de yanmıştır orada" dedi.
O kadar ciddi anlatıyordu ki bunu bir an acaba diye düşünmüştüm. Kediyi mi yaktım yoksa?
Tabi baskı balatayı yakmışım biraz
Ama şimdi kedi beni yaktı. Selenin en ucuna oturarak iş yerine geldim.
Ben şimdi ne yapacam bu lekeyi? Çıkartabilecek miyim? Kedilerin seleleri sevdiğini biliyorum ama brandalı
iken girmez diye düşünmüştüm.
Önce saf alkolle sildim, geçmedi. Sonra elime Fairy geçti. Güzelce köpük yaptım temiz bir kovada.
Süngerle yavaşca sildim. Sonra yıkadım ve bezle kuruladım.
Çok güzel oldu
Bu kedi olayı sonrasında soluğu yine Hasanpaşa'da aldım, üstelik motorumla gittim. Sele brandası aldım. Sokaklara bıraktığımda sele brandasını sereceğim.
Gitmişken bir de 10 mm, 2 metre koruma zinciri aldım. Onu da attım top case'e.
XMAX'in gözünü seveyim. O kadar şey alıyor ki! Ayrıca mutlaka top case al diyen arkadaşlara da selam olsun.
Gerçekten hayat kurtarıyor.
Motomax'da DUNE marka Gorotex kışlık montta kampanya vardı. Montu beğendim gibi ama maddi durumum sıkışık biraz.
Biraz rahatlayayım almayı düşünüyorum.
evet sadece ilk mesajı okudum, uzun yazı okumayı sevmiyorum ama motosikletçi teşkilata yeni birisi daha katıldı ve bu hoşuma gitti :D
ben 18.03.2016 tarihinde ilk vitesli motorumu aldım ve şu anda kullanmaktayım. 150cc bir makine. ney? kurs mu? kursla ne işiniz var? kursalara vereceğiniz paranın 4 te birini işsiz ve motosikleti olan gençlere vereydiniz size iyi tecrübe kazandırırlardı. mesela koruma demirlerini takıp benim motorla talim yapardık hem öyle fazla paraya da gerek yok.
ben 2016 dan önce aldığım için direk A sınıfı aldım ehliyeti ve kurs murs hikaye. kendi ısrarım üzerine 2000 model asya marka mobilet gibi dandik bir şeyi 15 dakika sürdürdü motosiklet tamircisi bana sadece.
motoru düzgün kaldırmayı öğrenmek için bence bir kere stop ettirkesin gaz vermeden ki debriyajı bırakırken motor tepkimesini kavrayabilesin. sonrasında stop etmemesi için debriyajı yavaş bırakıp hafiften gaz vermeye geçebilirsin. motor harekete geçtiğinde debriyajı hemen bırakırsan büyük ihtimal şaha kalkar gibi olur çok az ama devam eder yine.
tecrübe için ise kendine yol beğeneceksiniz ve sürekli oralarda talim yapacaksınız. 18.03.2016 da motorumu aldığım gibi D-100 yani E-5 yoluna girdim ve yaklaşık 20 km küsür yol gittim. benim için zor oldu biraz ama çok şükür kaza olmadı.
trafikte büyük sorunlardan biride takip mesafesi, genelde motosikletler durmakta zorlanır. en azından arabalar gibi kısa mesafede yavaşlayamazlar. siz öndeki arabaya zor durumlarda çarpmamak için mesafe koyarsınız ama bizim kendini akıllı sanan insanlarımız lap diye dalarlar önüne ve birde frene basarlar, bu durumda öndeki arabaya çarpmanız lazım.
arabanın aksine kornanızı aktif olarak kullanın, rahatsız olurlar diye endişelenmeyin verin kornayı.
edit: hayırlı olsun, kazasız belasız sürüşler.
Merhaba,
Bütün yazılarınızı bir solukta okudum,çok hoşuma gitti ve aynı zamandada çok yararlı oldu.Bende henüz 17 yaşında motor deneyimine yeni başlayacak biri olarak sizin yolunuzdan ilerlemeyi düşünüyorum.İlk olarak honda eğitim merkezinde eğitim daha sonra biraz pratikle ehliyet sınavına girmeyi düşünüyorum.
Bunları başarılı bir şekilde gerçekleştirirsem Pcx alıp yeteri kadar trafik tecrübesi edinip,125cc bir racer kullanmak istiyorum.
Benim gibi bu işe yeni başlayacak kişileri bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim
bende vitesli motora başlayalı 4 ay oldu ve şimdi yetmiyor. aslında ilk ay yeterince alıştım ve 3 ayı geçti yakınıyorum. başlangıç için 250cc racing alabilirsin. ben alıştım iyice, şimdi asıl sıkıntılar baş gösterdi. motor devir sonda iken 115 km hız yapıyor ve uzun süre devir sonda kullanmayacağım için 100 ile uzun yol bitmez. keşke sabredip 250cc alsaydım diyorum. bak bunlarda bir tecrübe. kullanma tarzına göre değişir ama genel olarak 150cc güç olarak çok zayıf.
Çok teşekkür ederim.Motorcu adam uzun yazmaz, uzun gezer
Pcx tercihi bence doğru. Biraz sabredip iyice trafiğe alışana kadar Pcx ile idare edin. Sonra bütçenizi ayarlayıp daha yüksek cc'li bir motor alırsınız.
Ama önce ekipmanınızı tamamlayın. Ekipmanı zaten yeni alacağınız motorda da kullanacağınız için bütçenize göre en iyi ekipmanı alın derim.
VARAN 13 TEHLİKE ÇANLARI KİMİN İÇİN ÇALIYOR
Nihayet 1000 km rodaj sürem doldu. Dediğim gibi rodajda öyle aman aman dikkat edemedim ama yine de bu sürenin bitmesi psikolojik olarak beni rahatlattı.
Bakım için Maltepe'deki Tuna'ya gittim. Hafta içi gittiğim için çok fazla beklemedim.
Yeni yağı konuldu, bakımları yapıldı, 90 tl verdim çıktım.
Sonrasında yine fırsat buldukça epey sürdüm. İş yerinde ki iki arkadaşla birlikte hafta sonu Riva, Poyraz gezisi yaptık.
Onlarda 500 ve 750'lik vardı. H.sonu olduğu için yollar biraz kalabalıktı ama rahatlıkla arkadaşlara ayak uydurdum.
Fermuar düzeni grup sürüşünü pek yapamadık yoğunluktan dolayı. Trafikte benim motor çok daha iyi aralara giriyordu.
Artık yavaş yavaş aralara girmeye başladım. Trafiğin sağında ki ve solunda ki dar boşluktan gidebiliyorum artık.
Arka frenle dengeli ve sabit bir şekilde sürebiliyorum ama önüme ani atlayanlar olduğunda panik frenim biraz fazla panik hala.
2-3 defa çok sağlam trafikte kaldım. Sağdan soldan geçerek kurtardım kendimi.
Otobanda filtreleme yapabiliyorum artık. Aynaları daha iyi kullanıyorum ama emin olmadan da şerit değiştirmiyorum.
Şüphem varsa kafamı çevirip geçiyorum.
Emniyet şeridinde daha hızlı gitmeye başladım. Geçen ani bir şekilde önüme polis aracı atladı.
Korna ve ani fren yaptım, arka teker kaydı, frenleri bırakıp bariyerle araç arasında ki boşluktan kaçabildim.
Bazen Kadıköy'e gidiyorum, motorcuların oraya. Allahım o sıkışık trafikte basıp gitmek ne büyük bir zevk yahu.
Geçen arabam ile bir yerlere gidiyorum, trafik var. Ah ulan diyorum şimdi motorum olacaktı ki altımda.
Tabi tecrübem ve becerilerim arttıkça risk alıyorum maalesef. Ya ben neymişim diyeceğim o tehlikeli döneme doğru gidiyorum.
Çok şükür öyle aman aman ciddi bir tehlike atlatmadım ama hızlandıkça, aralardan kaçtıkça, emniyet şeridinden geçtikçe,
filtreleme yaptıkça tehlike ve kaza riski haliyle artıyor.
Yanlış yaptığım ya da tehlikeli olabileceğini yaptığım bir hareketten sonra nerede yanlış yaptım, aslında öyle değil de şu
şekilde hareket etmem gerekirdi diye kendi kendime ders veriyorum.
İş yerinde motorun başında iken millet toplandı, herkes bişeyler soruyor. Park ettiğim yere kötü girmişim, bir kısmı çimenlere gelmiş motorun.
Artistlik yapacağım diye motorun üstüne atladım, sol ayağımla ayaklığı şak diye kapattım, sağ ayağımla basıp motoru tutacakken,
geceden çiğ yağmış çimenin üzerine, ayağım bi kaydı. Motorla beraber yerde buldum kendimi. Karizma filan kalmadı.
Üstelik bunu eğitimlerde anlatmışlardı da ben de dalga geçmiştim içimden. Yok bastığımız yere dikkat edecekmişiz de yok yağ olabilirmiş yok çukur olabilirmiş, düşebilirmişiz filan... İçimden "ne saçmalıyor bu ya, laf olsun diye mi konuşuyor" diyordum ki ama aynısını yaşadım.
Yine geçen gün mahalle arasına park edeceğim. Büyük bir hata yaptım, parkı planlamadan yokuş aşağı bıraktım motoru ki
motorda durmadı zaten kayıyor. Ayağı açtım, zar zor durdurdum. 10 cm önümde araç var. Motoru çevirmem lazım ama nasıl?
Etrafta çocuklar vardı, çağırdım onları. Dedim yardım edin şunu ittirelim. Hep beraber ittirdik yokuş yukarı, manevra yapabileceğim
anda motoru çalıştırıp çevirdim. Bu da güzel bir ders oldu.
Eğitimlerde hep anlatılan bir şeydi: Her zaman park durumunu önceden planlamak gerekiyor.
Motor sürmek zaten her şeyi önceden planlamak üzerine kurulu.
Eskiden motora binmeden önce biraz gergin olurdum. Yavaş yavaş o gerginliğin azalıyor, yerine temkine bırakıyor.
Umarım tecrübem arttıkça temkini de elden bırakmam. Gerginlik oturuş pozisyonunuzu çok olumsuz etkiliyor,
o nedenle kesinlikle gergin olmamak lazım ama temkin her zaman gerekli.
Kışlık mont almak için epey bir piyasa araştırması yaptım.
Revit Outdoor ile Dane Gorotex arasında kaldım. Bu konuda forumdan destek almayı düşünüyorum.
10 mm, 2 metre zincir aldım. Sokağa bıraktığım durumlarda, motor gözümün önünde değilse mutlaka
disk kilidini ve zincir kilidini kullanıyorum.
Sele brandası aldım ve üzerine takılı şekilde kullanıyorum, çok da memnunum.
Su geçirmez bir mont alırsam yağmurluk almayacağım sanırım.
Motoru üç defa kendim yıkadım. Araba yıkamayı hiç sevmem ama motor yıkamak zevkli. Çok da zaman almıyor.
VARAN 14 YENİ EKİPMANLAR
Bu ekipman işi en az motor kullanmak kadar zevkli. Ekipman sevmeyen insanları anlamakta güçlük çekiyorum. İşin maddi boyutunu takibi anlayabiliyorum ama kask, mont takmak istemeyenleri cidden anlayamıyorum.
Çok zevkli bir şey ekipmanları takip edip yeni bir şeyler almak ve onları kullanmak.
Kendime bir çok yeni ekipman aldım. Kullandığım kadarı ile de yorumlarımı yazacağım ki başka arkadaşlarda faydalansınlar:
YEDEK KASK: Marushin 999RS aldım. Tamamı ile hafifliğinden dolayı bu kaskı tercih ettim. Hafiflik olarak gerçekten çok iyi bir kask.
Konfor olarak havalandırması Nitro'dan daha iyi, buğu yapmayan ve çizilmeyen vizör var. Ses olarak da daha iyi gibi ama düşündüğüm kadar da sessiz değil. Fakat hafifliği herşeye değer. Sanki kafamda yokmuş gibi. İnanılmaz rahat kafamı hareket ettiriyorum.
http://www.marushinturkiye.com/marus...pali-kask.html
KIŞLIK MONT: Goretex'li DANE marka kışlık mont aldım. İki tane içliği var. Tam kışlık olan çıkartılabiliniyor. Sağdan soldan fermuar açınca sonbaharlık ve baharlık oluyor. Kışlık içliği takınca tam kışlık. Önü kısa, arkası uzun modellerden. İkili fermuar sistemi var. Montun arkasını alttan çıt çıtlayabiliyorsun. Bu sayede arka kısmı havalanmıyor. Ön yaka kapama yeri çırtlı değil mıknatıslı.
Bu montu seçmemdeki ana etken 1000 tl bandından Goretex'Li ve kaliteli bir ürün oluşu idi. Dainess ve Rev'it'de beğendiğim Goretex'li montların fiyatları 1800 TL'den başlıyordu. Sadece deneme amaçlı bir defa giydim. Yağmur geçirmezse soğuklarda gerçekten de rahat edeceğim sanırım.
http://www.motomaxonlineshop.com/dan...-ceket-pmu2171
Ürün tam olarak bu değil ama benzeri.
KIŞLIK ELDİVEN: Su ve rüzgar geçirmez DİFİ marka uzun boy bir eldiven aldım. Daha hiç denemedim.
http://www.motomaxonlineshop.com/dif...eldiven-pmu655
BELLİK: 4riders'ın uygun fiyatlı ama güzel korumalı bir belliğini aldım. Böbrekleri gerçekten de sıcak tutuyor. Bazen akşamları sıkıntı yaşıyordum. Bu ürünü aldıktan sonra gayet iyiyim. Takması ve çıkarması çok kolay.
http://www.motomaxonlineshop.com/4ri...koruma-pmu1726
ZİNCİR KİLİT: Secura marka, 9,5 mm, 2 metrelik. Takması ve çıkarması kolay.
http://www.motomaxonlineshop.com/sec...-200cm-pmu2987
Win16, Varan 14 dahil tüm yazdıklarınızı büyük bir beğeni ile okudum. Öncelikle yazılarınızdaki üslubunuzu, dil bilgisi kurallarına uymanızı çok beğendiğimi ifade edeyim.
Ayrıca, buraya kadar bütün yazılanları da okudum. Hemen her açılan konuda olduğu gibi sizin yazdıklarınızı sulandıranlar, yazma sebebinizin ne olduğunu bilmeden yada anlamadan ortadan dalanlar, okuma alışkanlığı olmadığı için uzun yazmanızı eleştirenler vs. olmuş. Haddim olmadan, zamanınız olduğunda bu kişilerin profiline önce bir girip ciddiye alıp almamaya öyle karar vermenizi önereceğim.
Bunun dışında, yaptığınız doğru ve yanlışlarla ilgili tespitleriniz, hissettikleriniz ve tecrübe aktarımlarınız adeta bir günlük tadında okunuyor. Harika gidiyorsunuz. Tebrik ederim.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
