Bir solukta okudum yazdıklarınızı. Güzel anı, tecrübe ve yazılar. Herşey gönlünüzce olsun.
Decathlonda polar boyunluk var kalın ve gayet sıcak tutuyor. Oneririm. Vall a beb motorla daha 600 kmdeyim ama sizin gibi telaş yapmadım hic. Ehliyetsiz sordum ekipmansiz (kask var tabiki) surdum kaza yaptım bilegimi kirdim falan ama akillaniyorsunuz zamanla ve cesaret kazaniyorsunuz
dostum tek kelimeyle tebrik ederim soluksuz okudum...hemen hemen aynı zamanlarda başlamışız bende xmax aldım gerçekten çok memnunum..bu aralar 6000 km lere geldim, dediğin gibi bir özgüven gelmeye başladı.Böyle olunca da ister istemez biraz hız biraz aralara girmeler falan başladı.işin garibi bunu hissediyorum ama o heyecan insanın hoşuna da gitmiyor değilkazasız sürüşler..
Hocam merhaba,
Yazınızda kendimi gördüm açıkçası. Ben de xcity ile başlamıştım. Şuan Keyfini Süren Adam kanalında motovlog çekiyorum.
Sizin gibi tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum. Bu hafta sonu kışlık ekipman konusunda yeni videolar ekleyeceğim.
İzleyip takip ederseniz sevinirim. Yaş 36 bu arada
http://www.motosiklet.net/forum/moto...avsiyeler.html
VARAN 16 YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ
Bu sefer kısa bir yazı olacak.
Motorumla 5000 km'ye yaklaştım. Hafta içi hemen her gün işe gidip geliyorum.
Yağmurlu havalar da buna dahil.
Hava güzel olunca akşamları iş çıkışında veya h.sonu ya tek başına ya da genelde iş yerinden
motorcu arkadaşlarla Bostancı sahiline gidiyoruz. Bazen orası bazen burası takılıyoruz.
Sahil yolunu seviyorum.
Şu sıralar ben motordan zevk aldıkça birilerine batıyor gibi hissediyorum.
Etrafımdakilerden duymaktan bıktığım konuşmalar, sözler:
İlk sırada motora yazın binilir kafasında olanlar var:
"Yaz bitti motoru kaldırırsın artık"
"Ya sen hala motorla mı gelip gidiyorsun?"
"Bu havada motora binilir mi?"
"Yağmur yağınca ıslanıp bozulmasın bu"
Bunlara genelde teknik açıklama yapıyorum.
Kışlık ekipman nedir, balaklava ne işe yarar, motor yağmurda neden bozulmaz filan işte.
Sonra kaza haberleri verenler var:
"Geçen birisi bariyerlere çarpmış, boynu kırılmış, oracıkta ölmüş"
"Duydun mu genç öğretmen motorcu kız nasıl ölmüş"
"Motorcu arabanın altında kalmış"
Bunlar en çok canımı sıkanlar. Tam motora biniyorum adam bana kaza haberi yetiştiriyor.
Kaza yapmamı bekleyen akbaba gibi hepsi.
Bi kaza yapsam arkamdan şunları duyacağıma çok eminim:
"Bu yaşta motor sevdası olursa olacağı bu"
"Biz dedik, bu havada binme dedik"
"Motor akıllı işi değil bak n'oldu"
Böyle beylik laflar işte...
Bir de çekemeyenler var. Ciddi ciddi çekemiyorlar. Şaka gibi ama ölüyor hasetinden.
Ama bişey de demiyor. Vücut dili ile bakışları ile haset ediyor sadece.
En fenası bunlar sanırım.
Her gün kurşun döktürsem bunların nazarından korunamam.
Allah hepimize kazasız belasız sürüşler versin.
Rabbim yağmur, çamurda özellikle benim gibi acemilerin yardımcısı olsun.
(AMİN)
Daha önce de yazdığım gibi zevkle okuduğum, kendimi bulduğum bir yazı daha olmuş 'VARAN 16'. Bende 08/10/2016 tarihinde motorumu aldım. Sakin sakin işe gidip geliyorum. Eşime sürpriz bir kask hediye aldım. Pembe, kelebekli falan
Teşekkürler arkadaşlar.pitho adlı üyeden alıntı
Daha önce de yazdığım gibi zevkle okuduğum, kendimi bulduğum bir yazı daha olmuş 'VARAN 16'. Bende 08/10/2016 tarihinde motorumu aldım. Sakin sakin işe gidip geliyorum. Eşime sürpriz bir kask hediye aldım. Pembe, kelebekli falan
Teşekkürler!
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:23 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:18 ----------
Teşekkür ederim ama maalesef konuşma dilim yazı dilim kadar akıcı değil. Yine de moto vlog yapmak istiyorum. Gezdiğim güzel yerleri paylaşıp az konuşma, yazı ile destekli bir şeyler var kafamda. hayırlısı bakalım.
VARAN 17 MOTOR NEYDİ?
Motor sevgiydi, motor emekti, motor yolda kalmaktı.
Bu da oldu sonunda. O kadar dillendire dillendire yolda kalmayı başardım.
Hava çok güzeldi, pastırma yazı vardı adeta. Şimdi değilse ne zaman deyip atladım motora.
Şöyle trafikten kaçayım ben; biraz viraj yapayım diye vurdum kendimi ıssız yollara. Uzaklaştım şehir merkezinden iyice.
Fakat o da ne! Bir gariplik var. Hemen indim motordan. Arka lastik havası inmiş epey.
Dikkatlice bir baktım ki vida girmiş. Sorun değil lastik tamir köpüğüm var benim.
Nerede bu köpük??
Ah be kafa. Köpük aldık, arabanın bagajında unuttuk.
Geçen lazım olur diye arabaya bırakmıştım.
Demek ki neymiş, herkesin kiti kendine! Arabaya ayrı köpük, motora ayrı köpük ve tamir kiti lazımmış.
Bunu çok acı tecrübe ettim de şimdi ne yapacağım?
Yavaş yavaş ilk oto lastikçiye kadar gittim.
Bir Zamanlar Anadolu'da filmini izleyenler varsa lastikçinin mekanı, tipi aynı o filmde ki maktul gibi.
Ağızda bi sigara. Nereden geldi şimdi bu der gibi suratıma bakıyor.
Dedim hava bas, motor tamircisine gideyim ben.
Hava bastıkça daha çok kaçırıyor lastik.
Dedi, ben buna bi fitil atayım.
At, dedim. Denize düşen oto lastikçisine sarılır.
Attı bi fitil ama yine başka bir yerden kaçak var.
Fakat bu defa az bi kaçak.
Zaman geçirmeden bindim motora, lastiğin havası tam inmeden sora sora bir motor tamircisi buldum.
Oh be iyi kurtardık, dedim.
Adam söktü, bir baktık ki yanda da küçük bir yırtık var.
E var mı elinde benim lastikten, diye sordum. Ne gezer.
Ne yapacağım diye düşünürken; abi benim lastikçi bunu onarır, merak etme sen dedi.
Hakkatten de onardı. Hiç bişey olmaz abi, merak etme sen ama ilk fırsatta değiştirirsin, dedi.
Değiştireceğiz tabi. Düştük yola. Hava da kararmak üzere. Hooop kocaman bir çukura düştüm.
Aha dedim gitti lastik. Eğitimde de hep söylediler. Arabaları tam ortadan takip etmeyin, çukur olursa kaçamazsınız, dediler.
Aynen öyle oldu.
Motoru çektim kenara. baktım bişey yok. Devam.
Neden sonra arka lastik yine yalpalamaya başladı.
Hadi beeee!
Lastik öyle bir yarılmış ki.
Kaldık mal gibi karanlıkta yolun ortasında. Zar zor geçtim en sağa. Öyle kötü bir yolda kaldım ki!
Ne yapacağım şimdi.
Çok pis bir şeymiş yahu motorla yolda kalmak. Motor öyle yük oluyor ki sana, öyle ağırlaşıyor ki.
Ya n'oldu wind efendi, fıtı fıtı gezerken iyiydi.
Kaskoyu mu arasam, arkadaşları mı arasam ne yapsam diye düşünürken bi kamyonet yaklaştı yavaşca.
Yolda mı kaldın, dedi. Evet dedim. Ya benim bir motor tamircisi tanıdığım var ama motoru kamyona nasıl atacağız, dedi?
Dedim o kolay.
Yoldan gelen geçen başka bir aracı durdurmaya çalışıyorum ki 4 kişi atalım motoru kamyonete.
Yok abi, kimse durmuyor. kamyonet bulduk, motoru yukarı atacak adam bulamıyoruz.
O sırada iki motorcu geçiyordu. Zar zor durdurdum. Dedim gençler, şuna bir el atalım.
Attık motoru kamyonete. Islak, aksesuarlı filan 200 kilo hayvan.
Adam arkadaşını arıyor. Gittik, ara mahalle bir yerlerden. Hava kararmış. Bir taraftan da korkuyorum.
Bindik bir alamete durumu var.
Neyse tamirci çocukta geldi. Üçümüz indirdik.
Çocuk dedi, abi bu saatte bir şey yapamayız ama yarın ilk iş lastik siparişi veririz ve değiştiririz.
Ama bu geceyi en azından kapalı bir yerde geçirir.
Şehir merkezinden uzağız. Yapacak bir şey yok.
Tamam dedim. Telefonlarını aldım.
Kamyonet sahibinin zar zor bir şeyler sıkıştırdım cebine. Adam çıktı valla. Para da almıyor.
Neyse ertesi gün ben çektim siparişi, gönderdim tamircinin adresine lastiği kargo ile.
Sağolsun o da çok uzatmadan taktı lastiği.
Birkaç gün sonra servise gittim, bi daha kontrol ettirdim.
Şimdilik sıkıntı yok çok şükür.
Ama ilk yolda kalışım ve o his korkuttu açıkçası.
Uzun yolculuklarda ciddi önlem alınması gerektiğini fark ettim.
Ve tabi ki lastik tamir kiti ile köpüğü mutlaka yanımda taşımam gerektiğini...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
