Allahım sana geliyorum
Keyifle okuyorum, henüz "Ohal günlerinde motosiklet" kısmına yeni geldim. Ay sonu direksiyon sınavına girecek ve birkaç aya da motosiklet almayı planlayan biriyim. Benzer aşamalar ve kafadaki benzer soru işaretleri genelde
Tekeriniz düz bassın.
Bu güzel yazı serisi için teşekkürler, emeğinize sağlık. İlk yazıya ufak bir not düşmek istiyorum. Yanlış anlamadıysam önceden motor ehliyeti yoksa direkt A sınıfı alınamıyor demişsiniz ancak burada 24 yaş sınırı var. 24 yaşından büyük olanlar direkt A sınıfı alabiliyorlar. 24 yaşından küçük olanlar en az 2 yıl A2 tecrübesi varsa A sınıfı alabiliyorlar. Ben 45 yaşındayım bu sene direkt A sınıfı aldım. Yazılarınızın devamını beklemekteyim.
Aynen söylediğiniz gibi. Ben o yazıyı düzelmeyi unutmuşum.
Teşekkürler güzel dilekleriniz için.
Kazasız belasız sürüşler..
VARAN 15 SONBAHAR
Onur Saylak'ın oynadığı Sonbahar isimli bir film vardı. Enfes sahneleri,
görselliklerinin yanı sıra harika bir konusu vardı, aşk vardı, tutku vardı ve çarpıcı son vardı.
Gerçi sonra gitti bu Tuba Büyüküstün ile evlendi. Kıl oldum ama Sonbahar filmi güzeldi.
İşte geldi sonbahar. Özellikle 21 Eylül itibari ile İstanbul'da hava döndü, yaz gitti.
İlk üşüyen yer ellerim oldu, kışlık eldivene geçtim ama o da çok kalın geldi, özellikle
gaz kolu kullanımım hassaslığını yitiriyor bu eldivenle.
Fakat soğuğu kesinlikle kesti.
Sonra boynum rüzgar alıyordu, şimdilik pamuklu bir balaklava ile işimi gördüm.
Daha kalın bişey almadım çünkü o zaman gözlüğümü takamam.
Buğulu günler başladı. Maalesef buğu yapmaz diye aldığım Marushin rs999 kaskım buğu yapıyor.
Özellikle ilk binişte. Çok hafif vizörü açıyorum buğu hemen gidiyor ama o arada bana rüzgar geliyor.
Gözlükler de buğu yapıyor. Bu nedenle lens kullanmayı düşünüyorum.
Yağmurda motor sürmeye başladım. Gorotex montum içeri su almıyor. Bu çok hoşuma gitti.
Bir de yağmur geçirmez pantolon alabilirsem benden keyiflisi yok.
Montum rüzgar almıyor, üşütmüyor ama inip, binerken motorla fazla uğraşırsam terliyorum hemen.
Yanıma yedek atlet taşımaya başladım. Decatlon'dan aldığım küçük bir çantam var. Ona atıyorum yedek iç çamaşırı, t-shirt filan.
D-100'ü hiç sevmiyorum. Geçen yine girmek zorunda kaldım, canımı çıkardı.
En solda ki araçlarla bariyer arasından gittim trafik olunca.
Fazla riskli biliyorum ama trafikle birlikte durmak istemiyorum.
Motor için dur-kalk gerçekten de ölüm. Üstelik Xmax gibi ağır bir motorla hiç çekilmiyor.
O yüzden hep gitmek istiyorsun.
İşe hala motorla gidip geliyorum. Çok soğuk havalar hariç aralık ayına kadar motorla giderim gibi geliyor.
Geçen hafta sonu Şile'ye gittim. Deniz ve yol mükemmeldi. Deniz sezonunu güzel kapattım.
Trafikte gazlamaya, aralara daha çok girmeye, daha çok risk almaya başladım.
1000 km rodaj ile birlikte 3500 km'ye dayandım.
Motorun da 3000 bakımı yaklaştı. Çok hızlı geldi, bu biraz can sıkıcı.
Alt kıyafet ne kadar sıkı olursa o kadar az üşüyorsun.
Kapkaranlık bir yolda dolunay da yolculuk yaptım. hava çok güzeldi.
Havayı, özgürlüğü, rüzgarı, yağmuru, yolu, manzarayı iliklerine kadar hissediyorsun.
Ama keşke havalar biraz daha sıcak gitse.
Aşırı hız ve dikkatsizlik motorcunun en büyük düşmanıdır.
---------- Mesajlar birleştirildi - 12:45 ---------- bir önceki mesaj zamanı 12:44 ----------
[/COLOR]Farkındayım dostum. Ama bunu nasıl engelleyebilirim şu an için bilemiyorum. Sadece Motto akademiden yol eğitimi aldım ve bir gün daha alacağım.
Motivasyonumu ve algımı açar diye ümit ediyorum.
Güzel bi yazı dizisi .Tebrikler .
Sonu Sabahattin Ali hikayeleri gibi olmaz umarım .
94 yılından beri motor kullanıyorum.Bir kere dahi sol şeridin solunda araç kullanmadım. Hele ki duran trafikte.
Tavsiyem :Görünmez olduğunuzu unutmayın ...
Hocam motor ile trafikte kaldığınızda aralara girmiyor musunuz? Emniyet şeridini kullanmıyor musunuz hiç? Araç gibi trafikte dur kalk mı yapıyorsunuz?
D-100 cidden cins bir yol. Araç aralarından geçmek riskli, sağdan gitmek en risklisi çünkü çok katılım oluyor. Trafik durduğunda tüm riskine rağmen sol taraf daha mantıklı geldi. Daha öncede görüyordum gerçi motorcuları, ne yapıyor bu manyaklar diyordum, aynı duruma düştüm
Araçla - sol bariyer arasında ki kısımda düzgün bir şekilde gidebildim. O dar alanda sürüşle ilgili risk yaşamadım. Hiç bir araç sürücüsü de beni sıkıştırmadı. Trafik biraz aktığında daha rahattım çünkü kapı açılma riski yoktu ama trafik durduğunda cidden çok riskli. Hızımı iyice düşürüp, arka frenle gitmeye başladım. Arada korna çalarak gidiyordum. Zümrütevler'den, Küçükyalı'ya kadar olan kısmı bu şekilde gittim. Araç trafiği dur-kalk şeklinde idi. Arkamda 3 veya 4 motorcu daha vardı. Bir ara onlara yol bile verdim. Bir tanesi baya bi hızlı gidiyordu.
Kesinlikle çok riskli ama dediğim gibi motorla dur-kalk yapmak hiç ama hiç istemiyorum. Öyle arada durmak tamam ama devamlı dur-kalk tam bir işkence.
zevkle okudum, kalemine sağlık umarım devam edersin yazmaya
hocam ellerine sağlık, çok aydınlatıcı bir konu açmışsın. Ben de sizinle hemen hemen aynı durumdayım, bu pazar günü direksiyon sınavım var. İnşallah ben de sizin gibi ehliyetimi alıp ilk motoruma kavuşmak istiyorum ehliyetimi aldıktan sonra. Yalnız bi sorum olacak, sınav esnasında ufak tefek hatalarınız oldu mu trafikte sizi takip eden aracı kaybetmekten başka ? Benim tek korkum trafikteki dur-kalklar, çünkü henüz çok yeniyim debriyaj-vites konusunda.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine...
Merhabalar.
Parkur kısmında hiç hatam olmadı. Zaten o kısımda hatanın telafisi yok. Trafikte fazla dur-kalk yapmadım. Arkamda ki aracı kaybetmek haricinde de bir hata yapmadım. Sinyallere dikkat edip, yavaş yavaş giderseniz trafikten kalmazsınız. Dur kalkta motoru stop ettirseniz bile çaktırmayın, hiç bir şey olmamış gibi devam edin. Sınavda görevli hocaların büyük çoğunluğu motor kullanmayı bilmiyor zaten. Benim sınavımda bir kadın bir erkek vardı, ikisi de bilmiyordu.
Bu konuyu geç okuduğum için şanslı olduğumu düşünüyorum. Yazdıklarınızı bir çırpıda okudum. Ender bulunan konulardan bir tanesi elinize sağlık.
Gerçekten güzel bir konu olmuş. Merakla takip ediyorum. İnşallah bir aceminin günlüğünü bitirdikten sonra "bir ustanın tecrübeleri" şeklinde başlık açacak kadar uzun yıllar binersiniz motora.
Saygılar
sürekli d-100 de kullanıyorsunuz sanırım, en azından bir sis farı vs takın ki sizi rahat görsünler.
Aşırı hız ve dikkatsizlik motorcunun en büyük düşmanıdır.
Bölüm 15'te bir çırpıda bitti. Ne yapalım, 16'yı bekliyecegiz mecburen.
Naçizane bir iki önerim var, balaklava ilerleyen zamanlarda soğuğa karşı yetersiz kalabilir. Neopren'den imal edilmiş yüz maskelerini önereceğim. Uzun tip alirsaniz goğüs kısmnınızı da koruma altina alırdınız. Kışlık montunuzun terletmesini dert etmeyin. Havalar soğudukça "iyi ki aldım" diyeceksiniz.
Eldivene gelince, eğer hala alısamadıysaniz, kaliteli bir modeli deneyin ve alın derim. Şimdiki de yedek olur artık.
Son olarak, soldan yada sağdan hangi şeritten yada emniyet şeridinden giderseniz gidin, özellikle yağmurlu havalarda beyaz serit çizgileri üzerinde iken fren yapmamaya özen gösterin. Kolay gelsin.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)