Honda NC750S DCT Test Ettim
-
tommygun adlı üyeden alıntı
Dct motor kullanmakta olup "artık yola çok daha fazla odaklanabiliyorum" diyen adam bence otomatik vites arabada sağ ayağıyla gaz, sol ayağıyla fren kullanmaya çalışan kadınlarla aynı tabiata sahiptir. Düz vites motor kullanımı bir insana nasıl zor gelebilir ki?
ortalama her insana zor gelir abi. ben bunu öğrenmeliyim diyen insana da bir müddet çalışıp öğrendikten sonra kolay gelir muhtemelen. ben bunu öğrenmeliyim demeyenler için de (öğrenmek zorunda değilsem mesela) dct harika bir seçenek.
bunu derken de üç günde bir forumda açılan "vites geçmiyor abi", "boşu bulamıyorum abi", "vites değiştirirken şu oluyor abi", "şunu yaparken böyle yapmazsan öyle olur tabii abi" benzeri başlıkları görmezden geliyoruz tabii.
Reklamlar
-
freasy adlı üyeden alıntı
ortalama her insana zor gelir abi. ben bunu öğrenmeliyim diyen insana da bir müddet çalışıp öğrendikten sonra kolay gelir muhtemelen. ben bunu öğrenmeliyim demeyenler için de (öğrenmek zorunda değilsem mesela) dct harika bir seçenek.
bunu derken de üç günde bir forumda açılan "vites geçmiyor abi", "boşu bulamıyorum abi", "vites değiştirirken şu oluyor abi", "şunu yaparken böyle yapmazsan öyle olur tabii abi" benzeri başlıkları görmezden geliyoruz tabii.
Boşu bulamamak zaten ayrı bir kazmalık. Sürekli vites göstergesine bakmak da çok tasvip edilen bir şey değil.
-
tommygun adlı üyeden alıntı
Dct motor kullanmakta olup "artık yola çok daha fazla odaklanabiliyorum" diyen adam bence otomatik vites arabada sağ ayağıyla gaz, sol ayağıyla fren kullanmaya çalışan kadınlarla aynı tabiata sahiptir. Düz vites motor kullanımı bir insana nasıl zor gelebilir ki?
Sevgili Tommy ,
Bence pesin hükümlü davranmamalisin. DCT yi uzaktan yorumlamak , hele hele otomobillerdeki otomatik vites ile benzestirmek gercekleri kacirmak demektir. Eski tork konvertörlü sistemler ile günümüzün cift debriyajli otomatikleri arasinda daglar kadar fark var. DCT aslinda iki tane düz vitesli sistemin elektrik kontrollu debriyajlar ile kullanilmasidir. Bu nedenle tork konvertörlü sistemlerdeki kontrolsüz akip gitme bu sistemler icin söz konusu degildir. Sistem D konumunda dahi olsa bile + / - tuslari ile anlik olarak manuel müdehale yapilabilmektedir. D de giderken dügmeye dokunup iki saniye icinde 3 vites birden düstügüm cok olmustur , bunu manuelde yapabilmek quick shifter ile dahi bu kadar seri ve yumusak olmaz. Ayrica notorun beyni senin kullanimini takip ederek vites gecislerini anlik olarak tekrar tekrar programlamaktadir. Sert kullanirsan devirli vites degisimi yapar . Gaza insafli davranirsan yakit ekonomisi icin gerekeni otomatik olarak yapar. Maalesef bu artilarini birkac bin km kullanmadan cözebilmek anlayabilmek cok mümkün degildir. Scooterlar ile hic alakasi olmayan sistemde integra haricinde sol taraftaki manet el frenidir arka fren degil .
Kücük bir ilave daha , sag ayakla gaz , sol ayakla fren kullanabilmek cok üst derecede deneyim gerektiren bir yaris teknigidir . O kadar hakir görme bence
Sevgilerimle
Mahallenizin yasli huysuz egitmeni
DAHA GİDİLECEK ÇOK YOL ,ÖĞRENECEK ÇOK ŞEY VAR
-
dct ye 2014 te bende sallardım yaw öyle olur mu git scooter la vs derken 2020 de test ettim gerçekten asfalt dışına çıkmayan uzun yollar yapan kullanıcılar için mükemmel bir icat yapmışlar kamp a yaylaya araziye toza toprağa gitmesem manuel fites le uğraşmam ki şehir içinde scooter ın rahatlığı gerçekten trafiğe odaklanma konusunda mükemmel bir avantaj sağlıyor öyle olmasa gider dio yerine vitesli motor alırım (ayaklara yağmur çamur su vs de gelmiyor ayakkabılar eskimiyor )
hatta geçen gün muayene istasyonunda goldwing gördüm arkadaş ile tanıştık ilk sorduğum soru dct mi? yaw nedir bu dct dedi arkadaş dedim asrın 2. en mükemmel icadı motosikletten sonra daha önce kullanmamış dedim kullansan bunu satar gider dct sini alırsın tak D ye devam et istersen manuel müdahale de edebiliyorsun vs
otomatik varken manuel kim ne derse desin BENCE hammalık
-
Dünyanın en son harikası da olsa bence tembellik, hımbıllık. Bana göre değil bu rahatlık.
-
Otomobil konusunda degil fakat Motosiklet konusunda kesinlikle gelenekçiyim. Eski kafalida diyebilirsiniz.
Motosiklette tek gerekli şey Abs dir. Abs de hemen devreye giren konfor mod da olmayacak. Stoppie yapmaya izin verecek konumda olan bir abs olacak o kadar. Arka tekerlekte abs ye gerek yok, ön teker yeterli( Gecmiste hep spor motosiklet kullandigim icin bu sekilde olmasi benim icin yeterli) Guc modlari, kalkis kontrol sistemleri, hizli vites degistiriciler, vites gostergesi( dunyanin en gereksiz şeyi bence anliyorsunuz yada aklinizda oluyor zaten kacinci viteste oldugunuz)
Kaydirmali debriyaj bile gereksiz. Kurallara uyarak vites dusururseniz. Motosiklette gaz kolu ve debriyaj maneti yeterli benim icin. Hatta 20 kusur yil once ilk enjeksiyonlu sporcuya bindigimde garip gelmisti, Karburatorun o guzel gaz tepkilerini alamamistim, gecikmeler vardi ozelikle dusuk devirlerde. Sonradan enjeksiyon sistemleri gelisti tabiki.
Kıssadan hisse benim gibi eski kafalara; Teknoloji demek motosikletten aldigin keyfi öldürmek demek. Hele ki 2 zamanli sporcularin viziltisi hala aklimda hic bir extra sistem yok, gaz kolu debriyaj ve tamamen farkli bir surus tarzi, ölene kadar gitmeyecek anılar birakti bende.
-
Kaydırmalı debriyaj iyidir, o da debriyaj manetini hafiflettiği için. 60k motosiklet kullanıyorum şimdiye kadar bir sefer o da ilk defa kullandığım motosiklette arka tekeri kilitler gibi oldum.
-
Peki şu konuda düşünceniz nedir? 40 yaşındayim 170 boyum var. 1 senedir de İstanbul trafiğinde nmax 125 kullanıyorum. NC750S DCT ye geçiş yapmak istiyorum çünkü hem alçak motor, hem DCT şanzıman, hem de az yakıyor. Scooter'larin binisi konforlu ama motora biniyormus hissi alamıyorum. Ayrıca motorun uzun yol ihtiyacimi karşılamasını istiyorum. Hız yapmayi, uçmayı kaçmayı seven biri değilim. Max 120 km hiza çıkarım şehirler arasında bile. Bu yüzden NC750S DCT benim için biçilmiş kaftan gibi duruyor. Fakat korkum, birden bu kadar CC yükseltmek (125'ten 750'ye) benim için Uygun mudur? Sıkıntı çeker mıyım? Malum eskisi kadar genç ve çevik değiliz artık
-
Stilgar adlı üyeden alıntı
Peki şu konuda düşünceniz nedir? 40 yaşındayim 170 boyum var. 1 senedir de İstanbul trafiğinde nmax 125 kullanıyorum. NC750S DCT ye geçiş yapmak istiyorum çünkü hem alçak motor, hem DCT şanzıman, hem de az yakıyor. Scooter'larin binisi konforlu ama motora biniyormus hissi alamıyorum. Ayrıca motorun uzun yol ihtiyacimi karşılamasını istiyorum. Hız yapmayi, uçmayı kaçmayı seven biri değilim. Max 120 km hiza çıkarım şehirler arasında bile. Bu yüzden NC750S DCT benim için biçilmiş kaftan gibi duruyor. Fakat korkum, birden bu kadar CC yükseltmek (125'ten 750'ye) benim için Uygun mudur? Sıkıntı çeker mıyım? Malum eskisi kadar genç ve çevik değiliz artık
Gaz manetini çevirirken kontrolü kaybetmeyecek biri olduğunu düşünüyorum bu sebeple 125 veya 750 cc olması size farketmez , gözünü korkutacak fark 120 kg dan 240 kg a çıkan ağırlık olabilir , vitesli motosikletlerin ağırlık merkezi hem önde hemde yukarıdadır düşük hızda küçük bir sukutur kadar kolay kontrol edilemezler , elbette birkaç haftalık tecrübeden sonra alışırsınız ama özellikle düşük hızlarda dönerken aniden durmanız gerektiğinde arka fren konumu sukuturdan farklı olduğu için motoru yatırabilirsiniz..
-
tommygun adlı üyeden alıntı
Boşu bulamamak zaten ayrı bir kazmalık. Sürekli vites göstergesine bakmak da çok tasvip edilen bir şey değil.
Boşu bulamayan kuşu da bulamaz.
-
Nikkfurie adlı üyeden alıntı
Gaz manetini çevirirken kontrolü kaybetmeyecek biri olduğunu düşünüyorum bu sebeple 125 veya 750 cc olması size farketmez , gözünü korkutacak fark 120 kg dan 240 kg a çıkan ağırlık olabilir , vitesli motosikletlerin ağırlık merkezi hem önde hemde yukarıdadır düşük hızda küçük bir sukutur kadar kolay kontrol edilemezler , elbette birkaç haftalık tecrübeden sonra alışırsınız ama özellikle düşük hızlarda dönerken aniden durmanız gerektiğinde arka fren konumu sukuturdan farklı olduğu için motoru yatırabilirsiniz..
Eyvallah hocam. Ağırlık beni de korkutuyor biraz. Düşük hızlarda dediğiniz gibi dikkat edeyim. onu düşünmemiştim.
-
Okan Sinan Ocan adlı üyeden alıntı
......Eski tork konvertörlü sistemler ile günümüzün cift debriyajli otomatikleri arasinda daglar kadar fark var.....
Hocam çook gerilerden takip ediyorsun teknolojiyi , birçok üretici DCT den vazgeçti ve tekrar konvertörlü debriyaja döndü , konvertörlü şanzımanlar artık kalkış hariç quickshifter gibi çalışıyor , durkalk trafikte konvertör kadar mükemmel bir ünite hala üretilemedi , DCT nin eskiden cutoff avantajı vardı ama konvertörlülerde cutoff yapabiliyor artık , Honda'nın DCT sinin diğer çift debriyajlılardan tek bir farkı var o da sorunsuz olması başkada bir numarası yok , durkalk trafikte basit bir varyatör kadar efektif çalışamıyor , açık trafikte ise quickshifter gibi bir güzellik varken kim arar DCT yi..
-
Otomobilde de motosiklette de otomatik vites sevmeyen biri olarak (otomobilim otomatik)vites değiştirmeyi zorluk olarak düşünen ya da dikkatini dağıttığını düşünen kişiler için otomatik vites bir seçenek olabilir. Otomobilde de, motosiklette de özellikle öğrenme sürecinin manuel vitesle geçirilmesinin, aracın çalışma mantığını ve dinamiklerinin daha iyi öğrenilmesini sağladığını düşünüyorum. Otomatik bile kullanılacak olsa manuel ile öğrenilmesi daha iyi bir sürücü haline getirir. DCT yi şu iki açıdan değerlendirebiliriz. Konfor ve güvenlik. Konfor olarak bence trafikte ışıklarda durulduğu zamanlarda devreye giren otomatik debriyaj sistemleri daha önemli. Zaten motor yürüdüğü sürece, yarışmayacaksanız dct ve hatta quickshifter çok etkili değil konfor açısından kanımca. Güvenlik olarak; hiç bir otomatik sistemin planladığım sürüşü tam olarak sezip, kafamdaki aksiyonları tam olarak gerçekleştirebileceğini düşünmüyorum. Mesela viraj öncesi hızlanırsınız, devir iyice artar, viraja daha vardır ama büyütmeden aynı viteste viraja girip kompresyondan faydalanmak istersiniz. DCT nin yolun gidişini önceden görüp, bu gibi düşüncelerinizi tam olarak algılayıp gerekli aksiyonları gerçekleştirebileceğini düşünmüyorum.
Bu arada otomatik vites seven kullanıcıların elektrikli motosiklet/araba kullanımına daha yatkın olduğunu düşünmekteyim.
Motosiklet kullanımını bateri çalmaya benzetirim. Her uzuv farklı şekilde ama uyumlu çalışır. Bütün bateristler bıraksın çalmayı hepsi beatbox a bağlasın kusursuz ritm elde edilsin o zaman. Nedir yani keyfini tam olarak alamayacaksam, kontrol bende olmayacaksa niye uğraşıyorum. BMW nin yaptığı devrilmeden kendi kendine giden motosiklet gibi, uğraştırmasın bizi, gitsin kendi turunu atsın gelsin; bizi kıyafet kask falan, uğraştırmasın.
Bu arada CVT de sürekli şehir içinde çok uzun saatler motosiklet kullanan kurye gibi kullanıcılarda gerçekten büyük kolaylık, cvtli bir scootera da sahip olan biri olarak bana zevksiz geliyor (satacağım zaten). Devir sabit motor hızlanıyor mu yavaşlıyor mu göstergeye bakmadan anlayamıyoruz. Ama pek çoğumuz bunu keyif için yapmıyor muyuz?
-
Bu zevk işi. Kimisi vites değiştirmeyi sever kimisi de manzaraya odaklanayım, keyfime bakayım, o vitesi değiştirsin diye düşünür. Niye kendi zevkimizi başkasına dayatıyoruzki? Adam DCT almak istiyorsa alsın. Zamanında benim de oldu. gayet de güzel yani. Masrafı yok, sağlam, az yakıyor. Sele sert, süspansiyon sert, bana göre frenleri de iyi değil. Ama bu işler zevk meselesi.
-
Otomatik vites olacaksa CVT olsun yani vites geçişi olmasın, motorda da arabada da cvt tercih ederim ama belli bir güçten sonra verimli olamıyor diye yok sanırım.
DCT olacağına bildik manuel olsun, viraja girerken viraj ortasında dct kafasına göre vites değiştirir mi diye paranoya yapmayayım diye normal vitesli tercih ederim.
-
Nikkfurie adlı üyeden alıntı
Hocam çook gerilerden takip ediyorsun teknolojiyi , birçok üretici DCT den vazgeçti ve tekrar konvertörlü debriyaja döndü , konvertörlü şanzımanlar artık kalkış hariç quickshifter gibi çalışıyor , durkalk trafikte konvertör kadar mükemmel bir ünite hala üretilemedi , DCT nin eskiden cutoff avantajı vardı ama konvertörlülerde cutoff yapabiliyor artık , Honda'nın DCT sinin diğer çift debriyajlılardan tek bir farkı var o da sorunsuz olması başkada bir numarası yok , durkalk trafikte basit bir varyatör kadar efektif çalışamıyor , açık trafikte ise quickshifter gibi bir güzellik varken kim arar DCT yi..
Araba için konuşursam çift kavrama gibide pürüzsüzü ve serisi yok, konvertörlü biraz daha sert atarken çift kavrama çok daha ipeksi ve çok daha kararlı atışlar sağlıyor. Mesela G20 320i ile Golf 7 ikiside otomatikti ama Golfteki ipeksilik ve serilik konvertörlü şanzımanda yoktu. Ömür açısına gelirsek konvertörlü şanzımanlar bu konuda çok çok daha önde, konvertörlü şanzımanın yağ bakımı yapılsın kolay kolay türbin arızasıda vermez uzun seneler hizmet eder.
-
Tork konvertörlü + cvt otomatik candır. (Arabada tabi...) S2msonik İstanbul trafiğinde kullanmak için hiçbir güç bana düz vitesli araba aldıramaz. Zamanında çok düz vites kullandım, 1,5-2 saat trafikten sonra sol bacak çok yoruluyordu.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)