Şimdi en ucuzundan 50 liraya bir dizlik almış olsan başına bunlar gelir miydi?
Şimdi en ucuzundan 50 liraya bir dizlik almış olsan başına bunlar gelir miydi?
Arkadasĺar hepinize teşekkur ederim ben sadece paylasmak istedim bunun gibi şeyleri daha önce yaşayan varsa aranızda bilgi almak için.yatakta yatarkenken cep telefonundan yazılan bir mesaj bu kadar oluyor buyük yazarım kücük yazarım istemiyorsan cevap vermessin uzun zamandır takip ettiğim forum olması ve herkesin insancıl iyi insanlar olduğunu düsündüğüm icin yazmıstım hukuki yönü cokta umrumda degil zaten ilk aşamada bacagımin iyilesmesi onemli üniversite mezunu issizler filan demiş biri kimseyi tanımadan yorum yapmayin maddi durumum olmadığı icin liseden bugüne çalışarak hayatıni kazanan biriyim ben baba parasiyla üniversitede orda burda sürtup gezip tozup universite bitti diyip bos boş oturan değil kendi mezuniyetime gidememem ve benim gibi evde durmayan motoruna asık birinin bir haftadır evde yatmaktan canı sıkılması sonucunda sadece iyi insanlar oldugunu düsünerek paylasmak istemistim
---------- Mesajlar birleştirildi - 08:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 08:45 ----------
Iste o benim salaklığım ya en pismanlık yaşadığım konu o zaten
Geçmiş olsun. Bunu içten gelerek yazdım ama senin gibi yazı yazan birinin üniversite mezunu olması beni üzdü.
Geçmiş olsun kardeş elbet herşey yoluna girer merak etme
Geçmiş olsun. Üzücü bir olay yaşamışsın ama buraya gelip saçma sapan yazılar yazarak dikkat çekmek isteyen hatta insanların duygularını sömürmeye ve dalga geçmeye çalışan birçok kişi olduğu için bazı tepkiler almış oldu.
Yazdıklarını ve yazım şeklini sakin bir kafayla incelersen onlara da hak verirsin.
Ayrıca forum kurallarını okumalısın. Sürekli büyük harf kullanmak forum kurallarına aykırı.
Forum kuralları dışında imla kurallarını bu derece umursamayan bir üniversite mezunu görmek de beni üzdü.
Kuş olup uçmak isterken uzaklara, Ağaç olup kök salıyorum buralarda.........
arkadaşım,
bir sağlıkçı, motosikletçi ve kaza yapıp ameliyat olmuş biri olarak yazıyorum.
Bacak sağlığını doktorla görüşmelisin. Çünkü rontgen,MR gibi radyolojik ve fiziki bulgulara sahip olan da, doktor olan da o.
Kaza yapman kötü elbette, geçmiş olsun. Tekrarı olmaması ve tez vakitte sağlığına kavuşman için duacıyız.
okulun mezuniyet törenine katılamaman hoş olmamış elbette ama bu, sana ileriki özel günlere yaklaşırken ( düğün, doğum vs ) daha dikkatli olman gerektiği hakkında bir yaşam öğretisi olarak düşün ve vtecrübe olarak kullan. Sınavların için aldığın rapor geçerli olup hocalarının insiyatif kullanması halinde tekrar sınav yapabilirler. Ben sağlık problemi yaşadığımda sağolsunlar yardımcı olmuşlardı.
ve ameliyat tecrübesi hakkında..
doktorum bana "ameliyat olursan 7 günde yürüsün ameliyat olmazsan 40-45 günde yürürsün" demişti.
yan bağlardan oldum, 2 ay yürüyemedim
ama yürüyebileceğimi biliyordum.
miskin miskin yatmnaktan ziyade, kitap oku, ders çalış, motosiklet videosu izle, ama bol bol hareket et ve bol su iç...
unutma, bacağın olmasa bile yaşamın bir yerinden yakalaman gerekir.
çünkü hayat devam ediyor ;)
( Bolca kitap okumanı tavsiye ederim, gerçekten de bir üniversite öğrencisi olarak yahut mezun olarak bir CV doldurup bana gelsen ( patron değilim ama ) seni işe almazdım. Kişinin karşısındakine saygısı kendisine olan saygısından geçer. Belki de iş aramayacaksın, öğretmen vs olacaksın, belki de memur. Ama, kendini geliştirmemiş hiç kimse bir başkasının ya da bir şirketin gelişmesine yardımcı olamaz. Bana kızma, bu sözleri sen geliş diye söyledim. Çünkü; karşımdaki insanın gelişmiş olması beni de geliştirir )
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:06 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:03 ----------
http://www.motoaktuel.com/blog/index.php/yine-yeniden-baslamak-kaza-sonrasi-ilk-surusmeler
---------- Mesajlar birleştirildi - 10:08 ---------- bir önceki mesaj zamanı 10:06 ----------
http://www.motosiklet.net/forum/moto-sohbet/48466-yine-yeniden-baslamak%3B-kaza-sonrasi-ilk-surusmeler.html
Kaza yapmıştım…
tarih 06/07/08… çalıştığım hastaneye gittim… ilk duyduğum sözler şunlardı;
Belliydi kaza yapacağın… biz sana dedik abi, motor tehlikelidir diye…. Motora binilir mi artık…. Eh artık bırakırsın motorculuğu…. Haa bir de şu cümle vardı; geçmiş olsun…. Cana geleceğine mala gelsin….
Göğsümde sımsıkı bir acı, nefes alamıyordum yine, kaburgalarım isyanlarda, cevap verecem ama polis tutanağıyla ilgileniyorum. Gözümün ucuyla rontgen filmlerimi değerlendiren doktorlara bakıyorum…. Sağ alt karın bölgemde de bir sancı var…. Hele kaburgaları bi öğrenelim de onu da konuşucam…. Bekliyorum, hele bana biri neren ağrıyor desin… diyecem ki, göğsüm ağrıyor, sağ alt batında gittikçe büyüyen içten bir sancım var. Bir de yüreğimde bir acı var kiii, motosikletim….. o benim canımdan öte değil ama canımın bir parçası işte….
Evet cevap bu; ben bildim bileli motosiklet üstündeyim. Çok iyi bir sürücü değilim artık, artık isyan eder gibi kullanıyorum motosikleti. Umursamıyorum yolun bozukluğunu, gitmek istiyorum bir yerlere…. Bırakmak nere motorculuğu… siz arabayla kaza yapınca, bir daha arabaya binmiyor musunuz…. Cana geleceğine elbette mala gelsin, çalışır yaparım yenisini ama motorculuktan vazgeçmem!!!
02/08/2008 motosikletimi alacam tamirden, sabırsızım. İşyerime sırt çantamla gittim, içinde kask var, eldivenlerim var, zırhım var…. Görenlerden tipik soru “uslanmadın mı” yahu “sevmekten usanır mı insan, sevgilinizden ayrıldınız diye bir daha sevmediniz mi hiç?” benimkisi boş laf, hadım doğmuş adamlara evlat sevgisini tarif ediyorum işte
Neyse zaman ikindi oldu, ben motosikletimi aldım tamirden, içimde belli etmediğim bir korku var, kimseyle paylaşmadığım, kendi içimde verdiğim bir savaş. Evet 18-25 yaşlar arasında pek çok kaza yaptım veya atlattım ama umursamadım o delikan damarlarımdayken ama uzun zaman oldu ölümle böyle sarmaş dolaş öpüşmeyeli, neyse ki ayrılık öpücüğüymüş bu, öpüştük ve ayrıldık bir kez daha ölümle. Belki de terliydim de kayıverdim avuçlarından onun. Sırılsıklam bir ter; aşktan olma…. Evet motosikletim önümdeydi…. Ve işte hikayenin belki başladığı yer, belki de tam can alıcı noktası!!!
Çıktım üstüne, acemi bir çocuğum sanki, kontağı yerleştirdim ve marş… işte “her şeye rağmen” yaptıran, sevdiren o ses… bacaklarımın arasındaki titreşim…. Evet bunlar tanıdık şeyler ama direksiyon yükselmiş mi ne? Aynalar bir garip…. Ön fren çok gevşek sanki, arka freni deniyorum…. Orantısız…. Bu motor benim değil diyecek oluyorum neredeyse ve kaskımın vizörünü indirdiğimde tık! 1. vites ve hiçbir şeye değişilmeyecek mutluluklardan biri ve ben bu mutluluğu yaşamak istiyorum, yaşamak istiyorum ve debriyajı hafif bırak,,, gaz ver!evet bu!!! Unutmamışsın oğlum Yürekçe!!! Evet bu….. arka tekerde balans mı var? Yaww özlemişim bu rüzgarı da ha… kaskımın vizöründe bi çizik varmış, kazadan olmalı.. boşver kazayı, zaten çok güvenmeye başlamıştın kendine oğlum sen, 2. vites…. Yavaş ol düşeceksin yine… olsun kalkarım… vites 3! Daha yeni kalktın yataktan, kazayı yeni atlattın, bir daha düşersen var yaa….. ne düşecem lan, gidiyoz işte vites 4 ve az ilerde kırmızı yandı, beklemelisin… ne yapıyorduk hep, kırmızıda aynaları kontrol edip öyle yavaşlıyorduk ve mümkünse iki araba arasına girip bekliyorduk di mi… öyle yaptım zaten… sarı yandı, yeşil… tüh, heyecandan vites düşürmemişim… tık,tık,tık… bas gaza, tak vitesi… devam et olum, kaybolmamış içindeki motorize çocuk….
Çektim sahile motoru, yaktım sigaramı…. Düşündüm… hem de çoook fazla düşündüm. Bir sigara içimi kadar ve dedim ki kendime; bak oğlum Yürekçe, aha Akdeniz, aha yol, aha motor. Sen bunların hepsine sahipsin, gördün bak, unutmamışsın bu aşkta nasıl sevişileceğini, evet bak nasıl titriyor ellerin. Yaptığın kaza büyük, evdekiler çok üzüldü, zaten yaptığın masrafı 3-5 ayda zor çıkartıp kendine gelirsin… ama yok korka korka yaşayarak inine çekileceksen bu yürek boşuna taşımız seni, beynin her gece boşuna tekrarlamış motosiklet kullanmayı, ellerin değil miydi ben hazırım diyen? Sen son hafta motosiklete tekrar binecem diye hamlığını atmak için bu sıcakta günde 3-5 kilometre yürümedin mi? Evet bunların hepsi senin şu anda yeniden o kontağı çeviresin diyeydi… korkma!!! Bu son olmayacak, korkunun da sonu yok… o zaman sen de kendindeki sonu olmayanı, sevgiyi yüklen ve bin motosiklete…
Yeniden bindim motoruma, saymadım vitesleri, yadırgamadım aynayı, ışık her zamanki kırmızı ışık, kalkışım her zamanki yeşil kalkışı….
Eve geldim, google earth web sayfasına girdim ve istikameti çizdim, bundan önce aldığım kararla tek başıma… artık, hep tek, tam tek…. Sabah uyanacağım, kahvaltımdan sonra fren ve aynaları ayarlayıp doğru benzinciye oradan da otobana, istikamet Adana’ya doğru, benzinim kadar gideceğim ve akşam biliyorum ki, çok sevdiğim o eskiden beri koynumda taşımaktan mutluluk duyduğum o yol yorgunluğumu her neredeyse alıp evime yetirip yatağımda aynı yastığa baş koyarak uyutacağım….
İşin özü şudur arkadaşlar; hangi çocuk düşerse düşsün nasıl kalkıp yine ısrarla yürümeye çalışıyorsa, hangi kuş kanadı kırıldığı halde uçmak için çırpınıyorsa, hangi motosikletçi kazadan sonra yeniden motosikletine biniyorsa bilinsin ki; bunlar bir şeylere kafa tutmak değil, kafa tutan bir şeylere karşı yenilgiyi kabullenmemektir…. Yeter ki içinizdeki inancı, öğrendiğiniz tecrübeleri ve yaşayacağımız güzellikleri bir bardak çay gibi yüreğimizde, bilincimizde demleyip öyle koyalım hayatımızın sofrasına. İşte o zaman bizi biz yapan şeyin ne olduğunu bilebiliriz. Bu kimi için motosiklet kullanmak, kimi için bir uçurtma uçurmak, kimisi için sevgilisine sevgisini ilan etmek olsun… ama her ne olursa olsun,
HER ŞEY YÜREKÇE OLSUN….
YÜREKÇEKALIN…
YÜREKÇE!!!
Öğrenci işlerine sor mazeret sınavı var mı diye.
Öncelikle geçmiş olsun. Bende tepki verenlerden biri olarak özür diliyorum. Umarım en kısa zamanda iyileşirsiniz. Benim tepki vermemin amacı yazının büyüklüğü küçüklüğü imlası değil. Tekrar tekrar okumama rağmen panik içinde yaşça bizden küçük birinin yazdığı bir mezaj gibi algıladım ve malum bu ara bol bol trol başlıklar açılıyor. Ben de öyle bir başlık sanarak o cümlelere karşı o lafı yazdım.
Ben hakkını helal etmeni istiyorum
Sınavlarınızla ilgili olarak da abi eğer finallere giremediysen bi 10 gün sonra bütler başlıyor bunlara mazeretli veya mazeretsiz girilebiliyor diye biliyorum. Eğerki tüm finallerden kaldıysanız tek tek bütlere girerek bu sorunu halledebilirsiniz. Tekrardan geçmiş olsun diyerek en kısa zamanda iyileşmenizi temenni ederim.
Dostum burda benim de bir konuma böyle insanligi unutmus isi gücü makara olan bu insanlar gelmisti. Sağligin en onemli sey oldugunu unuturlar ,sana gecmis olsun benim gibi liseden beri hayatini kazanan biri olman beni daha çok hassaslastirdi.Empati yetenegi olmayan ici bos insanlari kafana takma cok iyi olacaksin hocam tekrar gecmis olsun.
her kesin bir derdi var işte, bazıları üsluba bakar bazıları da psikolojiye bakar ama arada yardım etmeyi yada güzellikle açıklamayı unuturlar. kadir kardeşim geçmiş olsun. ne yapacağın konusunda bir fikrim yok. bence burada insanları tanımadığın halde akıl danışıp fikir istemekte bir erdemdir. bu yüzden tebrik ediyorum. kafanda problem varmış bazıları öyle diyor.
ben böyleyim de geç, her insan farklıdır. her kes kendinin istediği gibi yansıtamayabilir. hataları kapatmak çok sevap ama nedense hataları büyütüp günah işlemeye meğilli çoğu insan.
sevdiğim atasözlerinden birini yazayım; Dünyada Kusursuz İki İnsan Vardır, Biri ölmüştür, Öteki İse Doğmamıştır.
röntgeni çekip resmini atsana buraya bakalım bacagın iyilesir mi.
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)