Sürekli gördüğüm ve nedense her vatandaş tarafından duygusal olarak algılanan motosiklet kazaları hakkında her okuduğumda çok şey yazmak istiyorum. Hatta samimiyetimle söylüyorum, yolda gördüğüm videolarını izlediğim her arkadaşla tanışıp konuşmayı isterdim.
Motosiklette ustalık var mıdır? Ben olmadığını düşünüyorum. Elbette sürdükçe eğitim aldıkça çok daha usta olmak mümkün. Ama bu demek değildir ki ben eğitim aldım onbinlerce km de yol yaptım bana bişey olmaz.
Bir ara üşenmeyip ülkemizdeki motor kazalarının istatiskini tutmuştum. Aynı zamanda webmasterlık yaptığımdan bunu web sitemde paylaşmaya başlamıştım. Ancak vefat eden kardeşlerimizin ailelerinin canlarını acıtır diye vazgeçtim.
Ancak bu güne kadar hepinizinde takip ettiği üzere motosiklet kazalarının çok büyük yüzdesi GAZA gelmekten oluyor. Arkadan çarpmak. Aniden yola çıkan araçlara çarpmak. Hatta çok sayıda göz göre göre çarpmak bile var ve oranlarıda ciddiydi.
Hani bazen sıkça tartışıp konuşuyorz ya ABS falan o kadarda önemli değil aslında. Önemli olan bizleriz. Çoğu kazada malesef duygularımıza yenildiğimiz için kaza olmuyor mu?
Yalnız bu konuda birşeyler fark ettiğimde oldu. Kıyafet tam olduğunda özgüven istemsiz olarak yükselebiliyor. Eksik olduğunda daha fazla dikkat ediliyor. Duygularına sahip olan motorcu aslında en iyi motorcudur. Sadece kıyafet anlamında değil. Sürüş tecrübesi ve km arttıkça özgüven daha da artıyor. Bu hem gerekli hemde kontrol altına alınabilmesi gereken bir özellik.
Kaza yapanların çoğu yüzden olarak büyük kısmı usta motosiklet sürücülerinden oluşuyor. Buradaki usta kafa karıştırmasın. Km olarak usta diyorum. Direk 600 veya 1000 likle başlamak değil.
Basit bir kaç örnekle kaza risklerini paylaşmak istiyorum.
Otobanda emniyet şeridi kullanıyorsanız her an soldan bir araç aniden emniyete girebiliyor ki özellikle kamera olmayan alanlarda bunun çok daha sık yapıldığını görüyorum. Buna rağmen emniyet şeridinde bile acelesi olan başta kuryeler olmak üzere çok sayıda sürücü görüyorum.
Arkadan gelen her motorcu kornaya basmadan öndeki motoru emniyet şeridinde sağlıyor veya solluyor. Ne yavaşlıyor ne haber veriyor. Ben buradayım diyen motor sürücüsü neredeyse yok. Bence emniyet şeridinden veya en soldaki güncelik şeridinden gidiyor olunsa bile ara ara ve sık sık küçük ama fark edilir dokunuşlarla kornaya dıt dıt yaparak yol almak dahi kaza riskini azaltacaktır.
En soldaki emniyet şeridini çok güvenli bulmuyorum. Çünkü yolun bütün tozu kiri, toprağı orada. Ayrıca oraya bile tecavüz eden sürücüler, kapıyı açanlar, küllük boşaltanlar var. Kapıyı bile açabilirler.
Makas atma ve gazı gereğinden fazla açma konularına girmiyorum bile. Bana göre ss tipi motorlar daha güvenli olmakla birlikte, lastiklerinin aşırı sert ve ince yanaklı olması ve asvaltımıza uygun olmayışı, müthiş GAZA getirme duygusu, hız yanılsamasının çok fazla olması gibi nedenlerden ötürü tehlikeliler.
Şimdi ben sürüş olarak pasif yani savunma amaçlı sürüşü tercih etmeye çalışıyorum. Arkadamda delinin biri varsa ve müsaitse yol vermeyi tercih ediyorum, yol tamamen boş değilse sollamıyorum, sadece ileriye değil yolada bakıyorum. Mazot, lastik parçaları gibi şeyleride takip etmek lazım. Dönüşlerde eğer varsa sağdaki emniyet şeridinden dönmeyi tercih ediyorum. (Yola ve duruma göre)
Eğer arkadamda sarı hafriyat kamyonları varsa ya kaçıyorum ya yol veriyorum tamamen yol şartlarına uygun olarak. En soldaki emniyet şeridini kullanmıyorum. Duran trafikte en sağ emniyet şeridinden mümkün ve güvenli olacak en düşük hızlarda seyretmeyi tercih ediyorum. Kimsenin tacizine kapılmamaya çalışıyorum. Tek tekermiş, makas mış ne bilirim nede bilmek isterim. Eğer kaçmam gereken çok erken bir durum varsa ve görüşüm açıksa (yol temiz mi, ileride araçlar var, büyük küçük araç sıralaması, hızlandığımda kaçış noktam oalcak mı?) gibi çok sayıda düşünceyi analiz eder hiç acele etmeden gazlarım. Gerektiğinde kaçmak gerekiyorsa ve şartlar uygunsa o zaman gazlarım. Ne kadar hız gerekiyorsa sollamada yaparım tabi yol ve görüş açıksa.
Sollama takıntım yoktur ve önğmdeki aracın her an fren yapabileceğini değil de bir şeye çarparak durabileceğini hesap ederek sürmeye dikkat ederim. Göz ucuyla hep arkamı kollarım ve bana çok yakın süren varsa anında yol veririm. Yol boş ve müsatiken ve özellikle girdiğimde solumda tır gibi benim görünmeme engel olacak araçlar varsa emniyet şeridini kullanmam. Çünkü makas atanlar en sağda ne olduğunu düşünmeden girerler ve solunuzda büyük araç varsa her an makaslayan bir aracın size vurması özellikle otobanda çok yüksek bir ihtimaldir.
Yoldayken tıpkı bir oyunda olduğu gibi herkesin beni ezmek için araç sürdüğünü varsayar tüm tedbilerimi buna göre almaya çalışırım. Yolda alkollü, tetorist, canlı bomba, aklı uçmuş, hastaneye yetişmeye çalışani kafası dalgın ve hata yapabilecek binlerce insan olduğunu bilirim ve kimseden beni görmesini beklemem. Böyle düşündüğüm içinde kızmamaya çalışırım.
Tüm bunlara rağmen bende motosiklet ile kaza yapabilirim evet. Şimdi bir an düşünün, arabadaysanız birisi size ezerek öldüremez. Size vursa olacak olanlar motora göre daha sınırlıdır. Ama motor üstündeki birisini bir kamyoncu hafif bir hareketle bile oyun dışına itebilir değil mi?
O zaman makas atarken veya hız yaparken sizi hangi aracın öldürebileceğini düşünmekte gerekir.
Yol ayrımlarında arkamdaki duruma göre hareket ederim. Eğer arkadaki araçlar ayrıma kadar bana yetişmeyecek durumdaysalar hızımı ve pozisyonumu kollarım. Ama ayrım bitene kadar ihtiyatı elden bırakmam. Eğer yol kalabalıksa ve arkada sakat işler yapanlar varsa o zaman en kötü olasılıkla en sağda arkamıda koollayarak bu delilerden oluşan kalabalık grubun geçmesini beklerim. Değilse her yol ayrımında yaptığım gibi orta şeride geçerim.
Sürüş esnasında solumda ve sağımda araç olmamasına dikkat etmeye çalışrım. En azaından sol veya sağım aniden kaçışlar için boş olmalı. Sollama yaparken en sol şeridin boş olmasını ve arkadan gelen birinin ben sollarken solumda olmamasını sağlamaya çalışırım.
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:33 ----------
Yolda sürekli kendimle aklımdan konuşurum. Yol boyunca duamı okurum. Ayetel kürsi ve salavat okuyarak giderim hep bunu otomobildeykende yaparım. Çok büyük yararını gördüm herkese zikir halinde olmasını öneririm. Dua hem sizi diri tutar ve orada olmanızı sağlar hemde Allah (c.c.)'a sığınmak en büyük ustalıktır. Yapılacak en faydalı iştir. Tabi herkesin inancına saygı duyarım bu ayrı konu. Ancak öldürecek olanda yaşatacak olanda Allah (c.c.) 'tır.
Hep şunu söylerim. Motosiklette filanca tarihte ölen biri, eğer o sırada motosiklet üstünde olmasaydı yaşıyor olur muydu? Eğer ölüm on size yazılmışsa takdire tedbir nafile olacaktır. O anda nerede olursanız olun ölüm sizi bulacaktır. İSter motorda ister yaya ister her nerede olursanız olun. Ölüm vakti geldiğinde, yüksek duvardan kaleler içinde de olsanız sizi bulur.
Gelmemişse o anda kıyafetiniz tamdır, şudur budur ama kalkar bir kaç sıyrıkla yolunuza devam edersiniz. Veya isabet buya zincir kopmuştur ama siz düşük hızdasınızdır vs. Ama bu tedbirlerin aksatılması için neden değildir. Allah-ü teala kendine yardım etmeyene ben yardım etmem buyuruyor. Dünya da kimseye torpil yapılmıyor. Yapılsaydı peygamberler ölmezdi. Yani kuralları ve ölümü yaratan Allah (c.c.) bunlara uyalım diye yaratmıştır. Allah motosiklette ölüm vermesin diye sadaka verdiniz dua aldınız. Allah dilerse motosiklette ölmezsenizde aynı zamanda başka bir sebeple vefat edersiniz.
Kadere kazaya iman İslamın şartlarındandır biliyorsunuz. Ben bazen arkadaşlara sorarım o kötü ölüm bu kötü ölüm... Eğer seçim sizin olsaydı nasıl ölmek isterdiniz? Kimse hiç bir şekilde ölmek istemiyor. Ama bu kaçınılmaz. Bunu motosikletten değil imandan ötürü bir kere kabul etmek gerekir.
Ben anadolu yakasındayım. Avrupa yakasının trafiği ve yolları bana hep daha deli gelmiştir. Özellikle kapkara ve güneşli alandan karanlık alana girdiğimiz u dönüşü yapan alt geçitler var. 2 şeritle tünele giriyorsunuz tünelde yol aniden 1 şeride düştüğü yetmiyor gibi birde asvalt bozuk, yer ıslak üstelik u dönüşü var.
Bilmediğimiz yollarda daha dikkat etmek lazım.
Geçenlerde Kadıköy e giderken en sağdaki bisiklet yolunu kullandım. Trafik bağdat caddesinde bu aralar hep kilit. Ama bazen sağda kamyon veya belediye otobüsü oluyor ve ancak motosikletin sığabileceği alan kalıyor. İşin kötü yanı bu bisiklet yolunun sağında kanal var. Baya kaygan ve basamaklı. Birde yayalar sürekli aralarda fırlayabiliyor. Buna rağmen zııırt diye akanları görünce imreniyorum da korkuyorum da.
Çünkü adam yarım metrenin yarısı kadar sağa kırsa o trafikte ki yapıyorlar, 40-50 km hızla kaza oluşacak. Yada sağdaki park etmiş araçlar aniden yola atlıyor ve kapı açıyorlar. Üstelik kimse motorları takmıyor.
Aracın arkasında motorları fark edin etiketi olanlar gördüm. Bende bulursam takacağım.
Ben acemiyim ve hep böyle kalmak istiyorum. Eğitimlerimi alıyorum. Eski abilerimin kitaplarına fikirlerine saygı duyuyorum.
Bilmeden yanlış yazmış olabilirim. İstemeden dilimiz sürçtü ise affola...
---------- Mesajlar birleştirildi - 13:59 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:47 ----------
Eğer özgüvenimin fazla arttığını düşünürsem kaza videolarına tekrar göz atıyorum. Neredeyse tüm kaza videolarını izledim. Çok ağladığım üzüldüğüm ve duygusal empait kurduğum oldu. 1-1.5 sene motora hiç binmedim. Yeniden bindiğimde ne yaptığımın daha farkındaydım. Herkese özellikle genç arkadaşlarımıza mutlaka TRAFİĞİ İYİ OKUMA yeteneğini geliştirmelerini ve ilk yatırımı bilgiye eğitime, ikinciyi kıyafetlere ve son olarak motosiklete yatırmalarını tavsiye ederim.
%50 si eğitim ve bilgiye,
%30 kıyafetlere
%20 motosiklete...yatırım yapın...
Her kaza videosunu izleyin. Gördüğüm kadarıyla bir musibet bin nasihat hesabı kazaları izlemek çok yürek acıtıyor olsada insanı bu kadar bilinçlendiren başka bir eğitim yok. Bir kere o hatalar beyninize kazınıyor resmen zira o sahneleri unutmak zor.
Kafanızda düşünüp yaşıyorsunuz defalarca kez. Üzülerek... Hatta ağlayarak... Ama aynı durumun değişik versiyonları da dahil gerçek yolda karşınıza çıktığında gerekenleri yapma konusunda daha farkında oluyorsunuz. Daha yavaş ve sağlıklı sürüyorsunuz. Özgüveniniz olması gereken yerlere geliyor.
Öğrenmenin bilinen et etkili yollarından birisi hayalinizde gerçekmiş gibi yaşamaktır. Akşam veya gece yatağa yattığınızda uyuyana kadar hayalinizde motosiklet sürün. Aniden önünüze çıkan araçları, hızlı giderken olabilecekleri defalarca kez hayal edin. beyin burada gerçekle hayali bilgiyi duygularınızı da katarak harmanlayabilirse 1 yıl içinde süper bir motorcu olursunuz. Yani 1 yılda 10 yıllık tecrübeniz olur. 1 ayda 10 aylık..! Bu bilimsel bir çalışmadır. Hatta yapılan araştırmalara göre sadece sahada çalışanlar, hem sahada hemde hayali çalışma yapanlardan çok geride kalmaktadırlar. Hele birde uykuya böyle dalarsanız çok daha iyi bir deneyim olacaktır.
Peki hayalde zorlanıyorsanız ne yapmanız gerekli?
O zaman internette benim keyifle seyrettiğim youtube ye video ekleyen sürücüler var. Onları izleyerek uyuyun. Acaip katkısı oluyor. Bunu tv de izlemek aynı şey değil. Yattığınız oda karanlık olsun. Telefonu alın.ç Kulaklığınızı takın ve izleyin. Sadece siz ve o sürücü olacak hatta motoru siz sürüyor gibi bile hissedeceksiniz. Hem test etmiş oluyorsunuz hemde refleksleriniz ve ANIlarınız artıyor.
Bu sürüş videolarını paylaşan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Çok büyük eğitimdir bu.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:18 ---------- bir önceki mesaj zamanı 13:59 ----------
Motosikleti sürerken kimseye ama kimseye güvenmeyin. Gözgöze gelseniz size yol verseler bile siz yinede dikkat edin. Her sokaktan bir araç, her aracın önünden bir yaya, kedi, köpek çıkabilir gibi hareket edin.
Köpeklere dikkat edin. Her köpeği izleyin. Aniden gazlamak yerine köpek gördüğünüzde önce yavaşlayın. Sonra köpek durağanlaşınca gazlayın.
Gözünüz %70-80 önce göz uçları yan aynalarınızda olsun.
Benim görüştüğüm her sürücünün çoğunun düşme nedeni ıslak zemindi. Birde zincir kopması. Zinciri ve motoru bakımlı tutun.
Abiler ablalar 13.000 tl ye motor aldım ucuz ama kaliteli kask, ucuz yollu lastik ne alayım diye sormayın. Ustaların verdiği lastik ve kask tercihlerini ucuz olanlarıyla değiştirmeyin.
Önce kaskı kıyafeti alıp sonra motoru alın. Tüm sürüşünüz motoru devirmemek ve ani panik fren yapmamak üzerine olsun. İlerisini yolu ve araçları iyice göremediğiniz yerlerde gazı açmayın. Deneyin bayılacaksınız böyle yerleri en sağdan geçin.
Gençlere ve motora yeni başlayanlara küçük bir tüyo vermek isterim hocalarımızın da izniyle.
Tehlikeli ve kendinize güvenemediğiniz ve sıkıştığınız durumlarda, tehlikeli bölgelerde, herkesin deli gibi hızlı sürdüğü yollarda, sağlam temiz güzel bir tır bulun. Bu tır sizin güvenle sürebildiğiniz hızda gidiyor olsun. Aranızdaki takip mesafesini ve tırın üzerinden geçebileceği ve sizin görmeden doğrudan üzerine girebileceğiniz mazot, yola düşen parçalar vs gibi kurgularıda hesaba katarak takip mesafesi doğru şerit konumlanması ile o tehlikeli bölgeyi o araca fazla yaklaşmadan geçmeye bakın. O tırı gören sizide görmüş gibidir. Tırdan korkup sizden kaçarlar. Kimse arkadanıza çok girmez ve sizi sıkıştırmaz.
Ama her zaman bir kaçış bölgeniz olsun. Her an. Stop Loss takibi yapın. Motora biniyorsun işte motorundasın tadını çıkar. Bırak şimdi sevgilini kız arkadaşını şunu bunu. O an orada ol.
Sürekli yüksek hızda motor sürüyorsanız, motora binmek için gerekli güvenlik şartlarını sağlayacak paranız yoksa, MOTOSİKLETE binmeyin. Hele ss lere hiç bulaşmayın. İnanın izlemekte zevkli.
Yol tecrübeniz hiç yoksa. Yaş daha 17-25 arasıysa otomobil bile kullanmamış uzun yol yapmamışsanız... O önce 10 bin başlangıç motoruyla yap vs kuralları biraz uzatın. Önce yolu okumayı öğrenmek en büyük sürüş becerisidir.
Bilen bilir bilmeyenler için yol okumak nedir?
Kafanızda yolu okumak değildir. Uzun yıllar araç sürünce artık düşümezsiniz. Nasıl ki vitesi gazı düşünmediğiniz uzun km li sürüşlerden sonraki tecrübeniz gibi sağdaki soldaki araçların ne yapacağını içinizde hissettiğiniz bir dönem vardır. Bu en az 100 bin üzeri otomobili aktif sürdüğünüzde oluşacaktır. Ama bu çok değerlidir.
İlk sürücü önce vitesle gazla yaşar. Aynalara zor bakar. Zamanla vitesi gazı otomatiğe alır aynalara başlar. Ama hala tam hakim değildir. Yıllar ve km ler sonra yanındakiyle sohbet ederken bile arkasında ne oluyor bilir. Sağını solunu hep tarar. Yolun farkındadır.
Sonra araçları takip etmeninde ötesine geçer. Yolda araçları ve İÇİNDEKİ SÜRÜCÜLERİ görerek sürmeye başlar ki bu devre olgunluk dönemidir. Artık rahatlıkla hem trafiğe adapte olup hemde sürücüleri görebiliyorsanız siz usta bir trafikçi oldunuz demektir. Ama yeni şeyler öğrenmeye devam edersiniz. Bu rahatlık vermemelidir.
Şimdi araçların içini görerek motosiklet sürerseniz araç sizi gördü sandığınızda aslında adamın elindeki telefonu sizden tarafa yanağına koyduğunu ve sizi görmediğini, veya sinirli olduğunu, neyle meşgul olduğunu, tipini bile görebilirsiniz. Bu önemlidir.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:24 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:18 ----------
Tüm bunları yaparken forumda bulunan tüm tecrübeli abilerimizden, hocalarımızdan tekrar tekrar özür diliyorum. Tekrar söylüyorum ben usta değilim. Motor tecrübem 4000 km kadar... Ama kendi çapımızda gelişmeye çalışıyoruz. Hayatımıza ve motorumuza değer veriyoruz. Hepsi bu kadar. Bindiğim motorda cbf 150... Okuyupta cıbır sürüyoz falan sanmayın
Her kaza haberinde ciğerim yanıyor. İçim acıyor. Aklım yerinden çıkıyor. En son Kerem Hançeri okuyunca Allah (c.c.) rahet eylesin. Oturup kafamdakileri dökmek istedim.
Ben Kerem kardeşimizin videosunu Altın elbiseli adamda izlemiştim. Çok ama çok üzüldüm. Daha yeni okudum öğrendim. Allah korusun, Allah rahmet eylesin...
biyeybaraküs adlı üyeden alıntı
