Başlıkda belirttiğim gibi mesela arkamıza artçı aldık mahalleden bi arkadaş ekipmanlarıda var ama kaza oldu ben kurtuldum o öldü bunun sorumlusu ne olur hapis felan oluyormu ?
vicdan varsa azabı olur.
İddia makamı yani savcılık ölen kişi adına savunmaya geçer. Türkiye'de pek olmaz ama bulabildiği kanıtları toplar. Fren mesafesi, sürüklenme izi, kamera, görgü tanığı vs. Kazanın oluş biçimi itibari ile sürücü olarak senin suçun varsa tabiki de cezası var.
Ama eleman ölü olduğu için kendini savunamaz, elemanın ailesinin şikayetçi olup olmaması hakimin ve savcılığın tutumunda büyük paya sahiptir.
Duruma göre 1-3 yıl hapis cezası alabilirsin.
Allah korusun.Böyle bi durumda düşünülecek son şey hapise girip girmemk ki genelde artcilar çok sevdiklerimiz oluyor.Öldükten sonra yemisim hapsi cezayi yatsan yatsan 2sene yatarsin son 1senesi acik cezaevi olur arada izin yapar evine bile gelirsin. Yeterki artciya bisey olmasın biz herşeye raziyiz.
Pamuğu ikiniz için kullandıkları yer değişir sadece...
Gerisi teferruat....
Ailenin kaza olur arkandaki ölür sonra seni hapse atarlar o yüzden arkana kimseyi alma demeleri doğru ama bir okadarda enteresanceyhun383 adlı üyeden alıntı
Yani senin sürüşüne kendini koruyacağına o kadar güvenmişlerki yada sana bunu konduramamışlar, sen ölmedin, sakat kalmadın aman seni hapse atarlar..
Bunun yerine oğlum motora binme kazazı var belası var araba gibi değil bak falan.. demeleri daha yerinde olurdu sanırım. Her neyse..
Sorunun cevabı ise, Araba yada Motor farketmez, yolcu öldüğü taktirde ailesi ruhsat sahibine, sürücüye, sigorta şirketine ve varsa kasko şirketine aynı anda kan parası adı altında dava açabilir. Kazaya karışan 2. bir araç var ise kusur oranına göre aynı dava karşı taraf içinde açıla bilir. Ve direk araca satılamaz diye mahkeme sonucuna kadar şerh yani tedbir koyulur, Ve çok büyük olasılıkla dava olumlu biter. Emsalleri görülmüştür. Bu ülkemizde çok bilinmiyor, sadece bu işlerin hukunu üstlenmiş avukatlar var, karşı tarafın vicdanına kalmış bir durum açıkcası. Hapis konusu ise bu sürece bağlı olarak işlemektedir. Ehliyetinin olup olmaması, kazanın oluş sebebi, senin kusur oranın, sen ve artçının tüzükte yazdığı gibi güvenlik önlemini alıp almaman buna göre değişir. Her ne kadar yolcu kendinden bir birey olarak sorumlu sayılsada, sürücü yolcuların güvenliğinden sorumludur. Artçın 18 yaş altı ise reşit sayılmadığından biraz daha sıkıntılı bir süreç seni bekler.
Umarım seni aydınlatmışımdır.
Zannedersem bir cinayet planının ilk ayakları ve ön araştırması içerisine dahil olmuş bulunmaktayız.
Yok yok ölen öldüğüyle kalır, kalan serbest..
Derin olan kuyu değil, kısa olan ip'tir.
2. aracın olmadığını varsayarak ele alıyorum.artçın 18 yaşında yada büyük ise;asgari ücret net kısmından bir hesap yapılır.16 yaşından büyükler için ayrı 18 yaşındaki ve daha fazlaları için ayrı yaplır hesap.18 yaşında iş hayatına başlasa net asgari ücrete 1.300tl desek.bu adam ölmeseydi 65 yaşına kadar çalışacaktı 18 yaşından 65 yaşına kadar her ay alacağı maaşı çarp.
daha bitmedi ortalama yaşam 70 yaş olsa emekli olduğunda da bu adam emekli maaşı olarak yine asgari ücret alsa onu da katacaksın deminki hesaba.bu hesap hem maddi hem manevi tazminat olarak hesaplanır.ölenin yakınları önce evladım ölmüş para verseler ne olur der.ama acısı soğuyunca iliğine kadar alacağız der dava açar.tartışmasız net.
ceza davasına da girelim.taksirle ölüme sebebiyet vermekten tck ya göre hakkında 2 yıldan 6 yıla kadar kamu davası açılır.olayın işleniş biçimi senin tutumun vs vs hesaplanır.sonunda hagb alabilirsinde 1 yılın altına kadar inerse de o ceza da paraya çevrilir.sonuç olarak artçı yada çarptığın birinin ölümüne neden olman sana maddi anlamda ağır bir külfet getirir
.ama işin bir de vicdani boyutu var.birinin ölümüne tanıklık etmek hiç kolay kaldırılacak yük değil.hız yaparken 2 kere düşünün.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
