Motosikletinizi önüne çektiğiniz cafede, kahvede 1 bardak kahveye, çaya ödediğiniz ücret ağır gelmiyor da,
o mekanın önüne çektiğiniz motosikletinizin bakımları size ağır geliyorsa;
O motosiklet, kaç kg olursa olsun, size ağır geliyordur.
Hoca Nasreddin'in dediği üzre:
Ayağınızı yorganınıza göre uzatınız.
Şekil çıkarcam derken, parmaklar dışta kalmasın ...
Maalesef acı ama gerçek, bu kulaklar şunu bile duydu; '' yağ değişmi mi niye değiştereceğim, kaçak yokki biyerde, hiç eksikmiyor''
Ben cumartesi günü arkadan ufak bir sürtme/zorlama gibi bir ses geliyor diye, bu sabah ustama (servise değil) bıraktım, komple zincir dişli ve göbek rulmanı nı değiştirmesini istedim. Hatta tatmin olmazsam yarın arka jantı bile yenilerim, canımdan ve keyfimden daha değerli değil.
şu şekilde oluyormuş:neobirzenci adlı üyeden alıntı
https://www.youtube.com/watch?v=6gOPyRLXEPg
Fren hidroliği ise şöyleymiş:
https://www.youtube.com/watch?v=6gOPyRLXEPg
Ayrıca:
https://www.youtube.com/watch?v=QqS9mXS3oBY
https://www.youtube.com/watch?v=rt_ARjcPYbs
Ben de bakımını takip etmek isteyenler için bişeyler paylaşayım:
- Motor yağını ihmal etmeyin. 10.000km yazan motorda her ay yağ değiştirmeye gerek yok ama 10.000'de bir iyi yağ koyun.
- Paranız yoksa hava filtresini değiştirmeyin. Hem dolu filtre daha iyi filtreler. Ağzına kadar doldursanız belki %2 yakıt tüketiminiz artar. O da sık gaz açıyorsanız. Normalde gaz açmıyorsanız o da artmaz. Yalnız çekişiniz gitgide düşer.
- Yağ filtresi de aynı şekilde ancak yağ pompasını zorlayacağı için ve motorun yağlanması kötüleşeceği için kitapçıkta yazan aralıkta mutlaka değiştirin.
- Fren hidroliği ve amortisör yağı idealde 2 yılda bir değişmelidir. İyisinden kullanın. 3e kadar yolu var.
- Evde mutlaka bir WD40 bulundurun. Motorun manet dibi, pedal pimi, debriyaj teli gibi hareketli ama az hareketli yerlerine ayda bir sıkın. Hatta motoru bunla yıkayın. Süt banyosu gibi gelir.
- Debriyaj teli şöyle yağlanır: manet dibinden kablo içine yağ/WD40 döküp, o arada debriyaj basıp çekilir. Telin kurşunla birleştiği yerde kopmalar başladıysa idare eder felan falan muhabbeti yapmayın. Değiştirin.
- Gaz açın, ara gazı verin edin ama bilinçli yapın. Devir saatini bitirip hala tutmayın orda, at kardeşim üst vitese. Yalpalatma motoru.
- Gaz açıp kapatırken, vites değiştirirken ileri geri atlamaları, tak tuk sesleri engelleyin. İnternette eğitimleri var.
- Bujileri kitapçıkta yazan km'de değiştirin. "Daha gider" demeyin. Daha gider ama ortalığın içine eder afedersin.
- Baktın çukura tümseğe hızlı gireceksin, ayaklarının üstüne kalk, motor altında oynasın. Düşersen bana gelme.
- Motoru sabah illa cayır cayır ısıtmaya gerek yok ama marşa basınca bi 15-20 saniye bekleyin yağ dönsün. Sonra yüklenmeden yavaş yavaş harekete geçip 2 dakka içinde ısıtırsınız.
- Balataları takip edin. Bitmeye yakın değiştirin. Bitince değil.
- Subap ayarı. Kitapçık.
- Zinciri unutuyordum az daha. Gözünü seveyim şaftın.
Bunları uygularsanız motorunuz çok büyük ihtimal 100.000km'leri devirir.
Peki ben ne yapıyorum?
Motorumu 44.000km'deyken aldım. O zamana kadar 6000km'e bir servise gitmiş. Gereksiz yere parça değiştirilmemiş. Arada belki bujiye bakıp abi yeter falan demişler. İşçilik ücretleri de sapık değil. Güzel bakılmış bir motor.
Bense aldığımdan beri bir kere servis yüzü göstermedim. Neden? Çünkü güvenmiyorum. Yok mu hiç güvenilecek servis? Vardır ama ben denk gelmedim. Aramaya da niyetim yok. Daha önceki servis tecrübelerim paslanmış zincir, 2 km sonra dağılan gidon bilyası ve lastiğe sürten fren hortumundan ibaret. Çoğu ustanın derdi bir an önce motorunuzu tamir olundu gibi verip göndermek. Sürümden kazanmak yani. Söktüğü çamurlu cıvatayı geri takarken altını temizlemekten aciz.
Peki ne yapıyorum? Filtreyi balatayı bujiyi kendim değiştiriyorum. Yapmayı seviyor muyum? Evet. Uğraştığıma değer mi, Hayır.
Bir de sanayide usta buldum, ağır ve pis işler için ona götürüyorum. Başında duruyorum. Kendisi eski sevis ustası, özenli çalışıyor.
Motor 70.000 km'ye geldi. 30.000km'dir aldığım yağın parçanın faturası dışında kaydı kuydu yok. Servis bakımlı çoğu motordan iyi durumda mı? Evet. Çünkü en azından elime bir WD40 alıp süt banyosunu ihmal etmiyorum.
Peki hiç mi düşünmüyorum satarken ne diyeceğim diye? Hayır. Hurda olana kadar satmayı düşünmüyorum çünkü.
Bakımdan önce sorgulanması gereken kullanma alışkanlıkları var. Öncelikle memlekette rodaj diye bir şey yok. Alan basıyor, alan basıyor, sorunca da "Artık rodaj diye bir şey kalmadı" diyor kardeşimiz. İkincisi redline diye bir kavramın da önemi yok. Kusura bakmayın ama motorunu sürekli dip gaz yaparak, devrini ibrenin sonuna dayayarak kıran adama ben salak derim. Bunun örnekleri forumda gırla mevcut. Bunların dışında kaldırımlardan atlamalar, tümseklerden yavaşlamadan geçmeler, fren kullanmayı bilmeyen ve sürekli arka fren yapan tipler. Motorun sağını solunu çarpıp, üç kuruşluk parçaları koli bandıyla yapıştıranlar. Motordan anormal ses veya titreşim geldiğinde sallamayıp devam edenler. Bakımlara zamanında gitmeyenler, gidince de en uyduruk yağı kullananlar, otomobil yağı koyanlar. Tüm bunların yanına teknik bilgisi sadece civata söküp takabilmekten ibaret olan cahil servisleri de eklersek o ilanlardaki döküntü motorları görmeye ve "Çin motorları dağılıyor abiii" diyenleri izlemeye devam edeceğiz.
Çok dogru bir şey söylemişsin,
Kullanım alışkanlığı ,çok önemli 180 yapabilen bir motor olsun
Birinci kullanıcı 10Bin km sürekli gaz fren gaz fren yapsın
İkinci kullanıcı 50 Bin km 100-120 civarı yol yapsın
İkinci kulanıcının motoru birinci kullanıcıya göre çok daha temizdir ve alınabilir
Sizin yazılı olarak tuttuğunuz listenin benzerini ben de bilgisayarımda tutuyorum.
Bakım zamanları ve "neyi ne zaman değiştirmiştim yahu??" sıkıntısını gidermek için birebir.
Tüm kullanıcı arkadaşlara tavsiye ederim.
Saygılarımla.
Bu kısmına katılmıyorum. Yunanistan'dan örnek verelim, Asgari ücret 750€
Burada motul 5100 yağ 35 lira:
http://www.hepsiburada.com/motul-5100-10w40-motosiklet-yagi-1-lt-pm-otfe46838
Yunanistanda aynı yağ 8€ yani 24 lira:
http://www.skroutz.gr/c/1229/lipantika-moto/m/8415/Motul.html
Yani burada asgari ücret 1300TL yağın litresi 35 lira orada 2570 lira yağın litresi 24 lira.
Euro cinsinden burada asgari ücret 380€ yağın litresi 10.2€ orada asgari ücret 750€ yağın litresi 8€
Yani nasıl hesaplarsak hesaplayalım burası hakikaten pahalı.
Hadi pahalı olsun eyvallah, verdiğimiz paraya değiyor mu?
Öğrenmek gerek kesinlikle.basit motorsiklet bakımı yapabilmeyi bilmeliyiz.çünkü motorsikletin otomobil gibi olduğunu düşünmüyorum her yolculuk öncesinde incelemek gerek..ben Öğrenmeği planlıyorum.zaten bir başkasının yapabildiği bir olayı herkes çalışırsa yapabilir.işin mutfağı sanayiden geçiyor.motosikletin dilinden anlamak için,sıkıntısını ihtiyacını basit bakım ve kontrolleri bilmek şart..
Motorcular bakım yapmıyomuymuş
sadece bakım değil motorun kendisini de yapıyorsunuz abi
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
