Hiç aklının yetişemeyeceği bir hızlanma yaşadın mı hocam?
Ne kadar hızlı 10'a kadar sayabilirsin?
Bu kadar hızlı?(içinden say hocam 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10)
Biraz daha hızlı (say say çekinme 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10)
Şimdi biraz daha hızlı (1-2-3-4-5-6-7-8-9-10)
O kadar hızlı say ki kelimeler yuvarlansın.
İşte 10'a kadar içinden tam gaz sayarken sürdüğün motorun 0'dan 100'e çıktığını düşün.
HAYIR Çok açma gazı! 1 ve 2 'de gazı çok açarsan tekere gelir.
O göklerden gelen dalışa geçmiş STUKA gürültüsüyle.
İçin titrer.
Sırf senin değil etraftaki her canlının.
Ense tüylerin diken diken olur. Aklının alamayacağı bir hızla bedenin bu dünyada yer değiştirmiştir.
Sonra frenlere dokunursun. Hayır hayır sakın basma frenlere! Sadece dokun ve cihaz burun üstü dalışa geçsin. Bıy bıy bıyb bıy. Kafandaki kan alnına toplanır. O markadaki motorların en iyi frenine sahip olan cihazdır sürdüğün.
Sonra virajlara girersin: Amanin boo, 150 küsür tane atın tepişini yola aktarışı çok acayiptir.
Viraja girmeden bakışını çevirdiğin yere düşünce gücüyle gittiğine inanamazsın. Çıkışta ise gazı açtığında o 150 küsür beygir arka lastiğini kasnağından sıyırıp atmak için zorlar durur. 1000RR'ın arkası virajda sen gazı açtıkça daha çok kayar, gidonu ters tarafa daha çok kırarsın hem çok korkarsın hem de keyiften uçmaktasındır.
İndiğinde dişlerin hala birbirine vurmaya devam eder.
Sanki daha demin b-17'ne saldıran Zerstörer'lerin mermileri yanından vızıldamıştır.
Ölüm çok yakınından geçmiştir. İçin için yaptığının tehlikeli olduğunu bilirsin hafiften miden burulur.
Sürüş bittikten 5 dakika sonra hala istemsiz olarak karnının kasıldığını hissedersin.
Normalde 2-3 dakikada motora ve sürüşe ısınırken bu cihazla en az 15 dakikada hızlanma ve frenleme süre/mesafelerine insan aklı adapte olabilir.
İmha olmadan onu sürebilmek için, sırf motorun değil senin de uzun bir ısınma/alışma sürecine ihtiyacın olur ve bu her sürüş günü için geçerlidir.
Bunu bir an unutursam... kıp...
...ışıklar (gözünün feri) söner.
Sonra bindiğin motora bir daha bakarsın:
Belki de çirkindir.
Fakat daha önemli bir detay vardır. 50-60 yıldır motosikletle ilgili öğrendikleri her şeyi bu cihaza koymuştur adamlar. Bu motor geliştirilene kadar nice isimsiz yarışçılar ölmüş, nice terler dökülmüş, nice kahramanlar siyah beyaz fotoğraflara dönüşmüştür (Seven Samurai misali).
Sadece senin için değil, bunu çizen, tasarlayan, üreten ve toparlayan adamlar için de o şirkette en önemli motosiklet budur.
Diğer motorların hepsi bunun yancılarıdır, yalakalarıdır, teferruattır.
Her ne marka seversen sev, hangisini tercih edersen et, o markanın Kralı, o markanın Superbike'ıdır.
Gerisi hoş ve boştur.
Zaten her sürüşünde ya da her o motoru sürdüğünü düşündüğünde, sırtından inen soğuk terler, sana bir ejderhaya sahip olduğunu hep hatırlatır (Sen de Dragon Rider).
Sonra işin ego sıvazlama kısmı gelir. Gittiğin her yerde bir başka itibarın olur. Ortalık 600'lük ibiş Luke Skywalker'lardan, Jar Jar Binks'lerden geçilmezken, sen bir kenarda Bobba Fett gibi, Darth Vader (Do not underestimate the Dark Side) gibi olursun. Eğer zaten Superbike kullanan cambaz, "Tarzan ince dallarda" tipi adam varsa ve soyadı Rossi, Checa falan değilse ömrü uzun olmaz.
Hah bir de Superbike sahibi olduktan sonra fuarların, motosiklet muhabbetlerinin hiçbir anlamı kalmaz. Motor sürüyorum diye konuşanları dinlersin, boş gelir her şey. Hiç böyle bir şey sürmemişlerse anlatamazsın. Anlamazlar. İçin için “bir bilseler” dersin, “bir sürseler”.