Yaklaşık 1 ay önce Çanakkale dönüşünde çok sert bir rüzgara yakalandık. Arkadaşımda Dl1000 vardı ve arkçılıydı. Buna rağmen tutamadı motoru. Motorun ağırlığı da pek payda etmiyor sanırım.
Yaklaşık 1 ay önce Çanakkale dönüşünde çok sert bir rüzgara yakalandık. Arkadaşımda Dl1000 vardı ve arkçılıydı. Buna rağmen tutamadı motoru. Motorun ağırlığı da pek payda etmiyor sanırım.
Üzerinizdeki kıyafetler de önemli.
Eğer geniş kesimli, vücuda oturmayan kıyafetler varsa paraşüt misali şişerek zorlayacaktır.
Bunun haricinde istemsiz olarak şerit değiştirtecek kadar şiddetli rüzgar varsa motoru bir kenara çekmek iyi olur.
Ben şimdiye kadar böyle rüzgara bir kere yakalandım o da 1. köprüde idi ve beni orta bariyere yapıştırdı.
Eğer sadece sallıyor, rahatsız ediyor ise, avam tabiri ile motorun kıçı başı oynuyor ise;
düşük vites - yüksek devir ve biraz tatlı hızlı gitmek gerekir.
Hamdım, piştim, hala hamım.
Herkes hız yükselt demiş fakat ben bir yerde okumuştum, Reşat Arbaş'ın Motosiklet Teorisi kitabı olabilir emin değilim, hızı düşürmeyi öneriyordu. Bu sayede istemsiz şerit değiştirme gibi problemlerin önüne geçip daha temkinli gitmeyi öneriyordu. Birisi aydınlatabilir mi beni?
Güzel hort yok çocuğum olmadı, ama motor değişti
110 kiloluk rks titanicten 190 kiloluk dominara geçince rüzgarın etkisi biraz daha azaldı. Yine sallama vs var, ancak biraz da alıştım sanırım, orta yüksek şiddetli rüzgarda bile 120-130 gidebiliyorum. Motor ağırlığı ve alışmak önemli.
İlerleyen motoru devirecek kadar rüzgar İstanbul da esmez , yalpalamaktan kormayın panik yapmadan sürün gitsin , köprüden geçiyorsanız dörtlüyü yakın ve bir otobüse şöförü ile aynı hizada yakın gidin , şöför durumu anlayacak ve size selam dahi verecektir , köprü çıkışı sizde selamınızı verin devam edin..
istanbulda öyle adamı yoldan çıkartıcak rüzgar pek olmaz. en sertleri şile taraflarındadır birde köprü üstünde olur .. onlarda adamı yoldan çıkartıcak kadar olmaz.. panik yaparsan alışık değilsen o başka..
istanbulda iseniz çok sert rüzgar varsa kendinize bir otobüsü falan kalkan yapın rahat edersiniz.. otobüs falan yoksa yattım kalktım kafayı soktum öne yattım arkaya kasıldım ile pek bir fayda etmez. en güzeli rüzgarlı bölgeden çıkana kadar orada bir rüzgar kolidoru vardır zaten geçdiğiniz yerde o kolidordan çıkana kadar hızınızı minumuma güvenli seviyelere indirip sürmekdir. en azından yan yatarsanız minumum zaiyat verirsiniz.. dediğim gibi istanbulda öyle adamı yatırıcak deli rüzgarlar olmaz..
rüzgar görmek isteyen karadeniz yaylalarına kütahyada yayla yolu vardır oraya sivasdaki dağ yoluna bir gitsin derim koca 15 tonluk 20 tonluk tırları otobüsleri kamyonları deli gibi rüzgar sallıyor ince ince savuruyor ..
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)