Hesapta bu hafta sonu güzel bi temizlik yapacaktım motora bırak kapıya inmeyi çatı katında oturuyorum çatı uçup gidecek diye aklım gidiyor fırtına sesi resmen bu
Hesapta bu hafta sonu güzel bi temizlik yapacaktım motora bırak kapıya inmeyi çatı katında oturuyorum çatı uçup gidecek diye aklım gidiyor fırtına sesi resmen bu
Her insan hayatında bir kere yapmalı ki ikinci sefer neden yapılmayacağını anlasın.. Zorunda olmadıktan sonra kesinlikle çıkmayın hayatınızın bi noktasında yoldayken yakalanıp tecrübe edersiniz zaten..
İşin enteresan tarafı 10 civarı enduro gördüm yolda hatta 8-9 tane ducatiyi beraber gördüm bir kahvede sanırsam toplantı gibi birşey yapmışlar.. Ducati grubunun başındaki millete taktik söylüyordu sürüş ile ilgili.. Acemi yoktur inşallah içlerinde yoksa kamyon altına girme ihtimali var..
Bu arada en son tepeden inip istanbula girilen yerin sonundaki benzinliğe girip nefeslendim.. Midem ağzımdaydı artık ne kadar zorlamışsa beni..
Hava durumuna bakılırsa yeni yeni rüzgar şiddetini azaltıyor sanırım.
Fırtınaya aldırmadım. Riva gezisi yaptım. Zevkli bir sürüş olmadı. Riva`da açık havada çay içmeyi denedim. Bardağımın içine kum doldu. Dönüş yolunda BMW otomobil bariyerlere girdi. Akla zarar bir işti motosiklet kullanmak.
Biraz önce Garipce'den dondum ve sahil yolunu kullandim. Tarabya otelinin önünde kuru yaprak gibi savurdu beni valla. Aman dikkat arkadaslar!
Ben de motoru 3 gün önce aldığımdan içim içime sığmıyor sürekli çıkıp turlayasım geliyor bugün sabah 11 gibi turlamaya çıktım,binaların arasında sıkıntı olmuyor ama iki yanı açıklık olan yerlerden geçince savrulup gidiyordum tecrübe de yok zaten Döndüm hemen eve geri baya tehlikeliydi.
Bu gün ben de İzmir Altınyol da oyana bu yana savruldum birazcıcık
Dikkatli bakıyor musunuz?
kız arkadaşımla camlica tepesine çıkalım dedik. gittik bir fırtına acayip, 10 dk sonra sahile indik. deniz üstümüze çıktı resmen. hemen onu bıraktım geri dönüyordum. bende fırtınayı aldırış etmedim ama 70 km ile giderken az daha bariyerlere giriyordum rüzgardan. birdaha töğbe..
Dün planladığım şekilde yola çıktım.
Rüzgar şiddetliydi kabul ama, meteorolojiden ve sağdan soldan gelen yönlendirmeleri gözönüne aldığımda, beklentilerim çok daha şiddetli olacağı yönündeydi.
Başka bir işim sebebi ile de akşam bir defa da FSM köprüsünü geçerek Levent-Kavacık-Levent yaptım.
Akşam çok daha rahattı, rüzgar hız kesmişti.
Ben gayet keyif aldım. Böyle şartlardaki sürüşümü biraz geliştirdiğimi düşünüyorum. Sabah gidişim ile akşam dönüşüm arasında, sürüş yumuşaklığı açısından bariz fark vardı.
Bu arada yolda, beklediğimden çok daha fazla motosikletli gördüm, şaşırdım açıkçası.
Benim en büyük dezavantajım, Mt-07 gibi hafif bir motosiklet ve benim de 65kg olmam
R1200gs ler ile artçılı giden arkadaşlar çok daha stabildiler (ya da benden daha tecrübeliydiler).
Şiddetli rüzgarda trafikte sürmek, özellikle de büyük araçların türbülansları oldukça tehlikeli. Forumdaki arkadaşların uyarılarında dedikleri gibi "zorunda kalmadıkça" çıkmak çok anlamsız. Hiçbir zaman bir kamyon ya da otobüsle yanyana gelmemeye çalıştım.
Ancak, Şile yolu gibi nispeten yoğunluğu daha az olan kısım gerçekten çok keyifliydi.
Şile'ye gidilir gelinir, hatta keyif de alınabilir. Ama bu şartlarda 3-4 saat gitmek zorunda kalınsa, gerçekten insanı hayattan soğutur.
Dün neydi o rüzgarlar öyle
Bauhauseden bir kaç parça birşey almak için Yeniköyden Kağıthaneye gideyim dedim ve 6 yıllık motor tecrübenle ilk etapta eğlenceli geldi ama İstinye Bayırı caddesinden Büyükdere caddesine bağlanan üst geçitte solumdan aldığım şiddetli rüzgar nedeni ile barıyerlere girmeme ramak kalmıştı neyseki hızımı hemen kontrol altına alıp rüzgara karşı direnç göstererek kıl payı yırttım, o ara 6 yıllık tecrübenden eser kalmamış yerini yusufçuklar almıştı
Neyse ki sorunsuz bir şekilde gidip geldim geri kalan yolu tabi biraz daha yavaş sürerek
dün İstanbul da lodos var diyerek Eskişehir e gittim,
İstanbul dan çıktığıma pişman oldum,Espark AVM önündeki 15 metre uzunluğundaki I love Eskişehir yazılı tabela biz foto çektirdikden 30 saniye sonra rüzgardan devrildi
şoku atlattıktan sonra merkeze döndük,papağan çiğ börek güzeldi
Sazlıova daki şato ya çıktık rüzgarı daha bi güzel yedik en tepesinde
dönerken İzmit te çay içelim diyerek SekaPark sahile indik çok estiği için rotayı Bekirpaşa Doğukışla ya çevirdik
akşam 7 civarıydı ve şubat ayında 24 derece sıcak vardı çok boğucu geldi bize burası az nefeslendik tekeri çevirdik..
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)