Şimdi öncelikle bu iş siyah-beyaz ya da 1 ile 0 arasındaki bağlantı gibi bir şey değil. Siyahla beyaz arasında grinin binbir tonu 0 ile 1 arasında da sonsuz sayı var. Kaskın kullanım ömrü de pek çok parametreye dayanıyor. Yani 5 yıl %100 performans verir, 5 yılı 1 gün geçtiğinde "aha kafan yere değdiği anda s.çtın" gibi bir durum söz konusu değil.
Misal; bir restoranda, tüm kuryelerin ortak kullandığı, gelişigüzel ortaya atılan çoğu zaman kafaya şapka gibi oturtulan (alttan sigara içmek suretiyle...) defalarca düşürülen, sadece ceza yememek için kullanılan bir aksesuar olarak görülen ve davranılan bir kask ile, çok titiz birisi tarafından kullanılan, her kullanımdan sonra temizlenip, sürekli kuru ortamda kılıfı ile saklanan bir kaskın kullanım ömrünün aynı olmayacağı konusunda da hemfikiriz herhalde.
Bu surumda Snell (bildiğiniz gibi herhangi bir markaya bağlı olmayan, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur) amca ne demiş bir ona
bakalım.
Hatta buraya da alıntı yapayım:
"Why should you replace your helmet every five years?
The five-year replacement recommendation is based on a consensus by both helmet manufacturers and the Snell Foundation. Glues, resins and other materials used in helmet production can affect liner materials. Hair oils, body fluids and cosmetics, as well as normal "wear and tear" all contribute to helmet degradation. Petroleum based products present in cleaners, paints, fuels and other commonly encountered materials may also degrade materials used in many helmets possibly degrading performance. Additionally, experience indicates there will be a noticeable improvement in the protective characteristic of helmets over a five-year period due to advances in materials, designs, production methods and the standards. Thus, the recommendation for five-year helmet replacement is a judgment call stemming from a prudent safety philosophy."
Yani kısaca diyor ki; bu 5 yıllık süre kask üreticilerinin ve bizim ortak verdiğimiz bir "tavsiyedir". Ki bu "recommendation" muhtemelen, "hadi 3 olsun, yok lan 3 çok az kimseye yediremeyiz, tamam lan o zaman 7 olsun, oha o zaman biz nerden ekmek yiyecez, tamam lan tamam orta olsun 5 diyelim..." şeklindeki bir diyalogtan ziyade, belli kullanıcı profillerinin incelenmesi, kaskların maruz kaldığı dış etkenlerin kask üzerindeki etkilerinin araştırılması, kazalarda oluşan (hem kask hem kullanıcılarda) hasarın tespiti ile elde edilen bulguların belli bir sistematik ve bilimsel bir çalışma sonucu oluşturduğu istatistiki verilere dayanmaktadır. (çok şükür ki her yer Türkiye değil)
Zaten çok kısa bir açıklama da yapmış efendiler, ihtiyacı olan gugıl translate amcadan yardım alsın...
En nihayetinde de demiş ki; bu "tavsiye!" (kanun değil, kural değil) belli bir güvenlik felsefesinin sonucu, ihtiyatlı olmak adına verilmiş bir karara dayanmaktadır. Yani yine ecnebilerin sıkça kullandığı "to be on the safe side" (güvenli tarafta olmak diyebiliriz ya da bizdeki (tam olmasa da) benzer kullanımı olarak, "her ihtimale karşı" olarak çevirebiliriz) mantalitesine dayanıyor.
Yani sen diyebilirsin ki: "Arkadaş! Ben kaskıma gözüm gibi baktım, tüm dış etkenlerden korumak için canımı dişime taktım çalıştım didindim, kendim giymedim ona giydirdim, kendime paraya kıyıp da alamadığım kimyasallarla bakım yaptım, bırak betonu yatağımın üzerine bile düşürmedim, o vakit ben bunu 5 değil 15 sene kafamda taşırım."
Ee olabilir, belki de haklısındır ne diyeyim, sonuçta kimse birebir senin kullanım şeklini ve kullandığın koşulları bilemez, verilen rakamlar, yukarıda da belirttiğim gibi genel bir kanı oluşturmak amacıyla ortalama bir profil, yani uç kullanıcılardan ziyade "yığın"ın bulunduğu alan, göz önüne alınarak ve "to be on the safe side"da olmak için verilen tavsiyeler, değerler. Ama bir yandan da her maddenin bir "kullanım ömrü"nün olduğunu (kullanım ömrü diyorum doğada bilmem kaç bin senede çözünür falan demiyorum) gerçeğini de aklından çıkarma der geçerim. Kafa senin kafan, para senin paran: "use at your own risk".