Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
8. sayfa BirinciBirinci ... 678910 SonuncuSonuncu

[MT] - İstanbul ''Regal Raptor'' ÇETESİ...

    REKLAM ALANI
  1. #141
    hunluata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2006
    Şehir
    İSTANBUL/BEŞİKTAŞ
    Motosikleti
    RR DADYW250 /Mondial 151RS
    Alıntı muhendis1959 adlı üyeden alıntı
    Çok maceralı olmuş beeeeee ,üfffff tam benim istediğim bir maceraymış, HAKAN sende yani bi gezi yaptın oda topiğin en maceralı gezisi olmuş, çok şanslısın
    Ben nasıl gitmedim bu geziyeeeee üfff yaaaaa


    BEYLER BAYANLAR ÇOK ACELE DİĞER RESİMLERİ GÖSTERİN, BU GECE UYUYAMIYACAĞIM.
    müslüm abi inan egzosa yapışan ayağımın acısı aldığım zevkin yanında hiç kalır. Hele regallerimizle suyun içine girdiğimizdeki heyecanı ve meraklı bakışları görmeliydin. Sanki aslan parçası..Dizlerime kadar gelen suyun donumu ıslattığını fark ettiğimde motorumla suyun içinde kalacağım korkusuyla gaza asılmam müthiş ve çok adrenalinli saniyelerdi nasıl anlatılır bilmiyorum. Geride kalanların acaba bende geçebilecekmiyim diye endişeli bakışları ki hiç sorma....Benim için önemli olan dostluktu ve onuda burada aranızda fazlasıyla buldum. Hepinize teşekkürler.

    Alıntı ReGaL_RapToR adlı üyeden alıntı
    bende almayı düşünüyorum ama nasıl arıza çok çıkarıyo mu? hızı filan nasıl ?
    almayı düşünüyorsan sana şiddetle tavsiye ederim. Arıza problemi sadece sık olmamakla radyatör deliyor okadar.Ama hız merakın varsa hayal kırıklığı yaşarsın. Suzuki,yamaha kawasaki gibi raptorun caoğrafi kardeşleri var bir de onlara bak derim.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #142
    MACGYVER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Mart 2006
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Regal&Raptor 250cc
    Alıntı ReGaL_RapToR adlı üyeden alıntı
    bende almayı düşünüyorum ama nasıl arıza çok çıkarıyo mu? hızı filan nasıl ?
    Hocam bu motor chopper ve bu motorlarda ön planda hız aranmaz.
    Kullanıcılarına ve bu motor hakkında bilgi alabileceğin kim olursa sorduğunda alacağın cevap şu olur: AL
    Senden ricam bu motor hakkında bilgi alışverişi yapacağın yerde burası deil!!!
    Alttaki adresten bilgi alışverişi yapabilirsin!

    http://www.motosiklet.net/forum/show...d=1#post326953

    Birde verdiğim bu adres 180 sayfadan oluşmakta eğerki vakit ayırıpta şöyle sakin kafayla okuyacak olursan aradığın hertürlü bilgiye ulaşacaksındır.

  3. #143
    Ahmet taner - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Haziran 2006
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    rr 250
    arkadaşlar ne diyebilirimki süpersiniz ...orda olmayı çok isterdim ...haberimde vardı ne bilim cesaret edemedim belkide ...ama büyük hata yapmışım böyle bir macera bulunmaz anlatılmaz sadece yaşanır....

  4. #144
    BABAADAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Nisan 2006
    Şehir
    9.KÖY İSYANBUL
    Motosikleti
    Regal Raptor
    arkadaşlar sizinle gitmiş kadar keyif aldım....
    aranızda olmak cok isterdim ama olmadı planları uyduramadım.hatta aykondan tuncayla bi ara kararlaştırdık bile,birlikte size katılacaktık.ama olmadı başka sefere inşallah.......en kısa sürede tanışmak dileği ile....
    (hunluata) tuncaydan iş yerinizi öğrendim,bir çayını içmeye uğrayacagım,ayağın için geçmiş olsun..........
    herşey gönlünüzce olsun arkadaşlar.....

  5. #145
    demonicdreams - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Kasım 2005
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    DADYW
    Pazar sabahı saat 6.45'de çaldığında yataktan hemen fırladım. İşe gitmem için 8.30'da beni kaldırmaya çalışan saatim hafta içleri hiç de bu kadar başarılı olamıyordu. Olacaklarımı hissettiğimden mi yoksa güzel insanlar ve güzel motorlarla bir gün geçireceğimden mi bilmiyorum kendimi çok dinç hissediyordum.

    O hızla da evden çıktın. 17 km'lik bir sürüş sonunda saat 07.12'de Mahmutbey gişelere vardım. Sağa sola manasız bakışlar atarken ilerden gelen bir karaltının kokusundan mı bilmiyorum Regal Raptor olduğunu anladım. Gişelere girmeden el hareketi yaptım ve durup yanıma geldi. Sima yabancı gelince son anda gaza gelen bir MT'li olduğunu sanıp nick'ini sordum. Biraz kekeledi, ne demek istediğimi anlamaya çalıştı. Meğerse bizimle alakası yokmuş. El edince bir sorun olduğunu düşünüp durmuş. İşte gerçek motorcu budur arkadaşlar!.. Biraz motordan bahsettik, düzenlediğimiz geziyi anlattım. Kınalı'ya kadar bizimle gelme kararı aldı. Sadece 4 motosikletli küçük bir grup olsak da fazlasıyla zevk aldığına eminim. Daha sonra ilerden balık-köpek'le beraber Freak de geldi. Az bir beklemeden sonra saat tam 7.34'de son ikili Can. ve Ufuk'un katılımıyla zincirlerimiz yağlanmış, depolarımız dolu olarak yola çıktık. Temiz bir asfalt, güzel bir hava ve rüzgar!.. İnsan başka ne isteyebilir ki. Peşimizde gölge gibi bizi takip eden Freak'in Honda'sının (araba) verdiği güveni grup sürücüleri az çok bilir.

    Çerkezköy'e bir kaç km kala benzinlikte kısacık bir mola verdik. Burada Freak'ın eşi ve -lafın gelişi değil, gerçekten- termo'suyla (terminatör) tanıştık. Sonra durmaksızın (sadece bir yerde yol sormak için) Kastro'ya doğru yollandık. Saray'dan bilmem kaç km sonraki biraz bozuk yola gireli çok olmamıştı ki ilerlerde bir yerde parlayan yıldızlar gördük. Tüm iştihamıyla bize yaklaşan yıldızlar Grave, Gyazici, Hunluata, Macgyver ve motosikletlerinden başka bir şey değildi. Sanki zaten yanlarına gitmiyormuşuz gibi, sanki tesadüfen karkılaşmışız gibi sevindim açıkçası. Buna benzer bir mutluluğu onların yüzünde de okuyabilmekse daha başka bir zevkti. Bir "u" dönüşü yapıp geldiğimiz yöne doğru bir-kaç km yol yapıp bir köy kahvesine serdik postu. Olabileceği kadar sade ve olabileceği kadar samimi bir kahvaltı yaptık. Kahvaltının ortasında motorları önüne bıraktığımız garajdan sesler gelmeye başladı. Sonra bizim motorları ve keyfimizi görünce arabayı çıkartmaktan vazgeçtiler, "acelemiz yok, keyfinize bakın" dediler. Aslında basit bir olay gibi görünüyor ama bu da benim çok hoşuma gitti. Buna benzer küçük, güzel şeyler beni inanılmaz motive ediyor.

    'E madem denize geldik, madem kurulu çadırlarımız var, yürüyün o zaman' diye gazımızı da alarak vurduk Kastro'ya doğru. Kamp alanına geldiğimizde düncü'lerden biri girişteki adamla bir şeyler konuştuk ve içeri alındık. Giriş-çıkış mantığı, ücret veya herhangi ayrıntı hakkında hiçbir fikrim yok. Voleybol oynayan, mangalla uğraşan, ip atlayan, top koşturan yüzlerce insanın ve sessiz sakin duran onlarca arabanın arasından geçerek çadırların yanına ulaştık. O andan itibaren geçen 1 saat boyunca nelerden konuştuk, neler yaptık hiç bilmiyorum. Sonrası klasik şeyler. Sahile gittik, yüzdük, coştuk falan filan... Bir ara anlamsız bir gaza gelip kuma derince bir çukur kazmıştım. Freak'ın oğlu Termo'yu kaptığım gibi içine attım (dikine... ayakta), kalan yerlerinide kumla kapatım koltuk altlarına kadar gömdüm. Resmini her kim çektiyse burada yayınlasın çünkü gerçekten görülmeye değer bir olaydı. Derken deniz faslını bitirip tekrar çadırlara döndük ve gezinin 2. perdesi, maceralı kısmı, yaşanmaya değer nadir güzelliği başladı!..

    ORADAN CANLI ÇIKAMAYABİLİRDİK (Abartı ama ilginç Macgyver'dan esinlendim)
    Yağmur başladı. O an için yağan şey sıradan bir yaz yağmuruydu. Neler olabileceğini kestiremediğimiz için sadece gülüyorduk. Fedakar dostlar sırayla mangal başına geçip yemekleri hazırlarken mangalı korumak için ne tür numaralar çevirdiler hayal edin!.. aslında hayal etmeyin, direk resimlere bakın. Her şey yolunda panik yok havasında Hunluata'nın getirdiği köfteleri, tavukları ve sucukları yedik. Hatta ben şuurumu yitirip hepsinden birer yarım yedim. Yemek bitimine doğru yağmur şiddetlenmeye başladı. Nasılsa kururuz, biliyoruz ama yinede ıslanmaya gerek yok diye kimimiz çadıra, kimimiz çadırların tentesine sığındık. Tente kısmı eğlenceliydi çünkü hem açık havada kalıp dereyi izliyorduk, hem de ıslanmıyorduk. Sadece kısa bir süreliğine tabii. Sonra yağmur sınırları zorlayacak boyuta çıktı. Eğim sayesinde oluşan akıntıya ayakkabılarımız dayanamadı ve daldık çadırın içine. Köpük köpeğinin müsaade ettiği ölçüde çadırın kapı kısmını açık bırabildik. Zaten açık kaldığı sürece içeri yağmur giriyordu. Çok geçmeden anladık ki bunun da bir önemi yokmuş. Çünkü Çin malı çadırlarımız sukoyuverdi ve suyu koyuverdi içeriye. Allah'tan altları daha sağlamdı da yerden su almadık. Lakin altımızdan küçük bir dere geçtiğini hissedebiliyorduk. Eğer çadırlar kazıkla yere sabitlenmeseydi (ve tabii ki biz içinde olmasaydık) kesinlikle sele kapılıp dereye düşerdi.
    Yapacak bir şey yok, bekleyeceğiz... bekliyorduk!.. Bekledik... bekledik. Neşemizden hiçbir şey kaybetmemiştik. Süper eğleniyor, deli gibi gülüyorduk. Sigaramız bitmek üzereydi, su selden dolayı ulaşamayacağımız yerdeydi, yemek stoklarımız tükenmişti, hastalanmıştık, vücudumuzda garip yaralar, derilerimizde derin çatlaklar oluşmuştu. Ölümü bekliyorduk… (pardon arkadaşlar, filme dalmışım). Ama sigaramızın azaldığı kısmı doğru. Sigara içen biri bunun ne demek olduğunu çok iyi bilir.

    Sıkı muhabbet eşliğinde bir-iki saati daha devirdikten sonra nasıl olduysa şeker olmadığımızı hatırladık… sonra bu yağmura şekerin değil tahtanın bile dayanamadığını gördük. Derenin bir karış kadar üzerinde dereye paralel uzanan kalınca bir ağaç dalının artık su altında kaldığını hayretle izledik. Derenin taşmasını beklemenin bir anlamı yok diye ‘ne olacaksa olsun’ diyerek toparlanmaya başladık. Çamur batak içinde çadırları ve diğer eşyaları toplayıp zor bela motorlara yükledik. Her zamanki gibi tek marşta RR’lara atlayıp gidecektik ki Grave küçük bir dalgınlık esnasında motorunu yatırdı. Nasıl yatırmasın ki?.. deli gibi yağmur altında ıslanan toprak zemin ve yaprakları bir düşünün. Tek sorun, zaten ‘acaba benzinliğe götürür mü’ diye kaygılanırken yatma esnasında yakıtın bir kısmının daha dökülmesi oldu. Konuştuk, anlaştık… ‘eğer yolda Grave’in benzini biterse arkadaşmış, motorcu dayanışmasıymış, RR kardeşliğiymiş demeden basıp gidiyoruz, ne hali varsa görsün’ dedik. Tam bunun kahkahalarını atarken karşımıza bir gölcük çıktı. Uzunlu tahmini 3 RR boyundaydı ama derinliği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu. Gidebileceğimiz başka bir yerde yoktu. Altımızda bir enduro da yoktu. Bir sal inşa etme şansımız da yoktu. Hiçbir şey yoktu… sahip olduğumuz tek şey mangal yürekli Macgyver’dı  Öncümüz sensin, aslansın, kaplansın gazlarını verirken o motoruna gaz vermeye başladı. Bir ara bir çukura da girince zaten takribi diz boyu olan suda dalgalarında etkisiyle neredeyse kayboldu. O an öyle bir gülmeye başladım ki sırasıyla diğerleri ve en son artçı olduğum için ben karşıya vardığımda hala deli gibi kahkaha atıyordum. Keşke en azından ben geçerken gülmeseydim. En azından ağzımı kapar ve onca suyu yutmamış olurdum. Sonra asfalta ulaştık ve ufka doğru gaz açtık (ne ufku ve… ufuk mu kalmış!..). Köy de dursak mı durmasak mı diye düşünürken alakasız bir yerde durmak zorunda kaldık. Benzini biten Grave’in hiçbir suçu yoktu aslında. Asıl eşeklik x bankasındaydı anladığım kadarıyla. Macgyver ve ben ilerdeki ilk benzinliğe gidip benzin almak üzere yola çıktık. Biraz gittik. Sonra biraz daha gittik. Sonra daha daha gittik. 15 km sonra gördüğüm Petrol Ofisi tabelasına öyle bir hayranlıkla baktım ki görseniz güzel bir bahar akşamı Eiffel Kulesi’ni izlediğimi sanırdınız. Benzini aldık. Geri götürme işini Macgyver üstlendi (daha doğrusu bu işi ona sattım çünkü sabahtan beri Kastro denen yerde çekmeyen telefon yüzünden yaşadığım sıkıntıyı giderebilme şansı doğmuştu bana). Artık umrumda olmayan bir süre sonra ekip tekrar toplandı. Depolar doldu ve yola çıkıllllllll –amadı. Çünkü çay içmeliydik. Keyiften de öte bir zorunluluktu o an içebileceğimiz bir bardak çay. Merkalı bakışlar eşliğinde kurulduk kahvenin bir köşesine. Hem de ne köşe!.. Gyazicinin hemen kafasının üstündeki poster olmasa neler konuşurduk bilmiyorum  Kalktıktan sonra masanın halini görmeliydiniz. Sırılsıklam ıslanmıştı. Vurduk İstanbul yoluna. Gişeler haricinde hiç durmadan güzel bir sürüş yaşadık. İstanbul yakınlarına kadar yol o kadar müsaitti ki yan yana gaz açıp hız göstergelerini bile kontrol ettik doğru mu değil mi diye. Ve vardık şehr-i İstanbul’a yüzümüzde tebessümlerle. Harika bir gün geçirmiştik… nasıl mutlu olmayalım ki. Mahmutbey gişeler son vedaları yapıp koptuk birbirimizden. Belki biraz yorgunduk ama bunun kadar dinlenmiş de hissetmemiştik belki daha önce. Kesinlikle mükemmeldi… kusursuzdu. Ne kadar anlatabildim bilmiyorum ama siz yine de anladığınız kısımların keyfini 3’le 5’le çarpın…

  6. #146
    grave - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Şubat 2006
    Şehir
    çanakkale
    Motosikleti
    CBF 600 SA
    arkadaşlar işte beklenen resimler....

    yola çıkış mahmutbey gişeler, gyazıcı'nın takası...




    balık tutma maceram. tuttun mu demeyin, birazdan ızgarada göreceksiniz






    van gölü canavarını görmüş gökhan...



    bu resimde çadır manzaralı nehirden. bu nehir 200 m. ilerde karadenizle birleşiyor.



    benim nişanlım yusufçuk böceğini çok sever. arkadaşın çektiği bu resimde ona hediye olsun....



    karnı acıkan bakmasın...



    20:00'da beklerken 00:45'te gelen ve bizi aç bırakan ahmet ve hakan'ı karşılama anımız. (arkada görünen gençler köy kahvesinden çıkıp motoru inceliyorlar)


    hakanın ilk uzun yol deneyimi, öyle yorulmuştu ki köfte yerken üç kez uyandırdım, dördüncüsünde kendide tabureden düştü köftede elinden...



    yorgunluktan sızıp kaldılar. bana dua etsinler ki yan taraftaki müziğin sesini kapattırdım...



    yeni güne başlarken... eyvah saat 9 oldu hadi kalkın grubu karşılamaya gidelim...



    işte merakla beklenen namı değer terminatör, kısaca termo'da diyebilirsiniz....



    işte içine balık geni katılmış freak'in köpeği köpük. yürümekten çok yüzdü...




    hakan ustanın köfteleri...




    işte fırtına kopmadan önceki bir kaç damladan sakınan akıllılar bilmiyorlar ki biraz sonra başına gelecekleri...



    yağmur arttıkça çadır kıymete bindi...



    bir babanın şevkati...




    davetsiz misafir köpük sudan çıkmış balık gibi çadıra daldı zor attık dışarı. (sudan çıkmış balık gibi deyimi köpük için yazılmış sanki...)




    komşu sizin çadır su alıyor mu?



    benzini bitmiş, sırılsıklam olmuş, ufacık çocuğa kızlır mı hiç??? işte vicdansızlar kızıyorlar...




    arkadaşlar gezi güzel olduğu kadar bir o kadar sıkıntılıydı benim için. telefon hatlarının hiç birisinin çekmemesi çok büyük sıkıntı oldu özel hayatım açısından. beni seven insanları ve nişanlı mı (O'da beni seviyor ) ne kadar çok meraklandırdığımı fark edememişim. sizlere güzel gezi için teşekkür ederken O'ndan da tekrar özür diliyorum. ne de olsa o BAŞBAKAN...
    Sons Of Troya (Gelibolu)

  7. #147
    hunluata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2006
    Şehir
    İSTANBUL/BEŞİKTAŞ
    Motosikleti
    RR DADYW250 /Mondial 151RS

    bunlarda benden

    arkadaşlar burada yazılmayan bir ayrıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum. Grave (Mehmet) kardeşimiz yağan yoğun yağmurun cep telefonunu ıslaması sebebiyle kullanılmaz hale gelmiştir. Saatler onra yola çıktığımızda benzini biten arkadaşımızın yanındayken gökhanın telefonunu almış nişanlısına tekmil veriyordu ki telefonda fırçayı yiyince halini görmeliydiniz. Aynı yusufçuk böceği gibi. puhahahaha

  8. #148
    cbrhalil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    06 Haziran 2005
    Şehir
    istanbul/çamlıca/yenibosna
    Motosikleti
    Regal Raptor siyah inci 34 AZ 6983
    Abicim siz muthişsiniz ya tebrik ederim
    YOLCULUĞUN ERKENİ MAKBULDUR 0rh+

  9. #149
    hunluata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2006
    Şehir
    İSTANBUL/BEŞİKTAŞ
    Motosikleti
    RR DADYW250 /Mondial 151RS
    sürekli bir beleş wirelles yakalayamayınaca böyle bölük pörçük oldu. Kusura bakmayın
    birinci karedeki ortadaki arkadaş MT den mcgayver la orada karşılaştılar

  10. #150
    Can. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Nisan 2006
    Şehir
    Fındıkzade / İstanbul
    Motosikleti
    Honda CBR 600 F6
    Arkadaşlar merhaba,

    Ahmet fotoları mail adresine gönderdim. Sen siteye koyarsan sevinirim ve teşekkürler.

    Gökhan valla senin motora laf ede ede benimki de beter oldu ama seninki kadar olamaz Bu akşam sokak lambasının altına çekip bir güzel temizledim. Özel sipreyler ile hiçbirşey kalmadı. Yine pırıl pırıl oldu.

    Yan yatırmaya gelince Hakan'ın üzerine tanımam. Adam motoru ayağının altında pinokyo gibi 360 derece döndürüp yola devam ediyor
    Koca motoru kuzu butu gibi tutup kaldırdı

    Mehmet sana da geçmiş olsun. O yağmur ve çamurda çok normal yaşadığın.
    Tekmil işine gelince yorum yok

    Ben Terminatörün pek hiperaktifliğini görmedim ama köpek deniz delisi gerçekten ve çok tatlıydı.
    Freak umarım eşin aramızda çok sıkılmamıştır. Sonra Başbakan bir daha gezi için izin vermez

    Nihat amma yazmışsın yahu. Senden iyi roman yazarı olur. Biz gezelim sen kaleme al. İleride kitap yaparsın. Bu arada sıfır koruma ile geziyorsun çok sakat. O kadar yağmuru bir tişört ile yiyip sonrada rüzgarda İstanbul'a kadar gidince iyi şifayı kapmadın. Yoksa kaptınmı?

    Arkadaşlar bugün susturucuları 5 dk.da söktürdüm ses süper oldu...
    Bu arada 1900 km bugün 3 ncü kez buji aldım ne işse artık.

  11. #151
    hunluata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2006
    Şehir
    İSTANBUL/BEŞİKTAŞ
    Motosikleti
    RR DADYW250 /Mondial 151RS

    teşekkür ederim

    Alıntı BABAADAM adlı üyeden alıntı
    arkadaşlar sizinle gitmiş kadar keyif aldım....
    aranızda olmak cok isterdim ama olmadı planları uyduramadım.hatta aykondan tuncayla bi ara kararlaştırdık bile,birlikte size katılacaktık.ama olmadı başka sefere inşallah.......en kısa sürede tanışmak dileği ile....
    (hunluata) tuncaydan iş yerinizi öğrendim,bir çayını içmeye uğrayacagım,ayağın için geçmiş olsun..........
    herşey gönlünüzce olsun arkadaşlar.....

    her zaman beklerim babacım sağolasın.

  12. #152
    gyazici - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Aralık 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    34 SJB 79 Regal Raptor-E
    valla kaldığım yerden devam edeyim diyecektim iki nihatçım sağolsun öyle bir yazmış ki üstüne söyleyecek söz kalmamış

  13. #153
    hunluata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Haziran 2006
    Şehir
    İSTANBUL/BEŞİKTAŞ
    Motosikleti
    RR DADYW250 /Mondial 151RS
    nihat kitap yazsa eminim bestseller olur.Ne dersininiz?

  14. #154
    gyazici - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Aralık 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    34 SJB 79 Regal Raptor-E
    koskoca D.C (Dominik Cumhuriyeti cumhurbaşkanı )olacak o kadar
    ulan nihat hepsini yazmasaydın bize yazacak bişey bırakmamışsın

  15. #155
    camadan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Kasım 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Yamaha XTZ 1200 Süper Tenere
    kardeşler selam,

    geziniz şeker insanlara göre değil. ama tam benlik, yağmur yağmış toprak mis gibi kokmuştur.

    sizin yanınızda olmak isterdim yani
    KocaAdam(Süper Teneke) & Camadan & ChomChok & G.ECE

  16. #156
    demonicdreams - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Kasım 2005
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    DADYW
    Alıntı Can. adlı üyeden alıntı
    Nihat amma yazmışsın yahu. Senden iyi roman yazarı olur. Biz gezelim sen kaleme al. İleride kitap yaparsın.
    Alıntı gyazici adlı üyeden alıntı
    valla kaldığım yerden devam edeyim diyecektim iki nihatçım sağolsun öyle bir yazmış ki üstüne söyleyecek söz kalmamış
    Alıntı hunluata adlı üyeden alıntı
    nihat kitap yazsa eminim bestseller olur.Ne dersininiz?
    Yapmayın millet, ben çabuk gaza gelirim. Ama gezi de yazılmayacak gibi değildi. Gelmeyenler nasıl ah'lanıyor baksanıza... Ahmettaner, muhendis1959, camadan... bir dahaki sefere inşallah diyelim.
    Can. koruma konusunda haklısın... ne diyebilirim ki. Dönerken bir tek tişörtle gelmedim. Sağolsun Macgyver yanında fazladan olan bir montunu bana verdi. Bende de vardı bişeyler. Hasta falan olmadım yani.

  17. #157
    Slwer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Ağustos 2005
    Şehir
    İSTANBUL
    Motosikleti
    Husqvarna TE300 & Honda CRF250
    cetelesmek ne demek gruplasmak ne demek
    amac ne ?
    neden sureklı ayrım yapıyoruz bı turlu anlam veremıyorum

    kötü...
    m € c l ü q

  18. #158
    demonicdreams - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Kasım 2005
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    DADYW
    Alıntı Slwer adlı üyeden alıntı
    amac ne ?
    Amaç; bir oluşumu, amacının ne olduğunu sorup öğrenmeden 'kötü' diye nitelendiren insanların olmadığı samimi bir birliktelik oluşturmak. Ortaya soru sorar gibi laf atanlara kısacık bir cevap verip konuyu kapatmak. Yani çok kısa ve öz. Ayrıca MT'de olmaktan haz duyuyoruz.

  19. #159
    MACGYVER - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Mart 2006
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Regal&Raptor 250cc
    Arkadaşlar bunlarda Can arkadaşımızın çekmiş olduğu resimler.

    İyi seyirler


























    Can hocam resimlerin eklen miştir saygılar

  20. #160
    Can. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Nisan 2006
    Şehir
    Fındıkzade / İstanbul
    Motosikleti
    Honda CBR 600 F6
    Ahmet ellerin dert görmesin.
    Teşekkürler.


8. sayfa BirinciBirinci ... 678910 SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 3 kullanıcı var. (0 üye ve 3 misafir)

Bu Konudaki Etiketler