serotizm adlı üyeden alıntı
Yazdıklarınız akıl alır gibi değil gerçekten. Önce tarifiği okumayı öğrenmek lazım. Bir arkadaş da söylemiş. Öndeki araç kasise gelmeden yavaşlayacağını değil de yanından geçeceğini düşünüyorsanız zaten motor kullanmayın. Beklenen davranış yanından geçmek değil, yavaşlamaktır. Kasisin amacı da o. Buna göre tedbir almanız lazım. Bu tedbiri almıyorsanız zaten her yola çıkışınız sizin için ciddi bir tehlike.
Onu da geçtim, kasisin yanından değil de yavaşlayıp üzerinden geçti diye el hareketi ile işaret yapmanız da ayrı bir hata. Herhangi bir el hareketi yanlış anlaşılabilir.
Trafikte diğer araçlarla mümkün olduğu kadar az iletişimde olmak lazım. Kimin ne olduğu belli değil.
Sanırım 1999 veya 2000 yılıydı. Bir arkadaşım, arkadaşımın eşi ile birlikte arabayla Boğaz Köprüsü'nden Anadolu Yakası'na geçiyoruz. Saat akşam 11 civarı. Köprü bomboş. Ben orta şeritte 80KM ile gidiyorum. Sağım solum boş. Arkama bir özel minibüs geldi, dibime kadar girip çekilmem için selektör yaptı. O da yetmedi korna çaldı. Kenara çekilmemi istiyor. Ama zaten sağım solum boş, geçebilir. Kaldı ki köprü üzerinde şerit değiştirmek yasak.
Ben de inada bindirdim, kenara çekilmedim. Arkadaş ısrarla selektör ve kornaya devam edince bir an gözüm döndü, frene asıldım. Kendini sağa zor attı ve geçti gitti.
Biraz sonra gişeleri geçtik. Bu arkadaş önümüzü kesti ve kapışmaya başladık. Gişelerden E-5 sapağına kadar ölümüne diyebileceğim bir hırs ile kapıştık. En son önünden makas yapıp E-5'e döndüm, o dönemedi ve kurtulduk.
Hikayenin bundan sonrası biraz fantastik.
E-5 sapağını bilenler bilir, sağa dönersiniz, köprü yolunun altından geçip E-5'e bağlanırsınız. Tam o dönüş esnasında camdan "TAK" diye bir ses geldi. Ben ne olduğunu anlamadım ama arkadaşın eşi ateş ettiler dedi. Çok saçma buldum. Giden arabadan giden arabaya ateş edecek, arada bilmem kaç metre mesafe var, bizim cama gelecek ve o kurşun camı patlatmayacak. Gideceğimiz yere varana kadar dalga geçtim.
Gideceğimiz yere vardık, arabadan indik, bagajdan arkadaşın bavulunu verip şoför tarafına geri geldim. Kapıyı açacağım, kapı kolu yok.
Kilidi göbeğinden dağıtmış arkadaşlar vatandaş.
Ben yine emin olamadım, o şekilde ateş edip vurması mümkün değil. Bir trafik polisi buldum, ona sordum. Böyle böyle oldu ama bir bakın bu kurşun yüzünden mi böyle oldu yoksa başka birşey mi diye.
Polis baktı, taş maş atsa bu kilit böyle parçalanmaz, ateş etmişler dedi. E, ne yapalım dedim. Bu şekilde gözü dönmüş adam başınıza bela olur, evinize gidin yatın uyuyun dedi.
Bu olaydan sonra mümkün olduğu kadar trafikte kimse ile dalaşmamaya çalışıyorum. Hakikaten bir anlamı yok. Burada benim silahım olsa ne olacak, adamın camını kırsam ne olacak.
Özetle, trafikte diğer sürücüler ile söz, el, kol hareketi ile iletişim kurmaya çalışmayın. Hatalı gördüğünüzü arayın 155'i ihbar edin, ileride trafik polisi varsa ona bildirin. Ama siz iletişime geçmeyin.
Tekrar bu konuya dönersek, açıkçası ben sizi haksız buluyorum, kusura bakmayın.