O da bikmadan usanmadan yillardir yaziyor.turkish39 adlı üyeden alıntı
Adam plaka vererek bile kural ihlallerini yazdi yine sallayan olmadi.
Neden?
çünkü onun da dedigi gibi Istanbul'da vali yok.
O da bikmadan usanmadan yillardir yaziyor.
Adam plaka vererek bile kural ihlallerini yazdi yine sallayan olmadi.
Neden?
çünkü onun da dedigi gibi Istanbul'da vali yok.
Patronlara ceza kesse ne olacak aga,patron gene işçisinden kesecek.Patronlar insaflı olaydı bu ülkede asgari ücret olayı olur muydu?Tutki devlet asgari ücreti 2 katına yükseltti diyelim,o patroncuk 10 kişinin işini 5 kişiyle yürütmeye çalışmayacak mı?Bi işyerinin işleri ne kadar para kazanırsa kazansın gene asgari ücret verecek,patron olmak kolay değil.Ben zamanında çok işlerde çalıştım.Hesapları ben tuttuğuma rağmen Adam göz göre göre;yaw görüyon işlerimiz bozuk deyip durdu senelerce...Sonuçta adamda vijdan yoksa işyerine kesilen cezayı da işçisine yıkmaktan asla utanmaz.Neyse ya biz trafikte saygılı olmayı asla terketmeyelim,forumda yeni başlayacak arkadaşlara bilinçli olmaları yönünde daima hatırlatalım.Belki böyle böyle değişir bazı şeyler.Tekeriniz düz bassın
Lise ve üniversitede sürekli part time ve yazları full time paket servis işi yapmış biri olarak bu uslubu beğenmedim...
1.5 senedir okulum bitti başka bi işteyim fakat tonlarca yerde çalıştım işverenler daha çok kurallara uyulmasını istiyor sektörden uzak oturduğu evinde şöminesinin önünde yazmış sanırım...
Ayrıca zavallı görmesi gereken kendisi
Onların bir tek yasası var. Vahşet yasası.. Siparişi kendilerine verilen emir süresince teslim etmek. Mümkün olduğu kadar hızlı geri dönüp, yeni sipariş, yani yeni bahşiş kapabilmek..
Ben 2 tane farklı büyük firmada çalıştım 2 adette küçük çaplı işletmede hiç bi iş veren bu tarz bi yaklaşımda bulunmaz
Genç arkadaşlar genelde deli dolu kullanıyor asiler kurallara uymuyorlar ama mülayim kullanan efendi insanlarda mevcut...
En son çalıştığım yerdeki 2 çocuk babası 40 yaşına dayanmış bi abim vardı...Kurallara uyarak gayet düzgün kullanıyordu hiç siparişide geç kalmazdı...
Hıncal bey gibi adamlar kendi oturduğu sitelerin kapısına koydukları güvenlikler otoparka kadar bile moto kuryeleri almıyor...
Ataşehire gidin bakın 1'km yürüyorsunuz sitenin içinde...
Ama kimse bahşiş dilenmiyor sizlerden...
Gidip bütün sokakları kafanıza göre parselleyin biraz yaya trafiği olunca dilekçe verin belediyeye vs. hemen 4 barikat koydurup kapattırın araç trafiğine dışardan en çok siparişi siz verin siparişiniz geç gelince hemen firmayı arayıp şikayet edin birde trafige kapalı sokaklara kuryelerin girmemesini isteyin...
Bence çok şey istiyorlar hayattan...
Ve bunlar gibi adamlar 2.5 tonluk jeepleriyle moto kuryeyi adam yerine koymayan...
Soyak'da önüme siteden caddeye bi bayan fırlamıştı hiç unutmuyorum çok sert fren yaptım çarpmadım ama düştüm kadın arkasına bakmadan basıp yoluna devam etti...
Bunların çoğu böyle önce insanlara yukardan bakmamayı öğrensinler...Sürekli yasaların kendi lehine çalışmasını istiyorlar sürekli yaşam alanının etrafını yasaklarla dolduruyorlar gittiğin barın ordaki sokağı dışarda oturcam diye trafiğe kapattırana kadar bi kere olsun gidin bi motosiklet yolu için dilekçe verin yada sitenin içinde oturduğunuz blokların önüne moto kuryeler için park alanı yaptırın kimse geç kalmasın...
Bu kadarmı dünya kendi etrafınızda dönüyor zannediyorsunuz asıl zavallı sizlersiniz...
edit:bir gün gidin ağaoğlu suncitye karşıda starbucks var oturun cam kenarına camdan bakın gelen motor kuryeler sitenin duvarının önüne kurye geliyor adam kovuyor duvarın önüne park edemezsin neden yasakmış güvenlik kovuyor tee sokagın başına parkedip yürüyorlar...Yola kadar sahiplenmiş herifler bu kadar bencillik olamaz...Belediyenin yaptığı asfalt döktüğü yolun üzerine aracınızı bırakıp siparişinizi götüremiyorsunuz...Kardeşim bura site değil, babanızın yolu değil ,bak bu asfaltı belediye dökmüş,burdan araçlar geçiyor koskoca yol neden sağ tarafa park edemiyorum dediğinizde cevap hazır
yasak park edemezsin
Bende bi ara kuryecilik yaptım fakat üstümüze alınmamız gereken bir durum söz konusu degil aslında.
Çünkü genel olarak bahsetmiş lakin çok sakin düzgün ve kurallara uyan kurye abilerimiz ve kardeşlerimizde var.
İş saatleri çıkışı Cuma Cumartesi maç oldugu günler vs vs. böyle özel günlerde paket servisleri patlıyor ister istemez bazen hızlı götürmek zorunda kalıyorsunuz.
Kuryeciler genel olarak iş yerinin Baskısı altında hızlı sürüyorlar ben hiç bir zaman bahşiş için kendimi kasmadım. Ulan versen 1 liradır 5 liradır kendimi neden riske sokayım.
Eger iş yerinin baskısı olmayıp kendi tercihiyle hızlı sürüyorsa kesinlikle suçludur.
Kuryecilik yapılcak meslek degil kim sorarsa sorsun önermiyorum.
Evrak kuryesi desen beter ecza deposu kuryecisi desen beter 30dk muhabbetine desen daha beter.
Türkiyenin sorunları çok daha büyük çözülmez dertleri varken kuryecilerle ve motorcularla ilgilenecek bi yönetim kesinlikle yok.
Allah kuryeci kardeşlerimizi korusun milletin pizzasını götürmek için ölen adamın hikayesi ne kadar kahreticidir.
Ayrıca o site muhabbeti benimde başıma az gelmedi degil.
30 dk süre istiyor pizzası için pizza sipariş + fırından çıkması 10-15dkyı buluyor. Bana kalıyor 15 dakika ..
10 dakikada pizzayı götürüyorum 20 dakikada sitenin içine motosiklet almadıkları için yürüyorum kule gibi binalara asansörler tırmanıyorum.
Yapılcak en güzel şey kasmamaktır. Ben sitenin içinde yavaş yavaş yürüye yürüye müzik dinleyerek dolaşıyordum.
İlk güvenlige geldigimi bildiriyorum müşteriyi arıyor geldi diyor. İçerdede aheste aheste yürüyünce müşteride kızınca motoru içeri almıyorlardı diyorum
Birçok defa 30 dakika muhabbetine bedavaya verdik. hatta para verene bile bedavaya verdim.
Banane ! Benim cebimdenmi çıkıyorTabi sonunda bıraktık işi..
Cem hocam zaten benim takıldığım nokta kural ihlali vs. değil benim takıldığım nokta köşe yazısındaki uslup...
Acımaymış bahşiş koparmaymış bıraksın bu işleri hangi bulutun tepesindeyse insin aşşağıya...
Hoş değil bu yaptığı edebiyat emin olun o beğenmediği acıdığı insanlar arasında kendisinden daha kültürlü,daha düzgün adamlar vardır...
Aynen genel olarak kuryeciler hakkında yargılamak çok dogru olmaz.
Çünkü Bilgisayar mühendisi 3ncü sınıf bir arkadaşım kuryecilik yapıyor.
O kadar kurallara ve ışıklara dikkat ediyorki Sarıda yeşil yanmadan ilerlemedigi için ayagını arkada bekleyen araba yanından geçerken ezdi
peh peh peh. her şeyi bilen adam yine esmiş, gürlemiş. peki sormazlar mı adama, bugüne kadar aklın nerdeydi diye.
ne zaman ki kendi canı yanacak olmuş, o zaman aklına gelmiş beyefendinin. şayet beyimiz karşıya rahat rahat geçip arabasının koltuğuna
kurulmuş olsaydı böyle bir yazı yazar mıydı acaba? söyledikleri doğru olabilir ama samimiyeti, orası tartışılır işte.
merak ediyorum istanbul'da motosiklet kullanan insanlara, başta taksi ve minibüsler olmak üzere tüm araç şöförleri tarafından
uygulanan trafik teröründen ne derece haberdar kendisi. sonuçta bu yazıdan da anlaşılacağı üzere kendisi de istanbul trafiğinde motosikletleri
yok sayanlarla aynı zihniyete sahip. neymiş motosiklet üstüne çıkıyormuş. bu ülkede her gün bir sürü araç onlarca insanın üstüne çıkmıyor mu?
tırlar, kamyonlar ufak arabaları biçiyor, koskoca otobüsler veya hızla gelen bir otomobil durakta bekleyen insanların arasına dalıp onlarca kişi ölmüyor mu?
motosiklet sürücüleri yüzünden ölen kaç kişi var, gazetecesin ya araştır dök rakamları ortaya ondan sonra konuşalım. ekmek parası derdindeki insanları
eleştiriyorsun Eyvallah ama sırf zevk için otomobille etrafa tehlike saçan bi'ton zibidi dolu trafikte, onlara ne demeli? biri yüzünden tehlike atlatınca mı
bu konulara da değinecek acaba. sorun motosiklet vs. değil ülkede zaten genel olarak bir trafik sorunu var. hadi yarın bütün motosikletleri kaldıralım trafikten
bakalım kaza, yaralanma veya ölüm sayısında ne kadar bir azalma olacak.
madem bu kadar sorumluluk sahibisin o zaman her gün bu konuda köşende iki satır da olsa bi'şeyler yaz da samimiyetine inananlar olur belki.
yazdıklarımdan motosikletli kurye veya sipariş yetiştirmek için hata yapan sürücüleri haklı bulduğum gibi bir anlam çıkarılmasın, evet hatalılar ama
trafik konusunu bir bütün olarak ele aldığımız zaman ki zaten öyle olmalı, yani yayalardan tutun, otomobil, otobüs, kamyon vs. trafikteki tüm unsurlar
içinde muhtemelen motosiklet kullanıcıları azınlıkta kalacaktır.
tüm bunlar o boynundaki fular yüzünden sanırım, oksijenin boyundan yukarı çıkmasını engelliyor olsa gerek. ayrıca şahsen o fuları bir kere de olsa
kendi ellerim ile sıkma isteğimi de gizleyemeyeceğim.
edit : devamlı motosiklet kullanan biri değilim. işim gereği de motosiklet filan kullanmıyorum. sadece motosiklet tutkum olduğu için yeni başlamış bir motosiklet kullanıcısıyım. ayrıca kendisini bu derece ciddiye aldığım için kendimden soğudum resmen. ama oturduğu yerden sallayan gazetecilerden de hazetmiyorum.
Sabah binasinin karsisindaki yolda bekleme ve park yapmak yasaktir. Kendi arabasinin soforlerine de ceza yazdirsin. Ya da uyaniklik yapmasin, kendisi o 3 isikta beklesin aracinin icinde...
Kuryelerin savunulacak yonu yok. Cogu o kadar acelesi olmamasina ragmen gereksiz bir ozguven ve biz kuryeyiz biz yapariz havasinda ihlal ediyor trafigi. Tamam da...
Ama gebze dilovasi gumrukten, Ataturk havalimanina dokumani 45 dakikada (55 dakikada gitti yagmurlu hava) yetistiremedi diye bizim sirkette kurye azarlamaya kalkan oldu. Hadi bakalim.
Bu iste sirketlere denetim sart. Kac tane kurye sirketinin tasimacilik yapma izni var? Kac tane aracin muayenesi sigortasi tam? Kac tanesi o sirketin motosikleti? Paketcilerin kac tanesi ehliyetli? Yahu bizim burda paketci motorlarinin cogu plakasiz...
Kurye sirketlerine lisans dagitirsiniz. Araclar sirket uzerine olmali. Araclar k belgesi gibi belge tasimak zorunda olmali. Bu belge yenilenen ve her yenilenisinde vergi, trafik cezasi ve muayene kontrolu ile verilmeli. Suruculeri ehliyetli olmali. kuryenin sigortali oldugunun da kaniti olan bir belge olmali.
Boyle olunca bir suru ivir zivir firma elenir, prosedur fazla olunca firma tekrar tekrar ugrasmamak icin elemani isten cikarmaya kalkmaz. Elemanin is guvencesi olur biraz. Motorlar bakimli, kurallara daha uyan bir hale gelir.
İlave: Hincal'in valiye ve emniyet mudurune hakaret ederek, motosikletlere karsi tahrik etmeye calismasi da gozden kacmamali.
Sormazlar hocam.
Bugüne kadar adamin akli hep trafikteydi çünkü.
Bu nedenle bugüne kadar aklin nerdeydi diye soran adam ancak dünyadan haberi olmayan adam olabilir.
Muhtemelen adamin neler yazdigindan hiç haberiniz olmadigi için siz sorarsiniz.
Adamin yazi arsivini bir inceleyin.
100 yazisinin 90 tanesinin trafik ihlalleri oldugunu göreceksiniz.
Yani trafikle ilgili bir konuya bugüne kadar aklin nerdeydi diye sorulacak son adam Hincal Uluçtur.
yolda kuryeden şikayet edenler , kurye evrağını veya yemeğini geciktirdi diye de bir ton azarlayan, kurye geldiğinde kapıda dakikalarca bekleten kişiler. istanbul gibi yoğun trafiğin olduğu ve plansız gelişmeye devam eden , birçok ülkeden fazla nüfusu olan ve iş hacminin bu kadar geniş olduğu bir yerde bu sorun bitmez bitemez. göbek dediği dönel kavşakta 3 tane trafik ışığı olması hiç mi saçma gelmiyor bu adama. hiç mi sormuyor kim bu hale getirdi bu şehri diye.
rekabet sebebi ile genç tecrübesiz insanları tercih edecek kurye veya fast food firmaları, onlardan imkansızı isteyecek. aynı şekilde çatalcayı beylikdüzüne yakın zanneden düşük maaşlı operatörleri işe alacak ve canlar gitmeye devam edecek. bazı arkadaşların dediği gibi bu işi sadece büyük firmalara vermek ise kuryelerin gelirini düşürmek ve daha fazla çalıştırmaktan başka bir işe yaramaz.
tek doğru yazdığı şey , trafiğin firmalara ceza kesmesi gerektiği.diğer yazılanlar araştırmadan çalakalem yazılmış. tekerlek üstü yaşayıp para kazanan herkesin hakkı yeniyor ne yazık ki .
tabii bir de hıncal ağabey hiçbir zaman hafriyat kamyonlarına tek kelime etmediği, etse bile onların patronlarının servis başı para verme sistemini eleştirmez. ucu gazetesine reklam veren ağaoğluna veya vadi-istanbul gibi yerlere mega projelere gider.
değeri bir milyon lirayı aşan taksi plakalarının şoförü ne kadar strese soktuğu umurunda olmaz. o plakanın kirasını çıkarmak için balatanın frenin en ucuzunu kullanan taksi sahibi nedense lincoln jipin dikiz aynasından görülmez. taksi derebeyliğini araştırmaz.
3 tl ye nohut pilavcıda atıştırıken şirketin s320 mersedesini park etti diye is parka cebinden para vermek zorunda olan,ya da park cezası yiyen , 24 saat çalıştırılan "vip transfer şoförü "hiç umrunda olmamıştır.çünkü tüm bunlar olurken o limuzin firmasının sahibi ile karşılıklı kahve içiyordur.
kendisinin yazılarını okumayı bırakalı uzun yıllar oldu, evet. ancak plaka dahi vererek sürücüleri eleştirdiği yazıları
o zamanlar da yazıyordu. benim anlatmak istediğim ekseriyetle kendisini direkt ya da dolaylı olarak ilgilendiren durumlarda.
ve bunlar da çoğunlukla spesifik olaylar oluyor. eğer yazımın tamamını okudu iseniz ülkede genel bir trafik sorunu olduğundan
bahsettim. madem trafik konusunda bu kadar hassas bununla ilgili yazmakla kalmayıp daha da fazlasını yapabilirdi.
mesela atıyorum, dedim ya trafik konusunda bu kadar hassas; o zaman arada "vay efendim geçen gün şuraya gidiyordum da
bir taksici önüme kırdı, arkadaşımı, meslektaşımı trafik terörü yüzünden kaybettim, karşıya geçiyordum bir andan motor fırladı"
gibi örnekleri yazmakla kalmayıp, "bunlara karşı savaş açıyorum, trafik terörünün bitmesi için yazmanın da ötesinde şöyle, şöyle
faaliyetler yapacağım, ilgili kanunların, yasaların değişmesi için gidip em. müdürü, vali, bakan gerekirse başbakan'a, cumhurbaşkanı'na
kadar çıkacağım" dese, her gün gerek gazete gerek televizyon yolu ile ulaşabildiği yüzbinlerce belki hatta milyonlarca insan da onu desteklerdi.
hem de ülkesi için son derece de faydalı bir işe imza atmış olurdu.
o ancak yukarıda saydığım ve bu sorunu çözme konumunda bulunan kişilere atar, gider yaptı. Tamam buna da lafım yok ama bari biraz da kendi
meslektaşlarına atarlansaydı, trafik terörüne neden bu kadar duyarsızlar diye.
sen, ben bunu yapamayız ama onun böyle bi'şey yapma imkanı var ve kullanmayı bile denemedi.
yazdıklarında haksız değil ama ben samimi bulmuyorum kendisini.
son olarak, gerek motosiklet kullanıcılarını eleştiren kişileri, gerekse de motosikletle ekmeğini kazanan
insanlara baskı uygulayan patron veya yöneticileri ve hatta B sınıfı ehliyet sahibi olup sadece otomobil
kullanan kişilerin hayatında bir kere de olsa motosiklet kullanmalarını ve özellikle de trafikte bunu yapmalarını
daha da ileri gidiyorum, otomobil ve daha ağır vasıtaları (kamyon, tır) kullanan kişilere motosiklet kullanmayı
bilme zorunluluğu dahi getirilmesini şahsen isterim. ancak o zaman anlayabilirler bazı şeyleri. trafik kavramının
unsurlarından biri olan motosikletin diğer araçlardan ne kadar farklı olduğunun bilincinde değiliz çünkü.
Izdırabın sonu yok sanma, bu âlem de geçer, Ömr-i fâni gibidir, gün de geçer, dem de geçer.
Hincal Uluç ve onun kafasindaki adamlar baska bir dünyada yasiyorlar.
Bu nedenle yazilarini samimi bulmamakta haklisin hissizadam.
Ben kendisini baska nedenlerle sevmem.
Ama trafik konusunda hakkini vermezsem ilk önce kendime ayip etmis olurum.
Yani bu yaziyi Hincal yazdi diye kizmak yersiz.
Bir de aslinda tartismaya açilmasi gereken baska bir nane var.
O da su ekmek parasi mevzusu.
Yani nasil bir kutsal laftir o abicim.
Mevzu ekmek parasi,
ekmek kavgsi olunca,
hersey legal oluveriyor.
"Hincal Uluç ve onun kafasindaki adamlar baska bir dünyada yasiyorlar." demişsin ya, zaten olay bitiyor dostum.
gerçek dünyadan bi'haber, aynen dediğin gibi "ekmek parası" (ki bu konu çok uzun bir konu) peşinde koşan insanlardan habersiz yaşayıp
sonra oturup ahkam kestikleri zaman insan sinirleniyor. tamamen pragmatist bi'yaklaşım olduğundan ben hıncal uluç u
eleştirdim. zaten bu yüzden de doğal olarak samimi bulmama imkan yok. evet onun kadar yazan gazeteci de yok o konuda da
haklısın ama vali ye, bakana atar gider yapabilen bir adam kendi meslektaşlarını neden eleştir(e)miyor. sonuçta medyanın gücünü
biliyoruz, trafik sorununu da biliyoruz (senelerce süren her türlü terörle mücadelede veya bir savaşta kaybedilecek sayıda insanımız trafik kazalarına kurban gitmiş)
ülkenin en ciddi sorunlarından biri ve eğer "samimi" ve ciddi bir medya gücü ile halk desteği ve siyasetçiler üzerinde oluşturulacak toplumsal baskı
oluşması halinde bu sorun tamamen olmasa da ciddi oranda çözülebilir. insanların bilinçli olması lazım ve bunun en kolay yolu da medya yı kullanmak. zira bu konulardaki
eğitimlerin ilk öğrenim çağından başlanarak verilmesi gerekli ve zaman alan bir süreç.
bu sadece hıncal uluc a özel bir durum değil, genel olarak böyle bir durum var maalesef.
neyse, ne diyelim Allah sonumuzu hayırlı eder inşaallah.
saygılar
Aynen ekmek parasi denince trafikte full dokunulmazligin oluyor. Taksiler, minibusler, halk otobusleri ve dahasi... Her turlu olumcul hareketi yapabilirler. İstedikleri yerde istedikleri anda durabilirler. Trafik kurallari askiya alinir. Hatta emniye kemeri takmama haklari bile vardir. Cunku onlarin ekmek parasi... Hos o minibus sahiplerinin senelik toplam 2000 lira gelir beyan ettiklerini de biliyorum kendi muhasebecimden...
Avrupa ulkelerinden birinde yasamadim, ama cok fazla RoyalJordanian vb videosu izliyorum youtube dan. Gordugum kadariyla Londra daki taksiler ekmek parasi icin yapmiyorlar bu isi...
karrrdeşimm bu adam yaşındaki adamlar direksiyon başında trafikte oldukca ben kaldırımdan gider gidecegim yere varırım. . yayalarda diger kaldırıma geçmek için yolu kullanıyor sonucta bizde yolun açık tarafına ulaşmak için kaldırımı kullanabiliriz ( ki ben kurye degİLİM ) Nasıl bir tek pencereden bakmaktır bu yaa. . Herkes motorsiklet sahibi olsa kaldırımlar daha büyük olurdu Bu kamilde rahat rahat yürürdü kaldırımında Ve yazıcak başka şeyler bulup burda bizi fitil etmezdi okurken Saydılar . . .
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
