yaklaşık 9 sene oldu..
geçen ay elime yaptığı pansumanlar sayesinde kısa sürede iyileştiren 71 yaşındaki eczacımız o zaman da imdadımıza yetişmiş ve hastanelerin sayesinde garip, buruşuk ve kapalı kalacağı söylenen eli mükemmel derecede kısa sürede mükemmel derecede hatasız iyileştirmişti...hatta hangi eli deseniz hatırlamam şimdi...
unutmadan özellikle yanık ile sıkıntısı olan arkadaşlar (ki kimsenin olmasın inşallah) bana ulaşırlarsa eczacımıza yönlendiririm...tavsiye de ederim..
Biliyorsan konuş,ibret alsınlar...
Bilmiyorsan sus ki,seni ADAM sansınlar...
yer ankara. yıl 1996. Bir buçuk yaşındayım. Gece 3 te havale geçiriyorum ve babam beni derhal serçe'desimize atıp en yakın arkadaşıyla beraber doktorumun evine götürüyor. Doktor kapıya çıkıyor: ne var noldu? -oğlum havale geçiriyor doktor. -ne yapayım kardeşim bu saatte adam mı uyandırılır! diyor doktor. Ve babam doğal olarak inanılmaz bir sinirle görev icabı taşıdığı silahını çekiyor. Son anda yakın arkadaşı tutuyor elinden. Korkudan bembeyaz olan doktor hemencecik bana ilk müdahaleye başlıyor sabah başka bir doktor beni hayata döndürüyor. Bir buçuk yaşındaki bir çocuk ölürken uykusu için müdahale etmeyecek insanlar var bu dünya da. Malesef bu sanayileşen birçok toplumda görülür. Duyguların, değerlerin yerini şahsi çıkarlar, materyaller alır. Yoğun ve stresli şehir hayatının, zorlaşan yaşam koşullarının sonucudur.
Iki hafta önce isten eve dönüyorum.
Yolumun üstünde harabelik bir yer var ve muhtemelen Suriye'den geldiklerini düsündügüm bir aile yasiyor orada.
Hemen yanibasinda mcdonalds var.
Arasira çocuklari götürürüm.
Ailenin bireyleri o mcdonalds da konuslanirlar ve bitirilmeyen tabaklari gelip isterler.
Eger yemeyecekseniz, patatesleri alabilirmiyim ve ya durun tabaginizi çöpe ben dökeyim gibi seyler iste.
Bir kaç kez benden sigara istediler.
Ordan tanisiyoruz anlayacaginiz.
Neyse eve gidiyorum hafif bir yagmur var.
Külüstür bir kamyonet isiklarda hafif saga geçip bana yol verdi ama pozisyon olarak ister istemez yan yana geldik.
Araci kullanan hirpani kilikli adam ve yaninda bir madam.
Cami açip güzel motor dedi.
Basimi salladim.
Pahali ha dedi.
Dedim evet pahali.
Sigaran var mi diye sordu.
Var anasini satayim ama eldiveni çikar, montu siyir, altimda yelek var onun cebinde yani uzun is.
Zor geldi.
Yok dedim.
Eyvallah dedi.
Yesil yandi yuruduk.
50 metre sonra az önce bahsettigim harabeligin orasi.
Bir baktim oraya siginmis tiplerden iki tanesi bir kopegin boynuna ip baglamislar çeke çeke götürmeye çalisiyorlar.
Ulem dedim köpekleri de var.
Sanki kendi karinlarini doyurmayi beceriyorlar, bir de köpek.
Ben geçtim,
arkamdan kamyonet geliyor.
Baktim kamyonet yavasladi.
Adamlarla bisey konusuyorlar.
Ben az ilerde bir kafede kahve içecegim ilerledim.
Motoru park edip kafeye girdim.
KAhvemi içerken o kamyonet tam karsiya park etti.
Az sonra ellerindeki köpegi surukleye surukleye gelen iki tip kamyonetin yanina geldiler.
Kamyonetteki kadin ve adam o iki elemanla hararetli bir tartismaya girdiler.
Ben ne olup bittigini anlayamadigimdan ama konuda ilgimi çektiginden öyle aval aval seyrediyorum.
Fakat köpek üzerine bir tartisma döndügü belli.
Biraz sonra adam ve kadin bulundugum kafeye geldi.
Selam verdikten sonra bize hitap ederek yardima ihtiyacimiz var dediler.
Tekrar hatirlatayim,
bu kamyonettekiler az önce isiklarda benden sigara isteyen adamlar.
Kafedekiler ne yardimi deyince,
karsida kopege eziyet eden adamlari gösterip,
bu adamlar kopege eziyet ediyorlar.
az önce fark ettik ve kopegi kurtarmak için satin almak istedik.
Fakat adamlar 50 euroda israr ediyorlar,
oysa bizim cebimizde sadece 40 euro var.
Ne yaptiysak 50 eurodan asagiya inmediler.
Bize bir 10 euro verebilirmisiniz?
Insanligimdan utandigim andir o an.
Bir sigara vermek için fermuarlarimi indirmeye üsendigim adamlar, ceplerindeki son parayi bir uyuz iti kurtarmak için vermeye hazirlar.
Kafede ki herkes elini cebine atti ve para tamamlandi.
Uyuz it, kendisinden çok daha it olan o iki serserinin elinden alindi ve kamyonete atilarak benim bilmedigim ama muhtemelen onun için en iyisi olan bir gelecege dogru yola çikti.
Zehir olmus kahvemin son yudumunu yutkunarak içip, çok pahali dedikleri motoruma bindim.
O köpekten çok daha ucuz diyerek marsa bastim.
O köpekten çok daha ucuz,
motorda,
sürücüsü de.
Sevgılı kardesım ıkınızede cok gecmıs olsun , Emınım ondan daha cok sen korkmussundur .
O karaktersızde ısın cılası olmus . Bende boyle 2 ayrı durum yasamıstım bırınde meshur hayrola kafeden dıgerınde nısantası mc ten buz aldım , fazla fazla verdıler paranın lafını bıle etmedıler . Sagolsunlar .
Su hayatta bırsey bılıyorsam oda ; ne ekersen onu bıcersın . O adamda bırgun bıryerde aynısını yasar ama senın o ankı halın aklına gelmez emın ol.
Tekrar gecmıs olsun .
Gün geçtikçe maneviyatımızı kaybediyoruz. Dikkat edin özellikle son 4-5 yıldır insanlarda ne ruh kaldı ne kalite kaldı git gide robotlaştılar resmen. İşim gereği her sene daha yeni nesillerle tanışma ve onları inceleme fırsatı buluyorum, en çok ta şu dikkatimi çekti; gençlerde ne müzik zevki kaldı ne sanat anlayışı. Bakıyorumda demet akalın, serdar ortaç v.b türde müzisyen şarkıcılara öyle bir tapıyorlarki şimdi ne alakası var diye düşünenler olacaktır fakat insanın zevkleri, yada anlayabildiği müzik türü dahi onun kapasitesini gösterir.
Olaya zevkler ve renkler tartışılmaz diyecek kadar basit bakmamak gerekir ismayil yk, hende yener yada arabesk rap sevebilen bir insanla, Bülent Ortaçgil, Yavuz Çetin, Jimi Hendrix seven insan arasında mutlaka fark vardır.
Ben daha çok kişinin sanat anlayışı ile kendi kalitesi arasındaki senkronizasyonu analiz etmeyi seviyorum. Başka arkadaşlarda başka yollardan arada oluşan bu farkları görüyordur mutlaka.
Reşit geçmiş olsun. 5 liralık adammış de geç ben öyle yapıyorum.
kardeşim orası tam olarak nereydi ? buz istediğiniz yer.
---------- Mesajlar birleştirildi - 00:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 00:42 ----------
hocam aynı kafadanız ve yazdıklarınıza gönülden katılıyorum ..
cem karaca kimdir bilmeyenler var...
zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
geçenlerde de cuma namazı sırasında motorumu düşürmüştü bir müslüman din kardeşimiz ve kaçıp gitmişti. müslüman olmadan önce insan olmak lazım, onu unutmuş tabi. insan olmadan önce müslüman oluyoruz, insan olmadan önce okuyup doktor, öğretmen, mühendis oluyoruz, insan olmadan önce herşey oluyoruz ama olması gerektiği gibi olmuyoruz, olamıyoruz.
... bir sonraki kafede para toplamak üzere yola çıktı.
İşte geldiğimiz nokta budur. Artık öyle bir hale geldik ki, herşeyin içerisinde bir hinlik arıyoruz.
Bizi bu duruma sokan da yine muhtac olanları kullanarak pirim yapan uyanıklar.
Biz de insanlığımızı bir Galaxy S4'e, İphone 5'e, bir de son model arabaya sattık.
►Forum Kuralları◄ ►Moto Aktuel◄ ►Türk Dil Kurumu◄
Herkes düşüncelerinde yanılabilir. Ama aptallar bir türlü yanıldıklarını anlayamazlar. Cicero
Abi, Türk olsalardı kesin fark ederdin değil mi,
bu olay şayet Türkiye de olsaydı, farklı yerlerde bu kopeği günde 10 kere anlattığın şekilde alırlar, akşama kadar da 200 kaat toplarlar diye düşünürdüm ama bizim burda bu numarayı yemezlerdi herhalde, , kimse kimseye kuruş vermez oldu.
TR de olduğum için mi böyle düşünürdüm yoksa kendi fikrim mi bilemedim
Ulem benim aklima bile gelmedi ama durum o kadar mi kötü?
Gerçi kamyonettekiler fransiz olmasa,
benim de ilk aklima gelen sizin yazdiklariniz olurdu.
Fakat ben belki de mevzunun basina tanik oldugum için olayi daha safane algiladim.!!!
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
@satoyama
bahçeköy yolu üzerinde bir tane piknik alanı adını bilmiyorum. Lanet olsun onlara da adlarına da.
zengin veya fakir farketmez, apaçilik ya da ezik alt kültürün, motosiklet üzerinde hiç bir izahı ve bahanesi olamaz... ) (3 litre benzin koyuyorum bir hafta geziyorum diyen adamlardan ve motorlarından uzak durun)
Fakat kapitalizmin bizi ne hale getirdigine dair super bir örnek yine ayni kafede hem de bugün basima geldi.
Ben unutmusum bile ama is alavere dalavere olunce demin sigara içerken aklima geldi.
Kafe dedigim yer aslinda bir kafe bar ve ayni zamanda burada tabac dedigimiz sigara satilan bir yer.
Yolumun üstü oldugu için sigarami da ordan alirim.
Bu sabah nasil olduysa ailecek bir arada olabildigimiz bir sabah oldu ve yengeniz kahvalti hazirlamis.
Git ekmek al diye komut verince ben hemen hazir ola geçip bu evde son sözü ben söylerim ulen deyip agirligimi koydum ve
son söz olarak,
peki karicim,
hemen derhal
deyip yola çiktim.
Niyetim kafeye ugrayip bir sabah kahvesi içmek ve pakette can çekisen azalan sigarami tazeleyip bir firindan ekmek almak.
Benim sigara 6,70
kahve ise 1,20
yani toplamda 8,90 ediyor
kafeye girip bir sigara aldim ve bir kahve istedim.
10 euro verdim
Genellikle para ustune dikkat etmem ama önümde koca bir ekran var ve orada 6.80 diye bir rakam yaziyor.
adam bana para üstünü verdi ve ben bar tarafina geçip kahvemi aldim
ama kafam ekranda yazili rakamda kalmis.
Elimdeki parayi saydim.
3,20 var
normalde 2,10 olmasi lazim
Yanlis yaptiniz beyefendi diye seslendim.
Paralar elimde ve barin üstüne uzatmisim.
Barin arkasinda 3 kisiler ve ben yanlis yaptiniz dedigim andan itibaren bana nefretle bakan üç çift göz oldular.
Adam hemen babalanarak ne yanlisi yapmisim dedi.
Yanlis hesaplamissiniz, ben bir paket sigara ve bir kahveyi neredeyse her sabah buradan alirim ama elimdeki paralarla sizin hesabiniz tutmuyor dedim.
Hemen kosup kasaya bakti.
6,80 lik alisveris yapmissiniz ve ben size 3,20 ödemisim dedi.
Ve ben bundan adim gibi eminim diye ekledi.
Dedim zaten sorun orda ben sizden 6,80 lik degil 7,90lik bir alisveris yaptim.
Lütfen tekrar kontrol edin dedim.
Ben bunlari soylerken barin arkasindaki 3 kisinin bana nasil bir nefret ve inanmazlikla baktigini da ilave etmek isterim.
Ama olayin eksik para degil de benim salak gibi fazla para verildigini iddia etmem oldugu anlasilinca isler degisti.
Hesap kitap tekrar yapildi ve ben bana verilen fazla parayi iade ettim.
Bakislar artik bir aziz karsilarindaymis gibi degismis, tesekkurler ayyuka çikmis,
sanki bu adamlar daha bir kaç hafta önce bir uyuz ite ceplerinden para harcayan adamlar degilmiscesine mevzular olmus benim para itirazima aninda dis geçiren baska mantaliteler ortaya çikmis ve muhtemelen bunun nedeni daha önce kimbilir kaç kez yasadiklari dolandirilma korkusu.
Yani iki yuzumuz var ve biz farkinda bile degiliz.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Mevlâna ne güzel demiş; Ne fark eder ki, kör insan için elmasda bir, cam da! Sana bakan kör ise sakın kendini camdan sanma!
Bizim insanımız neden bu hale geldi? Acaba insan olmayı unutmuş olabilir mi?
Şahsım adına söylemeliyim ki, ben insanlığın sosyal değerlerin üstünde tutulmasını şahsın kişiliğine, görgüsüne ve inancın azalmasına bağlıyorum. İnsan olmak, insan olduğunun ve bunun gereklerinin ne olması gerektiğinin farkına varmakla, Allah' ın insana bahşettiği aklı, iradeyi, merhameti ve vicdanı doğru kullanmakla başlar.
İnsan doğmuş olmak, insan olmak için yeterli mi? Bence değil ...
Eşini Seviyorsan, Onun (2 teker) Hayallerini de Seveceksin.
bizim buradada omzunda kırmızı tülbent Türk bayrağıyla dolaşıp askere gidicez diyerek kapı kapı dolaşan tipler var. sülüsünü göster vereyim dedim tıkandı, bize inanmıyonmu abi ayaklarına girdi. topladıkları paralarla sabaha kadar şarap çekiyorlar bizzat gördüm çocukken yan sokağa bir karavan gelmişti. bir dede kalıyordu karavanda. yürüyebildiği halde tekerlekli sandalyede bütün gün çarşıda dilenirdi. o bacakları öyle bir şekle sokardıki gerçekten sakat sanarsınız. akşam geldiğinde bir torba parayla dönerdi. 2 ay kadar sonra karavanın gittiğini gördük. dede şehir şehir karavanla dolaşıp dilenir dururmuş. sadaka ve maddi yardımda öncelikli sıra dost ve akrabalarındır, unutmayalım.
yeni neslin yardımsever olmayışının en önemli nedenlerinden birisi bana göre ailelerin örf adetlerini çocuklarına öğretmemeleri. ağaç yaş iken eğilir. yabancı kültürle yetişiyorlar artık.
iyiliğin tanımı bubakara suresi
Bismillah
177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
bu hale gelmenin bir ayağı ise dünya malına olan sevgiden mümkün mertebe uzaklaşmak
dünyalık her ne varsa buna tamah etmek, insanın içindeki hayvanı, dolayısıyla şikayete konu olan durumları ortaya çıkarır
benimmmm!!!
mal sahibi, mülk sahibi. hani bunun ilk sahibi?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)