Öncelikle Bulgaristan'ı da sayarsak gittiğim ülke sayısı 7. Yani ilk yurt dışı seyahatim ve gözlemim değil. Yemek kültürü Türkiye kadar gelişmiş başka ülke mutfağı kesinlikle yok. Bunu çok net gördüm. Dünyanın en objektif insanıyımdır diyebilirim. Mesela Paris'in soğan çorbası harika ama 4 kere yediğimden 1 tanesi böyle idi. Bulursanız doğru yeri muhteşem. Ayrıca Macaristan'ın Gulaş çorbası tam bir saçmalık ama Ceylan çorbaları var. İnsan ölmeden 1 kere olsun o çorbayı içmeli kesinlikle. Ördek, hindi ve etleri de muhteşem Macarlar'ın.
Neyse! Nasıl ki muhteşem metro ve trafik yazmışsam bunu da tüm objektifliğimle yazdım.
Öncelikle Almanya'da da kanlı et yemiştim ancak onlar bile çok kızart deyince bir şekilde bizim ağız tadımıza yakın bir seviyeye getiriyorlardı. Ama 2. uyarıdan sonra
Bulgaristan bizim yemek kültürümüzü oldukça kopyalamış. Cacığımıza kadar. Orada sorun yoktu.
Avrupalı önce boğduğundan sonra kesip kan akıttığından mıdır nedir tavuk tadı korkunç. Suni bir et tadı var.
Etleri ise çok kalın kesip az kızartıp önüne getiriyor. Siz demişsiniz ki biz çok pişiriyoruz kayış gibi oluyor. Tam tersine. Kıvamında pişirilen etlerimiz ağzımızda dağılıyor. Ama adamlar 7 cm kalınlığındaki eti çok kızartsa ancak çevresi kararıyor içi yine kanlı ve kayış gibinin ötesinde. Ben 8 ay önce tel tedavisine başladım, dişlerim tedavi başlangıç sürecinin dışında ilk kez sızladı. Ha restauranta suç atamayız bunu 7 gün boyunca farklı restaurantlarda yaşadım. Kanatlılara da örnek verirsek 3 kere ördek yedim 2 sinde kayış gibiydi mesela. Tavuk yemedim. Fiziksel ve kimyasal bir gerçek kalın ve az pişmiş et kayış gibi olur çiğe yakın çünkü. Nasıl bunun tersini savunuyorsunuz , Türk etleri çok piştiğinden kayış gibi diyorsunuz anlamadım.İtalya bile %40 kadar daha iyi idi. Kaldı ki İtalya'nın yemeklerini de beğenmemiştim. Hatta pizzası bile Venedik'in kötüydü. Ama İtalyan'ı koruyan bir arkadaşım pizza Napoli de yenir deyince kalakaldım. O zaman biz de Adana kebap yemek için Adana'ya gitmeliyiz sanırım. Aynı savunma mekanizması bu yorumunuzda da yaşanmış.
Öncelikle abartılan Avrupa eskiden sadece zenginlerin gittiği ve abarta abarta anlattığı yarısından çoğu balon olan bir yer. Doğrular, muazzam korunmuş tarihi doku, harika trafik, mükemmel kanunlar. Diğer gerçekler, küstahlar, turiste kabalar, hizmette iğrençler. Bu turist s.s. buraya gelecek mi kardeşim gelecek. O zaman neden daha kibar davranayım ki diyor.
Restaurantlarda bekletilme konusundaki örneğiniz komik olmuş. Hippopotamus Rest. zincirleri var. İlk gittiğimiz de 40 dakika bekledik ve 2 uyarımıza rağmen ancak menü bırakıldı. Sonrasında yine gelinmeyince yanımıza kalktık. Tekstil fuarına gittik. Fuar merkezinde de aynı Rest. vardı. Girdik. Yine geç gelindi ama burada herkes hızlı yemek zorundaydı çünkü fuarda zaman çok değerliydi. Pek keyfini çıkartmaya gelen insan yoktu. Buna rağmen bir türlü yanımıza gelemediler. Fransızca konuşunca sorunlar halloluyor demişsiniz. Baldızım Fransızca konuştu tüm tatil. Ama ben de ingilizcemle çok şeyi hallettim bence dille ilgili sıkıntımız çok olmadı. Ama ben Türkçe konuşurken, baldızımla Fransızca konuşan kişi tamam dedi beni duyunca. Bir bayan garson.Türk'müş
. Konuşmaya başladık. Neden bu kadar yavaş rest. dedim. Eleman az tutuluyor dedi. Mesela burada bu hengamede 3 kişi sipariş topluyoruz 2 kişi dağıtıyor. Yani kriz de çok kazanmak için elemanı az tutuyorlar. İnanın bizim Kırıntı rest. bünyesinde aynı büyüklükte atıyorum 15 garson ve mutfakta 10 kişi varsa bunlarda 3 te 1 i kadar. İsteselerde hızlanamazlar. O keyif için yavaş olayı da tamamen hikaye. Yemeğinizi söylersiniz gelir keyfinize bakarsınız. Yok açsan hızl ırest. git gibi bir mentalite sadece komik kalır. Acıkmayan adamın Rest. işi ne. Ay çok acıktın o zaman buraya gelme mantığı çok garip olmuş sizin için.
Anvers bölgesinde gezemiyorsunuz. Türk büfe sahibi olmasa kendimi 2 bayanla ateşe atacaktım. E dedim hani Fransa, hani AB ülkesi, hani kanunlar neden bıçak dayıyorlar, soygun, uyuşturucu bu bölgede nasıl izin veriyorlar. Burayı Fransa gibi düşünme buraya karışamıyorlar dedi. Çok gelişmiş Fransa değil mi? Valla dedi burada 21:00 den sonra gezilmez o kadar. Eyvallah dedik döndük.
Avrupa'lı kolay paraya alışmış.Yunanistan, İtalya gibi Fransız esnafı da aynı kafada olduğundan krize girmişler. Hadi İtalya ve Fransa sanayisi iyi. Yunanistan o yüzden bitikleri oynuyor. Adamlar 10 da işe gidip 16 da çıkıyorlarmış. O saatten sonra uyku vakitleriymiş. Yunan vatandaşı olan bir Türk arkadaşımla 10 yıldır konuşuyoruz. O demişti gerçek oldu krize girdi.
Aynı rehavet Fransız esnafında da var. Pis olduklarını kimse tartışmıyor bile. Ama orada yaşamak subjektif olmanızı gerektirmez. Objektif olunuz. Bir arkadaşım 1 yıldır orada. Benim tüm dediklerimi onayladı.