Usta metal kılıflı 1N3288A diyotları var köprü yerine bunlardan kullan 100A 100v değeri , Allah yar ve yardımcın olsun.
Usta metal kılıflı 1N3288A diyotları var köprü yerine bunlardan kullan 100A 100v değeri , Allah yar ve yardımcın olsun.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun
Selam, böyle işleri çok seven birisi olarak bilgi ve deneyimlerimi paylaşmak isterim.
Öncelikle, sudan hidrojen elde etme konusunda bariz ve önemli uyarımı yapayım. sıradan çeşme suyu yada diğer sular, içlerinde bir çok element barındırır. ayrıca standart yöntemle elektroliz yapabilmek için suya bir katkı maddesi koymanız gerekir. koyacağınız katkı maddesini iyi seçmelisiniz. aksi halde klor gazı gibi zehirli gazlar açığa çıkar. çok küçük bir az bir klor gazı bile tıbbi müdahale gerektirecek zarar verebilir.
Gerekli güvenlik önemlerini almadan denemeler yapmayın. evde yapacağınız denemelerde normal sularda bir birikme, pislenme sararma yeşerme görebilirsiniz. bunlar sizi zehirlemeye hazır sonuçlar.
Günümüzde endüstride kullanılan değişik yollar var. Genelde hidrojenin fosil yakıtlardan ve bitkisel kaynaklardan elde edilmesi gayet kolay oluyor.
Elektroliz en son tercih edilen yöntem çünkü diğer yöntemleri uygulaması daha kolay. Ama bu elektrolizi anlamsız yada başarısız kılmaz.
Barajlardaki elektrik santrallerinde, santral kapalı olmadığı sürece elektrik üretilir. Ancak o muazzam miktarda elektriği depo edecek bir sistem bulunmamakta. o kadar akü yok dünyada :D
Barajın elektrik üretme kapasitesi 100 ise, ve o sırada barajdan çekilen elektrik 60 ise, artan 40 birim elektrik değişik amaçlarla birlikte elektroliz ile gaz üretmekte de kullanılır.
----------------
Standart yöntemde, saf su elektriği iletmediği için, elektriği iletebilsin diye içine katkı maddesi koyulur. katkı maddesi en basitinden su yada karbonat olabilir. tam hatırlamıyorum ama, en zararsızı hidrojen peroksit miydi neydi öyle ilginç bir kimyasal.
Su elektriği ilettiği zaman, Birbirine elektriksel bir yolla bağlanmış hidrojen ve oksijen atomları, bu elektrik desteğini dışardan karşıladıkları için ayrışırlar ( su molekülü, hidrojen ve oksijenin kovalent bağından oluşur. Oksijen, ihtiyacı olan eksik iki elektronu bulabilmek için iki tane hidrojen atomunun elektronunu çalar. elektronunu bırakmak istemeyen hidrojen hayatının kalanını o oksijen atomuna bağlı geçirir ... )
Ancak bu standart yöntemde Bir çok araştırma 1.2 voltta elektrolizin en verimli olduğu sonucuna varıyor. Ancak büyük bir hücre yaparsan çok akım çekiyor. küçük bir hücre de yeterli verim vermiyor. çareyi seri bağlanmış bir çok hücrede arayanlar da var.
------------------
Elektrolize 1995'lerde bir de alternatif bir icat geldi. stenley meyer diye bir adamın ortaya attığı bir fikir.
Saf su elektriği iletmez. ancak Elektrik gariptir. bir madde x voltajda elektriği iletmezken, voltajı darbeler halinde verirsen, uygun bir frekansta elektriği iletebiliyor.
Suyun bağlarıını pulse train denen bir elektrik darbeleme yoluyla kırmanın kolay olduğunu, hatta saf suyun da bu şekilde ayrıştırılabildiği söyleniyor.
Elbette bu yöntem çok fazla araştırma gerektiren bir konu. frekans, rezonans çok fazla bilimsel konular.
özellikle işin içine elektrik, frekans ve maddenin rezonansı girince herşey mümkün gibi birşey
Biraz elektronik ve temel fizik bilgisi ile bir çok kaynaktan tekniği anlamak mümkün.
Tabi ben deneyip kendim görmedim. Ancak Bu güne kadar büyük çaplı enerji kullanımı için uygulanmayışının sebebinin hep ekonomik-politik sebepler olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde bütün ulaşım ve hayatın işleyişi ile ilgili gerekli enerji inanılmaz bir piyasa, hidrojenin evde yapılacak üç beş kapla bile üretilip kullanılabilir oluşu, böyle bir piyasanın dünyadan silinmesini istemez insanlar diye düşünmüşümdür hep. dünyanın en çok arasını enerjiye harcıyoruz nede olsa kışın ısınmaya yazın gezmeye yakıt yakıyoruz vesselam.
uzun sözün kısası, stenley meyer senin adamın biraz araştırırsan bi yerlerde detaylı türkçe kaynak da vardı sanırım.
---------------------
Dizel motorda uğraşılıp uygulanırsa daha mümkün. benzin motorunda uygulaması çok da verimli değil gibi.
Hidrojen çok hızlı alevleniyor. benzin ise o kadar hızlı değil.
Normal benzin motorunda, devir yükseldikçe, emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. çünkü benzin poposunu kaldırıp yanmaya başladığında emme subabı kapanmış oluyor ve yakıtın yanma sürecinden böylelikle maksimum verim elde edilebiliyor.
Ancak benzin motoruna hidrojen verirsek, yüksek devirde emme subabı daha kapanmadan ateşleme başlıyor. hidrojen yanıyor. emme subabı kapalı olmadığı ve etrafta bolca oksijen olduğu için emme subabından dışarı karbüratör yada hava filtresine doğru hidrojen yanması gerçekleşiyor. bu da olmasını hiç istemeyeceğimiz birşey.
BU yüzden benzin motorunun ateşlemesinin modifiye edilmesi gerekli. avans ayarı denen ayarlarla oynanmalı. Ancak bu sefer de benzinden alınan verim düşüyor.
Kısacası, benzinli motora hidrojen takviyesi yapmaya çalışmak çok pratik değil. Ya benzinli motoru komple hidrojenle çalıştırmak için modifiyelere gidilmeli, yada hiç kurcalanmayıp sadece benzinle çalıştırmalı
Dizel motorda ise olay farklı. dizel motorun enjektörünü söküp yerine buji adapte edersen, buji ateşlemesini de, pistonun en üst noktaya geldiği, emme ve egzos valflerinin kapalı olduğu ilk anda yaparsan yüksek verim alman mümkün. tabi bu durumda dizel yakıtını komple iptal etmiş olman gerekiyor. yada yanma odasına bir delik açıp buji uyarlamalısın.
Benzin, 15 kattan daha fazla sıkıştırıldığında ateşleme olmasa bile basınç ve ısınmadan dolayı alevleniyor. kontrolsüz şekilde yanan benzin motoru kötü etkileyeceğinden, benzinli motorlar en fazla 11 - 12, taş çatlarsa 13 kat sıkıştırma yapıyor.
Dizel motorlarda 30 kat'a kadar sıkıştırma olabiliyor. yani 30 birim hava yakıt karışımını 10 birim hacme kadar sıkıştırıyor. motorda sıkıştırma ne kadar yüksekse, verim o kadar artar.
Sonuç, hidrojen motorunu dizele çevirmek, benzin motorunu çevirmekten daha mantıklı... Ancak enjeksiyon sistemi, buji vs bir çok modifikasyon gerekli.
Benzin motorunda hidrojeni kullanmak için sadece avans ayarının veya ateşleme kontrolünün oynanması gerekli.
Benzin motoru uygulaması kolay, verimi düşük. dizel çok meşakatli, verimi yüksek....
Ama bunlara başlamadan önce, yeterli verimililikte hidrojen üretebilmek lazım.
Ben bildiklerimi paylaştım. Hiç biri %100 doğrudur dediğim birşey yok. benim araştırdığım zamanlarda edindiğim bilgiler.
Kolay gelsin.
!?
abi vallahi ben yapmadım
---------- Mesajlar birleştirildi - 20:44 ---------- bir önceki mesaj zamanı 20:35 ----------
kadircim söylemediğin bir şey kaldımı ? milletin hakkına gaspetmeyelim lütfen bırakaydında bir kaç yorumda başkaları yapaydı
| ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌|
|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_| http://www.irfmotor.com/
Seko:Verdiğiniz biligler için çok teşekkür ederim ama şu depolamada bor kullanma olayını çok anlamış değilim.?
Tolga Can:Yorumunuzu okuduktan sonra kendimi zeka küpü gibi hissettim ama bakmayın ben okadarda akıllı biri değilim,benim yaptığım yapılan işi taklit etmek denebilir.
Mehmetmumtaz:Arada direnç kullanıyorum 50 amper benim için çok yüksek bi akım benim büyük akımlara ihtiyaçım yok ben enfazla ne kadar verebilirm diye denemek istedim.Yinede aklımda bulunsun böyle bişey olduğunu bilmiyordum.
Sessizsakin:Stenley meyer bu bilim adamını araştırıcağım.Dizel motora hidrojen vermek çok daha mantıklı sizinde dediğiniz gibi ama buji ilavesi yapmaya gerek yok benim fikirim daha az yakıt püskürtüp sadece hidrojenin yanmasını sağlamak dizel zor tutuşur ama tutuşunca patlar bu motora hidrojen verdiğimizde tutuşma gecikmesi denen olayı en aza indirmiş olacağız böylesi daha mantıklı.Bilgiler için teşekkürler.
Yorumlar için teşekkür ederim iyiki var
Suya doğru akım verirsin ve kutuplardan iksine de tüp koyarsın.Çıkan gazlar tüpleri doldurur.Tüplerden birinde hidrojen , diğerinde oksijen gazı birikir.Hidojen gazının hangisi olduğunu anlamak için diğerinin iki katı gaz biriken hidrojendir.H2O formülünden dolayı 2 mol oksijen 1 mol oksijen elde edersin.Fakat bu hidrojeni veya oksijeni elde etmek için harcayacağın elektrik enerjisi hidrojeni yaktığında elde edeceğin enerjinin yanında az kalır.Çok basit bir fizik kanunundan bahsetmek gerekirse enerji hiç bi zaman kaybolmaz , sadece başka enerji çeşitlerine dönüşür.Sen hidrojen elde etmek için elektrik enerjisi kullandın.Peki elektrik enerjisi elde etmek için ne kullanacaksın?Elektriği devletin doğalgazla elektrik ürettiği santrallerden alıyosun.Türkiye'de ve dünyada üretilen elektriğin %80'i doğalgaz santrallerinde doğalgazın yakılarak ısı enerjisine ve oradan da elektrik enerjisine dönüşmesi sağlanır.Yani adamlar doğalgazı yakarak elektrik elde ediyo , sen bu elektriği satın alıyosun , o elektirkle hidrojen elde ediyosun.Akıl mantık işi değil.Bu neye benziyo biliyo musun?Evine bi tane buhar kazanı koyup , içindeki suyu doğalgazla ısıtıp , kazanın oluşturacağı buhar basıncını kullanacak bir düzenek oluşturup bu düzeneği de bi jeneratöre bağlayıp elektrik elde etmeye benziyo.Bunu yapacağına git direk prizden kullan elektriği.
Arabayı da hidrojenle çalıştıracağına git tüp taktır , LPG kullan.LPG zaten doğalgazdan üretilen bir yakıt çeşidi.Ama sen kalkıpta doğalgazdan üretilen elektiriği kullanarak hidrojen elde edip arabayı onla yürütmeye çalışırsan , bu sağ kulağını sol elinle tutmaya çalışmaktan farksız olur.
çok mantıklı bedava enerji yok , varsada tam iş görmüyor , iş gören tam verimli çalışmıyor , tam verimli çalışanın ömrü az oluyor vs.vs. vs. fosil yakıt tükenince ne halt edecez bakayım ?
yoksa evin kömürlüğünde bilmediğimiz enerji kaynaklarını mı araştıracağız ? yoksa kazma kürek uranyum filanmı arayacağız, biz görmeyiz belkide 2 -3 nesil sonra neler olacak ?
ammada konuştum demi ?
| ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌| ▌▌| ▌▌▌|
|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_|_| http://www.irfmotor.com/
Şu an dünyanın yaşayan en büyük bilim adamı olarak kabul edilen Stephen Hawking diyo ki yakın zamanda dünyada enerji kaynakları tükenecek.Şu an için kullandığımız fosil yakıtlar dünyanın milyarlarca yılda oluşturduğu bişey.Ancak biz 100 yılda yarısını tükettik.Gerisi de en fazla 100 yıl daha götürür.Malesef yerine koyacak bişey yok.Nükleer enerji dahi hammaddeye ihtiyaç duyar.Uranyum zaten çok nadir bulunan bişey.Stephen Hawking diyor ki dünyanın bize verebileceği bu kadar.Rüzgar enerjisi , güneş enerjisi ampüllerimizi bile yakmaya yetmez.Sona yaklaşıyoruz.İlkel yaşama dönmemize ramak kaldı.
Bu saatte Türkçesini özetleyemedim ama şu kaynağa da göz atınız.
http://auto.howstuffworks.com/fuel-e...gine-works.htm
►Forum Kuralları◄ ►Moto Aktuel◄ ►Türk Dil Kurumu◄
Herkes düşüncelerinde yanılabilir. Ama aptallar bir türlü yanıldıklarını anlayamazlar. Cicero
LPG, adı üstünde petrol gazının likidi.. Doğal gazdan olmuyo yani, başka bişi..
Hidrojen yakıt olarak bildiğimiz patlarlı motorda değil, başka bir sistemle yakılıp bundan elektrik elde edip devasa büyüklükteki aküyü şarj etmekte kullanılıyor.
Hidrojen peroksit dediğiniz oksijenli su oluyor. Eczacılar per hidrol der buna yani H2O2...
Yakın bir gelecekte güneş paneli+rüzgar türbini+elektrikli araçlardan oluşan ızgara enterkonnekte sistemi ile araçlar ve evler beleş elektrik kullanacak. Çin ve caponya haldır haldır çalışıyor.. Çinde petrol ve kömür yok ama Lityum denen şey dağlar kadar var. Onlar bizim BOR'u çıkarıp kamyonla sattığımız gibi değil; pil yapıp satıyorlar.
H2 sistemini araçlarda deneyenler de var:
http://www.skodam.com/favorit-forman/favorit-glx-hidrojen-lpg-kullanim-emisyon-degerleri-t30729.html
forumdonanım sitesinde bir çok tartışmalar ve paylaşımlar var bu konuda. oralarda inceleme yapman zaman ve para tasarufu yapmaya bire bir. hidrojen jenaratorü üretiminde çok değişik modeller mevcut. her birini yapmış ve denemiş arkadaşların yorumları var. ama bu tür bir işe girişmeden önce benim tavsiyem elektirik üretimini sağlayan staratöre ilave sargılar yapman veya watı daha güçlü olan bir muadil stratatör takman. elektirik üretimin düşük kaldıgı sürece seni tatmin etmeye bilir.
126bis marka aracımı 2001 yılında hidrojenle çalıştırmayı başarmıştım. yani başarmıştım derken sorunsuz değildi ama çalışıyordu. emme manifoltuna bir patlama kapağı koymanı tavsiye ederim. kolay tutuşa bildiği için bazen silindire girmeden tutuştuğu oluyor. bu tutuşma karbüratoru yerinden oynattığı bile oluyordu. öğle korkulacak bir tehlikesi yok. ne benzin gibi bulaşıyor. nede lpg gibi çökme yapıyor.
bu olaya başlamadan önce hidrojen gazlarının özelliklerini araştır. yeni teknoleji kullanan motorları yapısını araştır. bazı teknolojik motorlardaki sensör davranışları tasarufu engellediği gibi fazla yakmasınada sebeb oluyor.
günümüz motorlarında hidrojeni yakıt olarak kullanılmasını konu alan 10 dan fazla akademik çalışma var bu çalışmalar sana olayın temelini anlatacaktır.
Bor kullanımı şöyle oluyormuş: Boru bazı işlemlerden geçirip (ki bu bazı işlemleri yapmak uzaya mekik göndermekten daha zormuş) , sonra depoya koyduğumuzda bor depodaki hidrojeni sünger gibi emiyor ve hidrojen sıvı hale geçiyor. Ve bu işler de atmosfer basıncında oluyor. Daha sonra hidrojen kullanılsa bile bor depoda kalıyor, tekrar tekrar kullanılabiliyor. Dünyanın en büyük bor yatakları bizde olduğundan, bu işi yapsak dünya kapımızda kuyruğa gürip, satın almak için elimizi öper ama biz onu kiloyla taş toprak fiyatına dışarıya satıyor, inşaata kullanıyoruz.
boru borhidrüre veya sodyum borhidrat a cevirmek ileri teknoloji ister belki ama uzaya mekik yollamaktan daha zor oldugu kısmına katılmıyorum. ulaşılamaz değildir. sadece ticari olarak üretilmemekte. arz taleb meselesi oldugundan ticari olarak üretilmeye başlandıgında elbet satış fiyatları düşecektir. tübitak ve bir kaç türk bilim insanı zaten bu konuda yeni teknikler ve teknolojiler geliştirmek için değişik akademik çalışmalar yapıyorlar. basınç altında bir litre alana sıgdırılan hidrojenin yaklaşık ( yanılmıyorsam ) 7 katı depolana biliyor. ben bunu açıklarken yakıt deposu içindeki raflara benzetiyorum. böylece derli toplu ve çok daha fazla malzeme depolaya biliyorsunuz gibi düşünün.
Bugün motor üzerinde ne kadar etkili olduğunu öğrenmek için bi deneme yaptım 2 zamanlı 50 cc bi motoru çalıştırabiliyorum ama aküler çıkma olduğu için aküler cabuk boşaldı trafoyu patlattığım içinde uzun süre çalıştıramadım zaten motor 2 zamanlı olduğu için yağ sıkıntım olacaktı bu yüzden uzun süre çalıştıramazdım zaten.4 zamanlı 50 cc lik bi motor aramaktayım tam anlamıyla denemek için 1-2 tane buldum ama 300-400 lira istiyolar bi hurdacıları dolaşmak gerekicek galiba.Neyse gelişmeler güzel denemeler devam ediyor.Şuan da tuzruhu ve karbonattan oluşan bi karışım kullanıyorum en iyi elektrolizi böyle gerçekleştirdim.Yorumlar için hepinize teşekkür ederim.
Şu an bu konu içerisinde 3 kullanıcı var. (0 üye ve 3 misafir)