Nargile Keyfi (Köşe Yazısı)
Reklamlar
-
NARGİLE KEYFİ
Bahar'ın habercisi bir gündü, yaklaşan yazı müjdeleyen,güneşin artık yavaş yavaş tenimizi ısıttıgı bir gün..
Güzel İzmir'i bilenler meşhur KORDON boyunuda bilirler,böyle güzel bir günde Kordon boyuda panayır gibidir,seyretmek keyif verir.
Sahil boyunca sıralanan cafe ve bar'lar dolar taşar.Kimi nargile-çay tercihini yaparken kimide bira-patates ile bu güzelliğe eşlik eder.
Cafe-Bar'ların havanın ısınmasını fırsat bilerek dışarıya attıgı masalar dolar taşar,nereye baksanız keyifli yüzler sıcak insanlar görürsünüz çevrenizde,bilirsinizki onlarda sizin gibi baharın keyfini yaşarlar.
Seyredersiniz sadece..Çimenlerin üzerinde koşan oynayan çocuklar,köpeklerini gezdirenler,koşu yolunda tempoyla koşanlar,bisiklet yolunda pedal basanlar ..Bunlar sanki bir ressamın tablosuna bakarken gördüğünüz ayrıntılar gibi gelir gözünüze..
Siyah-Beyaz yıllardan kalma Fayton'ları çeken At'lar önünüzden sıklıkla geçerken Nal'lardan gelen sesler size bir melodi gibi gelir.Daha bir keyifle çekersiniz Nargile'den bir duman..
En azından ben öyle yapıyordum..İşte böyle bir günün batımında çok sevdiğim güneş'in "Karşıyaka" tarafından denizle bütünleşmesini seyretmek için oturmuştum meşhur Kordon Kafe'ye..Tabi bu güzel manzara sadece bahane idi belkide,zaten ben degilmiydim çocukken Güneş'in denize deydiğinde duman çıkmasını bekleyen aklıma geldiğinde güldüm çocuklugumdaki bu çocukça bekleyişime.
Elmalı söyledim nargilemi,marpuçumuda özel Arap usulü olanlardan.. ,sanki son nargile içişim olacakmış gibi özen gösterdim.eee keyif için ordaydım nede olsa..Nargile içilirde yanında çay içilmezmi,içilir tabi Yıllardır Kordon Kafe de çalışan Ömer'e seslendim;
"Ömerrr,bana bir çay getir incebelli olsun abicim"..
Belediye iyi çalışıyordu anlaşılan,çünkü yeni biçilmiş çimenlerin kokusunu ciğerlerimde hissediyordum,Deniz'in kokusuda ayrı bir lezzet idi..
Ne kadar çok Motosiklet vardı etrafta,hepsi acıkmış birisinin yemege saldırdıgı gibi Kordon boyuna saldırmıştı,nede olsa koca bir kış beklemişlerdi bu güzel günü.Asvalt olsaydı kordon boyu arnavut kaldırımı yerine belki daha sarsıntısız bu manzaranın keyifini süreceklerdi ama her güzelin bir kusuru vardı nede olsa.Ne çok Motosiklet vardı etrafta ne çok..
Mutlu oluyordum,keyifleniyordum her Motosikleti gördüğümde.
Evvel zaman geldi aklıma.
Bir dönemler bir "Çalgıcıya" birde "Motorcuya" kız vermezlerdi.
Motorcu kelimesi Serseri kelimesi ile eş anlamlı kelime olarak anlatılyordu Türkçe Derslerinde..
O zamanlar ne pistler vardı yarışacak nede internet vardı paylaşacak.
Yollarda serseriyidik ama serserilikten uzak.
Üzerimize giydirilen bu lekeli gömleği bir türlü çıkartamıyorduk..
Parçalayıp atmak istiyorduk ama olmuyordu.Toplumda saygınlıgımız olmadıgı gibi Trafiktede araçtan sayılırlığımızda yoktu.
Nargilemi fokurdatırken alabildiğine motorcu geçiyordu kordon'dan.Hani papatyalar,yaban laleleri nasılki yeşil çimenlere makyaj oluyorsa, işte öyle geliyordu gözüme geçen motorlar.
Düşündümde artık eskisi gibi degildi çok şey.
Camia dışındaki insanlar motora daha bir sevgi ile bakıyorlardı,onlarda biliyorlardaki gidonları tutan eller kaliteli eller idi.
Motorcu kişi insan sevgisi ile dolu ve mütevazi bir karekter çiziyordu insanların gözünde.Dostlukların karaborsaya düştüğü bu günlerde MOTORCU'lar konvoy olarak geziyor ve sahip çıkıyorlardı bu muhteşem kültüre..Artık her şey degişmişti.
Sonra içimde bir sıcaklık hissettim,bu duygu Gurur muydu yoksa bunun bir parçası olmak mı?
Son dört yılımı düşündümde uykusuz gecelerin gözlerimin altında bıraktıgı mor renk belkide bu gururun kartviziti idi.
Belki benimde bir katkım vardı bu kültürün sevilmesinde.Yada ben bu güzellikten kendime bir pay istiyordum.
Ama guruluydum işte geçen her motorun egzoz sesinde.
Yan masada oturan gençler geçen motorculara hayranlıkla bakarken "Bende motorcuyum" demek geldi içimden,eskiden saklanması gereken bu kimliğimi şimdi gururla haykırmak istediğimi fark ettim..
Güneş artık denizin içine girmişti,belki denizden duman çıkmamışıtı güneş denize deydiğinde ama ben o çocugun gözleriyle seyretmiştim bir güneş batışını daha.
Nargilemin kömürüde artık bitiyordu,incebelli'nin dibinde kalan son çaydan yudumumu aldım.
Yavaş yavaş kalkmanın vakti gelmişti.
"Ömerr,hesabı getir abicim"
"-Hemen Motorcu abim"
Artık yan masada duymuştu benim motorcu oldugumu..
Hakan DİNÇER
www.motordelisi.com
Reklamlar
-
Her akımın öncüsü en çok acıyı çeken,en çabuk unutulandır.Yeterki doğru yapıldığı bilinsin,yaşadığınız hazzı sadece tahmin edebilirim.İyiki motora binmişsiniz "MOTORCU ABİ"!.....
-
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler