O 34 kişinin, Uğur Mumcunun ölümünün hesabını sormayan devlet, turgut özal'ı ergenekon adlı hayali örgütün zehirlediğini iddia ediyor, hem de adli tıp kurumu zehirlenme yoktur dediği halde.coq adlı üyeden alıntı
bu taksimde neden ısrar ediliyor soruları duydukça, işte onlar işçi değiller diyenleri gördükçe bilinçten ne kadar yoksun olduğumuzu görüyoruz. bu sistemde ya işçiyiz ya patron. 17 yaşındaki dilan lise öğrencisi ama o da işçi. babası da maaşları ödenmeden işten çıkarılan hey tekstil işçilerinden.
Taksim işçi için kutsaldır. 77'deki kanlı 1 Mayısın hesabı sorulmadan bu hesap da kapanmayacaktır. asıl sorulması gereken işçinin değil polisin orada ne işi var?
"1977’deki “kanlı 1 Mayıs” için Profesör Halil Berktay “güneş yüzü görmemiş” bir iddiayı ortaya attı:
“Kanlı 1 Mayıs’ın arkasında derin devlet yapılanması yoktu. Sol içinde çeşitli fraksiyonlar arasında bir çatışmadır.”
Berktay da o gün Taksim Meydanı’ndaymış.
Olayların canlı tanığı olarak anlatıyor:
1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda ölenlerin sayısı 36’tıydı.
Bunlardan sadece 3’ü kurşunla öldürülmüştü.
Diğer 33’ü ise silahlar patlayınca çıkan panikte ezilerek hayatlarını yitirmişlerdi.
Ortada ne kanlı bir derin devlet komplosu ne de etrafa gizlenmiş keskin nişancılar vardı.
Sol, kendi rezilliğinden bir mağduriyet efsanesi çıkardı.
Prof. Berktay “sular idaresinin duvarından yaylım ateş açan birilerini ve şimdi adı The Marmara olan otel çatışından kurşun yağdıran keskin nişancılar görmediğini” de söylüyor.
“Solun kendi arasında çatışması sonucu Taksim’e kan bulaştığı” görüşünü ise -özetle- şöyle izah ediyor:
Sol, her biri diğerini burjuvaziye ve CIA’ya hizmet ediyor olarak gören 50 küsur franksiyona bölünmüştü.
En kuvvetlisi tamamen Sovyet çizgisinde olan (TKP) Türkiye Komünist Partisi’ydi.
Taksim’deki gösteri TKP’nin egemenliğindeki DİSK’in kontrolünde gerçekleşti.
Diğer fraksiyonları -örneğin- benimde içinde olduğum Maocu diye bilinen kesimi, halkın kurtuluşunu, halkın yolu veya TİKKO gibi grupları ağına sokmamaya kararlıydılar.
O grupların bazıları “10 bin ölü versek bile gireceğiz ve Taksim Meydanı’nı revizyonistlere bırakmayacağız” diyorlardı.
Prof. Berktay’ın çok net olmasa da anlatımından çıkardığım sonuç “ateş açanların” işte bu alana sokulmayanlar olduğudur.
1 Mayıs 1977 hala yakın tarihin kozmik odasında.
Gerçeğin ne olduğu 35 yıldır ortaya çıkarılamadı/çıkarılmadı.
Prof. Halil Berktay’ın iddiası da olasılıklarından biridir.
Saygın bilim adamı kimliği, bu iddianın mülahazat hanesine “önemli” notuyla kaydı gerekir.
Belki ezber bozuyor ve zihin duvarlarını sarsıyor ama bir düşünün daha 72 saat önce Taksim Meydanı’nda “antikapitalist İslam” pankartlarının açılacağını kim aklından geçirirdi ki?
Demek istediğim o ki Taksim 1 Mayıslarında her şey mümkün." (alıntıdır)
--------------------------------------------------------------
Yine mi aynı tablolar oluşsun isteniyor sayın jog , niçin ölsün insanlarımız ? Bende şunu görüyorum ki o tarihte ki (işçi bayramı )1 Mayıs olayları "işçi değil "öğrenci hareketiydi !! işçi aç bu memelekette bu hareketlere katılmaya güçü yok !!!
Yani zorla "memur la "işçi kavramlarını birbirine karıştırmaya çalışıyoruz ya !!, ben bu düşünceleri hiç anlayamıyorum .
4-5 bin tl aylık al , yazlığın kışlığın olsun + kira gelirlerin olsun , son model araçlara bin , 8 saat çalışma , bilmem kaç gün "böyle tatil yap , sonrada ben "ezilen işçiyim hak istiyorum diye gel , kalabalıkta ezil öl !!, hangi akla hizmettir bu anlayan bir zahmet açıklayıversin ?.
1 Mayıs Kölelik bayramınız kutlu olsun.Siz işçilik deyin ben ona kölelik diyorum.Neden mi kölelik?İsterseniz meselenin temeline inelim ve köleliğin (sözde) kaldırıldığı ve bütün dünyaya İnsan Hakları Evrensel Bildirisi diye yaygara yapıldığı yıllara bi gidelim :
1.800'lü yıllar , sanayi ve endüstri devrimlerinin temellerinin atıldığı yıllar.Batı medeniyetlerinin ilk makineleri icat ettiği yıllar.Bütün bu makineleşmenin temelinde yatan buharlı makineler.100 tane insanın yapabileceği işi tek başına yapabilecek güçteymiş.Tabi ki bu makineler suyla çalışmıyomuş.Başlarda bunların yakıtı ağaç ve kömürken , zamanla yerini petrol ve türevlerine bırakmış.Dünyanın milyonlarca yılda ürettiği fosil yakıtları bi kaç yüzyılda tüketecek olan devasa makineler.Ürettikleri güce karşı arkalarında bıraktıkları çevre kirliliği ve sömürdükleri kaynaklar.İşte bu devasa güç üreten makineler icat edilince köle efendileri bakmışlar bizim artık köleye ihtiyacımız yok demişler.Onların karnını doyurmak , ihtiyaçlarını karşılamak yerine 100 tane kölenin gücündeki makineleri satın almak veya üretmek daha mantıklı gelmiş.Artık köleler gereksiz ve sahiplerinin sırtına yük olmaya başlamış.Oturmuşlar kölelerden kurtulmak için bi plan yapmışlar.Bu planın adına da İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi demişler.İçine dışını süsleyerek efendilerine yük olan kölelerinden kurtulma projelerini , köleleri özgürleştirme projesi diyerek bütün dünyaya yutturmuşlar.
Ee sonuç....Özgür olduğunu sanan aptal köle bir iki dolaşmış , bakınmış , aç kalmış.Aç kalınca efendisine geri dönmüş. Efendisi fabrikalar kurmuş.Binlerce kölenin yapacağı işi tek başına yapabilen makineleri varmış.Ancak yine de tamamen el emeği olmadan sırf makinelere bağlı üretim yapmak kolay değilmiş.Az da olsa insana ihtiyaç varmış.Köle efendisi modern köleye gel sen işçi ol demiş.Köle de mecbur kabul etmiş.Eskiden sahibi karnını doyururken şimdi ona para verip git kendi karnını kendin doyur demiş.Köle için farkeden bişey olmamış.Çünkü eskiden de karın tokluğuna çalışıyomuş , şimdi de aynı.Değişen bişey yok.
1 mayısın taksim çıkarmasının özeti
dün HT de videoda gösteriliyordu.
Bir kız şöyle bağırıyordu: " Sapan için taş kırın,buraya yığın"
Taş atan güya işçi.
Taş atılan işçi-emekçi Polis.
Taşlanan devletin yani bizim polis arabalarımız.
Taşlanan esnaf dükkanları.
Sökülen biz işçilerin vergileriyle yapılan kaldırım ve yol taşları.
Ellerini ovuşturan disk-kesk..
Ellerini başnın arasına alıp ağlayanlar , yaralıların işçi-polis in yakınları..
Bağın canı cehenneme amaç bağcıyı dövmek.
Ve bunlar bizi mi temsil ediyorlar?!! canları cehenneme!
TKP kadköydeydi, Hak-İş başka şehirlerde bildiri verdi.
BİLDİRİ VERDİ..
Taksim işgalcileri ise taş-sopa ve milyon liralık hasar..
Yırtılan deli bekirin yakası...
Halil Berktay'ın iddiaları iddiadır sadece.. Özalı zehirlediler neyse bunun dediği de budur. Cep telefonu ile arama yapılarak düşürülen helikopter neyse odur.
Aslanlar gibi telsiz konuşmalarının kayıtları var. Görgü şahitleri var. Otel kayıtları var..
Madımakı yakmaya gidenlerin ellerinde benzin bidonları ile resimleri nasıl mahkemeden kaçırıldıysa bunlar da saklandı..
Taraf gibi tetikçi ve provakasyoncu gazetede ''misyon'' yapıyorlar akılları sıra. Ağababaları elinde beysbol sopası olandır, onu aklamaya çalışıyor Halil hocan da..
Mamayı kimden bulursa bunların sahibi de efendisi de odur.
Çoban Sülü'ye bugün sataşmaları artık ne kadar şaşırdıklarının göstergesidir!
Sabah televizyonu açtığımda alelade yolda yürüyen 3 kişiye , ''sadece çelenk taşıyan'' kişilere ve hatta bomboş sokaklara polisin ver gazı, ver suyu şeklindeki hareketlerini gördüm. Orda bu olay sizin başınıza gelse siz ne yaparsınız?
Güneydoğuda taş atan, molotof atana polis çukulata alırken İstanbulun göbeğinde resmen yolda gidene gaz-cop-suyla saldırıyor polis..
Bir tuhaflık yok mu sizce? 17 yaşındaki kız mı marjinal yoksa polis panzerlerini, belediye otobuslerini yakanlar mı?
Ekmeğini günlük çıkaran binlerce insan var sokaklarda ve o gün para kazanamazsalar ertesi gün açlar!
genç! biraz sorgula lütfen. güneş yüzü görmemiş iddia dediğin 40 yıldır devlet ve sevicileri tarafından yüksek sesle dillendiriliyor zaten. güneş yüzü görmemiş diyerek manipüle etmeyin. Kanlı 1 Mayıs akabinde bütün gazeteler solcuları suçlamıştı zaten. olayın sonradan devlet tarafından yapıldığı anlaışlmıştır. ki ayrıca failler bulunamamıştır. türkiye tarihinde bir tek devletin parmağı olan cinayetlerin, katliamların failelri bulunmaz!
hala memur işçi ayrımı vardır diyor ya. tey allahım.
Bir şey soracağım, Taksim vali mutlunun mu İşçinin mi? İşçinin
Kız bağırıyordu dediniz? Kız işçi miydi patron mu? Başka bir seçenek yok. cevap verin lütfen.
Dilan'ı ele alalım babası Hey Tekstil işçilerinden. işsiz. Dilan ise öğrenci. 1 Mayıs'ı Taksimde kutlamak istiyorlar. Taksim işçinin kutsal yeri, polis nesi peki?
Polis emekçi olsaydı adam olsaydı sendiak kuran 7 arkadaşlarının meslekten ihraçlarına göz yummazdı.
Taşlanan sizin malınız değil, devletin malı. Devlet kimin malı sizi nmi? Güldürmeyin lütfen. İşçiye kapanan Taksim AVM'lere açılıyor, sermayeye açılıyor! Devlet egemen sınıfın elinde bir aygıttır. Sizin evinize hırsız girince paraları unut diyen, kardeşinizi öldüren adamı 3 yılda affeden, barajlarla köylüyü haraca bağlayan aç bırakan devlettir benim bahsettiğim. benim bahsettiğim devlet sizin evinizi değil sermayenin şantiyesini korur, benim bahsettiğim devlet dipçikle çocuk döven devlet, benim bahsettiğim devlet 12 yaşındaki çocuğa 14 kurşun sıkan devlet. Bırakın polis vatandaş için varmış palavralarını!
herşeyi geçip tek soru soruyorum. polis neden oradaydı?
---------- Mesajlar birleştirildi - 11:16 ---------- bir önceki mesaj zamanı 11:14 ----------
uydurulmamış olanı hangisi?
Pkk nın kucağına oturmuş olan sevgili yöneticilerimizin , taksime kimse gitmesin diye metrobus vapur otobus ne varsa durduruyor, köprüleri yolları kapatıyor, binlerce polis görevlendiriyor, attığı gaz bombası, sıktıgı suyun hesabı belli değil , taksime gitmeye çalışanlar anında terörist ilan ediliyor ama diğer taraftan biraz güneydoğuya dogru baktıgında sayın yonetıcılerın kucagına oturdugu terorist gelip vekil bakanla öpüşüp koklasıyor, basın açıklaması okuyor taş molotof havai fişek hakgetire ölenlerin sayısı belli değil. Oradakiler aktivist barış elçisi imralıdaki apo denen akp nin pazarlıkçısı sevgi kelebeği, kendilerini destekleyen secmenleri ileri demokratik hakyolu insanları, sayın basbakanın bunlar varya bunlar dediği yani bizler terorden kandan nemalanan kişiler oluyoruz.
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
