Öncelikle hoşgeldiniz diyelim ve hemen üzerimize vazife olmayan ukalalıklarımıza başlayalım.
Başlangıç için son derece yanlış bir seçim yapmışsınız.
Bu nedenle diğer markaların modelleri ile sizin kullandığınız motosiklet arasındaki uçurumu da yanlış algılıyorsunuz.
Motosiklete Cruiser ile başlanmaz.
Cruiser motorlar, aynı sportive motosikletler gibi tecrübe isteyen motosikletlerdir.
Tecrübeli bir kullanıcı da 250-500cc segmentine pek itibar göstermez.
Bu da Cruiser üreten ciddi firmaların neden yüksek hacimli motosikletler ürettiğinin özet açıklamasıdır.
Hiç kimse satamayacağı malı üretmez.
Cruiser alacak adam motosiklet konusunda bir hayli tecrübeli adamdır ve tercihi de tabii ki güçten yana olacaktır.
Sportive de de durum böyledir.
Çoğu sportive motosiklet 125cc den 600cc ye atlar.
Son zamanlarda 250cc modeller tekrardan üretilmeye başladı ama sanıyorum ömürleri pek uzun olmayacak.
Ya da 125cc ler ortadan kalkacak.
Bunun nedenini anlatmak uzun ve zor.
Fakat sizin sorununuz, yanlış motosiklet seçimi.
Başka bir şey değil...
Anladığım kadarıyla motosikletinizi yeni almışsınız.
Bir an önce satıp aklı başında bir başlangıç motoruna geçerseniz, ilerde çok istediğiniz bir cruiserle mutlu ve uzun seneler geçirmenizi garantilemiş olursunuz.
Ya da yanlışta ısrar edip, çok isteyerek aldığınız ve çok beğendiğiniz bir motosikleti kullanamamanın acısını yüreğinizde hissederek, motosikletten zamanla soğursunuz.
Abi evlendik artık, çoluk çoçuğa karıştık. Motosiklet bizi bozar.
Söyleminde bulunan eski motosiklet kullanıcılarının dramıdır bu.
Çünkü yanlış motosiklet seçimi nedeniyle gerçek aşkı hiçbir zaman bulamamışlardır.
Aşk dedikleri şeyi bir dakkada satıverirler.
Halbuki doğru motosikletle başlayan ve basamakları teker teker çıkan kullanıcı, en üst limitlere kadar motosikletininden zevk alır.
O limitler yetmemeye başladığında, daha fazla zevk teklif eden modellere yönelir.
Bunun sonu yoktur.
Bir taraftan bir taraf ölene kadar sürer gider.
Ne kadın,
ne de çocuk bahane olmaz.
Bilmem anlatabildim mi???