Sanırım başlığı gören deneyimli kullanıcılar bu iki motorun karşılaştırılmasını saçma bulacaktır. Çünkü biri 125cc diğeri 250cc. Biri Maxi scooter diğeri değil vs. vs..
Ama ben ve benim gibi motosiklete yeni başlayan herkes bence bu kıyaslamaya ihtiyaç duyuyor. Ben şahsen çok aradım böyle bir karşılaştırma. 20 Yıl araba kullandıktan sonra trafik çilesinden iki tekere terfi eden 40 yaşını devirmiş birisi olarak bir çok motosiklet ve scooter arasında gidip geldikten sonra geçen yıl kasım ayında PCX ile XMAX arasındaki seçimimi PCX'ten yana kullanmıştım. Hem fiyatının daha uygun olması, hem daha küçük olması ve hemde tüm dünyada kullancı memnuniyetinin had safhada olması nedeniyle önce PCX ile başlama kararı vermiştim.
Kasım-Nisan döneminde Yaklaşı 3000km Üsküdar-Karaköy, Üsküdar-Hadımköy arası PCX ile gidip geldikten sonra bir gün Mahmutbey-Hadımköy arası kum yüklü bir kamyon ile yaşadığım 20 dakikalık bir deneyimden sonra tekrar biraz daha güçlü bir motisiklet arayışına girmek zorunda kaldım. 20 dakika boyunca üzerie sıçrayan kum taneleri kaskımın vizörüne yapışıp önümü göremez hale gelmeme sebep oldu. En sağ şeritte bile trafik 90km ile seyrederken, bir sol şeritte ise muhtemelen 110-130km aralığında seyrediyor olması, PCX'in 90km/saat sonrası hızlanmada isteksiz oluşu nisbeten daha güçlü bir motosiklet-scooter arayışına zorlayınca kendimi yine X-MAX 250'yi incelerken buldum. Ama deneyimsiz bir kullanıcı olarak kafamda bir çok soru işareti vardı.
Özellikle Honda PCX ile 80-90 km ve sonrası hızlarda kendimi pekte güvende hissetmiyordum. Hissetmiyordum deyince bunun benim hislerim olduğunu düşünmeyin. Yoldan aldığım titreşim, rüzgar direnci, viyadüklerde ve hızlı giden araçların yarattığı yan rüzgarlarda motorun hafif sağa sola savrulması bende tedirginlik yaratıyordu. Ayrıca yüksek hızlarda asfalttaki çok ufak yüzey bozukluklarını bile sert biçimde hissediyordum. Özellikle yol çizgilerinin üzerinde paralel seyrederken, yada E-5 ve TEM'de arabaların sağından emniyet şeridi ile yolu ayıran çizgilerin üzerinden geçerken arka tekerleğin sağa-sola kayması ve yol çizgilerini popomla hissetmem rahatsız ediyordu.
Ayrıca düşük hızlarda seyrederken sürekli ayaklarımı yana açıp kullanıyordum. Çünkü trafik yavaşladığında çok düşük hızlarda ayaklarım ayaklıkta iken motoru dengede tutmakta zorlanıyordum. Sorduğum deneyimli arkadaşlar bunun %50-50 deneyimsizlikten ve lastiklerin ince olmasından kaynaklandığını söylüyorlardı bana.Neyse ki PCX'te her iki ayağım tam olarak yere bastığı ve motor hafif olduğu için düşmeden kontrol edebiliyordum.
Derken tekrar kendimi YAMAHA X-MAX'ı incelerken buldum. En büyük korkum hem PCX'ten zarar edip, hem 6-7000 TL fazla ödeyip bu sorunlarımında aynen devam etmesiydi.
Özellikler X-MAX'in 60-70 kilo daha ağır olması ve sele yüksekliğinin PCX'ten daha fazla olması düşük hızlar için beni çok düşündürüyordu. Tüm aramalarıma rağmen her iki motoru'da kullanan ve bir karşılaştırma yapan bir kaynağa ulaşamadım. Ve kendim denemekten başka bir seçeneğim kalmamıştı. Sonunda PCX'i satıp bir hafta önce 2013 Model ABS'li bir X-MAX Sahibi oldum. Bir haftalık deneyimden sonra edindiğim izlenimleri buradan paylaşarak aynı tereddütleri yaşayan arkadaşlara yardımcı olabilirsem diye böyle bir karşılaştırma yazmak istedim. Teknik bir kıyaslama yapmayacağım. Sadece belli başlıklar altında kullanıma dayalı farklardan bahsedeceğim.
================================================== =========================================
SELE ÜZERİNDEKİ İLK HİS
================================================== =========================================
Seleye oturduğunuzda hem PCX hemde X-MAX size kaliteli bir makine üzerinde oturduğunuzu direk hissettiriyor. Ama PCX daha küçük ve kolay hükmedilebilir hissi verirken X-MAX'ın üzerinde kendinizi daha heybetli bir makine üzerinde olduğunuz hissini alıyorsunuz.X-MAX durur vaziyette 60 kiloluk ağırlık farkını direk hissettiriyor. Boyunuz 1.75 ve altı ise X-MAX'te ayak tabanlarınız yere tam basmayacağı için ilk etapta "Bu motoru ayakta tutabilirmiyim" korkusu yaşayacağınızdan eminim. Ama ilk hareketten itibaren bunun ne kadar yersiz olduğunu anlıyorsunuz.
X-MAX'in ön paneli ve göstergeleri daha bir jan-janlı. Ama bu konuyu yazmaya gerek duymuyorum. İnternette her yerde resimleri var. Kendiniz bakabilirsiniz. Ama X-MAX'in ön kısmı PCX'ten daha geniş. Gidon genişliği aynı olmasına rağmen ön kısımdaki genişlik sizi arabaların arasından girmek konusunda biraz daha isteksiz kılıyor.
================================================== =========================================
ŞEHİR İÇİ TRAFİKTE ve DÜŞÜK HIZLARDA KULLANIM
================================================== =========================================
PCX şehir içi trafikte tam bir yaramaz yumurcak. Bulduğunuz her boşluktan süzülüp geçmek istiyorsunuz. Çünkü o kadar kıvrak ve o kadar seri ki PCX kullanırken hep yağmur yağsın, trafik sıkışsında bende aralardan pırtıp gideyim dedirtiyor insana. 0-50km hızlanması inanılmaz. Kırmızı ışıktan sonra ilk harekette diğerleri daha yeni hareket ederken siz kendinizi sonraki ışıklarda buluyorsunuz. Sadece bir kaç kez başka motosikletler daha seri kalkış yaptı ama onlarında hepsiyi ne PCX'ti )
Çok düşük hızlarda seyrederken PCX sizi gidonu sürekli sağ sol yaparak motosikleti dengede tutmaya zorluyor. Ama birazcık hız yükseldikten sonra (10-20km/saat) bu sorun ortadan kalkıyor. Bu nedenle Beşiktaş-Yıldız akşam trafiğinde hep ayaklarım yere basmaya hazır yanlarda açık kullandım. Ama 20km sonrası hızlarda son derece dengeli.
Ağırlığının az olması nedeniyle motor yatma eğilimi gösterse bile ayağınız yere bastığı anda kolayca kontrol edilebiliyor. Frenleme bu hızlarda gayet yeterli. Ama ben motoru almadan lastikleri Michelin City-Grip ile değiştirmiştim. Bunuda dikkate almak gerekir.
PCX'ten sonra X-MAX'ın üzerine ilk oturduğumda korkmuştum. Ağırlığını direk hissettiriyor. Korkum düşük hızlarda kontrol edememek ve motoru yatırmaktı. Ama ilk hareketi verir vermez X-MAX bu korkuyu yok ediyor. Çünkü düşük hızlarda o kadar dengeli ki neredeyse motor tamamen durduğunda bile ayaklarımı basmasam düşmeyecek gibi duruyor. Eğer önünğzdeki araçla biraz mesafe varsa ve hafif ara gazlarla motoru hareket halinde tutabiliyorsanız kesinllikle ayakları basmaya gerek bırakmıyor. Nisbeten bu kadar geniş bir aracı bu kadar dengeli oluşu inanılır gibi değil. Ayrıca düşük hızlarda yoldaki bozukluklar kesinlikle X-MAX'ın çizgizini bozmuyor. Gidonu siz kırmadıkça asla en ufak bir sağ-sol yapmıyor.
İlk hızlanmada da X-MAX cüssesine yakışmayacak serilikte. Belki PCX gibi fişek gibi fırlamıyor ama aradaki farkı çoğu zaman hissetmiyorsunuz bile. Ama makinenin ağırlığını düşününce insan biraz daha ağırbaşlı kullanma gereği duyuyor.
Sıkışık trafikte arabaların arasına girerken ön kısmın genişliği nedeniyle PCX'teki kadar cesur olamıyorum. Ama araçlar arasında düz bir boşluk bulduğumda araya girdiğim zaman yine X-MAX'in dengesi bariz biçimde kendini gösteriyor. Kasisler nedeniyle yada dumak üzereyeken PCX'te yaşadığım gidonu sağ-sol yapma zorunluluğu X-MAX'te yok. Kısaca X-MAX iki nokta arasındaki en doğru çizgiyi daima takip debiliyor desem yalan olmaz. X-MAX'in tek dezavantajı duran trafikte arabaların arasında sağa sola girmeniz gerektiği zaman ortaya çıkıyor. Cüssesi ve ağırlığı nedeniyle gözünüz PCX'te iken rahatça girdiğiniz boşluklardan daha geniş boşluk ve açı arıyor. Kısacası sabah trafiğinde Üsküdar-Boğaziçi köprüsü-Beşiktaş ve Sahilden Karaköy yolundan ulaşım sürem ortalama PCX ile 25-30 dakika iken XMAX ile 30-40 dakikaya çıktı. Belki henüz X-MAX'a alışma sürecinde olduğum için korkak davrandığımdan olabilir bir kısmı. Zamanla alışınca tekrar bu bilgiyi güncellerim.
KAZANAN : Düşük hızlardaki denge konusunda X-MAX gece ve gündüz arasındaki fark kadar önde. Sıkışık trafikte arabaların arasından süzülme konusunda da PCX küçük cüssesi ve seriliğiyle açık ara önde.
================================================== =========================================
AÇIK TRAFİKTE VE OTOBANDA KULLANIM
================================================== =========================================
İşte asıl farkın ortaya çıktığı yer burası.
Benim deneyimlerime göre PCX'in hızlanma performansını üç ayrı bölümde incelemek lazım.
0 - 50 KM hızlanması : muhteşem.
50 - 90 KM hızlanması : gayet iyi ve yeterli.
90KM sonrası hızlanma : Allaha kalmış. Eğer yol eğimi, rüzgar ve yol şartları uygunsa 90-110 hızlanmasını 20 saniye ile 40-50 saniye arasında tamamlıyor. Bu motorla ilgilie her yerde maksimum hız 115km diye okudum. Ama bana göre PCX'in maksimum hızı 90km. 90-110 arası ise bonus. Bazen olur bazen olmaz.
Ama asıl sıkıntı 90KM sonrası hızlarda ortaya çıkıyor. Ön ve yan rüzgarları çok ciddi biçimde hissediyorsunuz. Bazan otobanda rüzgar beni motorun üzerinden alıp atacak diye korktuğum oluyordu. Yan rüzgarlarda ise özellikle köprü geçişlerinde bayağı bir tedirgin oluyordum. Çünkü köprü ayaklarını geçerken rüzgar bir kesilip tekrar vurduğunda motoru çizgide tutmak bayağı bir külfet oluyordu. Ayrıca yoldaki kasislerde yüksek hızlarda top gibi zıpmalamak insanı çok rahatsız ediyordu. Ama asıl dert çizgi değiştirirken yol çizgilerinin üzerinden geçerken oluşuyordu. Yollardaki beyaz çizgilerle asfalt arasında yükselti farkı olduğunu PCX sayesinde öğrendim. Ve şerit değiştirme esnasında hep tedirgindim. Çünkü kimi yol çizgileri arka tekerleği şöle hafif bir sağ-sol yaptırıyordu.
X-MAX' gelirsek.
X-MAX'ın hızlanmasını da üçe ayırmak mümkün.
0 - 20 KM hızlanması : PCX kadar atak değil. Ama ağırda değil. Daha önce PCX kullanmasam çok atak derdim. Ama gayet yeterli.
20 - 120 Km hızlanması : Muhteşem. Rodaj da olduğum için aslında zolramamam gerekir. Ama ben 50-60 ile gidiyorum sanırken birden göstergede 120'yi görüveriyorum.
120 KM sonrası hızlanma : Ben bir kez 140 yaptım. Bir kaç saniyeliğine. 120'den sonra hızlanma arzusunu biraz kaybediyor. Ama 130'dan sonra iş yine yolun eğimi, rüzgar ve benzeri etkenler uygun olduğu taktirde ve PCX'in 90 sonrası hızlanması gibi.
Ama sürüş konforuna gelince. Yamaha X-MAX neden bu kadar övgü aldığını hemen gösteriyor. 120 ile giderken kendimi havada boşlukta süzülüyor gibi hissediyorum. Ne bir titreşim. Ne bir sarsıntı. En ufak bir güvensizlik yada tedirginlik yaratmıyor. Yol çizgilerini artık popomla hissetmiyorum. Sadece kasislerde biraz sert ama okuduğum kadarıyla amortisörler alışıncaya kadar yumuşak ayara alınırsa sorun çözülüyormuş. Bir süre böye kullanıp sonra yumuşatacağım. Rüzgar konusuna gelince. X-MAX ile henüz rahatsız edici hiç bir rüzgar etkisi yaşamadım. Kalın lastiklerden mi yoksa ağırlık farkındanmı bilmem ama rüzgar neredeyse hissetmiyorum desem yeri. Ön rüzgarlarda motora taktırdığım KAPPA ayarlanabilir yüksek cam etkili oldu sanırım. Ama bu gün örneğin köprü son derece rüzgarlı olmasına rağmen. Köprü ayaklarını geçerken gidonu parmak çlarıla tutarken bile çizgisi en ufak bozukluk göstermedi.
KAZANAN : Yüksek hızlarda ve otoban kullanımıda X-MAX yine açık ara önde.
================================================== =========================================
FRENLEME VE DURMA PERFORMANSI
================================================== =========================================
Bildiğiniz üzere PCX hemen hemen tüm Honda motosikletlerde standart olan CBS yani kombine fren sistemi ile geliyor. Yani siz arka frene bastığınızda ön ve arka freni dengeli ve birlikte devreye sokuyor. Normalde X-MAX 'te CBS yok. Ama ben ABS'li X-MAX aldım. İnternette motosiklette ABS'nin ne kadar gereksiz olduğuna dair bir takım iddialar olmakla birlikte kendi deneyimim şu ki.. HER MOTOSİKLETE ABS ŞART.
Özellikle benim gibi yeni kullanıcı iseniz. Her ne kadar motosiklette 5 aylık bir deneyimim olsada 20 yıllık otomobil sürücüsüyüm. Bu deneyim nedeniyledir ki PCX kullanırken bile frenleme esnasında ani fren yapmaktan kaçınarak kullanmama rağmen defalaca ön yada arka lastiği kaydıracak kadar kilitlediğim ve yatmaktan zar zor kurtulduğum oldu. X-MAX'taki ABS 'nin ne kadar başarılı olduğunu bu sabah bizzat test etmek durumunda kaldım. Boğaziçi köprüsünü geçtikten hemen sonra emniyet şeridinin daraldığı bir yer var. Bilen bilir. Arkamdan büyük bir motosiklet dibime kadar girmiş resmen taciz ediyordu. Elimle arayı açmasını işaret ememe rağmen plakamın hemen arkasında geliyordu. Yaklaşık 70-80 le gidiyorduk. Tam o daralma yerine geldiğimizde öndeki araba birden sağa kırınca her iki frene birden asılmak zorunda kaldım. Bir taraftan da aynadan arkayı kesiyordum. Ve yolda ıslaktı. Arkadakinin duramayacağını anlayınca frenleri neredeyse tamamen sıkmışken arabanın arkasından sol ve sonra sağ yapıp etrafından dolaşıp durdum. En ufak bir kayma olmadı. Arkadaki arkadaş ise iyi bir kızak çektikten sonra araba ile bariyer arasında zar zor durdu. Arabanın kullanıcısı "Görmedim kusura bakmayın" dedi. Motosikletli arkadaş ise "Niye o kadar sıkıştırıyorsun beni?" dediğimde sadece "Pardon" dedi. Ama neyseki kimseye birşey olmadı. Sanırım ABS olmasaydı ben arabaya, arkadakide bana çarpmış ve buyazıyı yazmak yerine serviste yada hastanede zaman geçiriyor olabillirdim.
KAZANAN : Ne PCX ne X-MAX Kazanana ABS .
================================================== =========================================
BAGAJ
================================================== =========================================
Sanırım herkes iki model arasındaki bagaj farkını az çok biliyor. PCX'in sele altı bagajı bir tam kaskı rahat alıyor. Rahat derken ben Large beden çene açılır kask kullanıyorum. PCX'in sele altına kaskı kapalı durumdayken koyduğumda seleyi biraz zorlayarak kapatıyordum. Kasktan sonra eldiven-yağmurluk ve disk kilidi ve zincir'de sığıyor. AMa ben her gün laptop taşıdığım için ayrıca SHAD'ın 42LT arka çantasını taktırmıştım. Toplamda gayet yeterli bir bagaj hacmi oluşmuştu. Ama bir sele altını aç. Bir arka çantayı aç. Biraz zahmetli oluyordu. X-MAX'in sele altı bagajı kesinlikle iki tam kaskı rahatça alıyor. Üstünede mont-dizlik-eldiven-disk kilidi-zincir kilit ve yağmurluk sığıyor. Motora binerken kaskı takıp laptop'u koyuyorum. İnince laptopu alıp kaskı koyuyorum. Birde yedek kask hep selede. Her ne kadar 46lt orjinal arka çanta taktırdım isede henüz hiç ihtiyaç duymadım. Keşke birde sele altı bagaj için kumandalı yapsalardı. Tam araba gibi olurdu. Ama bunada şükür )
PCX'in ön torpido gözü eldivenlerimi almıyordu. Sadece HGS ve/veya Dik kilidi sığıyordu. Ve kilitlenemiyordu. X-MAX'in torpido gözü ise Eldiven-DiskKilidi- HGS ve Cep telefonu sığıyor. Ufak tefek boş yer bile kalıyor. Bu geniş bagaj hacmi sanırım XMAX'in en büyük artılarından birisi.
KAZANAN : Kesinlikle X-MAX.
================================================== =========================================
YOL TUTUŞ ve GÜVENLİK
================================================== =========================================
Hem PCX hemde X-MAX yol tutuş konusunda sahibini üzmeyen motorlar. Sadece PCX 90km sonrası hızlarda beni tedirgin ediyordu. Ama Kanuni'nin 150'lik bir motosikletini kullanan bir arkadaşım PCX'i denedikten sonra ne kadar titreşimsiz olduğunu söyleyip durdu. PCX kendi hacim aralığında gayet başarılı bir motor. Ama X-MAX ile kıyas götürmez.
Aradaki farkı eski bir deneyimimle benzeştiriyorum. Yıllarca Renault Spring kullandıktan sonra bir Honda Accord kullanmış ve bunun üzerine derhal arabamı değiştirmiştim. Bu iki motor arasında da yol tutuş konforu açısından bu denli bir fark olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat olarak bunlar farklı sınıf motosikletler olduğundan bu fark gayet doğal sanırım. Aslında yüksek hızlarda bu farkın olacağını zaten bekliyordum. Ama düşük hızlarda ve trafik'te X-MAX ile ilgili tereddütlerim vardı. Ağırlığından dolayı. Ama bunun nekadar yersiz olduğunu anlatabilmişimdir umarım.
Frenleme dışında X-MAX'ın rüzgardan daha az etkilenmesi. Kullanırken dizlerinizin neredeyse hiç rüzgar almaması, yan rüzgarlarda ve kasislerde çizgiden hiç sapmaması ekstra güvenli bir makine yapıyor. Ön rüzgarlarda etkinin aza inmesinin bir nedenide sanırım benim taktığım Kappa-KAF 446 yüksek cam'dan kaynaklanıyor. Ama sonuçta X-MAX çok geniş bir aksesuar yelpazesi sunuyor. Buda bir avantaj.
Ayrıca X-MAX direksiyon kilidi ve immobilizer ile motorun çalınma riskine karşı ekstra güvenlik sunuyor. Bu konuda'da kazanan açık ara X-MAX.
================================================== =========================================
SONUÇ
================================================== =========================================
Aslında başlıklar altında kazanan X-MAX gibi dursada bu iki motor-scooter arasında kaybeden yok. Çünkü ikisi farklı sınıf makineler. Ama her ikiside kendi sınıfında o kadar çok tutuluyor, tüm Dünya'da o kadar çok tercih ediliyor ki yeni motosiklete başlayacak olanlar ister istemez bu iki motosiklet arasında tercih yapmaya çalışırken buluveriyor. Çünkü her ikiside "Başlangıç Motosikleti" olarak takdim ediliyor forumlarda. Bende 5 ay önce ikisi arasında defalarca gidip geldim. Sonunda önce ucuz olanıyla başlayıp bir göreyim dedim. Aslında doğru olanıda yapmışım. Ama X-MAX ile ilgili tereddütlerimin tamamıda yersizmiş. Onu anladım.
Yeni alacak ve ikisi arasında kalan arkadaşlara acizane önerim şu olur.
Eğer kullanım amacınız tamamen şehiriçi trafik ise PCX hafifliği,seriliği ve ekonomisiyle kesinlikle önde. Şehir içi mükemmel bir araç. Ayaklarınızın tamamen yere basması, Honda kalitesi, geniş servis ağı, ucuz parça, az yakıt, yeterli bagaj, şirin, sempatik... Daha ne olsun.
Yok eğer kullanım amacınız sadece şehir içi trafik olmayıp otoban yada uzun yol ise, yada hem şehir içi hem otoban ise, kesinlikle X-MAX. Bu makine ne şehir içinde nede uzun yolda sizi utandırmaz. Sadece biraz daha cüsseli ve ağır olduğu için şehir içi trafikte PCX kadar rahat fink atamıyorum ama düşük hızlardaki dengesi ve kalın lastiklerin sağladığı yol tutuş aradaki farkı büyük oranda kapatıyor. Kısacası şehir içi kullanımda'da değiştirdiğime hiç pişman olmadım.
Eğer Honda PCX'in 250cc olanını yapsaydı bu karşılaştırma daha haklı sebeplere dayanıyor olabilirdi. Aslında kazananı olmayan bu karşılaştırmadaki asıl sorular şunlar
1. Soru : X-MAX ABS aradaki 6500TL farka değermi ?
Cavap : Kesinlikle DEĞER.
2.Soru : İlk Kez başlayan biri bunlardan hangisini tercih etmeli.
Cevap : Boyu 1.75'ten kısa olanlar bence PCX ile başlamalı. Çünkü ben PCX ile dahi düştüm. Boyum 1.75. X-MAX ile başlasaydım sanırım daha fazla sayıda düşerdim. Sonuçta PCX ile edindiğim deneyim sayesinde X-MAX'te parmak uçlarımla basabildiğim halde rahat kullanabiliyorum. Katalog değerlerinde verilen sele yükseklikleri arasında 5cm fark var. Ama bu sizi yanıltmasın. X-MAX'in selesi daha geniş olduğu için aslında sele yükseklikleri aynı bile olsa PCX'tekinden daha az yere basarsınız. Ama yeterli deneyimi olanlar için sorun olacağını sanmam.
Peki X-MAX ile başlanmazmı? Elbette başlanır. Eğer bütçe sorununuz yoksa ve boyunuz 1.75 üzeri ise rahatlıkla X-MAX ile başlanabilir. Özellikle köprü-otoyol kullanacak olanların X-MAX üzerinde daha çok durmasında yarar var. Her iki modelle ilgili verilen Maksimum Hız değerleri sizi yanıltmasın. Efektif hızları PCX için maksimum 90, XMAX için maksimum 120 dersek kimseyi yanıltmış olmayız.
Ha eğer aradaki al-sat kayıpları benim için önemli değil diyorsanız önce PCX'i bir deneyin sonra X-MAX derim. Ayrıca SYM GTS-250 ve Piaggio X-EVO gibi modellerde kullanıcılarından epey övgü alıyor. Açıçası ben sadece ABS nedeniyle XMAX'ı seçmiştim. Ve marka model bilmem ama kesinlikle ABS
Herkese Saygılar....