230 Ölü buzda diriltilmeyi bekliyor (Daha çok Beklersiniz)
Reklamlar
-
20 Haziran 2011, 13:04
#1
Tüm dünyadan 230 cansız vücut, içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, eksi 196 derecede, tıbbın ilerleyip kendilerini yeniden dirilteceği günü bekliyor. Türkiye'den ise 1 kişi var...
ABD'de Oakland City'de yaşayan 71 yaşındaki psikiyatr Dr. Eugene Donovan, yakalandığı yemek borusu kanserinden kurtulamayacağı kesinleşince dondurulmaya karar verdi. Zaten hep ölümsüzlük peşinde olan, hayalci biriydi.
Bilimin ve tıbbın ölümsüzlüğü bir gün bulacağına ama kendisinin buna yetişemeyeceğine inanıyordu. Alcor Life Extension Foundation'la bir anlaşma imzaladı. Eugene'in dört öz, üç de üvey çocuğu vardı. Üvey çocuklar bu olayı parayı sokağa atmak olarak görüyor ve Eugene'in ölümünden sonra kendilerine hiçbir şey kalmayacağından yakınıyorlardı. Aile ikiye ayrıldı. Üvey çocuklardan biri Eugene'in zihinsel durumunun yerinde olmadığını ortaya attı. Diğer kardeşler hemen harekete geçip tersini ispatlayan bir rapor aldı. 10 Mart 1989'da Eugene iyice zayıf düşmüş, durumu daha da ağırlaşmıştı. Artık ölmeye hazırdı.
Hatta hâlâ yaşadığına öfkeleniyordu. Sonunda 21 Mart 1989 sabahı öldü ve hemen işlemlere başlandı. Kanı damarlardan boşaltıldı. Ardından damarlar basınçlı steril suyla temizlendi. Eugene yalnızca başının dondurulmasını isteyenlerdendi. O, bir gün tek bir hücreden bir in-sanın yaratılacağına, bilimin bu kadar ilerleyeceğine inanıyordu. Operasyonun en önemli aşaması nöroizolasyon aşamasıydı. Eugene'i hedefe götürecek olan bu aşamaydı. Bedeni ise geri gönderilip yakıldı.
Dünyanın en büyük cryonics firması Alcor Life Extension Foundation, 1972’den bu yana dondurma hizmeti
70 dakikalık ölümden sonra hayata döndürüldü
Sözlük anlamı, insanların bilinmeyen bir gelecekte çözül-mek üzere dondurulması olan cryonics terimi, ilk olarak 1965 yılında kullanıldı. Ancak ilk kez Neil R. Jones 30'larda yazdığı bir romanda insanların dondurulmasından söz ediyordu. Ünlü fizikçi Robert C. W. Ettinger da 1964'de yayımlanan "Olumsuzluk İhtimali" adlı kitabında insanların gelecek yıllarda canlandırılmak üzere dondurulması fikrinin akla yatkın olduğunu ileri sürüyordu. Dünyada dondurulan ilk kişi 73 yaşında akciğer kanserinden ölen Amerikalı psikolog James Bedford'dı.
Dondurulanlar, içi nitrojen dolu metal silindirler içinde eksi 196 derecede bekliyor
1967'den beri buzlar içinde diriltileceği günü bekliyor. Bazıları için insanları, nano teknolojinin ve tıbbın çok ilerlediği, her hastalığa çare bulunabildiği, tek bir hücreden bile bir insanın yeniden yaratılabildiği bir çağda uyandırmak üzere dondurmak için paralarını almak umut tacirliğinden başka bir şey değil. Ancak yapılan bir deney hiç de öyle demiyor. Dr. Paul Segal'in 1992'de American Cryonics Society'nin sponsorluğunda California Oniversitesi'nde yaptığı şu meşhur deneyden söz ediyoruz. Dr. Segal beagle cinsi sevimli köpeği Miles'ı dondurup tekrar diriltmeyi başarmış ve bu deney cryonicsist bilim insanları için o günden beri büyük bir ispat olarak sayılıyor. Miles kanı çekildikten sonra doldurularak öldürülmüş, 70 dakikalık klinik ölümün ardından kanı tekrar damarlarına enjekte edilerek oda sıcaklığına geri getirilmişti. Üç buçuk yaşındaki köpek hayata geri döndüğünde tüm karakteristik özelliklerini olduğu gibi taşıyordu, alışkanlıkları ve huyları değişmemişti. Bu, dondurulan insanların bir gün yeniden canlandırıldığında hafızalarının yerinde olacağına ispat olarak gösteriliyor.
Buz içinde 230 ölü dirilmeyi bekliyor
Cryonics, yani insanların şu Mel Gibson'ın "Forever Young" filmindeki gibi ileride canlandırılmak üzere dondurulması öyle cesedi (onların deyimiyle hastayı) buzların içine yatırmakla olmuyor. Çünkü insan bedeni, önlem alınmadan dondurulursa buz kristalleri hücrelerin çevresini sarıyor ve su kaybına sebep oluyor. Gerilen hücre zarı yırtılıyor ve hücre parçalanıyor. Bunu engellemek için gliserol gibi donmayan kimyasallar kullanılıyor.
Buzlar içinde diriltilmeyi bekleyen Güner Kuban
Ölü beden önce buz kalıplarıyla soğutuluyor ve göğüs kafesi açılarak vücuttaki kan damarlardan çekiliyor. Yerine eksi 50 derecede gliserol enjekte ediliyor. Vücuda yayılımı sağlanan solüsyon vücut ısısının da eksi 50 dereceye düşmesini sağlıyor. Hücre çevresindeki yağların buzdolabında kalmış birkaç günlük yağlar gibi buruşmaması için de hasta içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, eksi 196 derecede korunuyor.
Buzlar içinde diriltilmeyi bekleyen Dr. Eugene Donovan
Tüm bedeni dondurmak 150 bin dolar
En büyük cryonics şirketi ABD'li Alcor Life Extension Foundation. Onu American Cryonics Society, Cryonics Institute ve Trans Time takip ediyor. Bu şirketlerde dondurulmuş olarak bir gün diriltilmeyi bekleyen toplam 230 "hasta" bulunuyor. Öldüğünde dondurulmak üzere anlaşmaya imza atmış insan sayısı ise 900 civarında. Tüm bedeni dondurmanın bedeli 150 bin, yalnızca başı dondurmanın bedeli ise 80 bin dolar. Ödeme kolaylıkları da sağlanıyor. Önce bir hayat sigortası yaptırıyorsunuz. Sigortanızın primlerini ölene dek düzenli olarak ödüyorsunuz.
Ölümünüzden sonra kalacak olan toplu para yakınlarınıza ödenmiyor, bir miktarıyla dondurulma masrafları karşılanıyor. Geri kalanı ise faiziyle birlikte yeniden hayata döneceğiniz, yani buzların çözüleceği güne kadar sizin adınıza biriktiriliyor. Türkiye'de bu dondurulma anlaşmasını imzalayan isimlerden biri olan Güner Kuban, bu uygulamayı "Artık kefenin de cebi var" diyerek özetliyor. Anlaşma imzaladığınız firma size bir bilezik ya da kolye veriyor. İçinde, beklenmedik bir şekilde ve yerde ölürseniz sizi bulanların nereye başvuracağı yazılı oluyor.
Güner Kuban, 17 yaşında diriltilmek istiyor
Türkiye'den ilk isim
Tüm dünyadan 230 cansız vücut, içi sıvı nitrojen dolu büyük metal silindirler içerisinde, eksi 196 derecede, tıbbın ilerleyip kendilerini yeniden dirilteceği günü bekliyor. Türkiye'den ise 1 kişi var oda Güner Kuban.
Bu hizmeti veren ABD'li firmalara ulaşıp dondurulmanın ayrıntılarını, tekrar diriltmenin bilimsel olup olmadığını ve maliyetini konuştuk. Ardından Türkiye'deki 16 cryonicsist'ten ilki olan Güner Kuban'a ulaştık.
"her 50 yılda bir dirilsem yeter"
Anlaşma gereği dondurulanların veya dondurulmak üzere kontrat imzalayanların ismi bir sır olarak saklanıyor. Bunu açıklamak isteyenlerinki hariç. Bilinen dondurulmuş en ünlü iki isim yazar Dick Jones (Dick Clair olarak da biliniyor) ve efsane beyzbol oyuncusu Ted Williams. Türkiye'den de Çerkez Ethem'in yeğeni olarak bildiğimiz Güner Kuban var.
Kuban, Alcor firmasıyla 1992 yılında dondurulma anlaşmasını imzaladığında şirketin Türkiye temsilciliğini de almış ve o zaman 16 Türk anlaşma imzalamak için kendisine başvurmuş. Ama bugün o isimlerin kimler olduğunu söylemiyor.
Buzlar içinde diriltilmeyi bekleyen Dick Clair
Kendisinin dondurulmayı istemesinin nedenini ise şu sözlerle anlatıyor: "Ben diğer insanlar gibi yaşamaya çok meraklı olduğumdan, hayatımı sürdürmek istediğimden dolayı imzalamadım bu anlaşmayı.
Tek istediğim kısa bir süreliğine de olsa gelecekte dünyanın nasıl olduğunu görebilmek. İleri teknolojinin gelişimini, ışınlanmanın, zaman makinesinin icat edildiğini, insanların beyin kapasitelerinin yüzde 100'ünü kullanmaya başladıklarını, diğer güneş sistemlerinin keşfedildiğini görmek istiyorum. 80 yıl içerisinde, dondurulan insanların yeniden hayata döndürülebileceğine inanıyorum çünkü nano teknoloji inanılmaz ilerliyor. Hatta iste-diğiniz yaşta uyanabileceksiniz. Ben 17 yaşımda uyanmak istiyorum. 50 yılda bir, birkaç haftalığına uyansam yeter bana."
Buzlar içinde diriltilmeyi bekleyen Ted Williams
Dünyada ilk canlı olarak dondurulacak kişi olmayı hedeflediğini söyleyen Kuban, "Artık yaşam sevinçlerim azalmaya baş-ladı. Yaşlılığın tuzağına düşmek istemiyorum. İnsanlar ruhlarıyla beraber yaşlanıyorlar ama benim ruhum hâlâ 17 yaşında. Biraz daha yaşarsam zaten gençleri kıskanmaktan öleceğim. O nedenle işlerim bitince bunlardan biri Çerkez Ethem'in hayatını yazdığım kitap elden ayaktan düşmeden Kolombiya'ya gidip ötenazi yaptıracağım. Ardından da dondurulacağım" diyor.
Kuban, cryonics işleminin dini kurallara aykırı olup olmadığı sorusunu ise, "Bugünün tıp anlayışına göre ölü olarak kabul edilen kişiler, yarının tıp bilgi ve anlayışına göre ölü olarak kabul edilmeyecekler ki" diyerek yanıtlıyor..
Firmanın Web sitesi: http://www.alcor.org/
Reklamlar
-
20 Haziran 2011, 13:12
#2
para kazanmanın kolay yollarından biri daha. Allah vere de bunlar tekrar diriltilene kadar dünyada bir karmaşa, bir savaş vs. çıkıp, bunlar da savaş zayiatı olarak çöpe atılmaya...
-
20 Haziran 2011, 13:21
#3
varsayıyorumki 100 sene sonra bunların hepsini erittiler canlandırdılar. garanti yaşıyacaklarmı yani sonsuza kadar? varsayıyorumki onunda çözümünü buldular ömrü yaptılar 2000 sene, garantiye alınan sonsuz bir yaşam varmı sizce? ya meteor carparsa dünyaya? güneş patlarsa? herkes ölecek bir gün..
-
20 Haziran 2011, 13:26
#4
Kıyamet koparsa bu dondurulan insanlar gözlerini hiç de tahmin etmeyecekleri bir yerde açacaklar sanırım
Şaka bir yana,
Neden olacağı sosyal etkilerden ötürü bile bana hiç mantıklı gelmeyen bir olay bu.
Bu tarz meselelere meraklı olanların Mel Gibson'ın 1992 yapımı Forever Young(Daima Genç) filmini izlemelerini tavsiye ederim.
1939 senesinde dondurulan ve 1992 senesinde tesadüfen uyandırılan test pilotu Daniel McCormick'in(Mel Gibson) enteresan serüveni anlatılmakta filmde.
Atın iyisi alayda,kabın iyisi kalayda belli olur.
-
20 Haziran 2011, 13:33
#5
Başlık güzelmiş; "(Daha çok Beklersiniz)"
Bilgi paylaştıkça çoğalır.
"Bir insanın neye güldüğü zekasını, nasıl güldüğü ahlakını gösterir."
-
20 Haziran 2011, 13:43
#6
ahirete inanan kimse bunu yaptırmaz. ahirete inanmayan ve beyni olan kimse de bunu yaptırmaz. (bence)
"DoksanSekiz Beygir." Herkes hakettiği gibi yaşar.
-
20 Haziran 2011, 14:04
#7
""""Polonya'da komünizm döneminde tren çarpması sonucu komaya giren Jan Grzebski (65), 19 yıl sonra uyandı. Polonya gazetelerine göre, tren yolu işçisi olarak çalışan Grzebski 1988 yılında tren çarptığı için komaya girdi. Doktorlar sadece 2- 3 yıl yaşayabileceğini söylerken, Grzebski 19 yıl bilinçsiz şekilde komada kaldı. Eşi Gertruda Grzebski, bir mucizenin gerçekleştiğini ve eşinin bir anda bilincini kazandığını söyledi. Grzebski, eşinin yeniden "doğmasına" çok sevindi, ancak yaşlı Polonyalıyı bambaşka bir dünya bekliyordu.
'SÜREKLİ MIZMIZLANIYORLAR'
Jan Grzebski, "Komaya girdiğimde bakkallarda sadece çay ve sirke satılıyordu. Et sınırlı sayıda satılıyordu. Benzin için saatlerce kuyrukta beklerdik" dedi. Grzebski şöyle konuştu: "Sokaklarda herkesin elinde cep telefonları görüyorum. Dükkânlarda satılanların hepsi aklımı başımdan alıyor. Gözlerime inanamıyorum." Grzebski, kendisini en çok şaşırtan olayı ise şöyle anlattı: "Tüm bu insanlar ellerinde cep telefonlarıyla geziyor ama asla mızmızlanmaktan vazgeçmiyor.""""
19 yıl sonraki değişim bile insanları bu kadar şaşırtıyorken belki 100yıllar sonra uyanmayı umanlar -gerçlekşse bile- nelerle karşılaşacaklar kim bilir...
-
20 Haziran 2011, 14:11
#8
Sperm dondurularak seneler sonra ayni kisiden cocuk elde edilmesi mumkun. Biraz mantikli bakinca ilerde olabilir. Lakin bu bedeni yeniden kullabileceklermi orasi mechul. Adami zaten ameliyat ediyorlar.
Tutunki onuda becerdiler. Hafiza donuyormu??
Bunu kimse bilmiyor iste. Adam uyandiginde "hee ben kimim" diye uyanir ise 150.000 USD heba oldugu andir o an
[COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti
-
20 Haziran 2011, 14:18
#9
Bilim sürekli ilerliyor , bilimin ilerlemesinden korkanlarda hep aynı alaycı tavırla korkularını gizlemeye çalışıyor . Tıpkı 30 - 40 yıl öncesinde bir kutunun içinden bütün dünyayı izliyebileceklerini söylediklerinde alay edenler gibi...
Bilim o noktaya varır yada varamaz orası muamma. Tek gerçek bazıları gibi mızmızlanmak yerine bu yolda çabaladıkları...
“Köpeğe atılan bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik, en az köpek kadar aç olduğunda etini onunla paylaşmaktır.” Jack London
-
20 Haziran 2011, 14:30
#10
rasta07 adlı üyeden alıntı
Bilim sürekli ilerliyor , bilimin ilerlemesinden korkanlarda hep aynı alaycı tavırla korkularını gizlemeye çalışıyor . Tıpkı 30 - 40 yıl öncesinde bir kutunun içinden bütün dünyayı izliyebileceklerini söylediklerinde alay edenler gibi...
Bilim o noktaya varır yada varamaz orası muamma. Tek gerçek bazıları gibi mızmızlanmak yerine bu yolda çabaladıkları...
yukardaki saçma yorum bile diyemeyeceğim kin ve nefret dolu sözlere iyi bir cevap olmuş, dünyada savaş çıksın diyen insanların motosiklet kullandığını düşünme ihtimalini bile düşünmek istemiyorum.
-
20 Haziran 2011, 14:32
#11
Imkansız diye birşey yoktur.
Eski çağlarda kendi görüntünü bir kaynaktan izlemek , durdurmak tekrar izlemek mucize sayılırken şimdi 1mm inceliğinde televizyonlar mevcut.
Eskiden tıbben imkansız şeyler şu an yapılabiliyor. Mikronluk ameliyatlar yapıyorlar.
Bir köpeğin tamamen kanını boşaltıp 70 dakika sonra geri döndürmek bile eski çağlarda cadılık , büyücülük sayılırdı herhalde...
Teknoloji inanılmaz hızlı ilerliyor , "yapılamaz" , "imkansız" , "kutsal kitaplarda yazmıyor" dememek lazım... Herşey olabilir. Dna kodunu çözüp seni bukalemuna dönüştürürler valla
-
20 Haziran 2011, 16:15
#12
insan ve hucre dondurulabilir tabiki ama onu cozdukten sonra ruhu nasil geri alacaksin?
Bir ağaçtan binlerce kibrit çöpü olur, ama unutmayalım ki bir kibrit çöpünden de binlerce ağaç kül olur...
-
20 Haziran 2011, 16:47
#13
ulan kekolar, böyle bişey olsa bile 100sene sonra daha boktan bi dünyada uyanacaksınız demek geldi içimden ))
Now the world is gone. Im just one.
-
20 Haziran 2011, 17:09
#14
Bir de işe şu yandan bakmak lazım, adam zaten zenginse, evi, arabası, yatı, katı, zartı, zurtu varsa, hala da parası varsa istediği gibi harcasın. Kalan parasını g..ne sokacak değil ya. Hiç olmazsa ekonomiyi döndürüyor, belli olmaz belki işe de yarar.
"parayı boşa harcamanın tek yolu gereğinden fazla biriktirmektir", O.Wilde
-
20 Haziran 2011, 17:49
#15
kucuk bır detay var olmeden once sıgorta yaptırmanız gerekmekte vede oldukten sonra paranın bır kısmını şirkete verildigi kalanında kişinin canlanacagı gune kadar bırıktırılecegı yazıyor.tam bır şark kurnazlıgı.kım ?nerede? ,nasıl, ne için ,kime biriktiriyor?ölüde katmerli para kazanılıyor.inanıyorumki gelecekte daha acımaz yöntemlerle büyük sermayedarların tuzagına dusen ınsanların artacak
-
20 Haziran 2011, 19:06
#16
greyhorse adlı üyeden alıntı
kucuk bır detay var olmeden once sıgorta yaptırmanız gerekmekte vede oldukten sonra paranın bır kısmını şirkete verildigi kalanında kişinin canlanacagı gune kadar bırıktırılecegı yazıyor.tam bır şark kurnazlıgı.kım ?nerede? ,nasıl, ne için ,kime biriktiriyor?ölüde katmerli para kazanılıyor.inanıyorumki gelecekte daha acımaz yöntemlerle büyük sermayedarların tuzagına dusen ınsanların artacak
Geride kalanları mirasından mahrum etmek içindir o yalan
You Shook Me All Night Long ..... Kıyamet gelsede kopsak
-
20 Haziran 2011, 19:37
#17
Fazla film seyretmişler.Öldükten sonra hepbirlikte diriltileceğiz zaten şeytan kötü penceyi takmış.
-
20 Haziran 2011, 20:47
#18
-
20 Haziran 2011, 20:53
#19
-
20 Haziran 2011, 22:03
#20
Sandığımızdan çok daha ilerde teknoloji biz sadece bize aktarılan kısmını biliyoruz. Kimsede bir dayanak, belge, ispat görmeden böyle birşeye para harcamaz diye düşünüyorum. Olabilitesi vardır bana göre ama 100 yıl sonra ne halde olur bu dünya orası meçhul işte.
Müsait bir yerde öleceğim.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)