hayatta "keşke" yoktur, sebep ve sonuç vardır...
(bkn: kadere inanmak. not: köprüdeki yayalar içindir. çünkü, belki hayatının en güzel gününde biri gelsecek ve canını alacak ya da yaralayacak!!! :( )
Ramço kamyon şoförü ise ben uzay mekiğini dişimle çekerim...mahonyy adlı üyeden alıntı
ramço da kendini kamyon şoförü zannediyor....
yahu şu kamyonlarda damper kalkınca "Hoop birader damper kalkıyo, kalkıyo kalktı! " diye uyaran bir sistem yok mudur?
arkadaşım affına sığınarak bir şey soracam senin gibi bir çok kişi bu angut kelimesini kullanıyor..ama anlamını biliyor musun acaba
10 tam puan aha işte aşağıdaki sevimli şeyler has ve öz Angutlar
Evet angut bir kuş türüdür..peki bu kuşların özellikleri nedir bilir misiniz?..bir çok insan karşıdaki anlamadığında, boş boş baktığında angut gibi bakma der..
Angut kuşlarının özelliği eşi öldüğü zaman yanından hiç ayrılmamasıdır..yanına başka bir yırtıcı kuş ya da insan dahi yaklaşsa normalde çok ürkek olmasına karşın hiçbir tepki vermez..gözünü eşinden bir an bile almadan sürekli ona bakar kendide ölene kadar...
arkadaşlar bu çok büyük bir sadakattir..dediğim gibi birçok insan angut gibi bakma der ama keşke herkes angut gibi bakabilse..
Aynen.yahu şu kamyonlarda damper kalkınca "Hoop birader damper kalkıyo, kalkıyo kalktı! " diye uyaran bir sistem yok mudur?
Bu olayı hatırlıyorum, biraz eski bir haber. Köprüde yaya olarak bulunanlardan kimse ölmemişti, bir kişi aşağı düşüp yaralanmıştı diye hatılıyorum ama emin değilim.
keşke herkes angut gibi bakabilse..
Arkadaş öncelikle angut kuşu ile ilgili vermiş olduğun bilgilerden ötürü teşekkür ederim.Eşine bu kadar sadık bir kuş olduğunu bilmiyordum, bundan sonra saygıyla sevicem.
Ancak "ne bakıyon la angut gibi!" cümlesindeki kastedilen bakış eşine sadakat ve sevgiyle bakan angut bakışı değil. Böyle öküz gibi, koyun gibi ne bileyim, mal mal suratına bakan, boş boş bakan tipler için kullanılır.Ayrıca benim tahminim buradaki angut da kuş olan angut değil başka birşey. Ben bunu hep küfür gibi algılamışımdır. Hepimizin bildiği gibi günlük hayatta kullanılan türkçede bir sürü farklı anlamlarda kullanılan benzer kelimeler var.Bazı kelimeler de asıl anlamı dışında zaman içinde farklı anlamlarda kullanıla kullanıla ikinci bir anlama da sahip olabiliyor.Dil sabit birşey değil.Sürekli gelişen evrilen bir yapısı var.Bu yüzden bu ve benzeri ifadelerde neyin ne olduğundan çok ne kast edildiğine bakılır.Mesela birisine bu lafı etsen ve adam seni mahkemeye verse, mahkemede hakim karşısında savunma olarak şu yukarıdaki kuştan bahsetsen hakim dalga mı geçiyorsun benimle diyip 6ay ile 2 yıl arasında hakaret cezasını dayar.Hani ara sıra duyarız tv haberlerinde yada gazetelerde."Hayatın olağan akışına aykırı" ya da "eşyanın tabiatına aykırı" gibi ifadeler kullanılır. Günlük ortamda işte buna bakılır. Ama hayvanat bahçesine gitmişsin arkadaşınla kafesleri gezerken angut kuşu önünde durup "aa lan Hilmi, aynı şu angut gibi bakıyon ha ehi ehi ehehe" desen hem muhtemelen Hilmi seni mahkemeye vermez hem de mahkemede cezadan yırtabilirsin.
Bende çok mühimmiş gibi böyle uzun uzun yazdım kafama edeyim.
Ayrıca bence kimse angut gibi bakmasın. Herkes işine gücüne baksın.Özellikle yolda gördüğünüz tanımadığınız insanların suratına uzun süre bön bön bakmak ayıp bir şeydir.Bu aslında pek çok kişinin bilmediği bir görgü kuralıdır ama artık böyle şeyleri kimse önemsemiyor. Yani gazetede okuduğumuz yan baktı cinayetleri aslında çok anormal bir şey değil.Ayrıca dünyanın başka ülkelerinde de var. Aynı sebepten en medeni olarak bilinen ülkelerde bile tartışma çıkabiliyor.İnanmayan Almanya'da Norveç'de yada İsveç'de yaşayan arkadaşlara sorsun. Amerika'da uzun süre suratına baktığın bir zenci gelip bıçağı dalağına sokabilir. Aslında görgü kuralları toplu yaşamı kolaylaştırmak için ortaya çıkmış, uymakta fayda var. Türkiye'de iç göç çok fazla olduğu, kentler yoğun bir kırsal göçe maruz kaldığı için bu tür şeyler unutuldu gitti.Köyden gelen adamın bu kuralları bilmemesi gayet normal.Köyde trafik lambası, kaldırım yada belediye otobüsü yok. Ama hem kente göçüp hem de öğrenmemek istemesi yada uymamakta direnmesi kabul edilecek bir şey değil.Bu adamın kentte yetişen çocukları da kendi anasını babasını beğenmeyerek cezalandırma tamamlanıyor aslında.Kırsal kesimdeki adetleri kentte sürdürme çabası da alışkanlıktan ve kırsal yörede alınan kültürden ileri geliyor.Ne kentli olmak bir üstünlüktür ne de köylü olmak alt seviyede bir şeydir.Bu kültürler kendi yerinde anlamlıdır.Mesela aynı şekilde kent adetlerini köyde yapmaya kalksan alay konusu olursun. Pazar günü tatil yapayım desen inekleri kim otlatacak? Elektirik kesildi diye arızayı arasan telefonu açan kişi "elov büyür bilader" diye açacak telefonu.Önce bir hal hatır sor, çoluk çocuk nasıl falan diyecen ondan sonra anlatıcan derdini.
Yahu tutun beni ,nerelere geldik böyle?
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
KALMAK KADAR ESKİ, GİTMEK KADAR YENİ OLMAYANDIR ÖZLEMEK!
KEŞKE, KÜFÜRLERE DE DUADAKİ GİBİ, "AMİN" BENZERİ BİR ŞEY DİYEBİLSEK....
