Neden tek ümidiniz şefaat? Allah'a karşı gerçek bir samimiyetle tövbe edip af dilemek gibi bir seçeneğiniz var?
[QUOTE=C@LiMeRO;3092178]Neden tek ümidiniz şefaat? Allah'a karşı gerçek bir samimiyetle tövbe edip af dilemek gibi bir seçeneğiniz ...Resülü sevmeden,Allaha gidemezzsin .Kim olursdan ol,İlla MUHEMMEDER RESULÜLLAH a inanacaksın.,Anahtar ondan alınır.daha fazla açmak istemedim bununla yetinirsiniz. tşk.
Aga kusura bakma, dinle falan alakası yok bu yazdığımın, ama şiir dediğin bu değil, olmamalı.
Sercan'nın canı sıkılır biner motora,
Bakar benzini yok uğrar benzin istasyonuna.
Deposunu doldurur tekrar çıkar yollara,
Yapacak bişey bulamayınca vurur kendini çaya çorbaya.
Yukarıdaki dörtlük ne kadar anlamlıysa seninki de o kadar anlamlı.
Kendini geliştirmen dileğiyle...
[QUOTE=ORHAN AFACAN;3092182]Peygamberimi tabi ki çok seviyorum, Ama kelime-i şehadetin anlamı "Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka tanrı yoktur, ve yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed (S.A.V) Allah'ın kulu ve elçisidir." O yüzden birşey istenirken Yüce Allah'tan istemek gerekir, yukarıda kurmuş olduğunuz cümlede de zaten bir anlam bozukluğu var, Hz. Muhammed insanları Allah'a inanmaya davet etti, kendisine inanmaya değil..
Bununla yetinmek lafı da manidarmış : ))
AsLaNLaR ve SıRTLaNLaR HiÇBiR ZaMaN DoST OLaMaZLaR..
tanrı nedir yahu? Tanrı sizi korusun amen. Bana Allah c.c yeter.
cahillik başa bela..
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/ba...?sayfa=8&yid=2 çok sığ sularda yüzüyorsunuz,
daha tevhidin, kelimei şehadetin manasından bihabersiniz..
size Allah'tan başka tanrı edinin diyen de olmadı, ama algılama sorunu yaşıyorsunuz sanıyorum !!
Kur'ân-ı Kerim » 39 / ZUMER - 44
Sonraki Ayet : http://www.kuranmeali.org/39/zumer_s..._mealleri.aspx
Ayetin Tefsiri : "ZUMER suresi, 44. ayeti" tefsiri
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75
قُل لِّلَّهِ الشَّفَاعَةُ جَمِيعًا لَّهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Kul lillâhiş şefâatu cemîâ(cemîan), lehu mulkus semâvâti vel ard(ardı), summe ileyhi turceûn(turceûne).
1. kul : de, söyle
2. li allâhi : Allah'a aittir, mahsustur
3. eş şefâatu : şefaat
4. cemîân : tümü, hepsi
5. lehu : onun
6. mulku : mülk, hükümranlık
7. es semâvâti : semalar, gökler
8. ve el ardı : ve yeryüzü, arz, yer
9. summe : sonra
10. ileyhi : ona
11. turceûne : döndürüleceksiniz
İmam İskender Ali Mihr : De ki: "Şefaatin hepsi Allah'a mahsustur. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Diyanet İşleri : De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Bütün şefâat, Allah'ın; onundur göklerin ve yeryüzünün saltanatı ve tedbîri, sonra da dönüp onun tapısına gideceksiniz.
Adem Uğur : De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Ahmed Hulusi : De ki: "Şefaat tümüyle Allâh'ındır! (Çünkü) semâların ve arzın mülkü O'nundur! Sonra O'na rücu ettirileceksiniz. "
Ahmet Tekin : 'Bütün kâinatı tek başına yardımcısız-eşşiz yaratmak, nizamını sağlamak ve ayakta tutmak Allah’a aittir. Göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O’nundur. Üstelik O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekileceksiniz.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Şefaatin tümü Allah'ındır. [2] Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürülürsünüz.
Ali Bulaç : De ki: "Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Ali Fikri Yavuz : De ki: “- Bütün şefaat Allah’ın kudretindedir. Göklerin ve yerin mülkü O’nundur. Sonra (ahirette) hep döndürülüb O’na götürüleceksiniz.”
Bekir Sadak : De ki: «Butun sefaat Allah'in iznine baglidir. Goklerin ve yerin hukumranligi O'nundur. Sonra O'na doneceksiniz.»
Celal Yıldırım : De ki: Şefaatin tamamı Allah'a aittir (O'nun iznine bağlıdır). Göklerin ve yerin mülkü (ve tasarrufu münhasıran) O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.'
Diyanet Vakfi : De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Edip Yüksel : De ki, 'Tüm şefaat ALLAH'a aittir.' Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir. Sonra O'na döndürüleceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki Allahındır o şefaat bütün, onundur mülkü Göklerin ve Yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Bütün şefaat Allah'a aittir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.»
Fizilal-il Kuran : De ki: «Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz.»
Gültekin Onan : De ki: "Şefaatin tümü Tanrı'nındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Hasan Basri Çantay : De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Şefâat tamâmen Allah’a âiddir. Göklerin ve yerin mülkü, O’nundur. Sonra ancak O’na döndürüleceksiniz.'
İbni Kesir : De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
Muhammed Esed : De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O'nun içindir. Sonra O'na döndürüleceksinizdir.»
Ömer Öngüt : De ki: "Bütün şefaat (hakkı) Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz. "
Şaban Piriş : De ki: Şefaatin hepsi Allah’ındır. Göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. Bir zaman sonra O’na döndürüleceksiniz.
Suat Yıldırım : De ki: "Şefaatin tamamı Allah’a aittir. Çünkü göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyeti de O’nundur. Sonunda da O’nun huzuruna götürülecek, O’na hesap vereceksiniz."
Süleyman Ateş : De ki: "Şefâ'at tamamen Allâh'ındır (yardım ve destek yalnız O'ndandır). Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Şefaatin tümü Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra da O'na döndürüleceksiniz.»
Ümit Şimşek : De ki: Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin egemenliği Onundur. Sonunda Onun huzuruna döneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz."
ben tanrı tanımam. Ben Allahı tanırım. Tanrı çoktur. Ateş tanrısı, su tanrısı, cart tanrısı, curt tanrısı. Allah c.c tektir. Tanrı kelimesi bana terstir. Tanrıların canı ceheneme. Allahta bi tanrı değilmidir diye soracak varsa diğer osuruktan tanrılarla bi kefe ye koymak demektirki bu Allaha şirk koşmak demektir.diğer tanrı denilen şeyler benim için yoktur. Tanrı kelimesi bir çok şeye kullanılır. Allah tektir.
AsLaNLaR ve SıRTLaNLaR HiÇBiR ZaMaN DoST OLaMaZLaR..
Her zamanki mesele, netice değil önemli olan Hatice..
Yazının başından beri Allah birdirin aksine birşey söylemediğim halde, beni hristiyanlaştırıp, kendinizi kutsadınız..
) Tanrı birdir desemde Allah biliyor kalpleri, yaratıcı birdir desemde, ilah birdir desemde..
Sizin benim içimi görmenize hacet yok, ben de sizin "ben tanrı tanımam" lafınızdan ateyizt olduğunuz kanısına vardım )
evet ben tanrı tanımam. Bi tek Allah ı bilirim.
-bu ve diğer üyelerin---bni Kesir : De ki: Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hepiniz O'na döndürüleceksiniz.
Muhammed Esed : De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
not ve yorumlarından anlaşılan bana göre---------ŞEFAAT TEK RESÜLE AİTTİR.Allah .c.c.şefaat etmez ya rahmandır,ya rahimdir ya da kahhardır.Şefaat hakkı ancak ümmetleri için resül veya peygamberleredir.Elmalı hamdi bey ve diğerleri yanlış tefsir ede bilirler.
Ayrıca--
De ki: "Şefaat (hakkını verme yetkisi) yalnız Allah'a aittir: Gökler ve yer üzerindeki hakimiyet (yalnız) O'nundur ve sonunda yalnız O'na döndürüleceksiniz".
buradaki O'nundur veya O,na kelimeleri işarettir.Allaha c.c döndürüleceksiniz de demiyor..İşaret edilen de ''O ''Muhammed s.av. dir.Kur'an ı anlamak öyle basit ve kolay değildir.
---------- Post added at 19:27 ---------- Previous post was at 19:25 ----------
ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.NİKCİ-MotorKafa olanında anlayışı sınırlıdır.tşk
Yeni Gelin Demokrasi
Her zaman yeni gelin demokrasi.
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Mutlu olamazlar yapılar aksi
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Gönlü Beyoğlu’nda, gözleri dağda
Akıllara zarar, sözleri çağda
Sorarsan, ahlakla özleri bağda
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Evlilik akdi sık sık tazelenir
Yeni ümitlerle kalpler bezenir
Aslına uymaz da ele özenir.
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Demokrasi asil, tavize gelmez.
Hep köşkündedir size, bize gelmez.
Bunları bilirde işine gelmez.
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Oy; gelinin itibarı, namusu.
Bağrında hançerdir seçim kâbusu
Makam için kurar yarına pusu
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Düşmanı oldu hep tek adam düzeni.
Oysa ne yeğeni var nede kuzeni.
En çok sevdiği en çok üzeni
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Anlaşırlar gibi ilkelerinde.
Huzuru isterler ülkelerinde.
Bozar durur yine bir yerlerinde
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Başaramadı hiç mutlu geçimi.
Gerginlikten yana yaptı seçimi.
Bilinmez hali; dışımı, içimi
Hem toy, hem bıçkın damat bürokrasi
Damattadır kusurda, marifette.
Satılan oyun hesabı ahirette
Kul, yetim hakkı Orhan Devlet’te
Hep toy, hep bıçkın damat bürokrasi…
Orhan Afacan
Paylaş
baloda davetlerde giyerim frak
kurbağaya basınca eder bir vrak
boşver, iki lafın belini kırak
abi gel şu şiir işini bırak
aşık beyhude
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)