ilkokul birinci sınıfa giden çocuğa hafta sonu kursu açılır mı?
ilkokul birinci sınıfa giden çocuğa hafta sonu kursu açılır mı?
özellikle gençlerin işi zor özellikle bayların, ( benim şahsi görüşüm ) bayanlar süslenip püslenip evlenip kurtulur kariyer yapmalarına da gerek yok ama baylar, ben çok sıkıntı çektim lisedeyken çok stresliydim üni. gitsemmi gitmesemmi tabii altyapımda yoktu , dershaneyede gidemezdim , napsam hayaller kuruyorsun salaklaşıyorsun işi güzel olanın öyle bir derdi yok, okuyan yeni yeni hayata atılan gençler çok stres çekiyor en zor dönemler onlar, kimsede yardımcı olmuyor herkes tavsiye veriyor sistemde zaten b. tan gençler napıcanı şaşırıyor.....
...
6 yaşımda okumaya başladım, 24 yaşımda fen bilgisi öğretmenliğinden mezun oldum, toplam 18 sene. şimdi düşünüyorum niye okudum diye, liseden sonra bi işe girsem şimdi bi meslek sahibi olmuştum kötüde olsa, en azından halen babamın eline bakmıyor olurdum.
soruna gelirsek, son yıllardaki devlet okullarının çöküşün asıl sebebi öğretmen atamalarının yapılmamasıdır. şu an okullarda derse giren ücretli öğretmenlerden öğretmenlik mezunu olmayanlar zaten bu meslekle ilgili hiçbirşey bilmiyor, ders boş geçsede olur, öğretmenlik mezunu olanlar ise ailesine muhtaç olmamak için max 600tl maaşa çalışıyor, ki öğrencilerden önce kendi hayatlarını düşünmek zorunda olduklarından onlarda öğrencilere birşey veremiyor. sözleşmelilerde seneye halim ne olacak derdinde, bir tek kadrolulara kalıyor iş ama onlarda gittikçe azalıyorlar sayısal olarak. hal böyle iken okula giden çocuk hiçbirşey öğrenemez tabiki, dersaneye gidemeyenlerde kaderlerine razı olur, üniversiteyi rüyalarında görürler
ATAMASI YAPILAN ÖĞRETMEN
zaten başkalarının sefaleti bizim şükrümüz değil mi ?
can't be worried about that shit. life goes on man.
Yahu anlatmak istedigim bu degildi..
inan bana aslinda konuyu tam olarak okumus bilr degilim..
Konuyu okuyupta bir arayisa girip sonra bu resmi bulup buraya asmis degilim..
Yok böyle bir olay.
Dün sadece rastgele bu resim i gördüm ve bu topic aklima geldi..
Konuyu tam olarak anlamamis olsamda..
Anlastik dostum?
Hayatin icin bir saniyeni harca.
Hayatini bir saniye icin harcama.
Turkiye de yasamak zor. Hele cocuk yetiştirmek cok daha zor. Benim anladıgım bu. Cumlemize allah yardım etsin.
Dostu-Düşmanı ayırdettik ve bıraktık bir ovaya. Dedik ki, gerçekten bilmiş miyiz.
baktık ki, kime ne etiket yapıştırmışsak doğru çıkmış..
ÖSS
Türkiye’de 7 milyon kişi günde 2 dolarla yaşayıp, aileleriyle birlikte 22 milyon kişi asgari ücretle geçinirken...
Bu insanlarımızın çocukları dershane parasını nasıl öder?
a, bana ne
b, babam sağ olsun
c, onların sorunu
d, tarikata girsin
e, okumasın
Anadolu’da dersleri boş geçen çocuklar, kolejlerde en kaliteli öğretmenler tarafından yetiştirilen çocuklarla aynı sınava girip, aynı sorularla nasıl yarışır?
a, sana ne
b, hadlerini bilsinler
c, yerse
d, girmesin kardeşim
e, çok da pipimdeydi
Annesi dershane taksitini ödeyemediği için hapse atılan, ağabeyi de kahrından intihar eden Fethiyeli Samet, o moralle bugün girdiği sınavda nereyi kazanır?
a, Harvard
b, Oxford
c, Cambridge
d, Sorbonne
e, kaldırım mühendisliği
Teröristin döşediği yetmiyormuş gibi, devletin döşediği mayınlarla şehit oluyor artık çocuklarımız... Üniversite okuyorum ayaklarıyla kapağı ABD’ye atanlar askerlikten yırtarken, Türkiye’de üniversite okuyanlar askerlikten niye yırtamıyor?
a, what?
b, cinsiyet değiştirsinler
c, çürük raporu alsınlar
d, vicdani retçi olsunlar
e, jömanfu
Peki n’olacak bu memleketin hali?
a, inşallah
b, maşallah
c, evelallah
d, maazallah
e, amin
Böyle gelmiş, hep böyle mi gidecek... Kim düzeltecek bu işi?
a, Obama
b, Angela Merkel
c, Vladimir Putin
d, Sarkozy
e, Recep İvedik
alıntıdır.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14383155.asp
Tedbirde kusur koyup takdire bahane bulma!
Bu konuya ilk açıldığı zaman baya bir şeyler yazacaktım da zor tuttum kendimi
Ah Muzaffer Abi Ahhhh !
yaz kardeşim yaz içini dök buraya ;)
bilinçli bireyler bilinçli nesiller yetiştirebilir ama bizde ne bilinç kalmış ne de para ahh ahh
ÖĞRENMEDEN,ÇALIŞMADAN,YORULMADAN,RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ARAMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER;ÖNCE HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ,SONRA İSTİKLALLERİNİ,KAYBETMEYE MAHKUMDURLAR. K.ATATÜRK
Selam Burak.
Bir ihtimal tepki çekerim diye tırsmıştım yazmaktan.Daha önce bununla ilgili bir kaç kişiyle ağız dalaşına girmiştim.Yazdığım mesajlarda eğitimin ATATÜRKÇÜ olması gerektiğini savundum ancak çok büyük suç işlemiş gibi küfür yedim. O yüzden kaçındım buraya yazmaktan ama Ahhh Muzaffer abi diye dertlendimya aklıma geldi yazayım bari dedim :D
Aslında bana koyan olay 4 yıl boyunca bir eğitim(!) alıyorsun aldığın bu eğitimle de üni ye gidemiyorsun D: üni ye gitmek için de dershaneye gitmek gerek diye şartlandırıyorsun kendini kaldı ki dershaneye gidecek bütçeyi bulmakta zor (Lise 4 öğrencisiyim; araştırdım 3-5 Bin TL arasında değişiyor fiyatlar).Ama bu sırada da devreye yardım sever şahıslar giriyor. Bu konuyu açtığına göre bu şahısların kim olduğu hakkında eminimki bilgin vardır
Ya abi valla yazacam diyorum da............OFffff ya yine dertlendim.Güldürmeyeyim milleti kendimize değil mi?
şu anki aklım olsa idi ilkokul yerine gider bir meslek öğrenirdim, en azından bir mesleğimiz olurdu.
okumazdık, araştırmaz, sormaz, meerak etmezdik, bihaber olur cehaletimizi mutluluğumuzun kaynağı yapardık.
ignorance is bliss.
okullarda yıllarca parasız eğitim diyenleri çeşitli yaftalar ile sindirdiler, kimse sahip çıkmadı onlara, şimdi ceremesini çekiyor millet, az bile.
can't be worried about that shit. life goes on man.
Çok güzel bir yazı.
Bunun dışında toplumdan gence "herkes universiteye gitmeli eğer gitmezsen berbat bir hayat yaşarsın ne olursa olsun neresi olursa olsun kapağı at" diye bir mesaj veriyorlar. Sonuç işini sevmeyen mühendisler, avukatlar, işletme mezunları
ve ekonominin ihtiyacından çok fazla eleman yetiştiği için oluşan korkunç bir işsizlik.Üniversitede geçen yıllar oraya edilen masraf da cabası.
Gelir dağılımındaki eşitsizlikten ve statü merakından herkes çocuğunu bir müdür masasında bilmemne bey veya hanım olarak görmek istiyor.Zaten ilk ve ortaöğretimde hiçbir hobisi merakı olmayan tekdüze insanlar yetişiyor. Üstüne
"universiteyi kazan hayatın ışıl ışıl olsun " mesajını alınca da cocuk neresi olursa olsunm gireyim deyip koşturuyor dershanelere.
Güzel ülkemi öyle bi hale getirdilerki bi insanın hayatı bebeklikten tutunda yaşlanıp ölünceye kadar hep dertten çileden ibaret. düşünsenize ülkemizde ınga ıngaaa diye dünyaya gelen bi bebek bilmem ne kadar borçla doğuyor. daha yolun başındayken böyle bi durum varsa bu çocuktan bu çocuklardan daha ne beklenir anlamıyorum. bunlarınki çay kaşığıyla verdim tencere kazanla isterim muhabbeti. bide tv ye çıkıp çok iyiye gidiyoruz falan filan. bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum. herkese mutlu ve güzel günler diliyorum azıcıkda olsa onada şükür.
Dershaneler iş yapsın diye hepsi bir olup devlet okullarındaki eğitimin içini boşaltmadılar mı.
Lisedeyken (93-96) sınav yaklaşınca okuldan rapor alıp dershaneye koşanları hatırlıyorum. Evet daha o zamanlar başladı "tek çözüm dershanededir" zehiri. Tabi o zamanlar bu günlere göre daha uygun dershane fiyatları, veliler de nispeten daha çok karşılayabiliyorlar dershane masraflarını. O sebeple çoğunun da işine geliyor. Çünkü "özel ders kıvamında" eğitim görüyor çocukları. Uzun vadeyi düşünen yok.
Biri de kalkmış "ben ordan ekmek yiyorum dil uzatmayın" diyor. Oldu paşam, yanlış olan hiç birşeye kurunun yanında yaş da yanmasın diye dil uzatmayalım.
Gel de anarşist olma arkadaş ya.
Ne kadar çok üniversite olursa kazanmak o kadar kolaylaşır, dersane ihtiyacı da o kadar azalır. Nasıl bir yorumla üniversite açmanın dersane açmakla paralellik gösterebileceğini savunuyorsunuz?
Forumu siyasete alet etmeyelim.
---------- Mesaj ekleme zamanı: 18:10 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 18:03 ----------
Okuldaki eğitimin içini hangi uygulamalarla boşaltıyorlar?
Dikkat ederseniz Türkiye birincileri genelde anadoludan çıkıyor, benim zamanımda birinci olan çocuk hiç dersaneye gitmemişti.
Dersane test tekniğini ve hızlı test çözmeyi öğretir. Öğrencilere birbiriyle yarışma ortamı sağlar. Sınavda da büyük oranda başarı faktörü bunlara bağlıdır. Kimse okuldaki hoca başka konular anlatıyor diye dersaneye gitmiyor.
Müfredat da sınav da belli.
---------- Mesaj ekleme zamanı: 18:20 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 18:10 ----------
Hiç üzülme kardeş, annem devlette öğretmen ders ücretiyle birlikte maaşı 2000 liranın üzerinde. Yazın 3 ay tatil, arada 15 gün tatil, 1 gün boş...
Özel ders alanlar da var. Bence sen kendi durumuna üzül.
Yazımın tamamını okumadınız sanırım. Ya da istediğiniz yerden aldınız. Her neyse her iki durumda da tekrar açıklamam gerekiyor:
Sınav tarihi yaklaşınca, okul müfredatını, öğrencileri sınava hazırlık için düzenlemek yerine kokuşmuş müfredatla devam etmek uygulaması olabilir mi mesela.
Ya da öğrencilerin rapor almalarını (yani okuldan kopup dershanelerin kucağına gitmelerini) hoş gören okul yönetimi olabilir mi. Aslında haksızlık yapmayayım tüm eğitim sistemi artık bunun üzerine kurulu. O sebeple benimki söylenmekten öteye giedemeyecek. Bu sebeple de ne yazarsam yazayım siz veya başkaları başka şeyler söyleyerek söylediklerimi çürütmek eğilimindeki yazılar yazacaklar.
Zaten konumuz dershaneye giden öğrencilerin başarıları ve gitmeyenlerin başarıları değil. Konumuz dershaneye gitmeden üniversite kazanılamaz düşüncesine gark edilen veliler, tabi onların içler acısı durumu.
Söylemek istediğim son şey de sizin son cümleniz:
"Müfredat da sınav da belli" yapacak bişey yok.
Hepsini okumamıştım. Sizi anlıyorum fakat okul ortamında ÖSS'ye yönelik eğitim vermek pek mümkün değil. Sınıflar 15-20 kişi olacak, öğrenciler seviyelerine göre sınıflandırılacak vs... Devletin eşitlikçi anlayışına aykırı.
ÖSS stresiyle bunalmış gençlere de okulun izin vermemesi anlayışsız davranması hoş olmaz. Bu öğrencileri okuldan koparmaz, sonsınıfta son 1 ay okula gitmeyen öğrenci okuldan kopsa ne olur zaten?
Çürütmek amacında yazmıyorum, ne kendi moralinizi ne de buradaki güzel insanların moralini bozmayın. Herşey birden düzelmez. Gelişmeler ümit verici.
Velileri o düşünceye gark eden sebep okuldaki eğitim sisteminin yetersizliği değil, dersaneye giden öğrencilerin sayısının üniversite kontenjanlarından fazla olması. Veliler de bu yarışta çocukları mağdur olmasın diye ellerinden geleni yapma çabasındalar. Gitmeden kesin kazanılmaz diye bir düşüncenin oluştuğunu zannetmiyorum. Öğrenci kazanmaya odaklanmamışsa ve kapasitesi yetersizse istersen 10 sene dersaneye gönder...
Bilinçli bir öğrenci ise dersanesiz kazanması da zor değil.
Aslında bazı yazılarda "sanki böyle olması gerekiyormuş da olmuş" gibisinden anlamlar yatıyor.Bu eğitim sistemini yöneten kim?Halkın içinden,halkın fikirleriyle seçilmiş bir adam değil mi?Şimdi,sorunu çözeceğine inanan,kendini zeka fırtınası sanan adamlar şöyle bir başlıyor ki sormayın -Bunlar böyle yaptı! Şunlar şöyle yaptı! Onu böyle yapınca şöyle oldu!... Tamam doğrudur da, bu söylediklerinin sonucu ne diye soruyosun; devam ediyor -böyle yaptı! şöyle yaptı! diye.Şunu yapan affedersiniz ama; BEYİNSİZLERE birinin düzeltebileceği şeyleri düşünmesini öğretebilmek asıl sorun.Herkes kendi yapabileceğini yapsa eminim bir sorun kalmayacak bu ülkede.Birbirinin suçunu aramaktan kendi hatalarını göremiyor insanlar...Bugün vergisini düzgün vermeyen,kaçırmaya çalışan, babasının kimliği belli olmayan kişiler; bir de bakıyorsun hükümetin annesine sövüyor.Sen önce git kendi babanı bul dimi ama?
Ayrıca bir de,dershaneye gitmediğini bahane edip yatan gençler de bu yazıyı yazan kişinin düşüncelerini değiştirmiş.Ben adım gibi eminim,dershaneye gidecek durumu olmayan bir insan diğerinden daha azimli olur.Bu da hayatın dengesi...Zengin bir adamın zengin olma hayalini bir de fakir bir adamın zengin olma hayalini düşünün.Aslında kötü olan hiçbirşey yok,herşey gayet yolunda,daha da iyi olur.Yeter ki insanlar sadece kendi hatalarına odaklansınlar...
facebook.com/kaskafa
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)