bittabi haklısın bir çok konuda, aynı benim yazdıklarım gibi.. anlatmaya kalksak dikkat etmesi gerekenleri herhalde diğerimize iki gün sonra sıra gelir
kurallar komutanlara ve gittiğin geminin kültürüne göre değişiyor aslında. ben bir komodorluk gemisindeydim. şansıma rütbeli olsun rütbesiz olsun, iyi sicillilerin ve sadece gönüllü olmuş askerlerin alındığı bir yerdi.
15 m2 olmayan bir kamarada(aslında manga) yaklaşık 20 kişi kalıyorduk. aslında ranzaların yapısını kafanda canlandırmak için kitaplık rafını düşünsen iyi olur. yatakta dönmek imkansızdı, hatta öksürdüğümde kafamı üst ranzaya vuruyordum. (kişisel tavsiyem oraya yatar yatmaz gözlerini kapa nerede olduğunu anlamazsın. yoksa ilk zamanlar bir tabuta konduğun hissi ile boğuşabilirsin. ve inan bir çok genç çocuğun hıçkırıklara boğulduğuna şahit oldum)
gemide standart işler raspa ve alabanda dır. birisi küçücük bir çekiçde gemi gövdesine vurarak boyaları sökme işi, diğeri borusuyla kaportasıyla (duvarı borusu tavanı ve yeri ile) mahallin silinerek temizlenmesidir. onun dışında güverte silme, güverte ve makine daireleri nöbetleri standart gündelik işlerdir.
seyre çıkarsan düzenli traş olman beklenmez (su boşa gitmesin diye)
saçların kısa kestirilmesi yasaktır. itiraf edeyim şu anki saçlarım bile daha kısa.
Hastalık genelde çok seyire çıktığında uğrar sana, o da her ülkede kapabileceğin mikroplar yüzünden. yoksa o kadar iyi beslerler ki zaten zımba gibi gezersin. sanıyorum ordunun en iyi beslenen birliği denizcilerdir. sürekli et ve taze sebze meyve yedirirler.
onun dışında..
alt ve üste yada bir güvertede bir bölümden diğerine geçmeni sağlayan geçiş ve merdivenlere kaporta;
pencerelere lumbuz denir..
geminin katlarına güverte denir.
silahçı birliğinde olursan en ballı birliktesin demektir çünki pek işleri olmaz.. deniz seviyesinin altında uyuyup yine daha altında çalışmış olsamda.. o güverteye çıkıp o denize bakma, o boşluk duygusuyla birşeyler düşünmek hayal etmek yok muydu? işte onu hiçbir şee değişmem.. o huzur.. ama insanı kendinden uzaklaştıran o hiçlik duygusu.. resmen sadece fikirlerin ve sen varsın bedenin yokmuş gibi..
Eğer döndüğümde yaşacak olduklarımı bilseydim.. Gerçekten bilseydim, Yemin ediyorum o gemiden dışarı adım atmaz hayatımın geri kalanını orada geçirirdim
.. Halbuki tüm denizin verdiği o hiçlik duygusuna da geri döndüğümde yaşayacağım tek bir güzel gün için diye dayanmıştım
Ah şu insancıklar diyorum şimdi.. Ah şu insancıklar ve kendilerinden beklenmeyecek büyüklükte kahpelikleri yok mu.. Gelip ne yapacaksın ki yaşa işte, ömür boyu güvertede sigara içmek denizi izlemek keyfin olsun.. En azından derdin olmazdı..
Valla yine gitsem alırlar mı? valla ben bi gün eksik yapmışım falan desem yerler mi acaba? faiziyle yaptırırlar mı?