Ne zaman PASLANMA ile ilgili duyumum olsa aklıma gelir.
Delikanlının biri çin motoru almaya karar verir ama, paslanma konusu aklını karıştırmaktadır.
Motor alacağı yere durumu açıklar, satıcı "o kolay, ben sana bir kutu vazelin vereyim,
yağmur yağmadan önce motorun nikelajlı kısımlarına sürersin, rutubet, motora geçmemiş olur" der.
Delikanlı motoru alır, vazelini cebine koyar, ufak ufak gezeyim derken aklına sevgilisi
gelir, onu da gezdireyim der. Bir müddet gezdiklerinden sonra kızı evine bırakırken,
kız "gel seni bizimkilerle tanıştırayım, hem yemek de yeriz birlikte" der ve devam eder;
"Bizim geleneklerimiz var, yemek ile olan kısmını söyleyeyim de uyarmış olayım der.
Bizde yemek yerken KONUŞULMAZ; konuşan olursa da bulaşıkları yıkar" der. İçeri girerler;
Delikanlı ne görsün? bir yığın birikmiş bulaşık ve dalgınlıkla konuşanı bekliyor.
Hoş-beşten sonra sıra yemeğe gelir ki yasak başlamış, odada sadece çatal, kaşık sesleri vardır.
Muzurluk gelir aklına delikanlının; ben anne veya babasına bulaşıkları yıkatayım da,
sevgilim kurtulsun diye düşünür. Kıza, anne - babası farkedecek şekilde masa altından
bacaklarına dokunur, ses yok, delikanlı kararlıdır bulaşıkları yıkatmaya, ileri giderek,
kızdan bir makas alır, yine konuşan yok, dudaklarından, göğüsleri okşamak derken,
yine ses yok, kızla anna-babasının önünde sevişirler, hayret yine ses yok.
Delikanlı hem inat eder, hem de hoşuna gitmiştir bu durum bu sefer kızın annesine aynı
uygulamaları yapar, hayret yine kimseden ses yok. Delikanlı biraz şaşkın, biraz da mutlu
olayı kabullenmeye çalışırken, dışarıdan GÖK GÜRÜLTÜSÜ nü duyar, biraz sonra yağmur
yağacağı düşüncesiyle, masadan kalkar, cebindeki vazelini çıkarır, motor paslanmasın
diye, o sırada babası ayağa kalkar ve konuşur.
"TAMAM TAMAM BULAŞIKLARI BEN YIKARIM"
COPY - PASTE değildir.