OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN yöneticilerinin başından geçen olaylar
Reklamlar
-
"BİZ SENİ UYANIK BİLİRDİK..." (kanuni sultan süleyman)
.
İstanbul’da kenar semtlerden birinde oturan yaşlı bir kadın, padişahın huzuruna çıkmak istediğini saraydaki görevlilere bildirmiş. Bunun üzerine sultanın karşısına çıkarılmıştı. Yaşlı kadın :
Evinin soyulduğunu ve bu olaydan padişahın sorumlu olduğunu söyleyerek, şikayette bulunur. Bunun üzerine hiddetlenen Kanuni:
; -Bana bak kadın, sen niçin bu kadar derin uyku uyudun da evinin soyulduğunu duymadın? deyince, yaşlı kadın :
Padişahım! Kusura bakma, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyuyorduk der. Bu cevap üzerine Kanuni utanarak :
-Haklısınız diyerek, kadının çalınan mallarının bedelini kendi malından öder.
-------------------------------------------------------------
"SENİ KANUNA ŞİKAYET EDERİZ..." (kanuni sultan süleyman)
.
Kul hakkına özen gösteren Sultan Süleyman, bu konuya duyduğu titizlik nedeniyle "Kanuni" lakabını almıştır.
Budin Seferinden dönen ordu, yolların darlığı sebebiyle tarlalardan geçmek zorunda kalmıştı. Bu sırada bir köylü, elindekini padişahın atının geçtiği yere fırlatınca at ürkmüş, köylü de yakalanarak padişahın huzuruna getirilmişti.
Sultan Süleyman köylüye :
-Derdin nedir de böyle yaptın? diye sorunca, köylü:
-Biz fakir köylüleriz. Askerlerinizden bazıları, bizim yeni ektiğimiz tarlalardan geçtiler. Ya bu zararı ödersiniz, ya da sizi şikayet ederim. demiş.
Bunun üzerine Kanuni köylüye:
-Peki bizi kime şikayet edeceksiniz? diye sormuş. Köylü:
-Siz Kanuni değil misiniz? Sizi kanuna şikayet ederiz. deyince Sultan Süleyman çok memnun olmuş ve hemen köylülerin zararlarını hesaplattırıp zararı ödemiş.
-----------------------------------------------------------------------
"TRAŞ EDİLEN SAKAL DAHA GÜR BİTER..." (sokullu mehmet paşa)
.
Osmanlı donanmasının ilk defa bozguna uğradığı İnebahtı Deniz Savaşı’ndan sonra, II. Selim’in emriyle yeni bir donanma kurulur. Donanmayı kurmakla görevlendirilen Kılıç Ali Paşa, bahar ayında donanmayı her şeyi ile hazırlamıştı. İnebahtı’da Kıbrıs’ı almak için uğraşan Haçlı Armadası bu amacına ulaşamamıştı. İnebahtı bozgununun sorumlusu olan Sokullu Mehmed Paşa, 7 Mart 1573’de Venedik büyükelçisi Barbaro’ya :
"Biz sizden Kıbrıs Krallığı'nı alarak kolunuzu kestik. Siz ise donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez ama tıraş edilen sakal daha gür biter."
--------------------------------------------------------------------
SULTAN III. SELİM'İN DUASI
.
Ordularımız çoğu zaman zaferler kazanıyor, sık sık da Avusturya ve Rus ordularına yeniliyordu. Ayrıca isyanlar baş göstermeye başlamıştı.
Kötü haberler karşısında göz yaşlarına engel olamayan III. Selim :
"Ya Rabbi! Beni böyle cihana rezil edüp, kafirlere mağlup ve perişan ettirmeden, zamanında ümmet-i Muhammed’in böyle perişanlığını göstermeden canımı al."
Sultan III. Selim’in bu duası kabul olunmuş, Osmanlı Devleti'nin gerilemesine sebep olan olayları görme fırsatı olmadan şehit edilmiştir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------
ihanetin bedeli (yavuz sultan selim )
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafetle Kuşlar Çarşısı'nı gezer. Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara gözü kekliklere ilişir Padişahın. Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazıyor. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"
Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" der. "Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekler.
"Satın alıyorum" der Padişah, "Al sana 500 altın..." Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını keser.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;
Padişah gürler: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür..."
alıntıdır.
[COLOR="Red"]ваиа daЯвє атаиı вєи наЯвє ѕокаЯıм:cat:::shhh::[/COLOR][COLOR="Red"]Ben Kimseyi Kaybetmedim Herkes Beni Kaybetti[/COLOR]
Reklamlar
-
Ölüm, ölü için bir çözüm değildir.!
-
ne demek görevimiz
[COLOR="Red"]ваиа daЯвє атаиı вєи наЯвє ѕокаЯıм:cat:::shhh::[/COLOR][COLOR="Red"]Ben Kimseyi Kaybetmedim Herkes Beni Kaybetti[/COLOR]
-
ApAcHe_31 adlı üyeden alıntı
"
ihanetin bedeli (yavuz sultan selim )
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdili kıyafetle Kuşlar Çarşısı'nı gezer. Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.
Bir ara gözü kekliklere ilişir Padişahın. Bir grup kekliğin üzerindeki varakta, "Tane işi satış fiyatı 1 altın" yazıyor. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.
"Hayırdır" der satıcıya, "Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"
Satıcı, "Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" der. "Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye ekler.
"Satın alıyorum" der Padişah, "Al sana 500 altın..." Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını keser.
Adam şaşırıp, "Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;
Padişah gürler: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür..."
alıntıdır.
emeğine sağlık.bunuda ilk dea duymuştum ayrıca.çok hoş
-
Seni unutmayacağız
Nur içinde yat
elerine ve emegine saglık biz seni uyanık bilirdik, sakal ve ihaneti biliyordum ama digerlerinide ogrenmiş oldum sagol
Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)
-
Çok sağol emeğine sağlık
[B][COLOR="Red"]MEYDANLARDA GÜMBÜR GÜMBÜR KAVGALAR DÖNER DURUR,OLMUŞUM ÜÇ BEŞ PUŞTUN KATİLİ[/COLOR][/B]
-
sağolun arkadaşlar sizlerinde eline diline sağlık devamı gelecek...
[COLOR="Red"]ваиа daЯвє атаиı вєи наЯвє ѕокаЯıм:cat:::shhh::[/COLOR][COLOR="Red"]Ben Kimseyi Kaybetmedim Herkes Beni Kaybetti[/COLOR]
-
Bugun 3.kez okudum halen okumaktan bikmiyorum :S
Ölüm, ölü için bir çözüm değildir.!
-
fatihin bedduası..
''Fatih İstanbul'u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden
derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi.
Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura
çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
Niçin hapsedildin diye sordular? Keşiş fala baktığını ve kuşatma
hazırlıkları sırasında Konstantin'in kendisini çağırıp İstanbul'u
Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını söylediğini,
remilde İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerinde de
Konstantin'in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti. Ve şimdi
karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul'un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına
dair remil atmasını ve doğruyu söylerse ödüllendirileceğ ini bildirdi.
Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
- İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, lakin öyle
bir zaman gelecek ki emlak ve arazileriniz satılacak, bu suretle
İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini
kaldırarak 'İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah'ın
gazabına uğrasınlar!' diye beddua etti.''
alıntıdır.
bu da benden olsun dedim.
altın atesle ,kadın altınla ,erkek te kadınla erir
-
sertanGs adlı üyeden alıntı
fatihin bedduası..
''Fatih İstanbul'u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden
derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi.
Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura
çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
Niçin hapsedildin diye sordular? Keşiş fala baktığını ve kuşatma
hazırlıkları sırasında Konstantin'in kendisini çağırıp İstanbul'u
Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını söylediğini,
remilde İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerinde de
Konstantin'in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti. Ve şimdi
karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul'un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına
dair remil atmasını ve doğruyu söylerse ödüllendirileceğ ini bildirdi.
Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
- İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, lakin öyle
bir zaman gelecek ki emlak ve arazileriniz satılacak, bu suretle
İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini
kaldırarak 'İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah'ın
gazabına uğrasınlar!' diye beddua etti.''
alıntıdır.
bu da benden olsun dedim.
çok sağol eline sağlık bunu duymuştum
bir tane daha ekliyorum 4.murat la ilgili
4. Murat tarafindan, mey (sarap), afyon ve fal bakmak yasaklanmis. Istanbulda butun meyhaneler ve keshaneler "underground" takilmaya baslamis.
4.Murat bi gece, tebdil-i kiyafet Istanbul a indiginde,karsiya gecmeye karar verip bi sandal kiralamis. Sandalci musterisinin sultan oldugunu bilmiyomus tabii. Bi ara, sandalin yanindan sarkan bi ipi cekmis. Ipin ucunda bi testi!Sultan, "Ne var o testinin icinde?" diye sormus. Sandalci "Ne olacak,mey iste" diye gulerek musterisine ikram etmis. Her ne kadar yasaklamis olsa da, 4. Murat in alkolle arasinin iyi oldugu bilinir. Ikrami kabul etmis ama yine de, "Mey yasak. Hunkarimiz gorse kafani vurdurtur diye korkmuyomusun?" diye sormaktan da geri kalmamis. Sandalci da haliyle, "Yahu hunkar ner den gorecek bizi denizin ortasinda" demis.Aradan biraz zaman gecmis. Sandalci bu kez de,teknenin tahtalarindan birini kaldirip aradan afyon cikarmis ve nargilesine atarak koruklemeye baslamis.
Gonlu zengin adam, hemen musterisine de ikram etmis.Sultan yine kabul etmis ama yasagi gene hatirlatmis. Sandalci ayni sekilde, "Kim gorecek ki bizi denizin ortasinda" demis. Biraz daha vakit gecmis. Bizim sandalci cebinden fal taslarini cikarmis. Hunkara, "Ver 5 akce de falina bakayim" demis. Fal 4. Murat in en kizdigi seymis, ama "Hadi biraz daha sabredeyim" diye dusunup, "Bak bari" demis.Fal taslarii elinde calkalayip atan sandalci,
"Efendi, sorunu sor bakalim" demis. 4. Murat, "Hunkar su anda nerededir?" diye sormus. Sandalci taslara bakip "Hunkar su an denizdedir" demis. 4. Murat guya endiselenmis havalarina girip, "Sakin yakinimizda bi yerde olmasin" diye sormus sandalciya ve tekrar iyice bakmasini soylemis. Sandalci taslara tekrar bakmis ve birden, 4.Murat2in ayaklarina kapanip, "Affet beni hunkarim " diye yalvarmaya baslamis. Kiyiya donene kadar yalvarmaya devam etmis. Padisah dayanamayip, "Sana bi soru sorucam. Eger bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu aninda vurduracam" demis. Sandalci sevincle, "Padisahim cok yasa" demis ve merakla soruyu beklemeye baslamis.
4. Murat, sandalciya, "Donuste Istanbul a hangi kapidan giricem?" diye sormus. Tabii sandalci hemen itiraz etmis, "Hunkarim, simdi ben hangi kapiyi soylesem, siz baska kapidan girersiniz. Affiniza siginarak, gireceginiz kapiyi bi kagida yazsam ve size versem; kapidan gectikten sonra okusaniz olur mu?" demis. Hunkar basini "Olur" anlaminda sallayinca, sandalci tahminini yazip kagidi vermis.
4.Murat kagidi alir almaz, daha bakmadan, yanindaki fedaisine, "Hemen boynunu vur su kafirin" emrini vermis. Sonra da, "Surlara yeni bir kapi acila! Istanbul a oradan giricem" demis cevresindekilere. Kapi 5-10 dakikada acilip, padisah ve erkani sehre girmis. 4. Murat bi ara, sandalcinin kagida hangi kapiyi yazdigini merak etmis. Kendinden cok eminmis, laf olsun diye cebindeki kagida bakmis. Ama okuyunca hayretler icinde kalmis. Sandalci kagida sunlari yazmismis: "Hunkarim, yeni kapiniz vatana millete hayirli ugurlu olsun" O gun bugundur de iste o kapi, "Yenikapi" olarak aniliyormus.
[COLOR="Red"]ваиа daЯвє атаиı вєи наЯвє ѕокаЯıм:cat:::shhh::[/COLOR][COLOR="Red"]Ben Kimseyi Kaybetmedim Herkes Beni Kaybetti[/COLOR]
-
sertanGs adlı üyeden alıntı
fatihin bedduası..
''Fatih İstanbul'u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden
derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi.
Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura
çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
Niçin hapsedildin diye sordular? Keşiş fala baktığını ve kuşatma
hazırlıkları sırasında Konstantin'in kendisini çağırıp İstanbul'u
Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını söylediğini,
remilde İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerinde de
Konstantin'in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti. Ve şimdi
karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul'un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına
dair remil atmasını ve doğruyu söylerse ödüllendirileceğ ini bildirdi.
Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
- İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, lakin öyle
bir zaman gelecek ki emlak ve arazileriniz satılacak, bu suretle
İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini
kaldırarak 'İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah'ın
gazabına uğrasınlar!' diye beddua etti.''
alıntıdır.
bu da benden olsun dedim.
Uydurmanın bu kadarına yuh artık!
-
pardon kime dedin
yanlıs anlasılma olmasın.
Khutuck adlı üyeden alıntı
Uydurmanın bu kadarına yuh artık!
????
altın atesle ,kadın altınla ,erkek te kadınla erir
-
O hikayeyi uydurana dedim.
-
Motosiklet Eğitmeni
Khutuck adlı üyeden alıntı
O hikayeyi uydurana dedim.
Niye öyle diyorsun kütük?
Adam kaç yüzyıl önce bugünleri görmüş.
Bak atalarımızın kanıyla aldığı toprakları,parsel parsel satıyorlar.
Umarım hikaye doğrudur.
Ve,
Umarım Fatih'in bedduası tutar.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
-
coq adlı üyeden alıntı
Niye öyle diyorsun kütük?
Adam kaç yüzyıl önce bugünleri görmüş.
Bak atalarımızın kanıyla aldığı toprakları,parsel parsel satıyorlar.
Umarım hikaye doğrudur.
Ve,
Umarım Fatih'in bedduası tutar.
ne güzel demişin ama.satılık ülke olarak yakında sahibinden.com da ilan verilirse sasmayalım.
Khutuck adlı üyeden alıntı
O hikayeyi uydurana dedim.
altın atesle ,kadın altınla ,erkek te kadınla erir
-
insanlar yorumlarıyla görüşlerini nasıl belli ediyolar değilmiçok seviyorum sizi
-
coq adlı üyeden alıntı
Niye öyle diyorsun kütük?
Adam kaç yüzyıl önce bugünleri görmüş.
Bak atalarımızın kanıyla aldığı toprakları,parsel parsel satıyorlar.
Umarım hikaye doğrudur.
Ve,
Umarım Fatih'in bedduası tutar.
Abi senin Fransa'da evin var mı
Yoksa alsana Fransızların atalarının kanlarıyla kazandıkları (hoş, Amerikalıların kanıyla kazandılar son 2 sefer ) topraklardan
Sen al, ben alayım, 4-5 sene sonra İç Fransa Türk Beylikleri'mizi kurarız.
Horozefendioğulları ile Kütüklüoğulları Beylikleri
-
paylaşım için tşkler. bu tür yazılara bayılıyorum ya, bi tane de benden
yavuz sultan ve kankası hasan can Mısır seferine çıkacakları gün kayıkla Üsküdar’a geçerler. Nedendir bilinmez yavuz Sultan selim, yoldaşına takılır. , ' Hasan Can kahvaltı yaptın mı ?
Hasan Can cevap verir ;
- evet sultanım
-Yumurta seversin değil mi ?
-evet sultanım
Aradan yıllar geçer savaşlar nice şehirler nice insanlar görürler ve Mısır seferi biter, İstanbula gelirler. şimdi yine sandaldadırlar ama bu kez yönleri Sarayburnuna doğrudur. sultan ansızın biricik arkadaşı Hasan Can'a döner
'Nasıl bre ? ' der .
cevap anında gelir;
'Rafadan sultanım '
işte bağlılık denilen şey bu sanırım
-
eftelya adlı üyeden alıntı
paylaşım için tşkler. bu tür yazılara bayılıyorum ya, bi tane de benden
yavuz sultan ve kankası hasan can Mısır seferine çıkacakları gün kayıkla Üsküdar’a geçerler. Nedendir bilinmez yavuz Sultan selim, yoldaşına takılır. , ' Hasan Can kahvaltı yaptın mı ?
Hasan Can cevap verir ;
- evet sultanım
-Yumurta seversin değil mi ?
-evet sultanım
Aradan yıllar geçer savaşlar nice şehirler nice insanlar görürler ve Mısır seferi biter, İstanbula gelirler. şimdi yine sandaldadırlar ama bu kez yönleri Sarayburnuna doğrudur. sultan ansızın biricik arkadaşı Hasan Can'a döner
'Nasıl bre ? ' der .
cevap anında gelir;
'Rafadan sultanım '
işte bağlılık denilen şey bu sanırım
çok güzel. kelle koymuş bir sadakat. Allah etrafınızda böyle dostlar nasib etsin. bekleriz böyle paylaşımları
"laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."
-
Motosiklet Eğitmeni
Eftelya senin yazdığın hikaye bilindik bir fıkradır.
Sanırım biraz uyarlama yapılmış.
Khutuck adlı üyeden alıntı
Abi senin Fransa'da evin var mı
Yoksa alsana Fransızların atalarının kanlarıyla kazandıkları (hoş, Amerikalıların kanıyla kazandılar son 2 sefer
) topraklardan
Sen al, ben alayım, 4-5 sene sonra İç Fransa Türk Beylikleri'mizi kurarız.
Horozefendioğulları ile Kütüklüoğulları Beylikleri
Alamazsın Kütükçüm.
Elin oğlunun memleketinde bizdeki gibi kolay değil o işler...
Bir dene istersen..
Bak nasıl kan kusturuyorlar...
Sonra kurarız o dediğinden.
Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler