Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
3. sayfa BirinciBirinci 12345 ... SonuncuSonuncu

Şiir Defteri

    REKLAM ALANI
  1. #41
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    17 Mart 2008
    Şehir
    3 gün İzmir , 5 gün Mersin
    SİTEM

    Önde zeytin ağaçları arkasında yar
    Sene 1946
    Mevsim
    Sonbahar
    Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim
    Dalları neyleyim.
    Yar yollarına dökülmedik dilleri neyleyim.

    Yar yar!..Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar
    Değirmen misali döner başım
    Sevda değil bu bir hışım
    Gel gör beni darmadağın
    Tel tel çözülüp kalmışım.
    Yar yar
    Canımın çekirdeğinde diken
    Gözümün bebeğinde sitem var...

    BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU


    Bu şiiri Trt'de yayınlanan bir ramazan programında şu an ismini hatırlayamadığım sunucu okumuştu. Çok hoşuma gitmişti


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #42
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    Akdeniz Yaraşıyor Sana

    Akdeniz yaraşıyor sana
    Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
    Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
    Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
    Köpekler havlıyor uzaktan
    Demin bir çocuk ağladı
    Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
    Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
    Denizi tokmaklıyor balıkçılar
    Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
    O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği

    Hayatta yattık dün gece
    Üstümüzde meltem
    Kekik kokuyor ellerim hala
    Senle yatmadım sanki
    Dağları dolaştım

    Ben senden öğrendim deniz yazmayı
    Elimden düşmüyor mavi kalem
    Bir tirandil çıkar gibi sefere
    Okula gidiyor öğretmenim
    Ben de ardından açılıyorum
    Bir poyraz çizip deftere
    Bir ada var sırf ebabil
    Dönüyor dönüyor başımda
    Senle yaşadığım günler
    Gümüş bir çevre oldu ömrüm
    Değince güneşine

    Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
    G özlerim kamaşınca senden
    Ölüm belki sularından kaçırdığım
    O loş suda yıkanmaktır
    Durdukça yosundan yeşil
    Kulaç attıkça mavi

    Ben düzde sanırdım yıkıntım
    Örenim alkolik asarım
    Mutun doruğundaymışım meğer

    Senle çıkınca anladım
    Eski Yunan atları var hani
    Yeleleri bükümlü
    Gün inerken de öyle
    Ağaçtan izdüşümleriyle
    Yürüyor Balan tepeleri
    Yürüyor bölük bölük can
    Toplu bir güzelliğe doğru

    Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize


    Can Yücel |

    Akıl Gözü

    Seni bulmaktan önce aramak isterim.
    Seni sevmekten önce anlamak isterim
    Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
    Sana hep hep yeniden başlamak isterim.


    Özdemir Asaf

    Anlatamıyorum

    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.


    Orhan Veli
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  3. #43
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    ÖZLEDİM SENİ..

    özledim seni...
    ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
    beynimi uyuşturuyor özlemin...
    çok sık birlikte olmasak bile
    benimle olduğunu bilmenin
    bunca zamandır içimi ısıttığını
    yeni yeni anlıyorum
    Yokluğun,
    Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
    mütemadiyen bir boşluğa
    Sabahları seni okşayarak başlamaları
    aksamları her isi bir kenara koyup
    seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
    oynaşmalarımızı,
    yürüyüşlerimizi,
    sevimli haşarılığını,
    çocuksu küskünlüğünü...
    Nasılda serttin başkalarına karşı
    beni savunurken;
    ve ne kadar yumuşak
    bir çift kısık gözle kendini
    ellerimin okşayışına bırakırken
    Gitmeni asla istemediğim halde
    buna mecbur olduğunu görmek
    ve sana bunları söylemeden
    ''git artık'' demek
    ''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
    kavuşacaksın mutluluğa''
    demek sana nede zor
    seni görmemek ve belki yıllar sonra
    karsılaştığımızda
    bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
    yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....



    Formun Üstü
    Can YÜCEL
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  4. #44

    Üyelik
    19 Eylül 2008
    Şehir
    Malatya
    Motosikleti
    :) yok
    Otuz Beş Yaş



    Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
    Dante gibi ortasındayız ömrün.
    Delikanlı çağımızdaki cevher,
    Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    Gözünün yaşına bakmadan gider.
    Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
    Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
    Ya gözler altındaki mor halkalar?
    Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
    Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
    Zamanla nasıl değişiyor insan!
    Hangi resmime baksam ben değilim:
    Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
    Bu güler yüzlü adam ben değilim
    Yalandır kaygısız olduğum yalan.
    Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
    Hatırası bile yabancı gelir.
    Hayata beraber başladığımız
    Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    Gittikçe artıyor yalnızlığımız
    Gökyüzünün başka rengi de varmış!
    Geç farkettim taşın sert olduğunu.
    Su insanı boğar, ateş yakarmış!
    Her doğan günün bir dert olduğunu,
    İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
    Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    Her yıl biraz daha benimsediğim.
    Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
    Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
    N'eylesin ölüm herkesin başında.
    Uyudun uyanamadın olacak
    Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    Bir namazlık saltanatın olacak.
    Taht misali o musalla taşında

    Cahit Sıtkı Tarancı
    [B][COLOR="DarkRed"]Sonu yok bu aşkın...[/COLOR][/B]

  5. #45
    KUVVETMİRA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    16 Temmuz 2008
    Şehir
    ankara
    Motosikleti
    xt 600
    Rüya bütün çektiğimiz, rüya kahrım, rüya zindan
    Nasılda yılları buldu bir mısra dolu maceram


    Ahmed ARİF (suskun'dan bir kaç dize)
    "laubalilikten hoşlanmam, ciddiyeti severim, disipline hayranım!.."

  6. #46
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    ASANSÖR

    Telefon santralleri
    Beni sana bağlar sevgilim

    Nükleer santraller ölüme
    Gökyüzünün nerede olduğunu soran
    Bir vapur dumanına
    Yanıt veremiyor hiç kimse

    Çocuğunu asma köprüde sallayan
    Bir annedir istanbul
    Ki onun
    İçi süt dolu
    Biberonudur kız kulesi
    Soğusun diye suya tutulan

    Ne kalem kılıçtan
    Ne kılıç kalemden üstün olsun
    Öğrensinler birlikte yaşamayı
    Örneğin kalem
    Aşk şiirleri yazsın
    Ve köreldikçe kılıç yontsun

    Yalnız kaldığımız an da bile
    Alırız insan kokusunu
    Issız adasında
    Üstünden atamamıştır robinson
    Yakalanma korkusunu

    Kendi boşluğuna asılı
    Birer asansörüz aslında
    Ve ben elimde
    Taze bir karanfil
    Sıkışıp kaldım
    İki kadın arasında

    Sunay akın
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  7. #47

    Üyelik
    19 Ocak 2008
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    xx 12999,9rr cadı süpürgesi :P

    BEN SANA MECBURUM BİLEMEZSİN


    BEN SANA MECBURUM BİLEMEZSİN
    adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    büyüdükce büyüyor gözlerin
    ben sana mecburum bilemezsin
    icimi seninle ısıtıyorum

    agaclar sonbahara hazırlanıyor
    bu şehir o eski İstanbul mudur
    karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    sokak lambaları birden yanıyor
    kaldırımlarda yagmur kokusu
    BEN SANA MECBURUM SEN YOKSUN

    sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
    insan bir akşam üstü ansızın yorulur
    tutsak ustura agzinda yaşamaktan
    kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    birkaç hayat çıkarır yaşamasından
    hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    arkasında yalnızlıgın hınzır ugultusu

    Fatih`te yoksul bir gramofon çalıyor
    eski zamanlardan bir cuma çalıyor
    durup köşe başında deliksiz dinlesem
    sana kullanilmamis bir gok getirsem
    haftalar ellerimde ufalanıyor
    ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    BEN SANA MECBURUM SEN YOKSUN....

    belki Haziran`da mavi benekli Çocuksun
    ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden
    belki Yeşilköy`de uçaga biniyorsun
    bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
    kötü rüzgar saçlarını götürüyor

    ne vakit bir yaşamak düşünsem
    bu kurtlar sofrasında belki zor
    ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    ne vakit bir yaşamak düsünsem
    sus deyip adınla başlıyorum
    içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
    hayır başka türlü olmayacak
    BEN SANA MECBURUM BİLEMEZSİN
    [B]durmak yok... yola devam.....
    [/B]
    [COLOR="Red"][B][I]selam dünyalı ben dostum......::sapka::::151::[/I][/B][/COLOR]

  8. #48
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    Dostluk Üzerine

    Fotoğrafı tuttu Peyotenin beyaz
    elleri... Ayın aksi düşmüz
    bir karaağaç üstüne... Baktı, baktı,
    söyledi Peyote:
    Dostluğunu bir ağaç gölgesinde, tüm
    kötülüklerden,
    tüm gözlerden ve soğuk gece
    karanlıklarından korur. Gündüz neyse
    gece o dur, beyaz ışıklar saçar. Her
    şeyden öte
    hiç gerisi yoktur Peyotenin...
    Dostlarına söyler en tatlı şarkıları,
    şöyle söyler Peyote:
    Ruhumda karamsarlık rüzgarları
    estiğinde bile
    senin için canlı bir yürek
    taşıyorum... simsiyah
    üzüntülerim bedenimi sardığında bile
    kollarım
    senin dostluğuna uçmak için
    kanatlanıyor...
    Uzaklardayım evet uzaklarda,
    ama bu küçük yüreğim hep
    başucunda
    Onu göremez gözlerin, hissedersin
    yalnızca...
    A.A.
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  9. #49

    Üyelik
    19 Eylül 2008
    Şehir
    Malatya
    Motosikleti
    :) yok
    Ya ben gecikiyorum zamana,
    ya da geç kaldıklarım erken çıkıyor karşıma...


    Alıştım sanırken acılara..
    An olur bazen tutamam kendimi,
    Delirir isyanım...

    Bu sensizliğim mi,
    yoksa yalnızlığım mı bilmiyorum..
    Bir bilsen..
    Seni her özlediğimde bir nokta bıraktım duvarlarıma..
    Eğer bir gün gerçekten tutarsam ellerini,
    bakıp ta görürsem gözlerindeki o sevdalı hali,
    o noktaları birleştirip sevdanın kalemiyle,
    mutluluğun resmini çizeceğim dünyaya..

    İşte o gün yine masmavi,
    berrak bir güne uyanacak deniz..
    Bulanıklığını benden uzağa atacak..
    Bütün gecelerim sabaha varacak..
    Ve bir daha hiç gece olmayacak...

    Sensiz geçen günlerimin hesabını yarınlardan soracağım..
    Sevinçlere boğulacak içimdeki çocuk..
    Yeniden seveceğim yağmurları..
    Hiç söylenmemiş, hiç dillenmemiş kelimeler fısıldayacak rüzgar.
    Hiç kimseler bilmeyecek, duymayacak, anlamayacak..


    Bunlar olacak değil mi?
    [B][COLOR="DarkRed"]Sonu yok bu aşkın...[/COLOR][/B]

  10. #50

    Üyelik
    19 Ocak 2008
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    xx 12999,9rr cadı süpürgesi :P
    Alıntı halis adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Dostluk Üzerine

    Fotoğrafı tuttu Peyotenin beyaz
    elleri... Ayın aksi düşmüz
    bir karaağaç üstüne... Baktı, baktı,
    söyledi Peyote:
    Dostluğunu bir ağaç gölgesinde, tüm
    kötülüklerden,
    tüm gözlerden ve soğuk gece
    karanlıklarından korur. Gündüz neyse
    gece o dur, beyaz ışıklar saçar. Her
    şeyden öte
    hiç gerisi yoktur Peyotenin...
    Dostlarına söyler en tatlı şarkıları,
    şöyle söyler Peyote:
    Ruhumda karamsarlık rüzgarları
    estiğinde bile
    senin için canlı bir yürek
    taşıyorum... simsiyah
    üzüntülerim bedenimi sardığında bile
    kollarım
    senin dostluğuna uçmak için
    kanatlanıyor...
    Uzaklardayım evet uzaklarda,
    ama bu küçük yüreğim hep
    başucunda
    Onu göremez gözlerin, hissedersin
    yalnızca...
    A.A.
    halis abi daha önce duymamıştım bu şiiri çok begendim eline yüreğine saglık
    [B]durmak yok... yola devam.....
    [/B]
    [COLOR="Red"][B][I]selam dünyalı ben dostum......::sapka::::151::[/I][/B][/COLOR]

  11. #51
    AYGÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Ağustos 2008
    Şiir yazmak ayrı bir yetenektir. Bende olmayan
    Can Yücel'in sevdiğim bir şiirini paylaşayım bende.

    "O oLmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    ÖyLe beyLik Laflar etmeye gerek yok ki.
    ÇOK SEVMEYECEKSİN MESELA.
    O daha az severse kırıLırsın.
    Ve zaten geneLLikLe O daha az sever seni,
    Senin O'nu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahipLenmeyince, çok ait de oLmazsın hem.
    ÇaLıştığın binayı, masanı, teLefonunu, kartvizitini...
    Hatta eLini ayağını biLe çok sahipLenmeyeceksin.
    Senin değiLLermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin oLmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    OnLarsız da yaşayabiLirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan oLmayacak meseLa evinde.
    PaLdır küLdür yürüyebiLeceksin.
    İLLe de bir şeyLeri sahipLeneceksen,
    ÇatıLarın gökyüzüyLe birLeştiği yerLeri sahipLeneceksin.
    Gökyüzünü sahipLeneceksin,
    Güneşi, ayı, yıLdızLarı...
    MeseLa kuzey yıLdızı, senin yıLdızın oLacak.
    "O benim." diyeceksin.
    MutLaka sana ait oLmasını istiyorsan bir ŞeyLerin...
    MeseLa gökkuşağı senin oLacak.
    İLLe de bir şeye ait oLacaksan, renkLere ait oLacaksın.
    MeseLa turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait oLacaksın.
    Çok sahipLenmeden,
    Çok ait oLmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçLarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kaLacakmış gibi hayat.
    İLişik yaşayacaksın.
    Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL

  12. #52
    ExTReMa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    05 Kasım 2007
    Şehir
    Lüleburgaz..

    Aşk,Senden Yana Ateşten İbaret. .

    Aşk,Senden Yana Ateşten İbaret. .



    Aşk
    Sigaramın ucunda dumandan külden senden yani ateşten ibaret





    Çekiyorum içime işliyorum yüreğime
    Seni sevgini





    Her çekişte iç çekişlerimde ortak oluyor bana
    Sevdan bir sigara kadar yakın
    Sigaramın dumanı kadar uzak bana





    Külüyüm sevdanın
    Ateşinle yanarken dumanınla kayboluyorum





    Bitmeden sigaram bir yenisini sarıyorum sararan parmak uçlarımda
    Tıpkı tıpkı sararttığın yüreğime sevdanı sararcasına
    Defalarca bıkmadan sarıyorum sevdanı yüreğime






    Aşkım sevdan bir sigara kadar yakın dumanı kadar uzak bana
    Ateşinle yanarken küllerim bile sızlıyor külüyüm sevdanın
    Ayağının altında eziyorsun her defasında






    Aşk sigaramın ucunda dumandan külden senden yani ateşten ibaret
    Yakıyorsun her defasında...
    вιкє мє αρяιℓια 'яѕ 250'
    tuem

  13. #53
    AYGÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Ağustos 2008
    (ne güzel anlatmış benim sana olan sevgimi)

    Seni seviyorum,
    çünkü her sabah kalktığımda bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana. Ben güne seninle başlıyorum ve her gün hayatı yeniden keşfediyorum.

    Seni seviyorum,
    çünkü gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renksin sen. Herşey senin rengini taşıyor ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor.


    Seni seviyorum,
    çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltemsin. Sıcak günlerde ise ferahlık veren kuzey rüzgarı. İliklerime işleyerek esiyorsun.


    Seni seviyorum,
    çünkü herşeyde sen varsın. Nasıl olmayacaksın ki? Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin. Yüreğimin en derin köşesindeydin. Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun. Ve ben orada olduğunu fark edince hakettiğin yere çıkardım seni.


    Seni seviyorum,
    çünkü hep benimlesin. Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor. Gözümü kapatsam ordasın. Gördüğüm her yüz aslında sensin.


    Seni seviyorum,
    çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız, gecenin karanlığını delip geçiyor. Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum. O yıldızların parlaklığında kaybediyorum kendimi. Gözlerim kamaşıyor ama şikayetçi değilim aydınlığından. Güneş doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum, ama biliyorum ki güneşim de sen olacaksın gecenin sonunda. Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın karşıma.

    Seni seviyorum,
    çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken , dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Cennetin sahibi sensin ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete. Ben o cennette kalmaya kararlıyım.

    Seni seviyorum,
    çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor. Her gülümseyişin, karamsarlığı yıkıyor, umutsuzluğu parçalıyor. Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı.


    Çiçek dedim ya, bir çiçek adı verseydim sana papatya olurdun. Açışıyla dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya. İddiasız ama güzel. Güzel ama kibirsiz.

    Seni seviyorum,
    çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi, sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum.
    Seninle birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum.
    Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum. Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum, seni yeterince anlatabildim mi diye.

    Biliyorum ki yetmeyecek, bu kadar sözcükten sonra bile sana sevgimi anlatamamış olacağım.
    Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak.
    Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana...


    Mehmet Coşkundeniz

  14. #54
    m.şanveren - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    08 Ağustos 2008
    Şehir
    Sao Paulo BREZİLYA
    Motosikleti
    Honda Shadow vt 750 2006
    Benim sermayem çift el (+) çift göz, karamsardan varan harbi doğru söz, acılarımsa köz
    Ah benim bu sisli yollarım, vay benim körpe ellerim, kara saçlı başım, dara düştü yarım.
    Bazen bıktım, aslen yıkıldım ve daldım derinlere sığdan yıldım, beni toplasan 30 şirin yıldım
    Sabreden dervişin muradına vardım. Bitmez kaderin uzun yolu, gidilemez tek binekle,
    İçine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle, burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
    Bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte!… Bu ses benim dinle!…dinle!…dinle!
    Uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim, bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim,
    Gidenlerime vedayım, gelenlerime mihirim.



    Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı ben hüsrana komşuyum, yolları gözler meczubum. Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı, bu suçsuz gözlerime hesabım ağırdır, vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.



    Bilmelisin yolunu bulman çok basit ve bedava, yapmamalısın bunu dava, sana dostum diyenler var ya alayı hava, en sert tekerlekler bile bir gün kaçırır hava, gel yanaş!… yaşım kaç? Hmmm yolun azını gitmişsin.
    Tecrübe demek kalpte kalan izdir yanılma, çok bildimlik yaparsan çok düşmüşlük yaşarsın, yok derdimlik yaparsan dert görünce saparsın, elindeki ölümlüara, ev, mülk, ta ki vücut. Rabb cömertliğinde asla koymamıştır hudut, can yakmak pahasına mı icadoldu barut ?
    Ben gülüp selam ederken simaları nemrut. Ben bu uğurda çok yoruldum olsa zor da içim rahat, ruhum buruk, yüzüm sanık. Görsen hor da durum ortamızda, herşey açık meydanda, kaç kişi felci tattı iyi ve kötü arası ceyeyanında ?



    Denedim olmadı, çabalarımın sonu nihayete varamadı ben hüsrana komşuyum, yolları gözler meczubum. Uykum kaçtı, iflasın eşiğine battı, bu suçsuz gözlerime hesabım ağırdır, vardır şerrim de velakin kalanım hayırdır.

    SaGo KaF KeF...
    "İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz" A. Şerif İZGÖREN

  15. #55
    tüzün - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    22 Aralık 2007
    Şehir
    istanbul

    ben içtiğimle değil içerken düsündüklerimle sarhos olurum

    beni hiç benimle bırakmadın ki
    içtim ben de şerefine
    bir aşk idi sakladığım
    sona bıraktığım nefesime
    oynadım da oynadım sabaha kadar
    bir kadının hayal bahçesinde izinsizce
    ve hiç düşünme, endişlenme
    hala sakladığım aşkım vardı kimsenin bilmediği
    bakmadığı bir köşesinde
    içelim umursamadan kederleri
    kifayetsiz acıların gölgesinde açalım sofraları
    içelim hey hayat içelim
    sen bir okyanus olsan ben bir balık
    ne sen beni bilsen ne ben seni
    sadece ve sadece içsek
    ve bir serçenin ölümü ile ağlaması kaderin
    haykırması belkide kendince
    tüm bildiklerine karşı
    ve sen bir köşesinde sofranın
    bir de ağlayan kader
    ve ben
    içelim de içelim
    millet ne derse der...


    sınavdan cıkmışsındır,içersin.
    sevgilinden ayrılmışsındır,içersin.
    yeni biriyle berabersindir
    daha iyi tanımak icin az da olsa içersin.
    niye hep böyle oluyor der, içersin.
    hiç böyle olmamıştım der, içersin.
    dişin ağrır, içersin.
    çok üşürsün, içersin.
    kış gelir içersin, yaz gelir içersin.
    güz, bahar ay çok romantik der, içersin.
    yılda bir kez bütün ailen bir araya gelir,
    mutluluktan içersin.
    özlemekten kalbin kasılır,
    rahatlamak için içersin.
    bugün çok yoruldum der içersin.
    yarın hiç iş yok der, yine içersin.
    yalnızlığına üzülür, içersin.
    çok kalabalıktan sıkılır,
    köşene çekilir içersin.
    bu yemek çok güzel olmuş der içersin.
    yemeği beğenmezsin, "bari" den içersin.
    kavga eder, içersin. barışır,
    kutlamak için içersin.
    sanırım her sebepten içersin. şerefe.
    kimi dertten icer,kimi tasadan,
    kimi aşk'tan,ben şişeden
    icerim şişeden demiş şair bizi almış
    başka diyarlara götürmüş
    biz içtiklerimizle değil
    içerken düşündüklerimizle
    sarhoş oluruz
    ben şişeden icerim şişeden demiş şair bizi almış başka diyarlara götürmüş biz içtiklerimizle değil içerken düşündüklerimizle sarhoş oluruz

  16. #56
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    Aşk...
    Gülü Dikenleri Ile Avuçlamaya Benzer
    Ellerin Kan Içinde Kalır Ama...
    Dikenlerin Hesabını
    Gülden Soramazsın

    Aşk nedir bilir misin?
    Hayatımı güzelleştiren mahfeden o dur.
    Aşığım bir güzele, güzel ama bir o kadar üzer.
    Elinde olmaz insanları kendine aşık etmek,
    Ve fırtınada yelken açan gemiye döndermek, elinde değil.
    Hani insanların ihtiyaçları olurya...
    Benim için sen havadan da sudan da daha önemlisin.
    Belki beni sevmiyorsun, belki de nefret ediyorsun ama;
    Benim de elimde değil, unutamıyorum seni.
    Sana aşık olmak bataklık gibidir.
    Girişi var, çıkışı yok, yalnız sen elini verirsen kurtulur.
    Benim hayatım senden başka birşey değil.
    Seni gördükten sonra;
    Yağmurum, güneşim, ayım her şeyim sen oldun.
    Hani insanlar hain olur ya;
    Seni bir yere kadar yaşatırlar,
    Hemen sonra hançeri göğsüne saplayıverirler.
    Sudan çıkmış balığa dönersin.
    Benim korktuğum şey senin öyle hain olman.
    Ama bu düşünce bana imkansız gibi gelir,
    Çünkü senin melek kadar temiz bir kalbin var.
    Eğer insanları aldatabiliyorsan bil ki;
    Sol kaburganın altındaki kalp ölmüştür, yaşamıyordur.
    Kim aşka karşı çıkabilir ki?
    Ben de senin tatlı ve zehirli aşkının kurbanıyım.
    Her tarafta seni görür oldum.
    Bana yapılabilecek en büyük işkence nedir bilir misin?
    Senden bir saniye dahi uzak kalmak bana dünyanın en büyük
    işkencesidir.
    Dua et de senden önce ben öleyim;
    Sensiz günleri göremiyeyim diye.
    Hani bir söz vardır:
    "Demiri pas çürütür, yiğidi gam öldürür."
    Seni görene kadar yaşamıyormuşum meğer.
    "Beni Yaşatanda Öldüren de Sen Oldun."

    Aşk Ve Kuyrukluyıldız

    gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
    söz birliği etmişcesine
    "aşk hastalığıdır bunun adı
    ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra"


    oysa ne yalan söyliyeyim,
    ben yalnızca
    bir kuyrukluyıldıza
    çarptığımı sanmıştım
    yaşamın çıkmaz sokaklarında yürürken
    yüreğim bir patlamayla aydınlanınca


    Akgün Akova

    aşkımız
    Aşkımız birgün uçup giderse
    Aramızdan sevgilim
    Sırtçantalı bir duman gibi
    Bir melekle çarpışan kelebegin kanadından
    dokülen toz
    bir caglayanda sürüklenen bir dal parcası gibi
    istemedigimiz yerlere giderse aşkımız
    sevgilim yalnızca kanatlarına güven

    UZAK KADERLER İÇİN

    Birgün, bir yağmurla garip garip
    -Çoluğu çocuğu terk edeceğim.-
    Bir sevgiyle doymayacak kalbim, anladım
    Alıp başımı gideceğim.

    Asır yirminci asırdır, amenna
    Bir yanımda sevgilerim, bir yanımda sancım
    Neon lambaları büsbütün karartır gecemizi
    Uzaklar daha uzaklaşır
    Bir define çıkarır gibi kayalardan, Ademden beri
    Sımsıcak sevgilere muhtacım.

    Bir gün alıp başımı gideceğim
    -Yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...-
    Belimi bir ılık şal sarsın, mavi
    Hüzünlü bir serencamın ardından, şarkısız
    Rüyalarım unutulmuş bir handa pes desin
    Görmüş geçirmiş bir çift duygulu dudak karşısında.

    Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm
    Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde
    Diyarı gurbette kanlı bir aşk
    Bahtsız bir çocukluk uzak köylerin birinde
    En uzak beyazlar,
    En yakın ikindilerde, duygulu
    Ve bir sah il meyhanesinde bir akşam
    İçip içip ağlasam...

    Nasıl kısa kesmeli bilmiyorum?
    Herkesin derdinden pay isterken.
    Uzak kaderlerin suları çağlar simdi
    Yıldızlar dökülür sonsuza içimizden.

    Birgün, bir parkta otururken, biliyorum
    Bir el yağmurla dokunacak omuzuma
    Bir çift göz, bir davet, bir kalp
    Çoluğu çocuğu terk edeceğim.
    Yapraklar dökülecek, çiçekler solacak

    Bir sonbahar, bir sabah ve bir yağmur olacak
    Toprak ve insan kokularıyla,
    Uğultulu bir sarhoşluk içinde, yıllar için
    Başımı alıp gideceğim.

    Edip Cansever
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  17. #57
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    Ateşten Renkli
    Kelebekler Gibiydi
    Sonunda O Da
    Karanlıkta Dans Eden Alevlere Doğru
    Sessizce Uçmayı Seçti...
    Tıpkı Her Insan Gibi
    Her Insan Birşeyi Seçer
    Sen Beni Ben Seni
    Yani şu Ateşi
    Ateşse Suyu Seçmiş Misali
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)

  18. #58
    AYGÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Ağustos 2008
    Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

    Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
    Bugün sardunyalarım da açmadı
    Belki de küskün renklere
    Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
    Sensiz soluyorum anlayacağın
    Mavi mavi ölüyorum

    Duyuyor musun, orada mısın,
    Var mısın, yok musun?
    Bir tek şeyi unutma!

    Seni sevdim ben.

    Yanarak, yıkılarak
    Aklıma her geldiğinde ağlayarak....



    (alıntıdır)

    Aşk benim hiç Senim olmamış

    Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya �Konuş konuş konuş� derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa �?
    Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
    Sanki benim hiç senim olmamış gibi�

  19. #59
    m.şanveren - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    08 Ağustos 2008
    Şehir
    Sao Paulo BREZİLYA
    Motosikleti
    Honda Shadow vt 750 2006
    Bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
    Sözler bazen bir hazine bazen dermansız bir dert tipi
    Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz
    Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz
    Aklımın ipinin ucuda kaçmış, timsah katreleri boşalsın
    Bir iki damla hiç değersiz
    Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev nam-ı-değersiz
    Gece-gündüz ömürden yontar dünya dönmez yarensiz
    Bugün ömrün yarım Gün, serbest kalsın fikrim
    Senin tozlarını silemez tenimden ellerim
    Varlık ruhu terk eder gözüm gözünden ayrılınca
    Bendeki aşk Altın misali ağırlığınca
    Sensiz benlik yokluk demek kalbim sana emekçi
    Aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
    Başım sarkıt bir mahalsiz cümle yolumun önüne taş
    Dudakların (?) halden çakır keyif dertdaş
    Gören der ki Sel ağzına bina yapmak aptal işi
    Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
    Saniyeler dakikalarla yapar alışverişi
    Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
    Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
    Afitap sönük bir mum ayrılık hain bir zehir
    Melek yanımda yüzünü saklar felek yüzüme kaş çatar
    Bir tek bu hüznü sen boğarsın ipek tenin derime batsın
    Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
    Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
    En güzel şiirlerimle Kaleme adını sayıklatırım
    Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım

    Derdime çare baytarım yok
    Dengeme destek tut ki durayım
    Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
    Ama melek bir yandan , şeytan bir yandan
    Başım zindan yokluk var bu kaçıncı şikayetim bilmem

    Kafamı duvara yasladım omuzların yanımda yok
    Ahbaplar maymun iştah sahibi benim içim senle tok
    Yok ki gücüm belki devler ülkesinde bücürüm
    Sessizliğinle gelir hüznüm yokluğunda gömülü ölüyüm
    Bu devranın binlerce sevgi müşterisinden biriyim
    Yalnızlığıma küfrederim sensiz halden müştekilim
    İlelebette dönmez olsan bil ki yalnız nöbetteyim
    Hatalarıma savaş açtım her Gün farklı kefendeyim
    Hayat günlük defter yaprağı hazan gelir dökülür
    Gelirken ne getirilir ki giderken ne götürülür
    Dertle anlaş deva bul üzüntü kalbi sömürürür
    Yüzüne baktığım her an cennetten bahçe görülür
    Gülüşle şen değil gönül bucaklarında harabeler
    Bu hilekar tavırla geçer fena Saatler
    Seni içeren masallarım anlatılacak kadar kısa değiller
    Aşk ilinde bir tarafta cüceler diğer yanda devler

    Derdime çare baytarım yok
    Dengeme destek tut ki durayım
    Şafak güneşin fermanıı geçer acı tatlı sayılı zamanın sancısı
    Ama melek bir yandan , şeytan bir yandan
    Başım zindan yokluk var bu kaçıncı şikayetim bilmem

    Akar sular dönmez geri tıpkı gençliğim gibi, bebekti ceninin ergeni, bir erdi büyümüş meyvesi.
    Sakal-bıyıkla geride kaldı Yunus’un hamlık evresi, sivilce-akne katledildi soldu yüzümün güneşi.
    Ve çivisi düşmüş tablolarda bir resimdi kendisi, kükreyen şu gökyüzünde kuşun kilitli kafesi.
    Tersi döndü güvenin ansızın belirdi dostun hilesi, fincan kahve içtim kursağımda kaldı telvesi.
    Kırıştır yalan kahpesi, baştan akıl alır ya cilvesi.
    Yıkar geçer bir dostun düşmancasına hamlesi.
    İki boy aşmış ihanetin ki kat’i yok bahanesi, hayrından umutsuzum getirme bari şerrini.
    Ve hepsi aynı yolda yolcu onca bedenin kellesi, meydan önüne dizilecek ve alınacak ifadesi.
    Dualar olmasaydı kim kovardı kalleş iblisi? kalbim ak da pak da desen yüzünden yansır pisliğin.


    Altın harflerle yaz mahlasımı. halvetim kasvet, kem gözlere şiş!…
    Cadü ya herru!…ya merru!…kafkef, gölge harâmilerine bir selam çak!…
    Abile ğatladı, demlenir simam, nüşinrevan’dan handan ummam ben.
    Ahu-yi felek mum, ben şamdan. düşmez kalkmaz bir Allah’tır uyan!…


    Sago sus!…husus derin çukurda içince sin, pusu kuran huşû içinde gözlerinde kin belirgin.
    Vay senin şu kindar halin. hin planların var hin. cenin büyüdü savaşa girdi silahlarımı bana verin.
    Yardan sarkıttığın dostlarından kaçının ipini tuttun? onlar güldü, sen somurttun. kalbinde kaç gül kuruttun?
    Hatıralarından yüzde kaçını unuttun? senin adını anmamak şartıdır dostluğumun.
    Rapten olma gökyüzünün güneşi sago bu benim yüzüm. gölgeme sığınır manâ özüm, hicran çölüne düştüm.
    Yüz pınar yaş akıtsın gözüm. kendi başıma öğrendim, kendim büyüdüm. dudaklarımla gömdüm.
    Sanma şahım herkesi sen sadıkâne yâr olur. herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
    Sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur, yâr olur ağyâr olur serdâr olur didâr olur.

    Şu baş belası dilimi kesin zilimi çalsın serzeniş içime dolsun üzüntü
    Süreklilik ne zor bir iş perişanlık pişmanlık çekilmesi en güç dertmiş
    Sabır tüm sıkıntıların anahtarıdır doğrudur düş kırıklıklarım sonucu ruhum yorgundur
    Ağaçlarımdan pişmanlık meyveleri sarkıyor haydi topla
    Gözlerimden uyku çalına ara ve bul patakla
    Gönlümün dipte kalan kısmında arşivlenmiş onca yara


    Yılan ve akreplerle dolu içinde bulunduğum yuva
    Birileri haddini bildirmeli ölüm okuna kafa tutan kalkanlara
    Yaptıklarımdan sebep yapacaklarına hazırlıklı
    Sago yüzüm sadık köpek yüzün kedice pazarlıklı
    Lan bir sen mi kaldın akıllı bu tarla mayınlı
    Ummadığın yer tuzaklı vesselam

    Dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
    Tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür
    Üzgünüm bir hayli vesselam
    Vuslatım gelmez mihman
    Bekleyim gurbetteyim ne deyim



    Sen gözümde dikensin bana hoş bir gül gerek
    Düşüncelerin yüzüne vurmalı buna adam gerek
    Lakayıtın hedefi uğruna sadece yanan bir yığın emek
    İçinde şeytan himayede o sen değilsin o an demek
    Kum saati döner akan zaman saçlarımı söker
    Nursuz bir yüz meyvesiz bir ağaca benzer gülüver
    Taş yerinde ağır -ağır ağır gazla diyarımdan
    ey iştahı maymun nefis çekil gıyabımdan
    el emeği mahsulünden geçin yunus
    dalaletin delaleti olmak neyime desturum
    sorularınızın cevaplarını bakışlarımdan bulun
    silahlarımın acılarını kurşunlarımdan sorun
    elbiselerin kibir kokulu kalbin içi fesat dolu
    fikir zikir aynı anda bitir okulu fark edilmez sandığın komik iblis oyunu
    ezelden beridir ona elini veren kaptırmıştır kolunu



    Dil ateştir biraz suyla söndürülmesi mümkündür
    Tırnaklarını aşındıran çözemediğin bu kör düğümdür
    Üzgünüm bir hayli vesselam
    Vuslatım gelmez mihman
    Bekleyim gurbetteyim ne deyim….

    İki tanık var biri dilimdir biri de dürüst kalemim. İhanet etmez sözüm kağıda ve hâlim rabba teslim.
    Ölümün sessizliğine eşsiz bir sedâyla girdim. Boğulmaktan korktuğum denizim, tahmininden derinim.
    Benim kalbim ısrarla cennet kuşatmasında hâlâ, ruhum bedeni terke mâruz sevap artı günahlarla.
    Öncelerimi dışar sonralarım, aklım firarda, Güller yâre sevgi kanıtı, benim elimde papatya.
    İçimden kaba bir ses beni azarlıyor, yıpratmakta. Yağmur betonla sevişirken güneş altın saçmakta.
    Kollarım o nankörlerle çetin güreş tutmakta, sago gidenlerin gölgelerin koleksiyonuna katmakta
    Sevdirmeye gayret etme kendini sevilmeye terk et. Uzadıkça kısalan ömre huzur aşısı zerk et.
    Her adım için 10 çuvallık külfet, rabbım hayra lütfet, zararı belli sonlarından iki gözünü ırak et.
    Keşfi bekleyen cümleler içindir bütün çabam. Kelimelerden kalpler yaptım kimini deştim acımadan.
    Dilini kestiklerim sükût nöbetinde gık çıkarmadan. suratsızları kapıdan kovsam girmek ister bacadan.



    Söz ehline itaat et, benim sözüm cevher. Kalemim olgunluk tahsilinde, yalanına var reddim!...
    İki tanık var biri dilim biri kalemim, olanı biteni sindirdim yeter bana kendi derdim!...



    Bilirim bensiz dostum iblis dostu hannas komşusu, batırdıkça batırır derindir vesvas kuyusu
    en tatlı yerinde uykumu basar karabasan kâbusu, güzel cevapların vardır elbet hâin sorusu.
    Kanadı olsa hâin kedinin soyu kururdu serçelerin, susuz çölde inci bulsa damla arar gözlerin
    Rüzgar esmez her zamanki gemiye lâyık, bir üfürse yol bulurdu bizim orta direk kayık. Bu şarkı bayık!...
    Çin ipeği giysen dahi senin değerin eşşek kılı. Gelecek hayranlarındansan aç önüne bir kahve falı.
    Hızlı koşan arap atının dört yana savruldu nalı. Umulmadık zamanda kesti birisi bindiği dalı.
    Günah ki en güzel kaıdındır, sizler güzele kanan. Tabiatın şeytan olacaksa yılan doğursun anan.
    Say geriye doğru onu, ileri geri yolcu zaman. Başkasının ızdırabıyla huzur bulandır mutsuz insan.
    "İnanç, görünmeyene inanmaktır. Görünmeyene inanırsanız kimsenin göremediğini görürsünüz" A. Şerif İZGÖREN

  20. #60
    Seni unutmayacağız
    Nur içinde yat

    Üyelik
    31 Mayıs 2007
    Şehir
    istanbul florya
    Motosikleti
    yamaha süper tenere 1200cc ZE
    avuçlarını bir yokluğa benzetirdim
    ve ne zaman avuçlarına sığınsam
    aşka ve hiçliğe dair kederler gelirdi aklıma
    aklıma gelen başıma gelirdi
    sen giderdin
    sen gidince bende giderdim,biterdim
    gün ortalarında ateş böcekleri kadar
    yalnız ve sahipsizim
    artık gitme yokluğuna uzamasın ellerim
    Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim
    Olurya kalp durur..Akıl unutur...Ben dostlarımı ruhumla severim O ne durur ne de unutur....(MEVLANA)


3. sayfa BirinciBirinci 12345 ... SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler