hani senin yagmur şarkısına biraz paralel ,,,,
herzaman birşeylerin peşinde olduğumuzu biliriz , hatta bizimde peşimizde birileri vardır ya izliyorlardır ya
da içlerinde dolaştırdıkları bizzat bizlerizdir)) neyse yagmur yagarken şunu çok iyi bilir kimileri ıslanma
korkusu kimi onu yaşama ve hissetme arzusuyla doludur,,,, gelelim bu yazının özüne hani birşeyler
vardır bazen ocakta kaynayan bir çaydanlık bazen iiçinde sana saplı ucu bucagı olmayan zincirler,,, hatta
bu zincirleri kullanıyorum ) bu benzetmede çünkü birazdan yazı daha kolay anlaşılır bir hale gelecek)
hani hayattan birşeyler öğrenirsin ama hani ögrenmiştim nerde ? ya ben bunu biliyorum aslında bu
içimdeki niye tekliyor böyle dersin ,,,, beklersin bilirsin de nedense yine sıkışır kalır sanki teklersin ,yokuş
görünce çekmeyen arabalar gibi bakakalırsın , sonra acarsın camı eee böyle uzar gider işte ee sonra
yine sorarsın ya nerde bu benim öğrendiğim melet dersin )) birgün ansızın kapını çalıverir haberin
olmaz artık öğrendiğin senindir aslında sen onu daha önceden öğrendigini düşünürsün ama o yeni
konmuştur içine bir dişli işte zincirin öyküsü burdan geliyor dişlin ne kadar çogalırsa sanırım sıkışan
kayışlar gibi teklemiyor bir can simidi gibi sanki yeri gelince atıyor , takılmıyor yani :)) bende bir süre
dir bir dişliye daha sahip oldum , sanırım 18 vitesli bisikletleri sollarım bu durumda ) hi hi
içimde sahip oldugumu hissediyorum ve gerçektende iyi çalışıyor ,,,, yerini buldu makinadaki dişli
yagmurun yagdıgında mutlaka bir yerlerde fidanların dikilmiştir , onlar büyüyüp çiçek açınca mutlaka
meyvelerini yiyeceksin ) tabi yagmurda ıslanıp yaşayarak .......