Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

Yaşamak görevdir yangın yerinde

    REKLAM ALANI
  1. #1

    Üyelik
    21 Ocak 2005
    Şehir
    Bodrum
    Motosikleti
    Falcon Comfort 180
    2 Temmuz'a kadar siteyle fazla ilgilenemeyebilirm, ben birkaçgün erken de olsa yazayım, hatta ben yazmayayım Sunay AKIN 2000 yılında yazmış 2 Temmuz 1993'te olanları....

    yedi yıl önce sivas'taki madımak oteli'nin önünde toplanan güruh, insanlık dışı gösterisini sürdürürken, otelin merdivenlerinde kurtulmayı bekleyenlerden biri olan yazar lütfi kaleli sorar: “ bunlar ikindi namazına gitmeyecekler mi?”...

    yanıt karikatür sanatçısı asaf koçak'tan gelir: “ anlaşılıyor ki, bu namazı kaza ile eda edecekler.”

    yıllar öncesinde, yurdumuzda turizmin gelişmesi için bestelenen şarkıda şöyle bir söz vardı: “düşün antalya'da mutlu bir hollanda'lı”...

    hollanda'nın amsterdam havaalanı'nda bir genç kız, o gün yaşadıklarını günlüğüne yazarken heyecanlıdır: “türkiye'ye giden uçakta adım yoktu. birkaç dakika korktum: gidemeyecek miydim?”

    carina thuys adlı kızın korktuğu başına gelmez ve istanbul'a doğru havalanan uçağın penceresinden bulutları seyre dalar!..

    annesi genç kızın ölüm haberine inanmaz ve şunları söyler: “o her zaman söylediği saatte eve gelir. döneceğini söylediği gün onu havaalanında karşılamaya gideceğim”...

    kadın, istanbul'dan gelen yolcuların arasında kızını arar... ve son yolcu çıktığında şunu söyler oğluna: “kızımın öldüğüne şimdi inandım!”

    asaf koçak'ın da aralarında bulunduğu sivas'ta yakılan 37 insandan biri olan carina thuys'un, ülkesine gönderilen eşyaları arasında günlüğü de yer alır. günlüğün son sayfası “2 temmuz 1993” tarihini taşır: “şimdi durum kritik. bir süreden beri oteldeyiz. dışarıda büyük bir güruh bağırıyor. bu otelde, özgür düşünür, laik yazar aziz nesin kalıyor. o, şeytan ayetleri'ni yayınlamayı düşünüyor. durum hiç de hoş değil. kendimi gergin hissediyorum. çünkü ne olacağını hiç bilmiyorum. bu durum aşırı dincilerin bir oyunudur. slogan atıyor ve tahribat yapıyorlar. oldukça polis var. ama ben ne yapabilirim ki? bağırılıyor, çağırılıyor ama ben anlamıyorum!”

    yeryüzünde, en yüksek noktasına yazı araç ve gereçlerinin konulduğu bir tapınak var mıdır?.. yani bir kilise düşünün ki, en tepesine simge olarak haç değil de kalem konsun. ya da, bir havranın en üst noktasına bakanlar davudi yıldızı yerine bir daktilo görünler!..

    istanbul'un eyüp semtinde bulunan defterdar camii 1541 yılında, hattat nazlı mahmut çelebi tarafından yaptırılır. mahmut çelebi yazı ustası olduğundan minarenin tepesine hilal yerine bir hokka ve kalem koydurtur. bu uygulamanın günümüzde karşılığı “bilgisayar ekranı, klavye ve maus”dur. şairler, yazarlar çalışırken bu yazı araçlarını kullanıyorlar. yeni yapılmakta olan caminin minaresine bunları koymaya kalkışsak başımıza neler gelir?.. ama ne gariptir ki, 450 yıl önce bunu gerçekleştirebilmişiz!

    haliç'in kıyısındaki defterdar camii'ni ziyaret edenler, minareye baktıklarında ne hokkayı nede kalemi görebilirler. fırtınalı bir havada rüzgar alır götürür kalemi. hokka uzun süre ayrı kalır yoldaşından. sonra oda yere düşer ve kırılır. geriye sadece aras neftçi'in 1990 yılında çektiği fotoğraflar kalır. bu fotoğrafa dikkatli bakıldığında minarenin tepesindeki hokka görülebilir. günümüzde minareye baklanlar ise iki hoparlör ve birkaç florasan lambadan başka bir şey göremezler.

    eyüp halkı, nazlı mahmur çelebi'nin rüşvetle suçlandığını, elindeki hokka ve kalemi sırtı camiiye dönük şekilde fırlatacağını, yazı takımının minarenin tepesine konmazsa suçlamayı kabul edeceğini içeren bir öykü anlatır. hokka ve kalem minarenin tepesinde durunca herkes mahmut çelebi'nin suçsuz olduğuna inanır.

    gazetelerdeki yazarların yerini giderek yazarkasaların aldığı günümüzde, böyle bir şeyi denemeye kim cesaret edebilir?..

    şüphesiz ki nazlı mahmut çelebi'nin yaptırdığı caminin tepesine yazı araç ve gereçlerinin konmasının nedeni halk arasında anlatılan “atmasyon” öyküsü değildir. bir rastlantıyı içeren bu öykü, yazara gösterilen saygı, sevgi ve hoşgörünün geleneğimizde ne denli yoğun olduğu gerçeğinden bizleri uzaklaştırır. yazı ustasının minarenin tepesine yazı araç ve gereçlerini koyması rastlantı değildir. tıpkı, 2 temmuz gününde binlerce insanın, yazarların kaldığı madımak oteli'nin önünde buluşmasının rastlantı olmadığı gibi!..

    solingen ve sivas!..

    insanların yakıldığı iki kent...

    bu iki kentin baş harflerini yan yana getirirsek, neyle karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılacaktır: ss!..

    sivas katliamı sonrasında yazdığım şu dizeler sanırım tüm gerçeği gözler önüne seriyor:

    yedi kova su yeterliydi
    sivas'taki ateşi söndürmek içim
    oysa her biri
    devlet dairesindeki kovaların
    üstünde yazılı
    altı harfli bir sözcüktü yangın

    g harfi boştur kovaların
    ki okununca dolu olanları
    ortaya çıkar
    madımak oteli'nin merdivenlerinde
    kurtulmayı bekleyenler için
    verilen karar: yan ın

    dostları, sivas'ta yakılan ankaralı şair behçet aysan'ın kapısında unutulmuş bir not bulurlar: “yarım saat içinde geliyorum. bekleyin.”



    Ataol BEHRAMOĞLU'da değinmeden geçmemiş:

    Bu Yangın Yerinde

    Yaşamak bu yangın yerinde
    Her gün yeniden ölerek

    Zalimin elinde tutsak
    Cahile kurban olarak

    Yalanla kirli havada
    Güçlükle soluk alarak

    Savunmak gerçeği, çoğu kez
    Yalnızlığını bilerek

    Korkağı, döneği, suskunu
    Görüp de öfkeyle dolarak

    Toplanıyor ölü arkadaşlar
    Her biri bir yerden gelerek

    Kiminin boynunda ilmeği
    Kimi kanını silerek

    Kucaklıyor beni Metin Altıok
    "Aldırma" diyor gülerek

    "Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
    Yaşamak, insan kalarak"


    Tam 37 Türk aydını, görüşü ne olursa olsun, yakılarak öldürüldü, unutmayalım çünkü başımıza ne geldiyse unutkanlıktan geldi...


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    27 Mayıs 2005
    photographist, bu hatırlatma için teşekkürler. bir daha düşünelim, neler unutturuluyor ve biz unuttukça daha neler olabilir.

  3. #3

    Üyelik
    27 Mayıs 2005
    güncel

  4. #4
    cuk_o - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Haziran 2005
    Şehir
    Başakşehir 4.etap/2.kısım/ikitelli/İSTANBUL
    Motosikleti
    Regal Raptor DD250E-9 (RC "racing cruiser")
    photographist,

    +1

    gerçekten neler unutuluyor!!!!!
    etrafına bir baksana evrendeki herşey sana hizmet etmek için yaratılmış.........

  5. #5
    kucukprens - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mayıs 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Eli kulaginda!
    Her ortamda allah din diye cumleye baslayıp düsmanlık yayan zihniyetlerin geldigi noktadır Sivas. Sanki cumlelerine allah'ın adıyla baslayıp amin ile cümleye nokta koyunca, aralarda soylenen insanlık dısı laflar da dogruymus gibi geliyor.
    Sivas iste tam bu gericiligin DİN ADINA insan öldürme mantıgının en somut ornegi.

    Aydinlik beyinler, aydınlık günler diliyorum.

  6. #6
    Infaustus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Mayıs 2005
    Şehir
    Edirne
    Motosikleti
    Harley Davidson Sportster 1200
    Neler yasandı memlekette ya... Cok geriyiz daha cok !... Bu gidisle daha cok geri viteste devam edicez dunya ileri giderken..
    Kralını tanımam. Edirne Motorcycle Club!!!

  7. #7
    motig - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Aralık 2004
    Şehir
    afyonkarahisar /sandıklı
    Motosikleti
    f 650
    hangi dünya ileri gidiyor dünyanın en demokratik ve gelişmiş ülkesi mi ??? amerika medeniyetin yüz karası ...şu bir gerçek ki herkes kendisi için gelişir siz ülkenizden haberdar olmadıkça....bazı olayları unuttukça ve düşünmedikçe daha çok bizi birbirimize kırdırılar....nerde görülmüş allah allah nidalarıyla ve ellerin şahadet parmakları havada veya bozkurt şeklinde iken insan yakıldığı,, SİVAS DA

    tabi bizim yaşımız ona yetiyor öncesini sadfece 0kuduk...

    orda hayatını kaybeden bu vatanın çocukları, bu ulus kendini geliştirecek,kimsenin kendisini gütmesine izin vermeyecek işte o gün sizden asıl özrünü dileyecek ruhunuz şad olsun, cennet mekanınız.
    geride kalanlara da sabır dilerim

  8. #8
    Infaustus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Mayıs 2005
    Şehir
    Edirne
    Motosikleti
    Harley Davidson Sportster 1200
    dunya ileri giderken derken amerika veya herhangi bir ulkeden bahsetmedim. Ancak Turkiye'nin gidisatının da pek ic acıcı yanı olmadıgı kesin.

    İlginc birsey soylemek gerekirse; annem ve babamın genclik resimlerine bakıyordum gecenlerde. Baktım annem mini etekli, babam diger bir resminde kızlı erkekli bir grup istanbul bogazda denize giriyorlar. Yıl 1970 kusur yılları. Ve o zamandan bu zamana donup bakınca neler degistigini daha iyi gorebiliyorum. Yıl 2005 ve bundan 30-35 yıl once biLe var oLan bazI ozgurLukLerin yasaL oLarak degiLse de topLumsaL oLarak kısıtlandıgını gormek cok uzucu. Kızlarımız sokaga cıkarken korkuyor, trene binerken biri bizi atarmı diye tedirgin oluyoruz, kalabalık bir sokakta cuzdanımız calındı mı diye dakka bası kontrol ediyoruz, bos bir sokakta yururken tinercinin biri gelip bizi soyarmı diye cekiniyoruz. Kimsenin umrunda degil bunlar. Tutturmusuz Turk milleti bir numaradır, turk milleti yenilmez diye. Biz yenilmez olabiliriz ama yenilmeye ihtiyacımız yok cunku turk milleti olarak kendi kendimizi durduk yere yenik duruma dusurmeyi becerebilen bir halkız. Her koyun kendi bacagından asılır hesabı herkes kendi derdinde. Gelen turistleri soymayı marifet sayan, kızını, karısını sokaga cıkartmayan, kapanmaya zorlayan, sonra gelen turist kadınlara agzından salyalar akarak bakan, salyalarını silip cuma namazına gidip, 50 liralık halıları 500 liraya turiste kakmayı marifet sanan insanlardır o ovundugunuz turk halkının bir cogu. Bu gercek hosuma gitmese de malesef boyle.
    Kralını tanımam. Edirne Motorcycle Club!!!

  9. #9
    kucukprens - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mayıs 2005
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Eli kulaginda!
    cenkmenderes kesinlikle katılıyorum.
    +1

    Zaten apacık hersey ortada. Ancak ergenlik cagindaki cocuklar "turkun gucu" konulu gaz verme edebiyatiyla gaza gelip buyuk laflar eder.

    Evet guzel bir ulkeyiz. Anadolu'da hala olmeyen degerler var. Ama ülkenin durumu, gericiliki, ırkcılı, yolsuzluk, cehalet, kuralsızlık falan da ortada...

    "Turkun turk'e turk propagandasi yapması" yla kendimizi avutuyoruz.

    Ah evet ne buyuk bir ırkız biz ah şuyuz buyuz diyecegimize, sehit edebiyati yapacagimiza, o kutsal sehitlerin biraktigi ulkeyi gericilikle degil bilim ve ilerici dusuncelerle aydınlatmak lazim.

    Gerisi dedigim gibi ergenlik cagindan cikamamis beyinlerin isi.

  10. #10
    motig - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Aralık 2004
    Şehir
    afyonkarahisar /sandıklı
    Motosikleti
    f 650
    matrix

  11. #11
    motig - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Aralık 2004
    Şehir
    afyonkarahisar /sandıklı
    Motosikleti
    f 650
    85 yıldır bu yüzden bu halkı ulus yapamaya bu bilinici aşılamaya çalışıyorlar...örneğin burası benim vatanım diyen evinin içine çöp atmamasının yanına kapısının önüne ve komşu kapısının önüne çöp atmamayı da ekler... olayı şimdi yakaladık sanırım...

  12. #12

    Üyelik
    27 Mayıs 2005

  13. #13
    MoToR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Ocak 2005
    Şehir
    ADANA
    Motosikleti
    SUZUKİ DR 800 BİG-JİNLUN 250
    Arkadaşlar,hepiniz yürekten ve içten yazıyorsunuz.Hepinize katılıyorum haklısınınız,Atamız bu ülkeyi bize böyle bırakmadı ama başımızdakiler bizi bu hale getirdiler,ne sizin ne benim suçum var.Diyeceksinizki kim suçlu yine bizleriz,bu adamları yıllarca biz seçtik bizler yada bizlerin büyükleri başımıza getirdiler.82 yıldır yiye yiye bitiremediler bu vatanı.Üretim yok ihrcat yok kendi kendimizi beceriyoruz çok argo bir kelime oldu ama gerçek bu.Üreten yerleride kapatıyoruz,yada bazı millet vekillerine arpalık veriyoruz.Memleketi suni gündemle avutuyorlar en basiti semra hanım ve oğlu ata kızım olurmusun, gelinim olurmusun,babam olurmusun.Memleketin bütün problemi bitti semra hanımın oğu ata kimi alacak ulaaaaan banane,bize ne bu kadar işsiz aç insanın olduğu memlekette ata yı anasını kim ipler ama malesef gücümüz yukarılara yetmiyor.basında zaten kafasına göre takılıyor kim kimle gezmiş ne yemiş ne içmiş paparazzi olayı yaaaaa yine daral geldi ruhum sıkıldı artık yeter.Elimizden hiçbirşey gelmez her şey yeni nesilin elinde genç dinanik ve ATATÜRKÇÜ yazacak çok şey var ama tek kişiyle olmuyor...
    SUZUKİM, ud\'um buz gibi bira ile doğanın keyfini yaşarım.

  14. #14

    Üyelik
    27 Mayıs 2005
    MoToR, tek kişi değilsin. birikiyoruz yavaş yavaş. tek yapmamız gereken ellerimizi bırakmamak.


Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler