(kıskandım cansından bende kendi yazımı ekledim )
Bazen bilinmez denizlere açılır denizci. Sanırlar ki o macera peşindedir ama bilmedikleri bir şey vardır; yabancı denizler, bilinmeyen dalgalar onun için maceradan çok daha fazlasını ifade eder. Denizci denize açılmıştır bir kere, tatmıştır yabancı dalgaların tadını, o bilinmeyen ufukların kokusunu yosun yosun çekmiştir içine. O korkmaz artık fırtınalardan çünkü bilir deniz vatanıdır onun ve nasıl o vatanına ihanet etmezse vatanı da korur kollar onu. Kimsenin sahip çıkmadığı gibi sahip çıkar.
Aslında deniz maceradan öte huzurdur onun için. Beşiğidir teknesi ve koca gökyüzü yorgan olur üzerini örter geceleri. Karabataklar ninni söyler ona ve martılar eşlik eder karabataklara. Denizi bilmeyen adam için deniz en büyük maceradır. Yepyeni bir keşiftir. Denizi bilmeyen adamın heyecanı şahlanır denize açılınca. Oysaki denizci bilir denizi. Deniz vatanıdır onun. Karış karış her karesini tanır. Teslimiyet çok daha kolaydır onun için çünkü o denize tutkundur. Lodoslar eser, poyrazlar savurur teknesini ama o bilir her zaman fırtınalı değildir suyun üstü. Bazen ılık bir meltem yalar dudaklarını teni ürperir ama üşümez. İşte bu meltemli geceler huzurla doldurur yüreğini.
Gelecek ümidi yoktur, aslında bir saat sonraki rüzgârdan başka şeyi de düşünmez o. En yakın gelecek bir sonraki rüzgârdır onun için. Çünkü yarın, öbür gün ya da 1 hafta sonrasının anlamı yoktur. Önemli olan kısa zaman dilimleri içerisinde en iyisini başarmaktır.
Denizcinin mutluluğu para değildir ya da şan şöhret. O mutluluğu sadece denizde bulur, ana kucağındaki huzuru denizde yakalar. Sahiplenmek ister, aslında içten içe sahiplenir de. Bu deniz benim deme lüksüne sahiptir. Her ne kadar bilse de denizin asla ona ait olmayacağını bu sahiplenmedir onu yaşatan. Çünkü denizci hayatını denize adamıştır ve her şeyden vazgeçmiştir artık. Sahipleneceği bir şeyi kalmamıştır uçsuz bucaksız deniz ve masmavi gökyüzünden başka.
Aslında kimse bilmez hepimizden şanslıdır o. Onun dostları yoktur arkadan vuracak, uğruna hayatını adayacağı bir sevgilisi yoktur onu aldatacak. Onun tek tutkusu denizdir ve deniz ihanet etmez, aldatmaz, arkadan vurmaz. Deniz bildiği denizdir işte, ne eksik ne fazla ve o denizi bildiği kadarıyla kabullenir. Ondan fırtınasız yolculuklar istemez ya da güneş dolu günler. Denizin üzerinde olmak yeter ona ve o her şeye razıdır işin içinde deniz varsa. Kirtile kefallerin dolması, ağlarında karagözlerin oynaşması onun denizi birazcık daha fazla sevmesini sağlamaz. Çünkü o zaten tüm kalbini, bedenini, ruhunu, hayatını adamıştır denize verebileceği başka şey kalmamıştır.