Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax
31. sayfa BirinciBirinci ... 21293031

UFO Gerçeği ? Sizce UFO Var mı ?

    REKLAM ALANI
  1. #601
    Özer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    25 Mayıs 2006
    Şehir
    İzmir
    Motosikleti
    V STROM DL 650 Esmeralda
    Alıntı mete_han adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Aslında şimdi çıkmaları lazım...bugünkü medeniyet onlarla belki iletişime geçebilir...yani geçmişte bunu görünce aklını kaybedecek kavimler insanlar vardı...şimdi görsel anlamda hazırız herşeye...Yani starwarsan bu yana hepimiz hazırız ...

    şu kapitali,st dünyayı değiştirecek bir düzen kurmalılar ama...bizle iletişime geçip dünyayı esir alacak veya dengeleri dğeiştirecek bir canlı türü gelse ne olur...fantazi bu ya...esir olalım devlet hükümet dil din ırk hegemonyası olmasın tek yürek olup ona karşı savaşalım...
    Ahh..ah..dediğin gibi bi gelseler anasını satiim...
    adamlar korkuyor kardeşim, baksana 1700lü lerde 1800lü lerde..teknlojinin kıt olduğu zamanlar gelip havada uçup hava atmışlar...bugün dünyada olmayan teknoloci yo artık...ürmüşler, ürkmüşler...
    Tarzım çok basittir.....
    Her zaman en kalitelisi ile memnun olurum


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #602
    Denizli İl Temsilcisi BLACK_ICE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Nisan 2006
    Şehir
    Denizli
    Motosikleti
    yamaha YZF r125 2014
    olmazmı yha ciddi diyorum ben bir ara bayabi bu işlerin içine girmiştim allah rahmet eylesin funika holdingin sahibi gibi türkiyede bir çok kişi bu işlerle uğraşmaktadır denizlide müze vardı türkiiyede tek di walla zamanında baya baya araştırmam film arşivim vardı şimdi kalmadı gibi bişey pc çktüğünden dolayı ama ufo ve uzaylılar vardır hatta az sonra bir kaç bişey ekliyim

    ---------- Mesaj ekleme zamanı: 17:47 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 17:44 ----------

    23 Ekim 2000 Karşıyaka-İzmir

    TÜRKİYE U F O GÖZLEMLERİ

    Türkiye, diğer bir deyişle Anadolu, çok eski çağlara dayanan bir tarihe sahiptir ve zaman içinde Lidyalılardan Perslere, Hititlerden Urartulara, Bizanslılardan Osmanlı İmparatorluğuna kadar sayısız medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

    Bu kadar eski bir medeniyet tarihine sahip olan Anadolu toprakları geçmişten günümüze kadar sayısız UFO gözlemine sahne olmuştur. Ülkemizde UFO gözlemi yapmış kişilerin sayısı oldukça yüksektir.

    Türkiye’de Ufoloji, tarihle, arkeolojiyle ve kültürle yakın bir ilişki içindedir. Destanlarımızda dünya dışı varlıklar simgesel bir dille tasvir edilmektedir. Orta Asya Türklerinin efsanelerinde bu varlıklar “Uçan Tanrılar” veya “Uçan Cisimler” olarak nitelendirilmiştir.

    Eski Türk inançlarına göre, Gökyüzü Tanrısı’nın tahtı, hem Ay’dan hem de Güneş’ten çok uzaktaki yıldızlarda bulunmaktaydı. Atalarımız aynaya benzer cisimlerin gökyüzünde dolaştığına ve yaydıkları ışıkların her yeri aydınlattığına inanıyorlardı.

    Altay Türklerine ait bir efsane şöyle diyor: “Önceleri sadece su vardı. Yer, gök ve güneş yoktu. Tanrı Kutay ile bir adam vardı. Bunlar kara kaz biçimine girip su üzerinde uçuyorlardı.”

    Türklere ait bir diğer yaratılış efsanesinde yine benzer bir tasvir yapılmaktadır:

    “O zamanlarda Gökyüzü ve Yeryüzü yoktu. Yalnızca uçsuz bucaksız bir deniz vardı. Tanrı Ülgen denizin üzerinde uçuyor ve konacak bir yer arıyordu.

    Atalarımızın yaradılış efsanelerinde sürekli aynı motiflerin yer aldığını görmekteyiz: Uçan tanrılar, uçsuz bucaksız deniz, Dünyalı ve dünya dışı varlıkların birleşmesinden doğan çocuklar. Eski Türk hükümdarı Oğuz Kaan’ın Destanı’nda, gökyüzünden gelerek Oğuz Kaan’ın çadırına inen “ışık kız” ve “kurt”tan bahsedilmektedir. Burada açıkça gökten inen bir kızın tasviri yapılmakta ve bu “ışık kız”ın dünyalı Oğuz Kaan ile evlendiği anlatılmaktadır:

    “Bir gün Oğuz Kaan Tanrıya dua ederken, birdenbire gece çöktü ve gökyüzünden Gün kadar aydınlık, Ay’dan daha parlak bir ışık düştü. Oğuz Kaan ışığa doğru yürüdü ve ışığın içinden güzeller güzeli bir kızın çktığını gördü. Kızın başında Kutup Yıldızı gibi parıldayan, ışıklı, parlak bir ben vardı. Oğuz Kaan bu “ışık kız”a aşık oldu ve onunla evlendi. Kız, çocuklarının annesi oldu...”

    Oğuz Kaan Destanı’nda yalnız Oğuz Kaan’ın eşi değil, destanın kahramanlarından biri olan kurt da Gökyüzünden gelmiştir:

    “Ertesi gün Oğuz Kaan’ın çadırına parlak bir ışık düştü; ve ışığın arasından kocaman, erkek bir kurt çıktı...”

    Peki efsanede sembolik dille anlatılan bu olaylar ne anlama gelmektedir?

    Efsaneyi başından sonuna inceleyecek olursak, efsanenin UFO bilimi de yakından ilgilendiren bir takım özellikler taşıdığını görürüz. Efsanede sözü edilen “gökten inen ışık”, parlak ışıklarıyla yeryüzüne inen UFO’ları akla getirmektedir. Aynı şekilde “ışığın arasındaki kız”ın uzay aracından çıkan dünya-dışı bir dişi varlığı, kızın başında kutup yıldızı gibi parlayan ışığın da bu uzaylı varlığın kullandığı başlığı sembolize ettiği düşünülmektedir. “Oğuz Kaan’ın çadırına ışıkla birlikte inen Kurt” ise dünya-dışı varlıkların belirli bir amaç doğrultusunda ışınlama yoluyla dünyaya gönderdikleri bir varlık olarak yorumlanmaktadır.

    Uygur Türklerinin destanı “Varoluş”ta yine "Gökyüzünden gelen ve dünyalı kızları kendilerine eş olarak alan Tanrılardan söz edilmektedir". Destanda, bu ilişki sonucu toplam 19 Türk kaviminin doğduğu anlatılmaktadır.

    Son araştırmalar, ünlü Gılgamış Destanı’nın orjinal metninin Türklerin eski atalarından Sümerler tarafından yazıldığını ve destanın Dünyanın oluşumunu tam bir jeolojik doğrulukla anlatan Tevrat’ın “Yaratılış” bölümüne oldukça benzediğini ortaya koymuştur.

    Destanın kahramanı, “Gökyüzü Tanrısı” Gılgamış hem tanrısal hem de insani özelliklere sahip bir varlıktır. Destanda, Gılgamış’ın Tanrıların parlayan kulesini ziyareti, Gılgamış’ın arkadaşı Enkidu’nun yaptığı uzay seyahati gibi ilginç ve ileri düzeyde bilgi gerektiren olaylar anlatılmaktadır. Tüm bunlar uzak geçmişte Dünyamıza yapılan uzaylı ziyaretlerinin yazılı birer kaydı olarak kabul edilmektedir.

    TÜRKİYE U F O OLAYLARI KRONOLOJİK SIRALAMASI

    ( 422- 1998 arası )

    Türkiye’de meydana gelen belli başlı UFO olaylarının kronolojik sıralaması aşağıda sunulmaktadır:

    Eski Çağlar: Çanakkale Bölgesinin gizemi herkes tarafından bilinir. Eski Troya kentinin bulunduğu Çanakkale ili, Gelibolu yarımadası ve Antik Misya bölgesi ülkemizin en esrarlı bölgelerindendir. Bazı araştırmacılara göre, Yunan Mitolojisinde de sıkça adı geçen bu bölgede, Yeraltı Işık Ülkesi Agarta’nın girişlerinden biri bulunmaktadır. Bazı Ufologlar, UFO’ların yeraltı kenti Agarta’da bulunan uçan daire üslerinden çıkarak dünyayı ziyaret ettiklerini ileri sürmektedirler. Agarta-Troya savaşında insanlarla bir arada bulunduğu söylenen üstün varlıkların Agarta’dan gelen dünya dışı varlıklar olmaları ihtimali üzerinde durulmaktadır.

    -422: yılının Şubat ayında Batı Anadolu semalarında kimliği belirlenemeyen uçan cisimler görüldü. Belirtilenlere göre, uzunca bir süre gözlemlenmeye devam eden bu cisimler, özellikle İstanbul’da sıklıkls gözlemlendiler

    -467: yılının Ocak ayında yine aynı bölgede bir başka uçan cisim ortaya çıktı. Bu yıldıza benzeyen ve sürekli ışıklar saçan gizemli cisim tam 40 gece boyunca gökyüzünde kaldı.

    -566: yılının Kasım ayında gökyüzünde doğudan batıya doğru mızrak şeklinde yol alan büyük, yıldıza benzer bir cisim gözlemlendi.

    -764: yılının Nisan ayında bir ay boyunca süren gizemli ve ürkütücü bir yıldız yağmuru meydana geldi.

    -1402: Mart ayında İstanbul göklerinde beliren 4 metre uzunluğundaki ve mızrak şeklindeki cisim, 6 ay boyunca sürekli olarak doğudan batıya doğru hareket etti.

    -1453: İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından kuşatıldığı 26 Mayıs 1453 tarihinde, kent gün boyu kalın bir sis tabakasına bürünmüştü. Gece sis kalktığında, hem Bizanslılar hem de Türkler Ayasofya’nın üzerinde garip bir ışık gözlemlediler. Bu ışıkların kaynağı belirlenemedi.

    -1885: Fransız Ufolog Dr.Jacques Valee’nin araştırmalarına göre, 2 Kasım 1885 günü şafak sökerken, önce mavimsi ve sonra yeşilimsi bir renk alan ve 5-6 metrelik bir yükseklikte seyreden son derece parlak bir alev, Üsküdar vapur iskelesi çevresinde bir dizi dönüş yaptı. Bir buçuk dakika süreyle izlenen UFO daha sonra denize daldı.

    -1890: 1967 yılında ölen Atifet Tamer Mayıs 1890’da tanık olduğu bir olayı şöyle anlatmaktadır: “İstanbul Göztepe çayırına gökyüzünden alevler saçan, parlak bir cismin indiğini, bir zaman burada kaldığını, Erenköy’den ve diğer semtlerden pek çok kişinin olayı izlemek için oraya gittiğini hatırlıyorum.”

    -1915: Çanakkale Savaşı sırasında meydana gelen ve esrarı hala çözülemeyen bir başka olay da şöyle gerçekleşmiştir: 28 Ağustos 1915 sabahı bir İngiliz alayı, Anafartalar’daki Suvia Koyunda, 60 nolu Kayacıkağlı Tepesi yakınlarında, yerdeki garip bir bulutun içine girdi ve bir daha asla görülemedi. Ardından bu alayın kaybolduğu raporu verildi. Raporu imzalayan Sappers F. Reichart, R. Newness ve J.L. Newman tanık oldukları olayı şöyle rapor etmişlerdi:

    “Güneş doğduğunda hava gayet açıktı, görünürde tek bir bulut yoktu. Ancak 60 nolu tepe üzerinde ekmek biçimindeki bulutlar, 6 ya da 8 km.lik bir hızla güneyden esen rüzgara rağmen pozisyonlarını hiçbir şekilde değiştirmedikleri gibi, rüzgarın etkisi altında da sürüklenmediler. Yerden 150 m. yukarıda yer alan gözlem noktalarımızdan görüldüğü kadarıyla, yaklaşık 60 derecelik bir yükseklikte öylece asılı duruyorlardı. Bu bulut grubunun tam altına rastlayan yerde, arazi üzerinde aynı biçimde olan ve sabit duran, yaklaşık 250 m. uzunluğunda, 60 m. yüksekliğinde ve 60 m. genişliğinde bir bulut bulunuyordu. Bu bulut tamamen yoğundu ve hemen hemen katı bir madde yapısında görünüyordu. Tüm bunlar yerdeki bulutun 2500 m. kadar güney batısında, Rododendron Dağı Burnu üzerindeki siperlerimizde yerleşmiş bulunan NZE 1’inci Sahra Bölüğünün 3’üncü Takımının 22 askeri tarafından gözlemlenmişti. Gözlem noktamız 60 nolu tepeye 90 metre kadar yukarıdan bakıyordu. Sonradan anlaşıldığına göre, bu tuhaf bulut kuru bir dere yatağının ya da çökmüş bir yolun üzerinde bulunuyordu ve arazi üzerinde böylece dururken, yanları ile uçlarını mükemmel bir şekilde görebiliyorduk. Öteki bulutlar gibi açık gri renkteydi.

    Daha sonra birkaç yüz kişiden oluşan bir İngiliz alayının bu tepeye doğru ilerlediğini fark ettik. Erler oradaki tepenin üstündeki bulutun içinde kayboldular. Daha sonra bu bulut yükselerek Trakya’ya doğru ilerlemeye başladı.”

    Söz konusu alay kayıp olarak bildirildi. İngiltere Türkiye’den bu alayı geri istediğinde, Türkiye böyle bir alaydan haberi olmadığını, esir almadığını bildirdi.

    -2 Ekim 1954: İzmir’den İstanbul’a giden bir yolcu vapurundaki yolcular topluluk halinde bir UFO gözlemi yaptılar. UFO Midilli adası üzerinden geçmekteydi. Yolcular arasında bulunan Prof. Kazım İsmail Gürkan olay hakkında şunları söyledi: “Gök bulutsuz ve pırıl pırıldı. Ben de tesadüfen Midilli’yi seyrediyordum. Oldukça parlak bir cisim gördüm. Cisim daire değil, kenarları yuvarlak bir dikdörtgen şeklindeydi ve yıldızlara benzer ışıklar saçıyordu. 15-20 dakika sonra hızlanarak kayboldu.”

    -9 Kasım 1954: Saat 14.20 civarında İstanbul semalarında uzun, parlak, gümüş renginde bir obje belirdi. Kuzey yönünden şehre yaklaştığı görülen cismin bir Ana gemi olduğu söyleniyordu. Ertesi gün Marmara üzerinden geçerek bir eğri çizen, gümüş renginde iki parlak cisim gözlemlendi. Cisimler yaklaşık 10,000m. yükseklikte uçuyor ve arkalarında koyu bir iz bırakıyorlardı.

    -20 Nisan 1959: Saat 19.57’de İstanbul göklerinde, kuzeydoğu-batı yönünde giden ve kentin sokaklarını kör edici mavi-yeşil bir ışıkla aydınlatan çok büyük bir nesne gözlemlendi. Yeşilköy meteoroloji istasyonundaki uzmanlar gözlemlerini şöyle açıkladılar. “İki arkadaş grup incelemesi yapıyorduk. Birden gökyüzünde kuzeyden batıya giden parlak mavi bir cisim belirdi. 10 sn. süreyle kuvvetli bir ışık saçan bu cismin ne olduğunu bilemiyoruz.”

    İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Hamit Nafiz Pamir “Bu bir göktaşı olayı değildir. Çünkü anlatıldığına göre nesne gökyüzünde yatay bir yörünge izlemiştir. Bilimsel olarak, bir göktaşının havada düz bir çizgi çizmesi imkansızdır. Eğer bir göktaşı olmuş olsaydı o zaman dikey düşmesi gerekirdi.” Aynı akşam Beyazıt Kulesi bekçisi de olaya tanık olmuştu ve gördüklerini şöyle anlattı. “Saat 20.00’ye geliyordu. Her yana dikkatle bakıyordum. Bir anda bütün şehir aydınlanıverdi. İstanbul gündüz gibi oldu.”

    -14 Mayıs 1959: Muğla Yerkesik’te çok sayıda kişinin gözlemleme fırsatı bulduğu bir başka olay yaşandı. Saat 15.05 sularında parlak bir cismin yaklaşık 2000-3000 m. yükseklikte seyretmekte olduğu görüldü. Halk bu uçan gizemli cismi hayretler içinde izlerken, birdenbire bir patlama sesi duyuldu ve cisim 3 parçaya ayrıldı. Bu 3 parça bir süre ayrı yönlerde uçtuktan sonra tekrar birleşip küre biçimini aldı ve uzaklaşarak kayboldu.

    -23 Ağustos 1965: Ankara’dan yapılan bir gözlem sivil ve askeri havaalanlarında görevli yetkililer tarafından da doğrulanmıştır. Kuzeydoğu yönünde ve ufuk çizgisinin hemen üzerinde hareket etmeden duran UFO, bir saniye içinde sırayla mavi, beyaz, yeşil, sarı ve kırmızı renklere bürünmüş ve biçimsel değişikliklere uğramıştı.

    -23 Ağustos 1966: İstanbul Kandilli Gözlemevi’nden bir UFO’nun fotoğrafı çekildi. Gözlemevi astronomlarından biri 6 inçlik aynalı bir teleskopla her zamanki güneş gözlemlerini yaparken, uzun bir cismin güneşin önünden geçtiğini gördü. Olay beklenmedik bir anda gerçekleştiğinden cisim fotoğraflanamadı.

    Birinci gözlemden tam 17 dakika sonra, gökyüzünde ilkinden daha küçük ve yuvarlak bir nesne görüldü. Bu bir tür öncü UFO görünümündeydi. Astronomlar cismin fotoğrafını çekmeyi başardılar ve incelenmek üzere Amerika’daki Harvard Gözlemevi’ne gönderdiler. Cisim ilk başta insan yapımı bir uydu olarak nitelendirildi, fakat daha sonra Case Teknolojisi Enstitüsü bilim adamlarından Victor Slabinski, fotoğraftaki cismin insan yapımı bir uydu olmadığını açıkladı. Sonunda bu tartışmaya NASA da karıştı ve cismin dünya yapımı bir uydu olmadığını onayladı. Sonuçta fotoğraflanan cismin bir UFO’dan başka bir şey olamayacağı ortaya çıktı.

    -Eylül 1969: Ankara göklerinde ısrarlı bir şekilde dolaşan UFO’nun kimliğini belirlemek üzere Eskişehir ve Ankara’dan jetler havalandı. Ancak pilotlar 12km. ye kadar tırmanmalarına rağmen bir sonuç elde edemeden geri döndüler. Gözlemciler UFO’yu huni biçiminde parlak bir nesne olarak tanımlıyorlardı. 1 Ekim 1969 tarihli gazeteler şöyle yazıyordu: “Ankara semalarının davetsiz misafiri heyecan uyandırdı. Meçhul cismi yakalamak için jetler uçuruldu. Şehrimiz semalarına dadanan meçhul cisim, Ankara’daki meteoroloji ilgililerini, Hava Kuvvetleri mensuplarını ve bir kısım halkı geçen Cumartesi gününden beri meraktan meraka sürüklemiştir."

    Meteoroloji Genel Müdürü Ümran Çölaşan bu cismin ‘Başka dünyalardan gelmiş olabileceğini ve içinde, örneğin, Marslıların bulunabileceğini’ ifade etmiştir.”

    ---------- Mesaj ekleme zamanı: 17:50 ---------- İlk mesajı ekleme zamanı 17:47 ----------

    51.Bölge'nin 25 mil mesafeden görünüşü

    Bu bölgede çekilen fotoğraflar 51. Bölgenin yalnızca birkaç hangar ve çeşitli küçük yapılardan oluştuğunu gösterse de, bir çok insan, orada, yerin altında çok önemli ve geniş bir kompleksin bulunduğunu bilmektedir.

    51. Bölge yıllarca ordunun U-2, SR-71 ve F117A Hayalet Uçak gibi çok gizli hava araçlarının test sahası olarak kullanılmıştır. Son yıllarda, 51. Bölge’nin hemen güneyinde, Papoose Dry Lake yakınında yer alan ve S4 Bölgesi olarak bilinen yerde, ele geçirilen uzaylı araçlarının tekrar işlemden geçirilerek test uçuşlarına çıkarıldıklarına dair çok ciddi kanıtlar vardır.

    GROOM LAKE BASE’İN FONKSİYONU NEDİR?

    Groom Lake’deki üs , gizli helikopterlerin en son jenerasyonu için Amerikanın geleneksel test alanı olmuştur. U-2 , YF-12A , F-117A topluma açıklanmadan çok önce burada test edilen uçuşlardır.

    Amerikan Hükümeti önceleri bu üssün varlığını kesinlikle kabul etmemekteydi, fakat daha sonra Sovyet uydusu tarafından çekilen üssün fotografları basına sızdırılınca Amerikan Hükümeti üssün varlığını kabul etmek zorunda kaldı fakat bu üste yapılan çalışmaları ve projeleri Ulusal Güvenliği ilgilendirdiği için açıklamayacağını bildirdi.. Genel söylentiler ve üste çalışmış üstdüzey askeri ve sivil yekililer ve de en önemlisi üs içinde gizli projelerde çalışmış bilimadamlarının itirafları, üste , havacılık izlemeleriyle “Aurora” denilen ultra-yüksek hızlı casus uçak , bir çok çeşit , insan bulunmayan havasal keşif araçları , gizli helikopterler ve F-117A için bir yer değiştirme gibi bir çok olası yeni çok gizli uzay araçlarından ve dünyadışı kaynaklı projelerin üretildiğine dair bilgilerini doğrulamaktadır..

    Fakat Groom’daki çoğu aktivite , sadece askeri esas kadrodaki kimseler yararına dünyasal silahları ve sistemleri test etmektedir.

    51. BÖLGE ve UFO’LARLA İLGİSİ

    Bu bölge , test uçuşlarının yapıldığı UFO gözlemleriyle doludur. Evet 51. Bölge'de, başta 1947 Roswell'de düşen UFO enkazı olmak üzere, birçok olayda ele geçen UFO enkazları ki bunların enaz 9 tane olduğu söylenmekte, bölgedeki yeraltı hangarlarında tutulmakta ve bunlar üzerinde bilimsel ve teknolojik amaçlı araştırmalar yapılmaktadır.

    Bob Lazar askeri yetkililer tarafından Los Alamos'tan 51. Bölge'deki “ S-4 “ denilen bir alanda , Groom Lake’in güneyindeki Papoose Lake’de bir askeri üste dünya dışı kaynaklı uçan cisimlerin teknolojisi ve propulsion sistemlerini çözmesi için getirilen bilimadamlarından biridir. Lazar dediğine göre, kendisi ele geçmiş olan bir UFO'nun “ reverse engineer “ tersine mühendislik" ile ilgili kısmında çalışmış, fakat orada bulunduğu süre içinde hiç dünyadışı varlıkla karşılaşmamıştır.

    Lazar’ın iddia ettiği eğitimsel belgeler kesinlikle doğrulanmış ve üste çalıştığı , vergi ve maaş bildirisinden de doğrulanmıştır. Lazar'ın bu konuda 1989 yılında kendini basın ve televizyonlar aracılığıyla deşifre etmesinin nedeni öldürülme korkusundandır. Çünkü kendisi, en yakın arkadaşına çalıştığı gizli projeleri anlatmış ve bir gece arkadaşıyla birlikte 51.Bölge'nin etrafında gizlenerek arkadaşına gece 03'ten sonra talim yapan UFO'ları izlerken , güvenlik timlerine yakalanmışlar ve 3 gün ve gece boyunca sorguya çekilmişlerdir. Öldürülme korkusuna kapılan Lazar çareyi kendini deşifre etmekte bulmuş ve ilk önce Las Vegas Tv 'den ünlü programcı George Knapp olmak üzere, CNN Larry King'te dahil birçok Kanala çıkmıştır.

    Lazar'ın bu akıllı davranışı hem hayatının kurtulmasına hem de Amerka'nın yıllardır tüm Dünyadan gizlediği 51. Bölge'nin deşifre olmasını sağlamıştır. Lazar , iddialarını ilk olarak televizyon röportajlarında yaptığı için , bir çok meraklı kişi , uçan uzay araçlarının, UFO 'ların parıltısını yakalamak için üsse en yakın kamu alanlarına gelmeye başlamışlar. Bir çok insan burada UFO gözlemlemiş ve hatta bazıları manevralar yapan bu ışıklı cisimleri filme almayı başarmıştır..Bu görüntüler dünya televizyonlarında birçok belgeselde gösterilmiştir..( Türkiye'de de UFO Gerçeği programlarında da bu görüntülere yer verilmiştir.)

    ZİYARETÇİLER NEREYE GİDİYOR?

    Las Vegas’dan 130 mil kadar uzaklıkta , ıssız Nevada Otoyolu 375’de Mile Marker LN 29.5’de , yöreden bir çiftçi tarafından kullanılan tek bir posta kutusu vardır. “ Black Mail Box ( siyah posta kutusu [ şimdilerde beyaz] ) , bu geniş otobandaki tek sınır noktası olduğu için burası , inançlı insanların geldiği yerdir. Bu sınırın öte tarafı olan 51. Bölge topraklarına giriş kesinlikle yasaktır. Etrafa girilmez ve güvenlik güçleri girenleri öldürme yetkisine sahiptir yazılı büyük levhalar vardır ve hertaraf güvenlik kameralarıyla çevrilmiştir. Ne karadan ne de havadan bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiçkimse yaklaştırılmamaktadır.

    Sınıra yakın olan kamu alanında 51. Bölgeyi uzaktan görebilen iki görüş noktası bulunmaktadır: Bunlar , White Sides ve bir ziyaretçinin yasal olarak görebildiği bir hava kuvvetleri üssü bulunan Freedom Ridge’dir. Belli bir uzaklıktan Tibakoo Peak Dağından , hala üssü görebilirsiniz. Fakat ıssız , çamurlu bir yolda bir-bir buçuk saatlik yorucu bir yolculuğu göze almalısınız.

    “CAMMO DUDES” NEDİR?

    Bu , çok gizli askeri sınırı devriye gezen , adı bilinmeyen özel güvenlik gücü için bulunmuş bir takma isimdir. Onlar rozetsiz ve tedbil-i kıyafet gezerler , beyaz veya siyah Cherokee jeep’ler kullanırlar. Sınıra birkaç mil yaklaşan her ziyaretçiyi izlerler. Fakat bağlantıyı engellemek için daima kontrol altındadırlar.

    BU ALANI ZİYARET ETMEDEKİ TEHLİKELER NELERDİR?

    En büyük tehlike , tellerle çevrilmemiş askeri alandan dikkatsizce geçmektir. Eğer geçerseniz , hemen yakalanır ve binlerce dolar para cezası ödersiniz. Yolun sınıra yaklaştığı her nokta “ GEÇİLMEZ ! ASKERİ BÖLGEDİR ! YASAK ALAN ! “ levhalarıyla açıkça belirtilmiştir. Sınırın yönünden emin olmadan dikkatsizce yürümek yanlıştır. Levhalar görülemediği için gece yürüyüş yapmak tehlikelidir. Başka bir tehlikede , araba kullanırken , aracınızın ıssız çamurlu yola saplanıp kalmasıdır. Kuma saplanıp suyunuzun bitmesi , öldürücü olabilir.

  3. #603
    cakalaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Ekim 2006
    Şehir
    Rize/Merkez
    Motosikleti
    CBR1000RR "2017
    Var ve gelecekler
    Ya KASK TaK ; Ya ÖL

  4. #604
    Tundzhay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Mayıs 2008
    Şehir
    Momchilgrad...
    o kadar çok galaksi varken. o galaksilerde bilyonlarca yıldız varken. o milyonlarca yıldızın etrafında 10 larca gezegen varken. illaki yaşam vardır. olmaması çok küçük ihtimal. ama illaki bizden üstün veya karmaşık mikroorganizalar olcak halleri yok. belkim amip gibi tek hücreli canlı veya virüs baktari tarzında yaşam olabilir
    Bir başkadır Balkanlar'da Türk olmak!

  5. #605
    Denizli İl Temsilcisi BLACK_ICE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Nisan 2006
    Şehir
    Denizli
    Motosikleti
    yamaha YZF r125 2014
    Alıntı Tundzhay adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    o kadar çok galaksi varken. o galaksilerde bilyonlarca yıldız varken. o milyonlarca yıldızın etrafında 10 larca gezegen varken. illaki yaşam vardır. olmaması çok küçük ihtimal. ama illaki bizden üstün veya karmaşık mikroorganizalar olcak halleri yok. belkim amip gibi tek hücreli canlı veya virüs baktari tarzında yaşam olabilir
    genellikle insan kılığına girerler dünyaya geldiklerin klasik olarak belirlenebilmiş biraz çeşitleri vardır ben bizzat aşamışlığım var ama sadece ufo grdüm 40 mt civarından gayetde net ailem de vardı yanımda ertesi gün gazetelere çıktı haber

  6. #606
    denizcimuzaffer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    03 Kasım 2006
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Honda Beat ve denizciforesight :))
    Arkadaş

    UFO vardır ve olacaktır

    Kızım Derya epeydir ismimi söylemeye çalışırkene MUFO da karar kıldı artık. tam söylemeye çalıştığında UUUFO diyor yani UFO nun olmaması mümkün değil
    Poturdak

  7. #607
    Tundzhay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    26 Mayıs 2008
    Şehir
    Momchilgrad...
    Alıntı BLACK_ICE adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    genellikle insan kılığına girerler dünyaya geldiklerin klasik olarak belirlenebilmiş biraz çeşitleri vardır ben bizzat aşamışlığım var ama sadece ufo grdüm 40 mt civarından gayetde net ailem de vardı yanımda ertesi gün gazetelere çıktı haber
    haberin gazetedeki linki felan var mı merak ettim şimdi
    Bir başkadır Balkanlar'da Türk olmak!

  8. #608
    Tequ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    UK
    Motosikleti
    4x4
    Alıntı BLACK_ICE adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    genellikle insan kılığına girerler dünyaya geldiklerin klasik olarak belirlenebilmiş biraz çeşitleri vardır ben bizzat aşamışlığım var ama sadece ufo grdüm 40 mt civarından gayetde net ailem de vardı yanımda ertesi gün gazetelere çıktı haber
    Benim de arkadasimin bizzat bir uzayliyla sevismisligi var
    Retro Moto Works
    Instagram & Facebook
    .../retromotoworks

  9. #609
    cakalaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    12 Ekim 2006
    Şehir
    Rize/Merkez
    Motosikleti
    CBR1000RR "2017
    Ayıp olcak ama benim de var TEqu
    Ya KASK TaK ; Ya ÖL

  10. #610

    Üyelik
    29 Aralık 2009
    Şehir
    Blacksea

    Uf'o uffff !... Cızzz !..

    http://



    Ben de gördüm. Sıcakken dokunduğun'da canın yanıyor!. UF'O Uffff!.. Cızzz!.
    [B][COLOR="Purple"] Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok..[/COLOR][/B][B][COLOR="RoyalBlue"][COLOR="Blue"]Ne elbiseler gördüm içinde insan yok[/COLOR]..[/COLOR][/B]

  11. #611
    Tequ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    18 Kasım 2006
    Şehir
    UK
    Motosikleti
    4x4
    Alıntı cakalaz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Ayıp olcak ama benim de var TEqu
    En iyisi haci.Misafir perverligimizi gostermek lazim
    Retro Moto Works
    Instagram & Facebook
    .../retromotoworks

  12. #612

    Üyelik
    06 Mayıs 2010
    [QUOTE=halla-1-dir;2050659]UFO gerçeği.

    Ama, hangi ufo gerçeği?

    Gerçek ufo ların gerçeği mi, yoksa düşen ufo'lardan ele geçirilenlerin, prototiplerinden, tersine mühendislik ile, 60

    yıldır yapılmaya çalışılan, örnekleme, dünya insanlarının yapmaya çalıştığı, alman amerikan rus ufo'ların gerçeği mi?

    Ki, 20 örnek, usa yeraltı hangarlarındadır. İnternet'ten de ulaşılabilinir. Yer çekim karşıtı anti-gravitik enerji

    sağlayan, element 115, dünyada yoktur. Kimyasal element tablosunda, sadece yeri vardır. Kendisi, dünyada yoktur.

    Bu nedenle, tıpkı güneşin termo-nükleer çalışma prensibine dayalı, çalışan sistem, önlerinde hazır prototip olarak,

    bulunmasına rağmen, bire bir gerçek ufo yapılamamıştır.

    Yapılan uyduruk örneklemelerin de, uçus güvenliği ve manevra kabiliyetlerindeki yetersizlikler nedeniyle, üretimlerinden

    büyük oranda vazgeçilmiştir.

    Aslında düşünülmesi gereken şudur.

    Tüm galaksileri yıldızları, ne varsa hepsini, içerisinde barındıran, space, yani uzay dediğimiz boşluk, aslında bir enerji

    havuzudur.
    Enerji havuzunun sırlarını çözen teknikler, gelişmeden, gerçek bir ufo yapılması, mümkün de değildir.

    Şöyle örnek verelim. Siz, elektrik enerjisini bilmiyor iken, o enerji hep vardı. Ne zaman ki, elektrik enerjisi keşfedildi,

    elektrikle elektronik düzenekle çalışan, günlük hayatı kolaylaştıran, pek çok icad yapıldı.

    Nakil aracı uçakta bunlardan biridir.

    Şu an da henüz, uzay boşluğu enerjisi, bilinmiyor ve keşfedileceği ve tekniğinin bilineceği günü bekliyor.

    Gelelim ufo nun aslı bir nakil aracı olmasıdır.

    Tıpkı insanların yaptığı, itmeli prensiple çalışan uçaklar, nasıl bir nakil aracı ise, ufolar da genelde, element 115

    termonükleer ve propulsion prensiple çalışan, gelişmiş bir nakil aracıdır.

    Uçakları yapan insanlardır. Ama, ufo ları yapanlar, dünya dışı, başka gezegenlere ait yaratıklardır.

    Uçaklar, bilimsel ticari askeri amaçlar için, kullanılmaktadır.
    Ufolar ise, dış dünyaların, dünya ve benzeri gezegenlerin, benzer amaçlarla ziyareti için, yapıldığı ortadadır.

    Gerek dünya üstündeki, gerekse dünya dışındaki, dünya benzeri, yaşam mümkünatı daha değişik, ama benzer gezegenlerin,

    sakinlerinin hepsi, biz insanlarda dahil, yaratanın meydana getirdikleridir. Dünyalılar nasıl düşünüyorsa, tabiatları

    olarak, dünya dışılarda, aynı ve benzer, düşünme tabiatı, özelliklerine de sahiptir.


    Nasıl ki insan, mars a pathfinder indirebiliyor, orada, varsa sömürülecek kaynakları, varsa köle diye kullanılacak

    insansıları, kullanmak düşüncesinde ise, tersininin olasılığı da, aynı oranda, dünya için de, bir gerçektir.

    Ufo görmemiş büyük çoğunluğun inanmakta zorlandığı acı gerçekte budur.

    Bu da, kendi gözleriyle, ufo görünceye kadar, bir ölçüye kadar, makul karşılanabilir. Duyduklarınını, Hollywood fantazisi,
    sanmaya da, devam edebilir.

    Tuhaf olan ise, Hollywood'un, aslında, fantazi yaftası arka planında, gerçeklere ait bilgiler, veriliyor olmasıdır.

    Fantazi ile gerçeği ayırd edebilenler çok azdır. Ta ki, kendileride, tesadüfen bir gün, ufo görünceye kadar.

    ----------
    Ama, hiç ufo görmemiş, prof. şildli, bilim insanlarının, prof şildi arkasında,

    ''bizden daha gelişmiş diğer medeniyet ve dünyaların varlığı'' MASALDIR diyebilen ve
    ((Enerji dünyasının bilinçli sakinleri olan cinleri ve şeytanları kabûl etmedikçe, birer “akıllı enerji” olan cinlerin,

    disk şeklindeki “uçan fincanları” garip uzaylı silüetleri ile bizden daha gelişmiş diğer medeniyet ve dünyaların varlığı

    masalları sürecek ve bu masallar bu işin “gönüllü misyonerlerince” bir inanç sistemi şeklinde sunularak insanlar
    aldatılmaya devam edilecektir.))

    diyerek de, işkembeyi kübradan, desteksiz fetva buyuran, üstelikte PROF. şildi ve kurum başkanı gibi sıfatlar taşıyan, ama

    bilim insanına yakışmayan tarzda, taraflı, sorumsuz, mesnetsiz, şahitsiz, ispatsız, iddia sahiplerine ne diyeceksiniz.

    Örnek verelim; Ki Kuran da (O isra yıldızınında rabbidir.) diye yazarda, bahsetmek işlerine gelmez.

    Neye benzedi bu şimdi.

    Afrikanın, balta girmemiş ormanlarında, yaşayan pigmelerin, bir gün uçak görüpte, pigmelerin alimi, pigme büyücüsüne gidip,
    anlattıklarında; pigme kabilesi büyücüsünün buyuracağı gibi, onlar, tanrıların arabaları, içindekilerde tanrılardır, hatta

    indir cindir vs.'dir, diye buyurması gibi, benzer bilgi seviyesinden, buyuranlardan ne farkı var, anlattıkları masalların
    acaba.

    Yoksa, pigme kabilesi ulu büyücüsünden, daha mı iyi, akıl sahibi akleden, prof şildlidirler.

    Gerçekleri zaten büyük oranda kısmen bilmektedirler. Gerçekleri, bilerek gizleyenler, sadece azınlık bir kısım insanı, ama
    sadece kendilerini kandırabilirler.

    Ama, Olagelenler ve gelecekte olacak olanlar, onları yalanlıyacak, ve aslında onların yalancı, ve de masalcı, olarak
    anılacakları, günde gelecektir.

    Neden mi, tıpkı dünya yuvarlaktır ve dönüyor diyen insana,
    sen masalcısın yalancısın, aksine dünya düzdür ve dönmez diyebilen, üstelikte din adınadır, diye ahkam kesip cezalandıran,

    aklı evvel gerçek masalcıları, o tarihte, dünyadan sadece 100 km yukarıdan, baktırtmak mümkün olsaydı, tükürdüklerini

    yalamak zorunda kalacakları gibi.

    ----------

    Sadede gelirsek, netice.

    Nasıl ki, taraflar varsa, tarafları meydana getiren tarafta vardır. Unutulmasın.

    Aksini hiç kimse iddia edip ispat edemez.
    --------

    Gelelim dünya nufusu 6,5 milyar ise.

    Ufo gören şahit sayısı, en az 20 milyon ile 150 milyon arasında değişmektedir. Her geçen günde, yeni şahitler
    eklenmektedir. Şu an 360 milyon şahite ulaşmış bulunmaktadır.

    Sonuç rakam, halen çoğunluk, insan nufusunun onda biri bile değil.

    Ufocuları gören temas kuran sayısı 4 bin cıvarıdır.

    Şimdiye dek, toplanan derlenen tasniflenen, (askeri, jandarma, polis, kayıtları olarak, mühürlü imzalı, kayda geçmiş halde)

    devletlere ait resmi, (araştırma kurumları, derneklere vs.'lere ait) yarı resmi, ve on binlerce, kişisel, belge bilgi resim

    video vs. sayısı, yaklaşık toplam 20 binden fazladır.

    UFO = Undefineted Flying Object yani Tanımlanmayan Uçan Nesne baş harfleri = TUN

    Peki, Defineted Flying Object yani TANIMLANMIŞ UÇAN NESENLER = DFO 'lar, ne zaman ve kim tarafından, UFO = DFO

    yapılacaktır veya niçin yapılmamaktadır ?. Yapılamamakta mıdır ?.

    Tanımlamayı yapacak olan, en üst düzey resmi makamlar mıdır?

    Asker jandarma polis, resmi makam değil mi? Resmi makam.
    Resmi makamlar, zaten resmi raporlarla ,belgelerle tanımlamayı yapıyor, olmasına rağmen;

    Hala tanımlamamakta israr eden, RESMİ MAKAMLAR ÜSTÜ RESMİ MAKAMLAR, kim veya kimler ve neden,
    ısrarla tanımlamamakta direnip, gerçekleri, insanlardan inatla saklamakta israr etmektedirler.

    Acaba nelere ve neye göz yummaktadırlar , neye karşılık ?.


    Ya, günün birinde, tüm gerçek, inkar edilemez halde, ortaya çıkarsa, inkarla israrla undefineted yapanlar, ve yapılanlar,

    DEFİNETED = TANIMLANMIŞ olduğunda, devletlerin zirvesindekiler, gerçekleri saklamaktan dolayı, inanılırlıklarını

    yitirirlerken, hala, örtecek kılıf aramak mı olacaktır, acaba halleri.


    Bu durumda, insanların üst yöneticlere duyacakları, güven zaafı, kimin işine yarar dersiniz.

    Dünyadaki insanların mı,
    dünya dışıların mı.

    Peki, kim zarar görür ?
    Dünyadaki insanlar mı
    yoksa, devletlerin, dünyalı üst düzey yöneticileri mi?

    Yoksa, devletlerin üst yöneticileri, klon mu, insan değil mi!

    İnsan iseler, güvenilirliklerini yitirmemek, ve insan kardeşlerini, bilgilendirmek için, tüm belge ve bilgileri, tüm

    insanlığa, açmak zorundadırlar.

    Açmadıkları müddetçe de, aşağıdaki, konulu resimdeki, tüm gerçekliği, peşinen, kabul etmiş sayılacakları, aşikardır.

    İşte gerçek, tüm internetin taratımıyla, incelenen, belge ve bilgilerin ışığında, ortaya konan, ve kalanı teferruat olan ve

    özünün özü ise, UFO'ların ve UFOCU'LARIN, İNSANLARDAN GİZLENEN, GERÇEKLERİ'nin RESİMİ, aşağıdadır.

    YORUMSUZ : resimlerle.
    UFO GERCEGİ.

    Bakın Görün.
    Fikir sahibi olun.
    Araştırın.
    Fikrinizi yazın.
    Kalanı, teferruat.
    Saklanan, bütün gerçeğin,
    özü İşte bu.
    Varsa, belgeniz, ekleyecek resminiz, buyrun.



    ------------

    UFO ve dünya dışılarla ilgili
    FİZİKİ KANITLAR
    -------------------

    UFO lar anlatılmıştı.
    UFO cu diye tarif edilen yani alien veya terrestrial yani dünya

    dışı denenler hakkında fiziksel kanıtlardan ve izlerden

    bahsedelim.

    Örneğin;

    Yıl 2005 ağustos ortası açık bulutsuz berrak bir havada

    öğleden sonra saat 14 cıvarınde 4 üncü kattaki

    penceresinden tesadüfen bakan bir insan
    bulunduğu yerden yaklaşık 800 metre mesafede yerden
    150 Mt yukarıda hareket halinde iki cisim görmüştür.
    Pencere camından yansıma yanılmasın diye pencereyi açar ve

    çıplak gözle o iki uçan nesneyi görür.
    Gözlerine inanamaz.

    Hemen yan komşusunu çağırır ve sorar.
    Şu gördüğüm iki nesneyi sende görüyormusun.
    Aldığı cevap bende görüyorum evet tir.
    Ve evet diyen sorar, peki bu havada yüzer gibi uçan şey
    nedir.

    Pervanesi yok helikopter değil.
    Kanatları yok uçak planör değil.
    Yüzeye göre yere 90 derece değil 30 derecelik açıyla duruyor

    ikiside bu durumda balonda değil.
    Üstelik ne pilot kabini ne pencere ne kanat hiç bir şeyi yok
    üstelik ses te çıkarmıyor ve sanki havada asılı halde
    yüzercesine yavaşça seyir halinde.

    Fakat enine yaklaşık 35-40 metre yukarıdan aşağıya dikine 7
    -8 metre ve en az 40-50 ton ağırlığında olmalı ama parlak
    metalik gümüş renginde.

    Üstelikte aşağıda nehir boyunca, içerisinde binlerce
    kişi çalışan çok büyük bir petro kimya fabrikası var ve iki
    cismin yukardan aşağıya hiç bir gölgesi aşağıya vurmuyor.

    İkisini toplasan bir futbol sahası büyüklüğünde iki uçan cisim
    nedir diye aralarında tartışmaya devam ederken iki uçan
    nesne kendilerine seyir yönüyle 400 metre mesafeye kadar
    yaklaşmaya başladığında yavaş yavaş kendilerinin görüş
    sahasından çıkmaya başlar.

    O zaman tartışmayı bırakıp video veya resmini alalım bu olsa
    olsa bir ufo olabilir demek 3-4 dakikada anca akıllarına
    gelebiliyor.

    Onlar fotograf makinesi aramaya başladıklarında artık çok
    geçtir. Zira artık iki uçan cisim görüş sahalarından çıkmıştır.

    Lakin aradan 5 dakikadan az bir süre geçer bu seferde
    fabrika üzerinde 150 metrelik alçak irtifaya inmiş 12 adet

    askeri alman jet gelir. Ve O alçak irtifada 6 jet bir yönden
    diğer 6 jet diğer yönden fabrikanın üzerinde çok yüksek
    süratte sanki bir kovalamaca başlamıştır.

    Ve bu kovalamaca 30 dakikadan fazla sürer.
    Ve gök yüzü jetlerin kovalamacasıyla birlikte baklava dilimi

    gibi jetlerin ardlarında bıraktıkları izlerle dolmuş olur.
    Ve 30 dakikadan sonrada jetlerde bölgeden ayrılır.
    Ve iki şahit yarım saat boyunca bu kovalamacaya da şahit
    olurlar.

    Bu nedir diye. internette araştırırken.

    Show TV nin istanbul köprüsü üzerindeki canlı roportaj yaynı
    esnasında arka planda görüntüye takılan 3 ufo nun videosuna
    rastlarlar. Bu almanyada gördükleri ama videoya
    çekmekte geciktikleri ufo nun bire bir aynısıdır.

    Üstelikte 70 milyon kişi TV lerden canlı yayında canlı gerçeği seyretmiştir.

    http://www.youtube.com/watch?v=cIEbcmFzICE

    Daha tuhafı ise olaydan bir hafta sonra iki şahitin

    ikametgahanelerindeki pencere camlarında nedendir bilinmez
    hepsi 4 parmaklı el gibi ama insan eli olması mümkün
    olmayan izler peydah olur.

    Camdaki İzler silinememektedir.

    Cam üzerinde kalıntı yoktur cam arasındada kalıntı yoktur
    ama camın kendi hacminde kristal yapı şeffaf yerine
    beyazlaşmış kristal yapıda birer el izine dönmüştür.
    İzleri silmek isterler lakin izler içtende dıştanda aradanda
    silinememektedir.

    El tipi izlerin çok uzun sivri uçlu tırnak ve insan eli
    olamayacak kadar enli ve iri ve hepside 4 er parmaklı olması
    dikkatlerini çeker.

    Üstelikte cama gelinceye kadar çatıdaki eski ve yosun tutmuş
    kiremitlerde öbek öbek çizikler ve kiremit yüzeylerinde sanki o
    iri pençe gibi tırnakların açtığı oyukçukların olduğunu görürler.

    Tuhafı kiremitlerdeki o çizikler ve tırnak oyukları 5 yıldır hiç bir
    şekilde rengi değişmemekte ve okside olmamakta ve aynı
    kalmakta ve yosunda tutmamakta ve rengide
    değişmemektedir.

    Bunun üzerine 4 parmak nedir diye araştırmaya başlar biri.
    Buldukları sonuçlar ve bezerlikler son derecede şaşırtıcı olur.

    İlkin and dağlarında bir köy yakınlarındaki ormanlık alana
    düşen ufo dan arta kalan kaza parçaları ve kazada ölmüş
    dünya dışılının bedenini bir köy sakini saklamıştır.

    Aradan 35 yıl geçmiş fakat beden hala tam bozunmamıştır.
    Bir üniversite araştırmacısı gelip o dünya dışılının çürümemiş
    bedenini görmüş ve videoya almıştır.

    Videosu burada.

    http://il.youtube.com/watch?v=OO2IYeZdxRI

    Ve o videoya internette tesadüfen gördüğünde videoya
    alınmış dünya dışı grey denen ve zeta reticuli den ufolarla
    geldiği söylenen dünya dışılının boyu da 1 metre yirmi
    santimdir.Üstelikte el parmakları 4 ve ayak parmakları da 4
    tanedir.

    Tıpkı camdaki iz'e birebir benzerlik göstermektedir.
    Hem boyut hem şekil hem irilik hemde parmak adedi
    bakımından neredeyse aynıdır.

    Camdaki izler arası mesafede yaklaşık 1 metre 20 santimdir.
    Parmak irilikleri ve duruş şekilleri dahi benzerlik
    göstermektedir.

    Videodaki dünya dışılı grey in boyu da tam 1 metre 20
    santimdir.

    Yanlız camdaki resim çok zor çekilebilmiş ve ancak karaltı bir
    siluet şeklinde görüntülenebilmiştir.

    Oysa cama çıplak gözle bakıldığında siluet iz'in hatları
    boyunca camın kendi kristal yapısında aşırı beyazlaşmalı
    kristal yapı değişikliği gözlenmektedir.

    Cam silikatten yapılmıştır ve cama iz bırakacak şekilde hiç bir
    asit etki yapamaz. Sadece meta silikat asidi etki yapar.
    O zamanda camın derinlemesine iç yapısına da nüfuz eden
    kristalleşme olmazdı.

    Diğer husus ise çift camın arasında bir kalıntı yoktur yani içeri
    su sızmış ve buharlaşmayla tesadüfen el izi gibi kalmış bir
    kireçlenmeli yüzey kalıntısıda yoktur. İz sebebi camın kendi iç
    hacmince kristalleşme etkisine bir nevi sanki cobalt 34 gibi
    gama türü ışıma radyasyonuna maruz kalmış olması izi ilginç
    kılmaktadır.

    Kristalleşme olması camın ancak gama ışıması benzeri bir
    radyoaktif etkiye maruz kalmış olması ihtimalini

    düşündürtmektedir. Bu da ancak geiger cihazıyla tespiti
    mümkündür.

    Tespit için MUFON a email ile bilgi verilmiş davet edilmişsede

    hala MUFON dan bir cevap alınamamıştır.

    UFO görmeyenler bu yazılanları bir hollywood fantazisi
    sanmasın.

    Hepsi şahitli ispatlı ve fiziki kanıtlı ve belgelidir.

    Buyrun resimi burada.

    [img]http://s991.photobucket.com/albums/af40/halla-1-dir-1/?

    action=view¤t=windowspur.jpg[/img]


    Hem aslına bakarsanız hollywood un fantazilerini atarsanız
    geriye kalanlarıyla da hollywood insanlara konunun çok
    değişik yönlerinden bilgilendirici bilgilerde aslında
    vermektedir.

    (Tavsiyemiz They live 1988 Onlar yaşıyor adlı
    film hiç ufo görmemişlere epey fikir verecektir.)

    Fakat UFO görmemişlerce hepsi fantazi sanılmaktadır.

    Zaten bir şeyi en iyi saklayacak yöntemde fantazinin arkasına
    saklamaktır. Gerçek göz önünde de olsa nasılsa gerçekle
    fantazi birbirine karıştırılacak bilgi kirlenmesiyle birlikte hepsi
    fantazi sayılacaktır.O zaman hepsi fantazi sanılır.

    Ta ki herbirkes kendiside bir gün ufo görünceye kadar.

    Peki ya tanımlamayı yapmamakta direnen yöneticiler üstü
    yöneticilere ne diyeceksiniz.

    Kendilerine devletlu olma ve insanlara hükmetme imkanı.
    Emek vermeden refah içerisinde yaşamak vijdanlarına verilmiş bir sus payıdır sadece.

    Ve gün gelir göz yumdukları da kendi başlarına gelir.
    Kullan at düzeninde kendileri de kullanılıp atılır ve
    atılmaktadırlarda.

    İki kağıtla emekleri sömürülen ve biyolojik köle robotlar gibi

    kullanılan petro kimyaya dayalı kullan at düzenli faizle
    transfer sömürülü vahşi sömürü sistemindeki insanlığın acı
    dramı da buradadır.

    İki kağıttan biri,

    kağıda basılan renkli rakamlı para dediğiniz
    kağıt ile emekleriniz elinizden yok pahasına alınmakta faizle
    aktarılmakta,

    diğer kağıt ise,
    hepsi 5 kelimelik seçim oy
    pusulası kağıdıyla insanların kendi hür iradeleri ellerinden
    alınmakta vekile verilmekte.Adına demokrasi denilmekte.

    Şİmdilerde ise globallik denen şirketokrasiye dönüşmektedir.


    Vekillerin çoğu iyi niyetle insanlık için gayret ederken küçük bir grup
    vekilde, çok az bir azınlığın sömürü düzenine insanlığın
    aleyhine alet olmakta olduğu bu vahşet düzeninin gizlenen
    gizli ellerin oynattığı kuklalar ise tarafları meydana getiren
    taraf kuklacının elinde sadece kukla olmaktadırlar.


    Bu durumdan haberdar da olmayan özverili büyük bir kısım vekillerin insanlık için öz veri ve emekleri de boşa gitmekte ve havanda su dövmekle kalmakta ve gizli ellerin varlığının farkına ancak o zaman varmaktadırlar.

    Gezegen sömürücüsü denen dış dünyalılarla, temas ve
    irtibatlarını gizlemeye devam etmektedir bir avuç yöneticiler üstü
    yöneticiler.


    Ne zamana kadar.

    Ta ki insanlık uykusundan uyanıncaya kadar.

    O nedenle aşağıdaki linkteki konulu resme ezilen insanlar iyi
    bakmalı.

    [img]http://i991.photobucket.com/albums/af40/halla-1-dir-1/ET-

    UFO-secret-hands-scenario-protok.png[/img]

    İşte geldikleri yerler işte geldikleri nakil aracı yani ufo işte

    gelenlerin bir grubu grey denen 82 türü olan 4 parmaklı grup.
    İşte irtibatlı oldukları ve işbirlikçi oldukları 5 parmaklı bir avuç
    insan.

    5 kelime üzerine kurulu demokrasi denen düzen. O da kendilerine. İnsanlarda, kendilerine dir de diye sanadursunlar.

    Hala mı anlamadınız.
    Şu halde senaryoyu okuyun o senaryo mu nedir.

    Adına sion protokolleri 24 deniyor.

    İnternette bulabilirsiniz.

    http://www.antisiyonizm.com/index.asp?page=oku&id=403


    Bu Senaryoyu okumadan (geçmiş 500 seneyi ve gelecek 150 yılı ) hepsini anlamanız nerdeyse imkansız.

    İşte kurdukları petro kimyaya dayalı kapitalist sistem düzeninin piramiti.

    En altta ezilen tabakaya iyi bakın bu yazıyı okuyanlar çoğu
    resimdeki yerlerini hemen fark edeceklerdir. Hiçte yabancı
    gelmeyecek.

    Yeni birşey söylenmiş değil.
    Alttan iki katmanı zaten çoğu fikir sahibi bilir.

    Bilirde Resim ise 5 katmanlı.

    Biz sadece insanlığın aleyhine olduğu için yöneticiler üstü yöneticilerce insanlardan gizlenen aradaki
    3 katmanın temasını bir arada gösterdik.


    Nereden geldikleri ( çoğunluk zeta reticuli) ne ile geldikleri
    (UFO) gelenlerin ne olduğu (Greys ve diğerleri onlara ET yani
    Extra-Terrestrial deniyor bazıları ise ET yerine Ekonomik
    Tetikçi de desede sonuç aynı yere geliyor) ve ne için geldiklerini (resme iyi bakın
    dünyada dünya dışılarca ilginç olabilecek sizce neler var olabilir)


    anlamak isteyenlere bir katkıda bulunalım insanlık adına
    diyedir yazdıklarımız.

    Bu oyun yüzbinlerce yıldır sürüyor.
    Sadece kuklalar ve kuklacılar değişiyor.

    Ta ki insanlık bir gün tümüyle uyanıncaya kadar.

    Ezenlerin borazanlığına parayla soyunanlar olMAmaya gayret

    etmeli.

    Neden mi sen sana ne sanırsan senden başkasına da
    onu san dır bu dünyanın özü de ondan.

    Ya çözüm onuda bir başka yazıda yazarız.
    Bizi izlemeye devam edin.

    Şimdilik bu kadarla okuyanlara saygılar.

  13. #613
    volkanix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    21 Nisan 2009
    Motosikleti
    Ford Fiesta 1.5 2013
    bir ufo da beni alıp uzak diyarlara götürse
    saatte 100 km imiş 500 km imiş hepsi boşuna
    elemanlar ışık hızında gidiyo
    eğer bir ufoya binersem diceğim tek cümle;
    ''az ver de bi tur atim''
    burdan ufolu kardeşlere duyurulur
    motosiklet.net üyesiyim..

  14. #614

    Üyelik
    01 Temmuz 2010
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Kawasaki en500
    şimdi ilk olarak soru yani başlık yanlış. soru uzayda insandan başka akıllı canlı var mı olmalı. buna az sonra değinicem zaten; ama harbiden ufo var mı diye sormaksa; zaten teorik olarak her zaman ufo vardır. (Unidentified Flying Object = tanımlanmamış uçan cisim) yani ufo o hep filmlerde gördüğümüz yuvarlak dönen cisim demek değildir. e mutlaka her zaman tanımlayamadığımız uçan bir cisim olacaktır; zaten insanlık uzay teklonojisinde oldukça geride, daha en yakın komşumuz olan gezegene gidemedik.
    Gelelim dünyadışı akıllı canlılara; henüz kanıtlanmış bir varlığı yok; fakat bu olmadığı anlamına gelmez açıkçası bende var olduklarını düşünüyorum, ama uzaylıların bizden gelişmiş olduğu yok efendim dünyadaki medeniyetlere katkıda bulunduğu, yok gelip piramitleri yapıp gittiği felan açıkçası saçma geliyor, evet dünya dışı akıllı canlılar olabilir ama bu onların dünyaya zırt pırt gelip gittiği canları sıkılınca kumdan piramit yaptığı gibi iddaları gösterecek delil yok(ama o çağda teklonojileri yetmiyordu insanlığın onları kendileri yapmış olamazlar kesin uzaylılar yaptı felan diyecek olan olursa kalbini çok fena kırarım demiş olayım). Uzaylıların varlığına eğer sadece çok gelişmiş onlar işte gelip bizi kurtarıcaklar sadece seçilmiş bilge insanları alacaklar gibi sebeplerden inanıyorsanız boşuna vakit kaybetmeyin; gidin bi dine felan adayın kendinizi; yada uzaylılara tapın orasını bilemicem...

  15. #615
    Motosiklet Eğitmeni COQ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    27 Ocak 2008
    Şehir
    France
    Motosikleti
    Honda
    Bizim forumda vardi bir tane ufo.
    Gece yarisi stop lambasindan karakter tahlili yapabilme yetenegine sahipti.
    Bugün üstünü çizdiler.
    Daha öncede onlarca ufo geldi gerçi.
    Yine gelecekler.
    Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır.
    Ancak her ikisininde çalışması için ampul gerekir.(Cosinus)

  16. #616
    Forumdan Uzaklaştırıldı
    Üyelik
    23 Temmuz 2007
    Alıntı coq adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Bizim forumda vardi bir tane ufo.
    Gece yarisi stop lambasindan karakter tahlili yapabilme yetenegine sahipti.
    Bugün üstünü çizdiler.
    Daha öncede onlarca ufo geldi gerçi.
    Yine gelecekler.
    Bizimkinin teknolojisi düşüktü sanırım.
    Otomobil sileceklerine bile zamanlayıcı konulabilen bir ülkede bu kadar düşük teknolojili ufo üretilmesi akıllara zarar.
    Batı bizi engelliyor

  17. #617
    selo001 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Haziran 2010
    Şehir
    Çukurova-ADANA
    Motosikleti
    Suzuki Burgman 400
    Olabilirde olmayabilirde
    www.Motosiklet.net


31. sayfa BirinciBirinci ... 21293031

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler