Lösemili Bir çocuğa çok Acil Kan! B Rh -
Reklamlar
-
cerrahpaşa da yatan 7 yaşında lösemili b ir çocuğa B Rh negatif kan lazım annesi nin Tlf şu: 0532 411 32 53 lütfen listendekilere gönderirmisin l tfen acillll
Duyarlı olan arkadaşları bekliyoruz. Kan vermek isteyen arkadaşlarımız annesi ile irtibat kurabilir...
BRH (Negatif) Kan'a ihtiyaç var. Bu Kan gurubuna sahip olan arkadaşımız yada yakınımız varsa lütfen duyarlı olalım. Herkese Sağlıklı Günler...
Reklamlar
-
Kan grubum uymuyor. Keske dıger taraflara acsaydın konuyu.Çünkü burdakiler anasayfaya düşmüyor.Umarım aranan kan bulunur.
-
E-mail zincirlerinde tuzak var!
İnternette, posta kutuları arasında dolaşan yardım, dua, uyarı vb. amaçlı
e-postaların çoğunlukla uydurma olduğunu ve kötü amaçlarla üretildiğini
biliyor muydunuz?
Kadir Metin Akbaş'ın haberi
Bismillahirrahmanirrahim, La havle vela kuvvete illa billahi aliyyil azim.
Allahumme inni esabet ya kadümü ya daimü yasekde yeus yabudu ya semedü ya
hayyümü ya kayyümü yazel celali vel ikram feinte
cihan fevui hasilla hala ihake ilahu aleyni teveknül tüve hüve rabbilazim.
Yüce Allah bu duayı 1251 yılında birine nasip etmiş. O kişi bunu 7 kişiye
dağıtmış ve zengin olmuş. Sonra bu dua bir fakirin
eline geçmiş; fakat o inanmayınca evi yanmış. Bir kadının eline geçmiş ve
o da inanmamış; onun da çocuğu ölmüş. Bu dua kimin eline geçerse 7 kişiye
dağıtsın, ne isterse olur. Duayı 7 gün içinde 7
kişiye gönderirsen isteğin gerçekleşecek. Dağıtmazsan başına felaketler
gelecek…’
İkinci cümlesinden itibaren çoğu hiçbir anlam ifade etmeyen saçma sapan
kelimelerden oluşan bu ve buna benzer bir ‘dua’ size değilse
bile arkadaşınızın e-posta adresine gelmiştir. Ya da, çocuğu kanser
olan ve tedavi masrafını bir şirketin ödeyeceğini, onun için de ‘bu
mailin’ en az 3 kişiye gönderilmesi gerektiğini, “İnanmazsanız
aşağıdaki numarayı çevirip sorun” diyen yazılar…
Microsoft’un para
dağıttığını, bu e-posta ne kadar çok kişiye gönderilirse o kadar komisyon
verileceğini, MSN Messenger’in ‘ücretli’ olacağını, bunu
engellemek için çok sayıda kişiye e-mail gönderilmesini isteyen
yazılar... “Zincir mailler” olarak isimlendirilen ve
kartopunun çığı meydana getirmesi gibi internette eşe dosta gönderilerek
“herkesin haberdar olması sağlanan” bu mesajlar neyi
amaçlıyor? Dünyanın
her tarafında internet kullanıcılarına ulaşan bu maillerin çıkış yeri
neresi? Bu tür mailler insanları nasıl etkiliyor? Aksiyon, e-posta
kutularını ‘kirleterek’ insanların kafasını karıştıran bu
konuyu uzmanlara sordu.
GENÇLER, İDDİA AMAÇLI ÜRETİYOR
İnsanların zaaflarını sömürme maksatlı oluşturulan ilk zincir e-postası
Amerikan patentli. Gerçeklik payı olmayan bu tür e-postaların ilki 1988
yılında ABD’de gönderilmiş. O tarihten günümüze de
yüzlerce benzeri türedi ve milyonlarca internet kullanıcısına
‘davetsiz misafir’ oldu. Bu maillerin yazılış amacının
“insanların dikkatini çekmek, zaaf noktalarını kullanarak
duygularıyla dalga
geçmek” olduğunu belirten psikolog Alanur Özalp; bunları çoğunlukla
gençlerin internette dolaşıma soktuğunu söylüyor: “Kişilerin
dikkatini çekecek ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir metin
hazırlayıp e-posta yoluyla herkese gönderiyorlar. Ve bu metnin çok sayıda
kişi tarafından dağıtılacağı konusunda iddialaşıyorlar.” İçerikleri
tamamen hayal ürünü bilgiler ihtiva eden zincir maillerin
birçok çeşidi var. En çok rağbet görenler ise yardım, dua ve
panik/sansasyon amaçlı olanlar.
Burcu Çelenk, e-posta adresine gönderilen bu tarz metinleri arkadaşlarıyla
paylaşmasını “yoğun iş temposu içerisinde kendini rahatlatmak için
yaptığı bir faaliyet” olarak nitelendiriyor. “Bunlara
inanıyor musunuz?” sorusunu ise “Belli sayıda kişiye
gönderdiğim takdirde dileğimin kabul olacağını söyleyenlere inanmıyorum;
ama yine de gönderiyorum. Yardım isteyen ve bilgi veren mailleri de
faydalı olur diye arkadaşlarımla paylaşıyorum.” diye cevaplıyor.
Yardım amaçlı üretilen e-postalardaki duygu sömürüsü hikâyeleri çok
tanıdık: Mutlu bir babanın kanser hastası dünyalar güzeli kızının tek
kurtuluşu ameliyat olmasıdır; fakat bu ‘çok masraflı’ bir
ameliyattır. Merhamet sahibi bir şirket (!) bunu karşılayacaktır; lakin
bir tek şartı vardır: Bu mail olabildiğince çok sayıda kişiye
ulaştırılmalı!.. Tabii ki bu tür e-postalarda adı geçen
şirketlerin bundan haberi bile yok. Şirketler dertlerini anlatana kadar
e-postalar dünyanın her tarafına dağılmış oluyor. Bunların en mühim
özelliği ‘tercüme’ olmaları. “Bir babanın çığlığı”
başlığıyla internette dolaşan ve kanser hastası kızının kurtulması için
yardım isteyen yüzlercesinden biri olan 29 yaşındaki isimsiz babanın
e-postasını okuduğunuzda bir şeylerin yanlış olduğunu
hissedebiliyorsunuz. Hasta kızıyla arasındaki duygusal bağ resmedilirken
kurulan cümleler Hollywood filmlerinden kotarılmış gibi. “Tanrı bizi
bir çocukla kutsadı” ibaresinin bile yer aldığı bu e-posta
nedense doğruluğundan şüphe duyulmadan dost ve tanıdıklarla
paylaşılabiliyor. Kısa bir araştırma sonucu bu mailin İngilizce bir yardım
metninin birebir tercümesi olduğu çok rahat bulunabiliyor. Bu tür
maillere karşı uyarı amaçlı kurulan “http://hoaxbusters.ciac.org” adresli sitede bu tip
onlarca metin yer alıyor. Ve hepsinin ortak başlığı: “Eğer bu metni
silerseniz sizin kalbiniz yok demektir!”
BİR MAİL PAYLAŞTIM, HAYATIM DEĞİŞTİ!
Özel bir şirkette mühendis olarak çalışan Mesut Arslan, e-posta adresine
gelen “bir babanın çığlığı” yazısına kayıtsız kalamaz ve
“Benim de bir katkım olsun” diyerek adres listesindeki herkese
bu
metni gönderir. Fakat gönderdiği e-posta, imza olarak kullandığı şirket
ismi, telefon numarası vb. bilgileri içerdiği için bir anda bu acıklı
mailin faili durumuna geliverir. Üzerinden bir buçuk yıl
geçmesine rağmen gelen telefonların haddi hesabı yoktur. “Yardım
olsun diye gönderdim; ama yaptığıma pişman oldum. O acılı babanın ben
olduğumu zanneden onlarca insan da cebime mesaj attı; şirketimi
aradı; acımı paylaştıklarını, yardım etmek istediklerini belirttiler. Çok
rahatsız oldum.”
Zorda kalmışlara, yardıma muhtaç kişilere elinden geldiğince yardımı
esirgemeyen insanlar, oturduğu yerden eşe-dosta e-posta göndererek
yapılacak yardımı ise ‘doğal olarak’ hiç geri çevirmiyor.
Psikolog Alanur Özalp, bu tür gerçek dışı mailler sebebiyle insanların
yardımseverlik duygularının sömürüldüğünü, kandırıldığını hisseden
kişilerin de yardıma gerçekten muhtaç insanlara ihtiyatla
yaklaşarak çekingen davranacaklarını vurguluyor.
Bilgi Toplumu Teknolojileri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Beliz Kudat da
aynı noktaya işaret ediyor: “Zincir iletilerin en kötü tarafı;
kullanıcıların internete bakış açısını olumsuz etkilemesi.
Herhangi bir virüsün meydana getireceği zarardan, çeşitli güvenlik
yazılımlarıyla korunmak mümkün. Ama zincir e-postalarla kişilerin rencide
olan, sömürülen insanî duygularının telafisi çok zor.”
ESKİNİN HURAFE MEKTUPLARI ÇAĞ ATLADI!
Yıllar önce evlerdeki posta kutularına, kapı önlerine bırakılan
‘esrarengiz’ mektuplar oldukça revaçtaydı. Kimin yazdığı, niye
yazdığı belli olmayan bu ‘felaket tellalı’ mektuplar halk
arasında bir
hurafe çılgınlığının ve korkunun yaşanmasına yol açıyordu. Kimi el
yazısıyla, kimi de fotokopiyle çoğaltılıyordu bu mektupların. Onların
günümüzdeki muadili ise internet üzerinden gönderilen zincir
e-postalar. “Bu duaya inanmayan ve 44 kişiye göndermeyen kişilerin
evleri yandı, çocukları öldü, soyları kurudu” benzeri ifadelerle
insanlar korkutularak kafaları karıştırılıyor. Dinî altyapısı zayıf
birçok insan için bu türden yazılar panik ve paranoyaya sebep oluyor.
Alanur Özalp, bu konudaki bir hatırasını, “Psikolojik sıkıntılar
yaşayan bir hastam, bir gün telaşla beni aradı; tatilden yeni
geldiğini ve e-posta kutusunda 7 gün içerisinde tanıdıklarına göndermezse
başına çok büyük belaların geleceğini bildiren bir mail bulunduğunu; ama
tatilde olduğu için gönderemediğini söyledi. Hastam
kaygılı bir şekilde ‘Acaba şimdi göndersem olur mu? Başıma bir
musibet gelir mi?’ diye sormuştu.” diye anlatıyor ve ekliyor:
“Tahmin edemeyeceğiniz sayıda insan bu tür yazılardan olumsuz
etkileniyor.”
Psikolog Özalp’e göre psikolojisi ve inancı zayıf kimi insanlar
başlarına gelen en ufak bir olumsuzluğu bu tarz yazılara bağlıyor ve
bunalıma bile girebiliyor.
Yardım talep eden ve dua dağıtımı isteyen e-postaların haricinde,
insanları paranoyakça düşüncelere sevk edebilecek e-postalar da internette
zincir mail olarak dolaşıyor. Bunların en bilinenleri;
“içeceğinin içerisine uyku ilacı atılıp uyutulan ve buz dolu küvette
gözlerini açtığında böbreğinin çalındığını fark eden kurban; sinemaya
gittiğinde AIDS’li bir hastanın koyduğu iğnenin üzerine
oturup virüs kapan kişi; yanlış ilaç yüzünden hayatı kararan hastaların
hikâyesi. Bu tür uydurma bilgiler içeren e-postaların bir amacı da
toplumda paranoyak ruh hâlinin, korkunun, güvensizliğin
yaygınlaşmasını sağlamak gibi görünüyor. Tercüme olan bu maillerin de
çıkış yeri Amerika. Fakat insanlar kendi çevrelerinde böyle durumların
yaşandığını hayal ediyor ve birbirlerini haberdar etmek
için bu e-postaları gönderiyor. Alanur Özalp’e göre bunları
hazırlayanlar patolojik bir hastalığa sahip, hayattan istediğini alamamış,
insanlar tarafından kandırılmış kişiler. Amaçları ise diğer
insanları da kendi ruh hâllerine ortak etmek, sıkıntıya sokmak.
AMAÇLARI, ADRES PAZARLAMAK
Aksiyon Dergisi Bilişim Editörü Yasin Kesen, konuya farklı bir yaklaşım
getirerek uyduruk e-posta mesajlarını başlatanların çoğunlukla öyle büyük
‘idealleri’ veya hastalıkları olmadığını söylüyor.
“Çoğu kez tek amaçları, onbinlerce e-posta adresini toplayıp
CD’ler hâlinde pazarlamak” diyen Kesen, “Ben dahil
listendeki herkese gönder” ibaresi olan mesajların bu maksadı hemen
ele verdiği
görüşünde. Bir titan zinciri gibi her defasında ilk başlatana da ulaşan
e-postaların “gönderilen adresler” bölümündeki adresler
toplanarak “sağlıklı bir arşiv” oluşturulmuş oluyor. Bu işlemi
daha
hızlı yapmak için de çok basit programlar var. Metin yığınları
içerisindeki e-posta adreslerini seçebilen program, binlerce sayfalık bir
metni kısa sürede tarayarak adresleri kullanıma, yani ‘satışa’
hazır bir liste haline getirebiliyor.
E-posta kutusu çöplüğe dönen internet kullanıcılarının bilinçli ve seçici
olması gerektiğini belirten Kesen, “Mail kutusuna düşen her mesajı
okuyanlar, bunların kaynağını ya da gerçeklik derecesini
sorgulamadan herkese gönderip bütün dostlarının zamanını çalıyor.”
diye ekliyor. Psikolog Alanur Özalp de bu tür mesajların hemen silinmesini
tavsiye ediyor.
Aslında onların dilinden konuşursak, “Bu haberi ne kadar çok kişiye
gönderirseniz, internet korsanlarının işini o kadar zorlaştıracak,
dostlarınızın kandırılmasına engel olacaksınız. Ama gönderdiğiniz
adreslerin çalınmaması için tedbir almak şartıyla!...”
İsmail İpek (İstanbul Müftü Yardımcısı): BU ‘GÜNAH ZİNCİRİNE’
KİMSE GİRMESİN
Zincir e-postalar konusunda görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Müftü
Yardımcısı İsmail İpek, kötü niyetli bu tür girişimlerin kesinlikle
ciddiye alınmaması gerektiğini vurguluyor: “İnsanları korkutan,
ürküten, muallâkta bırakan, ‘acaba başıma bir şey gelir mi’
diye düşündürerek bir şeyler yapmaya zorlayan bu tür mailleri ciddiye
almamak gerekir. İslam dininde böyle bir uygulama ve hüküm yoktur.
Bunlar yanlış, boş ve lüzumsuz işlerdir ve dinimizce boş işlerle uğraşmak
günahtır. Bu günaha kimsenin girmesini istemiyoruz. Bunu bitirmenin yolu;
buna alet olmamaktır. Böyle bir maille karşılaşan
kişi korkmasın, endişelenmesin, bunun dinle bir alakasının olmadığını
bilsin ve sakın ola ki bir başkasına gönderme yanlışına düşmesin. Bu tarz
şeyler günahtır ve bize yakışmıyor. İslam’ın bizden
istediği şeyler belli; her şey açık açık beyan edilmiştir. Bunlar
Müslümanların kafasını bulandırmak için ortaya atılmış lüzumsuz
işlerdir.”
(Aksiyon)
işte bugün bana bu mail geldi, ardından da msn listemdeki arkadaşlarımdan jameika34 ün yazmış olduu hbr gönderildi. şimdi böle bi durumda ne yapmak, neye güvenmek gerekior! üzülmek dersen üzülüorsunuz, yardımda etmek istiorsunuz ancak muallakta kalmamak elde deil!!!
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler