Kapat
Üye Girişi
Motovento
Reklam Alanı
Motomax
Reklam Alanı

Lösemili Bir çocuğa çok Acil Kan! B Rh -

    Motovento
    REKLAM ALANI
  1. #1
    jameika34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    19 Eylül 2005
    Şehir
    İstanbul/Altunizade
    Motosikleti
    HONDA 600 F 2006 MODEL
    cerrahpaşa da yatan 7 yaşında lösemili b ir çocuğa B Rh negatif kan lazım annesi nin Tlf şu: 0532 411 32 53 lütfen listendekilere gönderirmisin l tfen acillll
    Duyarlı olan arkadaşları bekliyoruz. Kan vermek isteyen arkadaşlarımız annesi ile irtibat kurabilir...

    BRH (Negatif) Kan'a ihtiyaç var. Bu Kan gurubuna sahip olan arkadaşımız yada yakınımız varsa lütfen duyarlı olalım. Herkese Sağlıklı Günler...


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #2

    Üyelik
    29 Temmuz 2006
    Şehir
    İstanbul
    Kan grubum uymuyor. Keske dıger taraflara acsaydın konuyu.Çünkü burdakiler anasayfaya düşmüyor.Umarım aranan kan bulunur.

  3. #3
    bedenenyanlış ruhendoğru - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Eylül 2006
    Şehir
    beşiktaş/istanbul
    Motosikleti
    cbr 125 r (olacaaakkk az kaldı geri sayımdayım!)
    E-mail zincirlerinde tuzak var!
    İnternette, posta kutuları arasında dolaşan yardım, dua, uyarı vb. amaçlı
    e-postaların çoğunlukla uydurma olduğunu ve kötü amaçlarla üretildiğini
    biliyor muydunuz?


    Kadir Metin Akbaş'ın haberi

    Bismillahirrahmanirrahim, La havle vela kuvvete illa billahi aliyyil azim.
    Allahumme inni esabet ya kadümü ya daimü yasekde yeus yabudu ya semedü ya
    hayyümü ya kayyümü yazel celali vel ikram feinte
    cihan fevui hasilla hala ihake ilahu aleyni teveknül tüve hüve rabbilazim.
    Yüce Allah bu duayı 1251 yılında birine nasip etmiş. O kişi bunu 7 kişiye
    dağıtmış ve zengin olmuş. Sonra bu dua bir fakirin
    eline geçmiş; fakat o inanmayınca evi yanmış. Bir kadının eline geçmiş ve
    o da inanmamış; onun da çocuğu ölmüş. Bu dua kimin eline geçerse 7 kişiye
    dağıtsın, ne isterse olur. Duayı 7 gün içinde 7
    kişiye gönderirsen isteğin gerçekleşecek. Dağıtmazsan başına felaketler
    gelecek…’

    İkinci cümlesinden itibaren çoğu hiçbir anlam ifade etmeyen saçma sapan
    kelimelerden oluşan bu ve buna benzer bir ‘dua’ size değilse
    bile arkadaşınızın e-posta adresine gelmiştir. Ya da, çocuğu kanser
    olan ve tedavi masrafını bir şirketin ödeyeceğini, onun için de ‘bu
    mailin’ en az 3 kişiye gönderilmesi gerektiğini, “İnanmazsanız
    aşağıdaki numarayı çevirip sorun” diyen yazılar…
    Microsoft’un para
    dağıttığını, bu e-posta ne kadar çok kişiye gönderilirse o kadar komisyon
    verileceğini, MSN Messenger’in ‘ücretli’ olacağını, bunu
    engellemek için çok sayıda kişiye e-mail gönderilmesini isteyen
    yazılar... “Zincir mailler” olarak isimlendirilen ve
    kartopunun çığı meydana getirmesi gibi internette eşe dosta gönderilerek
    “herkesin haberdar olması sağlanan” bu mesajlar neyi
    amaçlıyor? Dünyanın
    her tarafında internet kullanıcılarına ulaşan bu maillerin çıkış yeri
    neresi? Bu tür mailler insanları nasıl etkiliyor? Aksiyon, e-posta
    kutularını ‘kirleterek’ insanların kafasını karıştıran bu
    konuyu uzmanlara sordu.

    GENÇLER, İDDİA AMAÇLI ÜRETİYOR

    İnsanların zaaflarını sömürme maksatlı oluşturulan ilk zincir e-postası
    Amerikan patentli. Gerçeklik payı olmayan bu tür e-postaların ilki 1988
    yılında ABD’de gönderilmiş. O tarihten günümüze de
    yüzlerce benzeri türedi ve milyonlarca internet kullanıcısına
    ‘davetsiz misafir’ oldu. Bu maillerin yazılış amacının
    “insanların dikkatini çekmek, zaaf noktalarını kullanarak
    duygularıyla dalga
    geçmek” olduğunu belirten psikolog Alanur Özalp; bunları çoğunlukla
    gençlerin internette dolaşıma soktuğunu söylüyor: “Kişilerin
    dikkatini çekecek ve kimsenin kayıtsız kalamayacağı bir metin
    hazırlayıp e-posta yoluyla herkese gönderiyorlar. Ve bu metnin çok sayıda
    kişi tarafından dağıtılacağı konusunda iddialaşıyorlar.” İçerikleri
    tamamen hayal ürünü bilgiler ihtiva eden zincir maillerin
    birçok çeşidi var. En çok rağbet görenler ise yardım, dua ve
    panik/sansasyon amaçlı olanlar.

    Burcu Çelenk, e-posta adresine gönderilen bu tarz metinleri arkadaşlarıyla
    paylaşmasını “yoğun iş temposu içerisinde kendini rahatlatmak için
    yaptığı bir faaliyet” olarak nitelendiriyor. “Bunlara
    inanıyor musunuz?” sorusunu ise “Belli sayıda kişiye
    gönderdiğim takdirde dileğimin kabul olacağını söyleyenlere inanmıyorum;
    ama yine de gönderiyorum. Yardım isteyen ve bilgi veren mailleri de
    faydalı olur diye arkadaşlarımla paylaşıyorum.” diye cevaplıyor.

    Yardım amaçlı üretilen e-postalardaki duygu sömürüsü hikâyeleri çok
    tanıdık: Mutlu bir babanın kanser hastası dünyalar güzeli kızının tek
    kurtuluşu ameliyat olmasıdır; fakat bu ‘çok masraflı’ bir
    ameliyattır. Merhamet sahibi bir şirket (!) bunu karşılayacaktır; lakin
    bir tek şartı vardır: Bu mail olabildiğince çok sayıda kişiye
    ulaştırılmalı!.. Tabii ki bu tür e-postalarda adı geçen
    şirketlerin bundan haberi bile yok. Şirketler dertlerini anlatana kadar
    e-postalar dünyanın her tarafına dağılmış oluyor. Bunların en mühim
    özelliği ‘tercüme’ olmaları. “Bir babanın çığlığı”
    başlığıyla internette dolaşan ve kanser hastası kızının kurtulması için
    yardım isteyen yüzlercesinden biri olan 29 yaşındaki isimsiz babanın
    e-postasını okuduğunuzda bir şeylerin yanlış olduğunu
    hissedebiliyorsunuz. Hasta kızıyla arasındaki duygusal bağ resmedilirken
    kurulan cümleler Hollywood filmlerinden kotarılmış gibi. “Tanrı bizi
    bir çocukla kutsadı” ibaresinin bile yer aldığı bu e-posta
    nedense doğruluğundan şüphe duyulmadan dost ve tanıdıklarla
    paylaşılabiliyor. Kısa bir araştırma sonucu bu mailin İngilizce bir yardım
    metninin birebir tercümesi olduğu çok rahat bulunabiliyor. Bu tür
    maillere karşı uyarı amaçlı kurulan “http://hoaxbusters.ciac.org” adresli sitede bu tip
    onlarca metin yer alıyor. Ve hepsinin ortak başlığı: “Eğer bu metni
    silerseniz sizin kalbiniz yok demektir!”

    BİR MAİL PAYLAŞTIM, HAYATIM DEĞİŞTİ!

    Özel bir şirkette mühendis olarak çalışan Mesut Arslan, e-posta adresine
    gelen “bir babanın çığlığı” yazısına kayıtsız kalamaz ve
    “Benim de bir katkım olsun” diyerek adres listesindeki herkese
    bu
    metni gönderir. Fakat gönderdiği e-posta, imza olarak kullandığı şirket
    ismi, telefon numarası vb. bilgileri içerdiği için bir anda bu acıklı
    mailin faili durumuna geliverir. Üzerinden bir buçuk yıl
    geçmesine rağmen gelen telefonların haddi hesabı yoktur. “Yardım
    olsun diye gönderdim; ama yaptığıma pişman oldum. O acılı babanın ben
    olduğumu zanneden onlarca insan da cebime mesaj attı; şirketimi
    aradı; acımı paylaştıklarını, yardım etmek istediklerini belirttiler. Çok
    rahatsız oldum.”

    Zorda kalmışlara, yardıma muhtaç kişilere elinden geldiğince yardımı
    esirgemeyen insanlar, oturduğu yerden eşe-dosta e-posta göndererek
    yapılacak yardımı ise ‘doğal olarak’ hiç geri çevirmiyor.
    Psikolog Alanur Özalp, bu tür gerçek dışı mailler sebebiyle insanların
    yardımseverlik duygularının sömürüldüğünü, kandırıldığını hisseden
    kişilerin de yardıma gerçekten muhtaç insanlara ihtiyatla
    yaklaşarak çekingen davranacaklarını vurguluyor.

    Bilgi Toplumu Teknolojileri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Beliz Kudat da
    aynı noktaya işaret ediyor: “Zincir iletilerin en kötü tarafı;
    kullanıcıların internete bakış açısını olumsuz etkilemesi.
    Herhangi bir virüsün meydana getireceği zarardan, çeşitli güvenlik
    yazılımlarıyla korunmak mümkün. Ama zincir e-postalarla kişilerin rencide
    olan, sömürülen insanî duygularının telafisi çok zor.”

    ESKİNİN HURAFE MEKTUPLARI ÇAĞ ATLADI!

    Yıllar önce evlerdeki posta kutularına, kapı önlerine bırakılan
    ‘esrarengiz’ mektuplar oldukça revaçtaydı. Kimin yazdığı, niye
    yazdığı belli olmayan bu ‘felaket tellalı’ mektuplar halk
    arasında bir
    hurafe çılgınlığının ve korkunun yaşanmasına yol açıyordu. Kimi el
    yazısıyla, kimi de fotokopiyle çoğaltılıyordu bu mektupların. Onların
    günümüzdeki muadili ise internet üzerinden gönderilen zincir
    e-postalar. “Bu duaya inanmayan ve 44 kişiye göndermeyen kişilerin
    evleri yandı, çocukları öldü, soyları kurudu” benzeri ifadelerle
    insanlar korkutularak kafaları karıştırılıyor. Dinî altyapısı zayıf
    birçok insan için bu türden yazılar panik ve paranoyaya sebep oluyor.
    Alanur Özalp, bu konudaki bir hatırasını, “Psikolojik sıkıntılar
    yaşayan bir hastam, bir gün telaşla beni aradı; tatilden yeni
    geldiğini ve e-posta kutusunda 7 gün içerisinde tanıdıklarına göndermezse
    başına çok büyük belaların geleceğini bildiren bir mail bulunduğunu; ama
    tatilde olduğu için gönderemediğini söyledi. Hastam
    kaygılı bir şekilde ‘Acaba şimdi göndersem olur mu? Başıma bir
    musibet gelir mi?’ diye sormuştu.” diye anlatıyor ve ekliyor:
    “Tahmin edemeyeceğiniz sayıda insan bu tür yazılardan olumsuz
    etkileniyor.”
    Psikolog Özalp’e göre psikolojisi ve inancı zayıf kimi insanlar
    başlarına gelen en ufak bir olumsuzluğu bu tarz yazılara bağlıyor ve
    bunalıma bile girebiliyor.

    Yardım talep eden ve dua dağıtımı isteyen e-postaların haricinde,
    insanları paranoyakça düşüncelere sevk edebilecek e-postalar da internette
    zincir mail olarak dolaşıyor. Bunların en bilinenleri;
    “içeceğinin içerisine uyku ilacı atılıp uyutulan ve buz dolu küvette
    gözlerini açtığında böbreğinin çalındığını fark eden kurban; sinemaya
    gittiğinde AIDS’li bir hastanın koyduğu iğnenin üzerine
    oturup virüs kapan kişi; yanlış ilaç yüzünden hayatı kararan hastaların
    hikâyesi. Bu tür uydurma bilgiler içeren e-postaların bir amacı da
    toplumda paranoyak ruh hâlinin, korkunun, güvensizliğin
    yaygınlaşmasını sağlamak gibi görünüyor. Tercüme olan bu maillerin de
    çıkış yeri Amerika. Fakat insanlar kendi çevrelerinde böyle durumların
    yaşandığını hayal ediyor ve birbirlerini haberdar etmek
    için bu e-postaları gönderiyor. Alanur Özalp’e göre bunları
    hazırlayanlar patolojik bir hastalığa sahip, hayattan istediğini alamamış,
    insanlar tarafından kandırılmış kişiler. Amaçları ise diğer
    insanları da kendi ruh hâllerine ortak etmek, sıkıntıya sokmak.

    AMAÇLARI, ADRES PAZARLAMAK

    Aksiyon Dergisi Bilişim Editörü Yasin Kesen, konuya farklı bir yaklaşım
    getirerek uyduruk e-posta mesajlarını başlatanların çoğunlukla öyle büyük
    ‘idealleri’ veya hastalıkları olmadığını söylüyor.
    “Çoğu kez tek amaçları, onbinlerce e-posta adresini toplayıp
    CD’ler hâlinde pazarlamak” diyen Kesen, “Ben dahil
    listendeki herkese gönder” ibaresi olan mesajların bu maksadı hemen
    ele verdiği
    görüşünde. Bir titan zinciri gibi her defasında ilk başlatana da ulaşan
    e-postaların “gönderilen adresler” bölümündeki adresler
    toplanarak “sağlıklı bir arşiv” oluşturulmuş oluyor. Bu işlemi
    daha
    hızlı yapmak için de çok basit programlar var. Metin yığınları
    içerisindeki e-posta adreslerini seçebilen program, binlerce sayfalık bir
    metni kısa sürede tarayarak adresleri kullanıma, yani ‘satışa’
    hazır bir liste haline getirebiliyor.

    E-posta kutusu çöplüğe dönen internet kullanıcılarının bilinçli ve seçici
    olması gerektiğini belirten Kesen, “Mail kutusuna düşen her mesajı
    okuyanlar, bunların kaynağını ya da gerçeklik derecesini
    sorgulamadan herkese gönderip bütün dostlarının zamanını çalıyor.”
    diye ekliyor. Psikolog Alanur Özalp de bu tür mesajların hemen silinmesini
    tavsiye ediyor.

    Aslında onların dilinden konuşursak, “Bu haberi ne kadar çok kişiye
    gönderirseniz, internet korsanlarının işini o kadar zorlaştıracak,
    dostlarınızın kandırılmasına engel olacaksınız. Ama gönderdiğiniz
    adreslerin çalınmaması için tedbir almak şartıyla!...”


    İsmail İpek (İstanbul Müftü Yardımcısı): BU ‘GÜNAH ZİNCİRİNE’
    KİMSE GİRMESİN

    Zincir e-postalar konusunda görüşlerine başvurduğumuz İstanbul Müftü
    Yardımcısı İsmail İpek, kötü niyetli bu tür girişimlerin kesinlikle
    ciddiye alınmaması gerektiğini vurguluyor: “İnsanları korkutan,
    ürküten, muallâkta bırakan, ‘acaba başıma bir şey gelir mi’
    diye düşündürerek bir şeyler yapmaya zorlayan bu tür mailleri ciddiye
    almamak gerekir. İslam dininde böyle bir uygulama ve hüküm yoktur.
    Bunlar yanlış, boş ve lüzumsuz işlerdir ve dinimizce boş işlerle uğraşmak
    günahtır. Bu günaha kimsenin girmesini istemiyoruz. Bunu bitirmenin yolu;
    buna alet olmamaktır. Böyle bir maille karşılaşan
    kişi korkmasın, endişelenmesin, bunun dinle bir alakasının olmadığını
    bilsin ve sakın ola ki bir başkasına gönderme yanlışına düşmesin. Bu tarz
    şeyler günahtır ve bize yakışmıyor. İslam’ın bizden
    istediği şeyler belli; her şey açık açık beyan edilmiştir. Bunlar
    Müslümanların kafasını bulandırmak için ortaya atılmış lüzumsuz
    işlerdir.”

    (Aksiyon)

    işte bugün bana bu mail geldi, ardından da msn listemdeki arkadaşlarımdan jameika34 ün yazmış olduu hbr gönderildi. şimdi böle bi durumda ne yapmak, neye güvenmek gerekior! üzülmek dersen üzülüorsunuz, yardımda etmek istiorsunuz ancak muallakta kalmamak elde deil!!!
    ???


    REKLAM ALANI

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)

Bu Konudaki Etiketler