Bize hap verin anlatalım
Nurettin KURT/ ANKARA
Sakarya’dan Ankara’ya kadar 53 saatte yedi can alıp iki kişiyi yaraladıktan sonra yakalanan Mehmet Karahasan ve Yiğit Bekçe, savcıya verdikleri ifadede birbirlerini suçladı. Her iki zanlı da cinayetleri diğerinin işlediğini ileri sürdü. Jandarmaya, "Hap verin, her şeyi anlatalım" diyen sanıklar, cinayetlere eğlenmek için başladıklarını da itiraf ettiler.
Jandarmada gözaltında tutulan sanıklar ilacın ve uyuşturucunun etkisinden kurtulup kendilerine geldiklerinde kafalarını duvarlara vurmaya başladılar. Kendilerine gelen sanıklar, avukatları Ufuk Namalan’ın boynuna sarılıp ağladı. İki gündür sorgulaması süren zanlılar, kendilerini sorgulayan askerlere, "Hap verin, her şeyi anlatalım" diyerek uyuşturucu istediler. Beş gündür yemek yemedikleri gerekçesiyle saat başı yemek isteyen zanlılar, banyo talebinde bulunmayı da ihmal etmediler.
Zanlılardan Bekçe, ifadesi alınırken ezan okunmaya başlayınca sesini sorguculara dinleterek, "Allah’ın ezanları şahidimdir ki ben kimseyi öldürmedim" dedi.
Yiğit şahsı sağ gözünden vurdu
ARAÇ KİRALADIK
Yiğit Bekçe ile 11 Ekim’de buluştuk. Yalova’daki bir bankadan 3 bin YTL çektik. Buradan Bursa’ya geçtik. Kamber Mahallesi’ndeki bir kişiden uyuşturucu aldık, araç kiraladık. Yiğit Berçe’nin uzun dipçikli av tüfeğini de alarak İstanbul’a gittik. Burada yedi-sekiz gün gezdikten sonra Adapazarı’nda yaşayan tanıdığımız Aykut Okumuş’un yanına gittik. Okumuş’a av tüfeğini vererek tüfeği aldık.
SİLAH SESLERİ
20 Ekim’de Bursa’ya doğru yola çıktık. Yiğit, yolda bana, ’Gemlik’te hasımlarım var’ dedi. Giderken devamlı telefon görüşmeleri yaptı. Balıkpazarı mevkiine geldik. Bizi yakınları karşıladı. Yiğit, arabadan tüfeği de alarak çıktı, yanıma başkasını bıraktı. Yanımızdan uzaklaştıktan sonra silah sesleri duydum. Yiğit, koşarak yanıma geldi, ’Bas buradan kaçıyoruz, arabayı İzmit’e doğru sür’ dedi.
BENİ TEHDİT ETTİ
Aynı gün Bursa-Yalova yolunda kestane şekeri satan dükkanın önünde beni durdurdu. ’Benim 30 cinayetim var, yanımdan sakın ayrılma, adamın ailesini kaldırırım’ diyerek beni tehdit etti. Av tüfeği ile dükkana girdi. İçeride genç bir çocuk vardı. Çocuğa av tüfeği ile ateş ederek öldürdü.
PİŞMANİYECİDE
21 Ekim’de İzmit’te D-100 karayolu üzeri Kozluk mevkiinde Özcan Pişmaniye’nin önünde Yiğit beni durdurdu. ’Gel benimle’ dedi. Dükkana girdik, Yiğit dükkanda bulunan şahsı av tüfeği ile sağ gözünden vurdu.
GELMEDİ DİYE
Kargılıhan’da Enerji Petrol’e girdik. Pompacı dışarıda pompaların yanında duruyordu. Adama bir şey söylemeden yanımdan indi, av tüfeği ile ateş açtı. Çıkarken yakınımızda bir adam duruyordu. Adam gelmeyince yanına gitti ve o adamın göğsüne doğru ateş etti.
BIÇAKLADIM
Mersin’in Erdemli ilçesine geldik. Bir bakkala girdik. Yiğit av tüfeği ile beni tehdit ederek, ’Bakkalı öldüreceksin’ dedi. Elime geçirdiğim bıçakla önce adama ben vurdum. Daha sonra Yiğit, av tüfeğinin dipçiği ve küçük tüp ile adamın kafasına vurup öldürdü.
EĞLENMEK İÇİN
Ortaokul mezunuyum, evliyim ve iki çocuk babasıyım. Tüm bu hadiseler, bir gece eğlenmek için başladı, bu noktaya kadar geldi.
Ne dediyse he dedim
YARALADIM
Gemlik’teki Melih Süren’i ben yaraladım. Ancak diğer olaylarla ilgim yok. Hendek’teki cinayeti Aykut Okumuş işledi. Okumuş, olay yerinden ayrıldıktan kısa süre sonra araçtan indi. Cinayetlerin bir kısmına şahit oldum, ama hiçbirine dahil olmadım.
KARDEŞİME GİTTİM
Yaralama olayının ardından Mehmet Karahasan, beni Yalova’daki kız kardeşimin yanına bıraktı, bir gün sonra da yeniden aldı. Bursa ve İzmit’teki cinayetlere şahit olmadım. Ben babamın katillerini öldürmek varken niye pişmaniyeciyi veya başkalarını öldüreyim? Ben sadece beni vuran kişiyi vurdum.
NE DİYORSA YAPTIM
Onun elinde av tüfeği var, bende ise kurusıkı tabanca. Bu silah ile ben kendisini nasıl tehdit edebilirim? Kendisinden korktum. Elinde bulunan tüfek ile öldürür düşüncesi vardı. Ne diyorsa, ’he’ dedim, bu duruma geldik. En son Kızılcahamam’da kaçarak kurtulmaya çalıştım.
SERACIYDIM
Ortaokulu terk ettim, sekiz aydır Yalova’da seracılık yaparak geçimimi sağlıyordum. Yeni nişanlandım. Babam, Bursa’nın Miş Köyü’nde yaşayan bazı kişilerce öldürüldü.
alıntıdır : hürriyet gazetesi
bu nasıl bişey böyle, insanlar nasıl bu hale gelebiliyor?