çok Eskiden Türkler!!!!!!!!!!!!!
Reklamlar
-
ESKİDEN TÜRKLER
Faziletliydik: *Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namuşuna yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi de küçümsemezdik.
*Dürüsttük:* Bir zamanlar Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın."
*İtibarlıydık:* Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır,onun dediği olurdu.
*Temizdik:* Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsığil, yere tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor: "Türkler hiç bir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür."
*Çevreciydik:* Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarına kuş sarayları yapardık. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.
*Harama el sürmezdik:* Fransız muellif Motray, 1700'lerdeki halimizi şöyle anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiç bir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır. Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam koşturmuşlar, hatta bir kaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar gelmişlerdir."
*Medeni idik:* İngiliz sefiri Sor James Porter ise, 1740'ların Türkiye'si için şunları söylüyor: "Gerek Istanbul'da, gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiç bir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır."
*Dosdoğruyduk:* Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü veriyor: "Haksızlık, murabahacılık, inhisarcılık ve hırsızlık gibi suçlar, Türkler arasında meçhuldur. Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır."
*Hırsızlık nedir bilmezdik:* Fransız muellif Dr. Brayer,1830'ların Istanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı Istanbul'da her sene azamı beş-altı hırsızlık vak'ası görülür." Ubicini Dr. Brayer'i şöyle doğruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basıt bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz. Ahalisi sırf Hiristiyan olan Galata ile Beyoğlu'nda ise hırsızlık ve cinayet vak'aları olmadan gün geçmez."
*Naziktik:* Edmondo de Amicis isimli Italyan gezgini, yine 1880'lerin "biz" ini anlatıyor bize: "Istanbul Türk halkı Avrupa'nın en nazik ve en kibar insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz."
*Cihana örnektik:* Türkiye Seyahatnâmesi'yle meşhur Du Loir'un 1650'lerdeki hükmü şöyle: "Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Şefkatimiz yalnızca insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu. Hayata karşı saygılıydık: Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsın: "Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır. Bir çok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır...
Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde ise bir evin hangi tarafa ait olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Eğer evin bacasında leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)
*Hayırseverdik:* Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazın Istanbul'dan Sofya'ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin yolculara bedava ayran dağıttıklarına şahit oldum." Aynı muellif, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Şöyle diyor: "Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler.
İyiliklerini yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp,hayvanlara ve hatta bitkilere bile tesmil ederler." Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı avukat Guer misallendiriyor: "Türk şefkati hayvanlara bile samildir" dedikten sonra şu örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et dağıtırlar. Sokaktaki ağaçların kuraklıktan kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar kaçık müslümanlara bile rastlamak mümkündür..." "Kaçık" lığın kaynağını da veriyor adam: "Bir çokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar. Bunu yapan bir Türk'e bir gün yaptığı işin neye yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: "Allah'ın rızasını tahsile yarar."
*Galiba geçmişimizden uzaklaşmak bize çok pahalıya patladı. Ne dersiniz ?...
yada düne bakıp gururlanmalı mıyız yoksa,bugüne bakıp utanmalı mıyız, ???
Reklamlar
-
bir zamanlar sadrazamımız başka ülkelerin imparatoruna bedeldi
-
peki neden öyleydik eskiden de şimdi böyle olduk. ne değişti ozamandan bu yana bizde.
-
tigermbz adlı üyeden alıntı
peki neden öyleydik eskiden de şimdi böyle olduk. ne değişti ozamandan bu yana bizde.
Dinimizi yanlış yormaya başladık ..
başka ?
-
tigermbz adlı üyeden alıntı
peki neden öyleydik eskiden de şimdi böyle olduk. ne değişti ozamandan bu yana bizde.
aynı soruların cevaplarını bizde arıyoruz hata nerde,kimde?????
yaşanılan mekanlar aynı,yaşayan insanlar farklı,sanırım yavaş yavaş asimile oluyoruz,benliğimizden çok ödün verdik,ne bileyim birazda size danışmak istedim
sizin yorumlarınız nedir
-
Dünyada ilk üçteyiz bu üçünde
Dolandırıcılık yolsuzluk hırsızlık...
neden ?
-
acaba bunlar tarihçilerin gaz verme maksatlı abartılarımıdır(bence pek değil bunların gerçeklik payı yüksek) yoksa gerçekten atalarımız böylemiydi.
eğer anlatıldığı gibi atalarımız vardıysa bunlar tam olarak hangi çağlarda yaşadılar.
bu yaşadıkları çağlarda ne yaptılar, nasıl davrandılar, neye inandılar, kimlerin peşinden gittiler. bütün bunların cevabını aslında az çok biliyorsunuz.
-
burada kavga çıkar ama hayırlısı
-
yav eskiden oyleydik.şimdi boyleyiz tabiki degiscez aradan gecmis kac sene.Teknoloji ile toplumlar yozlasmaya basladı.
Osmanlı askerleri seferdeyken bi evin bashcesine giriyorlar ve meyve yiyorlar meyveyi kopar dıkları dalada 10 akce altın bırakıyorlar.Boyle bir hikaye vardı
-
tigermbz adlı üyeden alıntı
acaba bunlar tarihçilerin gaz verme maksatlı abartılarımıdır(bence pek değil bunların gerçeklik payı yüksek) yoksa gerçekten atalarımız böylemiydi.
eğer anlatıldığı gibi atalarımız vardıysa bunlar tam olarak hangi çağlarda yaşadılar.
bu yaşadıkları çağlarda ne yaptılar, nasıl davrandılar, neye inandılar, kimlerin peşinden gittiler. bütün bunların cevabını aslında az çok biliyorsunuz.
gerçeklik payı yüksek değil tamamen ve su katılmamış gerçek..
yukarıda yazdım nasıl davrandıklarını,ne yaptıklarını,ve kime inandıklarını,
-
zannımca birazda kültür yozlaşması nedeniyle bir değişim içindeyiz. bunu yanında dünya insanları biribirne karıştı. kim iyi kötü belli olmaz oldu.
SİYAH İNCİ -- Honda Shadow 750 cc
bu dünya kimseye kalmaz hırsı bırak yaşamaya bak
-
BY_SHADOW adlı üyeden alıntı
gerçeklik payı yüksek değil tamamen ve su katılmamış gerçek..
yukarıda yazdım nasıl davrandıklarını,ne yaptıklarını,ve kime inandıklarını,
elbette doğrudur. onlar gibi olmak istesek nasıl olabiliriz; sonuçta ortada mükemmel bir insan profili var değilmi
forumdaki diğer arkadaşlar ne düşünüyor acaba.
-
bende merak ediyom tigermbz ama baksana yorum yapan olmuyo,halbu ki ben ne ümitlerle açmıştım bu konuyu.
-
Hangi ümitlerle açtın hayalet, yüreğimizin sızısıyla nasıl, ne yorumu yapmamızı bekliyorsun?
Düşmanımız çok topla tüfekle beceremediklerini, sinsilikle, çakallıkla inceden yozlaştırma çalışmalarıyla, dil öğreneceksin bahanesiyle dilimize saldırmakla, aramızdaki binlerce bilinçli, bilinçsiz sürüyle hainle, casusla bu vatana insanlarının değerlerine saldırarak başarmayı umuyorlar. Kuyruk acıları büyük suç bizde asıl soykırımları yapanlar, Allah korkusu olmayan barbarlar oldukları halde biz zamanında bunlara insaflı, ahlaklı davrandık ezseydik güzelce bak şimdi sesleri çıkıyormuydu. Bugün moralim oldukça bozuk haberlerde gördüğümüz yasa tasarısının kabulü esnasındaki sevinen şerefsizlere mi kızayım lübnanda yürüyüş yapıp Türklere lanet okuyan ermenileri mi yoksa halen kızıp bir halt yemeyen büyük balon yönetimdekilere mi? Ne diyeyim bilmiyorum, haberlerdeki Orhan Pamuk denen şahsiyetin nobel ödülü almasını adamla aynı düşünmezsiniz ama bizim için gururdur diyebilen Birand ın yüzüne tükürsem mi bunu oraya çıkaran medya patronunu gebertsem mi bilemiyorum arkadaşlar hakikaten bazen başıma ağrılar giriyor, bilemiyorum. Bazı gerçeklerin farkına varabilsek şu cahilliğimizi zamanın fırsatlarıyla biraz yenip, sürekli okuyup bilinçlenebilsek en azından düşmanlarımızın farkına varabilsek birşeyler iyiye doğru gidecek.
Anadilini kaybedersen bağımsızlığını da tamamen kaybedeceksin. Dilini kaybeden toplumlar köle olmaya mahkumdurlar.
Mustafa Kemal ATATÜRK
-
bu yozlaşmanın suçlusu olarak başkalarını değil kendimizi görüyorum. manevi değerlerimize sahip çıksaydık bu hale gelmezdik. yoksa geçmişte de atalarımız benzer saldırılarla karşı karşıya kaldılar.
-
Hiçbir millet silahla kılıçla yokedilemez. Ne zaman ki o milletin kültürü yokolmaya başlar, işte o zaman o millet yokoluyor demektir.
Doğrudur, dış mihrakların ardı arkası kesilmeyen ayak oyunlarıyla boğuşuyoruz. Belki tarihte hiçbir millet aynı anda bu kadar dalavereyle uğraşmak zorunda kalmadı. Ama bir de şu durum var. Türk milleti zekidir, gerçekten zekidir. Hal böyle iken niye kafasını çalıştırıp bu oyunları farketmez, veya bu oyunlara üçbeş kuruş kar için dahil olan vatan hainlerine kurtarıcı gözüyle sarılmaya devam eder?
Çözüm? Bilmiyorum. bilsem siyasette veya meydanlarda veya olmam gereken yerde olurdum zaten. Ama kurtuluş milletin beklediği kurtarıcıyla olmayacak. Millet kendi kendisini kurtaracak kurtarırsa.
May the Force be with McLaren Mercedes
-
-
gündemle alakalı bir resim; atalarımız yapmış:
-
Dediğim gibi, kurtulursak milletçe kurtulacağız. Bir kurtarıcının gelmesi için, bilirsiniz, işgale uğramak lazım. İnşallah o günleri görmeyiz.
Tiger, mesajını yeni gördüm. Atalarımızın elindeki güce bakın, gerçi bence Kanuni yerine Fatih olsa Viyana'yı ilk seferinde düşürürdük ama neyse .
May the Force be with McLaren Mercedes
-
ben tercüme edeyim
Ey fransa kralı Yav....k fransua
ankaradan aldığım haberlere göre
senin soyundan olan şere....ler
olmayan soykırımı var etmeye çalışıyolar
bu haberi aldıktan sonra
derhal bu kepazeliğe son vermessen
bende benim soyumdan olanlar ile birlikte
üşenmeden ta fransaya kadar gelir
seni ve senden olanları kahretmeye muktedir olurum.....
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler