Şahsi olarak beni çok etkilemiyor ama acaip acı bir durum... Ekonomik durum olarak İran seviyesine doğru iniyoruz. İran gibi ambargo altında değiliz ama İran gibi petrol ve gazımız da yok.
Değişim de zor açıkçası. Sistem zaten değişim yapabilecek insanları yutma üzerine kurulu. Zekası ya da imkanı yeten ya terkedecektir, ya da parçası olacaktır.
Sadece burası değil, her yerde konuşulmalı ve unutulmamalı bu konular.
Geçmişte gördük. Sustuğumuz müddetçe azdılar.
Öyle meclise yürümek falan bunlar doğru hareketler değil.
Konuysa sadece ekonomi değil.
Türk halkını öyle bir şekilde fakirleştirdiler ki, halk artık karnını doyurmaktan başka bir şey düşünemez hale geldi.
Düşünemeyen konuşamayan halkların başına her iş gelir.
Yapacak şey var. Her zaman yapacak bir şeyler vardır.
Bir kere gidip bir siyasi partiye üye olmak lazım.
Zafer Partisinin söylemleri radikal olabilir. Ama adam doğruyu söylüyor.
O yüzden seçim öncesi sığınmacı ve kaçakları göndermekten bahsedip, oyları alınca çark ettiler.
Demekki yalancılar. Demekki en baba müslümanım diyenler pekte müslüman değiller (benim gözümde böyle).
Adı üzerinde yalan. Yalanı söyleyende yalancı.
Bir sürü örneğinide geçmişte gördük.
O zaman bunu her fırsatta her mecliste dile getirmeliyiz.
Sormalısın. Kaç çeşit peynir alıyorsun, pastırma yiyebiliyormusun diye sormalısın.
Yüzlerine yüzlerine vurmalısın.
Özetle bu siyasal islam denen nemenem şeyin demokrasiyle alakası olmadığını,
demokrasiyi zaten kendilerininde dediği gibi emellerine ulaşmak için "araç olarak kullandıklarını" her fırsatta herkese hatırlatmalıyız.
Sustuğumuz sürece öyle bir gün gelecekki, bakacağız etrafımızda hiç kimse kalmamamış.
Bu sığınmacı ve kaçak konusu herşeyden daha da önemli sorunumuz.
Batı ülkeleri hatta Lübnan bile demografik yapımız değişir diyerek sığınmacıları almak istemiyor, geriye gönderiyor.
Bizimkilerse ümmet lakırtısıyla bizleri uyutup bu ülkenin demografik yapısını değiştirmeye çalışıyor.
Proje dersen amerigan projesi. Başkalarına ağızlarından salya saçarak amerigancı damgası vuranlar,
yıllardır ümmet, islam, siyasal islam ayaklarıyla en bir amerigancı politikalarla bu ülkeyi parçalamak derdindeler.
İran ve afganistan olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Susmaya devam edersek çokta uzak olmayan bir gelecekte emellerini gerçekleştirecekler görünüyor.
Anayasal hakkım çerçevesinde açıkladığım görüşlerimdir.
Konuşmanın vakti çoktaaaan geçti. Bu saatten sonra bir mucize için dua edilebilir ancak. Babadan oğula/damada geçecek sistem kuruldu, dış ülkeler tanıdı bile.
Abi,birak bu isleri cok samimi diyorum.
Turkiye de ortalama erkek omru 75, hadi sen kendine bakiyisun 80 diyelim.
Kac yilin kaldi ?
kalan omrunde kaliteli bir yasam icin gundemi minimum duzeyde takip etmelisin.
evren nasil isler, tanri zar atar mi, plack sabitinindeki derin sir,karadelikler falan bu tur konulara kafa yorsan daha iyi.
Babami da ikna ettim, artik surekli bilimsel belgeseller izliyor, mis gibi.
Bugun itibariyle ons 1823 usd ikem yuklu miktarda altin aldim.
Hadi bakalimmm.
İçimin yağlarını eriten haber:
https://t24.com.tr/haber/tbmm-genel-...edildi,1133169
Bence asıl sebep zamanında ses çıkarmamamız.
Zamanında sesimizin çıkmamasının sebebi de genel olarak kötü insanlar olmamızdan kaynaklanıyor.
Çünkü sadece kendi çıkarımıza dokunulduğunda ses çıkarıyoruz. Adalet lazım olunca "bana adalet" diye bağırıyoruz. Ama adalet diye bağıran birini duyunca umurumuzda olmuyor. Hele hele kendi dünya görüşümüzle (inanç, siyasi, vs.) örtüşmeyen biriyse hiiiç umrumuzda olmuyor. Bayağı pis bir milletiz bu açıdan.
Ergenekon, 17/25, dolu bir sürü örnek.
Uzun vadeli bakacak olursak toplumun dönüşümü açısından bir çok farklı açıdan ele almak gerekebilir.
Mesela üniversitelerde türban yasağı konusunda dönemin sol/radikal sol bir çok örgütü, türbanlı öğrencilerin eylemlerine aktif şekilde destek verdiler. Bugün geldiğimiz noktada ise toplum çok daha farklı şekilde ayrışmalara maruz kalmış durumda, söylediğin gibi hiç kimse kendisini ilgilendirmeyen veya kendi cenahının itiraz etmediği konularda ses çıkartmıyor.
Ancak benim bahsetmek istediğim problem daha temel. Ses çıkartma dediğimiz şeyi sağda solda yazmak çizmekten ibaret görüyor, sokağa dökülmeye tükaka olarak bakıyoruz. Bu ülke tarihinin en pırıl pırıl halk hareketlerinden biri olan Gezi Eylemleri ile ilgili bile; bir çok "ilk üç gün ben de destek verdim" diyen insan çıkıyor yok efendim otobüs yakılmış, yok efendim devletin malına zarar verilmiş o mallar hepimizinmiş falan filan gibi son derece sığ, AKP tarafından pazarlanan söylemlere gidiyor.
Hayır efendim protesto online/yazılı mecralarda ses çıkartarak yapılmaz, protesto sokakta yapılır.
ABD Irak'a girdi, Londra'da 1,5 milyon insan sokaklara çıktı yürüdü. Roma'da 1 milyon, Madrid'de 800 bin, NY'de 500 bin insan sokaklara çıktı yürüdü. Protesto sokakta yapılır. Bu ayrışma içerisinde dahi, herkes öncelikle kendi özel muhaliflik alanında sokağa çıkmayı bir "tekrar" öğrensin, ondan sonra toplumun birlikteliği konusuna geliriz. Yoksa tek yürek olsak 80 milyon kişi facebook postu atsak ne yazar.
Kulluk edenler asıl güçlerinin farkına asla varamazlar, ilerleme ancak kul olmaktan vazgeçtikten sonra mümkün. Protesto konusunda o kadar uzağa gitmeye de gerek yok, hemen komşumuz Yunanistan'a da bakılabilir. (Paris'i atlamışsın bu arada, orası tarihsel olarak en önemli protestoların başladığı yer...)
Paris'teki rakamı hatırlayamayınca sildim
Fransa bu işe ilk ses çıkartanların başında geliyordu da sonra ABD'de de Fransız peynir ve şaraplarını almıyoruz furyası dönünce iş biraz çatallanmıştı. Ama tabii ki protest kültürde Fransızların payı yadsınamaz. Kutsallaştırmayı sonlandıran akımların tarihi de hep Fransa'yı işaret eder.
Yunanlar ile aramızdaki bu konudaki (son yıllarda açılan) fark çok canımı sıkıyor.
Alexis... Berkin...
Google aramasından ilk çıkan makale.
seçimden sonra süper oluruz
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)