en sonuncu güzeldi )))
arif ve hasan dıye iki adam varmıs biri dinine cok duskun namazında niyazında bir herifmiş(arif)ama hasan ise icki kumar karı kız her haltı yermişbu iki adam cok yakın arkadaslarmış birgun olmusler arif cehenneme hasanda cennete gıtmış bunu duyan arif cıldırmış demiş bende cennete gitmek istiyorum pekala demişler arif bi bakmış cennetin girişinde adamlar hergeleni ellerinde matkapla delip duruyorlarmış sormuş arif neden bole yapıyorlar dıye adam cevap vermiş kanat takıp melek yapmak için demiş arifde bunun üzerine ben cehenneme gitcem demiş adamda arife ama orda kazık var demiş arifde bunun uzerine tamam bende bitane delik var post da baska delik actırmaya hıc gerek yok demiş
/*ultimaya basladında neoldu hala appsin*\\
/*JET NEVİN´S FEDAİ*\\ FROM ANTALYA ANATOLİAN HİGH SCHOOL
Golf sahasında bir bayan ve bir bay golf oynamaktadırlar kadın bir ara arkaya doğru bakıp adama
- afedersiniz kaçıncı delikte olduğumu şaşırdım der adam
- ben 3. delikteyim siz benden bir ilerde olduğunuza göre 4. deliktesiniz der
biraz sonra kadın adama tekrar seslenir
- ya afedersiniz ben gene karıştırdım
adam
- ben şimdi 7. delikteyim sizde bir ilerde yani 8. deliktesiniz der.
biraz sonra kadın bir kez daha sorar ve adam gene aynı şekilde
- ben 10. delite sizse 11. deliktesiniz diye cevaplar
oyun biter ikisi kulübün barında karşılaşırlar
adam kadınla tanışır ve sorar
- ne işle meşgulsünüz
kadın cevaplar
- söyleyeceğim ama gülerseniz kalkıp giderim ona göre ben kadın pedi pazarlayan bir firmada satış müdürüyüm
- adam kahkahayı basıp kendinden geçince kadın sinirle sorar
- bu kadarmı komik yani
adam cevaplar
- komik olan yaptığınız iş değil hanfendi bende tuvalet kağıdı pazarlayan bir firmanın satış müdürüyüm ve hala sizden bir delik gerideyim
Bİ TANE DE BENDEN
Davidin Babasi
Ögretmen ögrencilere sirasiyla babalarinin ne is yaptigini sormus.
Avukat, doktor, hakim, memur derken sira sessiz ve sikilgan bir çocuk
olan küçük David'e gelmis. Ögretmen ona da babasinin ne is yaptigini
sormus. David anlatmaya baslamis:
- Babam bir gay barda striptizci olarak çalisiyor. Herkesin önünde
çirilçiplak soyunuyor. Eger çok iyi bahsis veren birileri olursa
onlarla birlikte geceleri evlerine gidiyor.
Ögretmenin rengi atmis. Diger çocuklara oyalanmalari için bir görev
verip David'i bir kenara çekmis:
- David, baban gerçekten bu isi mi yapiyor?
- Hayir ögretmenim, babam aslinda Bush için çalisiyor ama bütün
sinifin önünde söylemeye utandim.
Ördek bara girer ve barmen`e:
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok
- ekmek var mı
- yok dedik ya
- ekmek var mı
- eğer bir daha sorarsan seni duvara çivilerim
- çivi var mi
- yok
- peki ya ekmek
Peril, güzeldi.. benimde aklıma bitaane getirdin
......
bir gün usame bin ladin telefonla bush u arar
usame :''alo benim usame naber?'
bush :''ooo usame nerelerdesin yaa bende seni arıyordum ne zamandır ne alemdesin?'
usame :''sana bir iyi birde kötü haberim var. önce hangisini söyliyim ?''
bush :''iyiyi söyle ''
usame :''amerikaya geliyorum''
bush :''ne!? burayamı geliyosun . çok iyi ya bunun için yıllardır uğraşıyordum ama bir türlü başarılı olamamıştım. aramadık yer bırakmadım ama seni bir türlü bulamadım. demek sen kendin geliyosun harika bi haber oh my god!.. artık bundan sonra ne kötü haber versen farketmez benim için... ee bu arada kötü haber neydi?''
usame : '' uçakla geliyorum.''
Durdurun dünyayı müsait bir yerde inecek var
SON SÖZLER.....
- Lan olum Rus ruleti öyle mi oynanır dur da göstereyim.
- Teker teker gelin layn...
- Sevgilim, abin bizi böyle görse ne yapardı?
- Korkma, bu tünelden yllardr tren geçmiyor...
- Abi çevremizde fazla polis yok, teslim olmayalım, kaçalım abi...
- Geeel, geeel, sağ yap gel.
- Abi çok seri bi araba bu yaaa...
- Demek piranha dedikleri şey bu. Hiho, bak Hulusi abi bıyıkları ile oynuyom bi şey olmuyo.
- O irmikleri neden aldın Nurhan, helva mı yapıcan? Niye?
- Burası Fener tribünü değil mi?
- Bah bah bah hala uzunlarla geliyo...
- Müjdemi isterim Turhan abi bi kızın daha oldu.
- Ordular ileri... Allah, allah, allah, allah...
- Kim bekler lan yeşilin yanmasını?!
- Bekle Cemşit abi ben bi dalıp çıkıcam.
- Hala karlı gösteriyor mu hanım?
- Elektrikçiye ne gerek var canım, ben hallederim.
- Gel abi burası boyu geçmiyo.
- Vakkas abi. Senin için öyle böyle diyorlar, doğru mu?
- Hihoha... Bak gelen şey köpekbalığına ne kadar da benziyor.
- Rasim abi, kafesin kapısı kapalı değil mi?
- Baba... Ben hamileyim.
- Yapma Satılmış abi, şeytan doldurur.
- Bu külüstür essahtan 200 yapıyor mu?
- Semra'cığım bak arabanın ibresi 200'ü gösteriyor.
- Ben öldükten sonra tablolarım çok para edecek Ayşegül..
- Boğaza gelip temiz hava almayı iyi akıl ettik... Çocuğum oynama şu arabanın el freniyle...
- Doktora neyin gerek yok. Beni üfürükçü Sabit hocaya götürün.
- Ohooo doktorun her dediğini yapsak açlıktan ölürüz birader. Hadi yeyin yeyin afiyet olsun...
- Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik be! İşimi bana mi öğretiyon, lavuk! Kes şu mavi teli!
- Sayın seyirciler! Simdi en büyük numaraya geldik. Aslanın ağzını açıp, başımı içine sokuyorum.
- Burası eskiden mayın tarlasıymış ama artık bi tane bile kalma...
- Havlayarak üzerimize geliyor, çünkü bu cinsler çok insan canlısıdır.
- Paraşütü en aşağıda ben açacağım.
- Komutanım, pimini çektikten sonra kaça kadar sayıcaktık?
- Olum bu mantarlar zehirli değil, bak ben nasıl yiyorum.
- Amma keskin virajmış yav!!
- Dikkat kaptanınız konuşuyor: Eşhedü en la ilahe illallah ... (Pilot Temel)
- Önüne baksana lan! Ne çarpıyon omzuma?
- Bu kadar korkma canım! Bu yılanların hepsinin zehirleri alınmış.
- Uçağın pervanesini görüyon mu? O kadar hızlı dönüyo ki sankim dönmüyomuş gibi.
- Kaplanlar da aynı kedi yavruları gibidir. Bak böyle gıdışından sevicen bak iyi bak...
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
ECZANEYE GİREN TAVŞAN DOĞRU TEZGAHTARA GİTMİŞ :
-HAVUÇ VAR MI?
BARMEN : YOK .. BURASI BİR ECZANE VE BURDA HAVUÇ SATMAYIZ DEMİŞ.
TAVŞAN ÇIKMIŞ GİTMİŞ.
ERTESİ GÜN AYNI TAVŞAN GELİP AYNI TEZGAHTARA :
- HAVUÇ VAR MI? DEMİŞ ... TEZGAHTAR TEKRAR :
-YOK BURASI ECZANE BURDA HAVUÇ SATILMAZ DEMİŞ
TAVŞAN GENE ÇIKMIŞ GİTMİŞ ....
ERTESİ GÜN TAVŞAN GENE GELMİŞ AYNI TEZGAHTARA :
-HAVUÇ VAR MI ? DEMİŞ... TEZGAHTAR ARTIK KIZMIŞ :
-KAÇ KERE SÖYLİYCEZ BURDA HAVUÇ SATILMAZ YOK DİYORUZ KARDEŞİM...TAVŞAN GENE ÇIKMIŞ GİTMİŞ.
ERTESİ GÜN TEKRAR TAVŞAN GELİP TEZGAHTARA :
-HAVUÇ VAR MI? DİYE SORMUŞ... TEZGAHTAR ARTIK PATLAMIŞ :
-BURASI ECZANE DEFOL BURDAN BURDA HAVUÇ SATILMAZ ... TAVŞAN GENE HEMEN ÇIKIP GİTMİŞ.
ERTESİ GÜN TAVŞAN GENE GELMİŞ:
-HAVUÇ VAR MI ? DİYE SORUNCA TEZGAHTARIN ELİNDEN ALAMAMIŞLAR ; TEZGAHTAR TAVŞANIN DİŞLERİNİ DÖKMÜŞ... TAVŞANI GÜÇ BELA TEZGAHTARIN ELİNDEN ALMIŞLAR.
ERTESİ GÜN TAVŞAN GENE GELMİŞ . BU SEFER :
- HAVUŞ ŞUYU VAR MI?
TEMEL KULAĞINDA WALKMAN BERBERE GİRMİŞ . BERBER TEMELİN KULAĞINDAKİ KULAKLIĞI ÇIKARIRSA DAHA RAHAT TRAŞ EDEBİLECEĞİNİ SÖYLEMİŞ.TEMEL :
ÖLÜM KALIM MESELESUDUR ÇIKARAMAM DEMİŞ.
BERBER DE NE YAPALIM MÜŞTERİ VELİNİMET DEYİP TRAŞA BAŞLAMIŞ.
Bİ ARA BAKMIŞ TEMEL UYUKLUYOR ,NASIL OLSA UYUYOR DAHA RAHAT TRAŞ EDERİM DEYİP KULAKLIĞI ÇIKARMIŞ. TRAŞA DEVAM ETMİŞ. TRAŞI BİTİRMİŞ AMA TEMELDEN HİÇ SES SEDA YOK. UYANDIRMAYA ÇALIŞMIŞ TIK YOK.. TEMEL TRAŞ SIRASINDA RAHMETLİ OLMUŞ.... BERBER ACABA BU KULAKLIKTA NE ÇALIYORDU ÖLÜM KALIM MESELESİ OLAN ACABA DİYE DİNLEMİŞ. KULAKLIKTA KAYDEDİLMİŞ BİR İNSAN SESİ :
-NEFES AL ...NEFES VER... NEFES AL... NEFES VER....
"VERMEYİNCE MABUD, NEYLESİN SULTAN MAHMUT"
Sultan Mahmut kılık kıyafetini değiştirip dolaşmaya başlamış.
Dolaşırken
bir kahvehaneye girmis oturmus. Herkes bir seyler istiyor.
Tıkandı baba, çay getir
Tıkandı baba, oralet getir. Vb
Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini çekmit.
Hele baba anlat bakalım, nedir bu Tıkandı baba meselesi?
Uzun mesele evlat, demiş Tıkandı baba
Anlat baba anlat merak ettim deyip çekmiş sandalyeyi. Tıkandı baba
da peki deyip batlamyt anlatmaya;
Bir gece rüyamda birçok insan gördüm ve her birinin bir çeşmesi vardı
ve
hepsi de akıyordu. Benimki de akıyordu ama az akıyordu. "Benimki de
onlarınki kadar aksın" diye içimden geçirdim. Bir çomak aldım ve oluğu
açmaya çalıştım. Ben uğraşırken çomak kırıldı ve akan su damlamaya
başladı.
Bu sefer içimden " Onlarınki kadar akmasada olur, yeter ki eskisi
kadar
aksın" dedim ve uğraşırken oluk tamamen tıkandı ve hiç akmamaya
başladı.
Ben yine açmak için uğraşırken Cebrail göründü ve
Tıkandı baba, tıkandı. Uğraşma artık, dedi. O gün bu gün adım "Tıkandı
baba" ya çıktı ve hangi işe elimi attıysam olmadı. Şimdi de burada
çaycılık yapıp geçinmeye çalışıyoruz.
Tıkandı baba' nın anlattıkları Sultan Mahmut'un dikkatini çekmiş.
Çayını
içtikten sonra dışarı çıkmış ve adamlarına ;
Hergün bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin altında
bir
altın koyacaksınız ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz.
Sultan Mahmut'un adamları peki demitler ve ertesi aktam bir tepsi
baklavayı
getirmişler. Tıkandı baba'ya baklavaları vermişler. Tıkandı baba
baklavayı
almış , bakmış baklava nefis. " Uzun zamandır tatlı da yiyememiştik.
Şöyle
ağız tadıyla bir güzel yiyelim" diye içinden geçirmit. Baklava
tepsisini
almış evin yolunu tutmuş. Yolda giderken "Ben en iyisi bu baklavayı
satayım evin ihtiyaçlarını gidereyim" demiş ve işlek bir yol kenarına
geçip
başlamış bağırmaya
Taze baklava, güzel baklava ! Bu esnada oradan geçen bir Yahudi
baklavaları beğenmiş.
Üç aşağı beş yukarı anlaşmışlar ve Tıkandı baba baklavayı satıp
elde ettiği para ile evin ihtiyaçlarının bir kısmını karşılamış. Yahudi
baklavayı alıp evine gitmiş. Bir dilim baklava almış yerken ağzına bir
şey
gelmiş. Bir bakmış ki altın. Şaşırmış, diğer dilim diğer dilim derken
bir
bakmış her dilimin altında altın. Ertesi akşam Yahudi acaba yine
gelirmi
diye aynı yere geçip başlamış beklemeye. Sultanın adamları ertesi
akşam
yine bir tepsi baklavayı getirmişler. Tıkandı baba yine baklavayı
satıp
evin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için aynı yere gitmiş. Yahudi
hiçbir
şey olmamış gibi
Baba baklavan güzeldi. Biraz indirim yaparsan her akşam senden alırım,
demiş. Tıkandı baba da
Peki, demiş ve anlaşmışlar. Tıkandı babaya her akşam baklavalar gelmiş
ve
Yahudi de her akşam Tıkandı baba'dan baklavaları satın almış
Aradan bir ay geçince Sultan Mahmut ;
Bizim Tıkandı baba'ya bir bakalım, deyip Tıkandı baba'nın yanına
gitmit.
Bu sefer padişah kıyafetleri ile içeri girmiş. Girmiş girmesine ama
birde ne
görsün bizim tıkandı baba eskisi gibi darmadağın. Sultan;
Tıkandı baba sana baklavalar gelmedi? mi, demiş
Geldi sultanım
Peki ne yaptın sen o kadar baklavayı?
Efendim satıp evin ihtiyaçlarını giderdim, sağolasınız, duacınızım.
Sultan töyle bir tebessüm etmiş.
Anlaşıldı Tıkandı baba anlaşıldı, hadi benle gel, deyip almış ve
devletin
hazine odasına götürmüş.
Baba şuradan küreği al ve hazinenin içine daldır küreğine ne kadar
gelirse
hepsi senindir, demiş. Tıkandı baba o heyecanla küreği tersten
hazinenin
içine bir daldırıp çıkarmış ama bir tane altın küreğin ucunda düştü
düsecek. Sultan demit;
Baba senin buradan da nasibin yok. Sen bizim tu askerlerle beraber git
onlar sana ne yapacağını anlatırlar demiş ve askerlerden birini
çağırmış
Alın bu adamı Üsküdar'ın en güzel yerine götürün ve bir tane taş
beğensin.
O taşı ne kadar uzağa atarsa o mesafe arasını ona verin demiş
Padişahın adamları "peki" deyip adamı alıp Üsküdar'a götürmüşler.
Baba hele şuradan bir taş beğen bakalım, demişler. Baba,
Niçin, demis. Askerler
Hele sen bir beğen bakalım demişler. Baba şu yamuk, bu küçük, derken
kocaman bir kayayı beğenip almış eline
Ne olacak simdi, demis
Baba sen bu taşı atacaksın ne kadar uzağa giderse o mesafe arasını
padişahımız sana bağışladı.demiş. adam taşı kaldırmış tam atacakken
taş
elinden kayıp başına düşmüş. Adamcağız oracıkta ölmüş. Askerler bu
durumu
Padişaha haber vermişler. İşte o zaman Sultan Mahmut o meşhur sözünü
söylemis;
"VERMEYİNCE MABUD, NEYLESİN SULTAN MAHMUT"
ALLAH'a emanet olun, çesmenizin suyu bol olsun.
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Gurzan kardeş eline sağlık.Kısmet olmayınca mıçınıda yırtsan olmuyor demek
SUZUKİM, ud\'um buz gibi bira ile doğanın keyfini yaşarım.
abi yorumlarina hastayim. haberin olsun...MoToR adlı üyeden alıntı
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Orta yaşlı bir çift,doktora gitmişler.Doktora demişler.
"Sevişirken bizi izler misiniz?"
Doktor şaşkın şaşkın bakmış. Demek bir sorunları var.
Tıp adamı olarak yardim etmek zorunda.
"Peki" demiş. çift yatağa uzanmış.
Doktor izlemiş ve teşhisi bildirmiş:
"İkiniz de gayet sağlıklısınız.Sevişmeniz fevkalade..
Merak edecek bir şey yok.Viziteniz 100 milyon.Bu da faturanız."
Ertesi hafta çift yine gelmiş doktora sevişirken bizi izle diye.
Gene izlemiş doktor. Gene sorun yok. Gene vizite 100 milyon.
Her hafta çift randevu alıyor,geliyor,sevişiyor.
Parayı ödüyor,çıkıp gidiyor.
Bir türlü bir şey bulamayan doktor sonunda dayanamamış.
''Bana biraz yardımcı olun sıkıntınız ne söyleyin?"
Adam cevap vermiş:
''Herhangi bir sıkıntımız yok.Bir şey bulmanızı da istemiyoruz.
Bu kadın evli. Onun evine gidemiyoruz. Ben de evliyim.
Benim evime de gidemiyoruz.
Hilton geceye 178 dolar istiyor.
Sheraton 182 dolar.
Buraya ise sadece 100 milyon ödüyoruz.
üstelik SAGLIK SIGORTAMIZ bu 100 milyonun 85 milyonunu bize
fatura karşılığı geri ödüyor."
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
Gurzan süpersin yaaa,ayrıca iltifatın için teşekkür ederim.Sağlıcakla kal motorize kal
SUZUKİM, ud\'um buz gibi bira ile doğanın keyfini yaşarım.
şimdi üç arkadaş bi gün çölde yürüyolarmış
sonra bir adam görmüşler adam bunlara sormuş
buralarda başı boş gezen bi deve gördünüzmü diye
sonra üç arkadaştan biri senin devenin karnı açmıydı demiş
adam evet evet karnı açtı demiş
ikincisi sormuş peki demiş bir ayağı sakatmıydı demiş
adam evet evet sakattı demiş
üçüncüsü sormuş senin devenin demiş boyu uzunmuydu demiş
adam aa evet evet uzun boyluydu demiş
üç arkadaş hepsi birden görmedik demişler
sonra adam kadıya şikayet etmiş bunları benimle dalga geçiyolar vede devemi çaldılar vermiyolar diye kadı bunları çağırmış
birinciye sormuş deve nerde diye bilmiyorum demiş
peki demiş nerden biliyordun karnının aç olduğunu
birinci adam demişki yoldaki otları yemiş ordan anladım demiş
ikinciye sormuş sen ayağının topla olduğunu nerden anladın demiş
yoldaki ayak izleri üç taneydi bende ordan tahmin ettim demiş
üçüncüye sormuş sen boyunun uzun olduğunu nerden anladın demiş
otları demiş hep üst taraftan yemiş ordan anladım demiş üçüncü
kadıya bunlar mantıklı gelmiş adamları serbest bırakmış yanlız demiş
1 şartım var bir akşam üçünüzüde yemeğe bekliyorum demiş kadı
kabul etmişler bigün gitmişler kadının evine
kadı o gün kuzu çevirme şarp falan tam bir ziyafet hazırlamış bunlara
sonra kadı sormuş
ee beyendinizmi yemekleri
1. cevap vermiş
beğendik ama demiş bu kuzu köpek sütü emmiş demiş
2.cevap vermiş
bu şarapta mezarlıktan toplanan üzümle yapılmış demiş
3.cevap vermiş
sende demiş o.çocuğusun demiş neyse kadı o gün bişey dememiş bunlara
kasaba gitmiş sormuş demişki senin bana verdiğin kuzu köpek sütümü emmişti
kasap evet efendim annesi öldümüştü onun o yüzden mecbur kaldık demiş
şarapçıya gitmiş bana verdiğin şaraba mezarlıkatan toplanan üzümlemi yaptın demiş
şarapçı evet efendim mezarlıktaki üzümleri kimse toplamıyordu bende ziyan olmasın diye onları topladımyaptım demiş
annesine gitmiş demiş anne ben böyle böylemiyim demiş
anneside evet oğlum baban askerdeyken köye yakışıklı bi adam geldi onunlada birlikte oldum demiş
sonra kadı bu üç arkadaşı çağırmış
1.ye sormuş
demiş nerden anladın kuzunun köpek sütü emdiğini
cevapvermiş adam demişki kadım köpek sütü emmiş kuzunun arka bacağında yağ olur ordan anladım demiş
2.ye sormuş
sen demiş nerden anladın şarabın mezarlıktaki üzümle yapıldığını
demişki adam şarabın böyle kötü bir kokusu vardı ordan anladım demiş
3.ye sormuş ulan demiş sen nerden anladın benim o.çocuğu olduğumu
cevap:
kadım demiş annenizin evinin kapısında GALATASARAYLI yazıyodu
sevgili GS li arkadaşlar kimse üstüne alınmasın bunu rakip takımlı arkadaşınıza anlatın deli etmek için gs fb bjk ts van spor heryere çekili valla yanlış anlamayın sakın haaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
etrafına bir baksana evrendeki herşey sana hizmet etmek için yaratılmış.........
Matematik profesörü esine bir faks göndermis:
"Sevgili karicigim; 54 yasina geldin, bildigin gibi bazi ihtiyaclarimi artik
karsilayamiyorsun.
Esim olarak seninle mutluyum ve sana hic yalan söylemedim.
Bunu da sana anlatinca anlayisla karsilayacagindan eminim.
Bu gece 18 yasindaki asistanimla Büyük Otelde kalacagim.
Gece yarisindan evvel gelirim.
KOCAN"
Adam eve dönünce yemek masasinin üzerinde bir not bulmus:
"Sevgili kocacigim; Sen de 54 yasindasin .
Bu notu aldiginda ben de Deniz Otelde 18 yasinda bir delikanliyla birlikte
olacagim.
Sen ki matematikcisin bu isi cok iyi bilirsin.
18, 54 ün icinde üc kere ama;
54, 18 in icinde kac kere ???
Bilmem anlatabildim mi?
Onun icin sen bu gece beni bekleme yarin görüsürüz.
KARIN
Ülkemde hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
yaşam felsefesi de denebilir Başarılı bir deney İsviçre Laboratuarlarında; 4 kavanoza 4 barsak solucanı atmışlar, 1. sinde Alkol varmış, solucan hemen ölmüş. 2. sinde Nikotin varmış, solucan hemen ölmüş. 3. sünde Sperm varmış, solucan hemen ölmüş. 4. sünde Yeşil yapraklar varmış, solucan üremeye başlamış. Deney Sonucu: ***Alkol, Sigara ve Seks yaptığınız sürece barsaklarınızda kurtolmaz. ***Ot gibi yaşarsanız her tarafınız kurtlanır . :=)))))))))))))))))))))))
Ünlü İtalyan babası Donetelli ölmek üzere olduğu günde bütün ailesinin odasından çıkmasını ve büyük oğluyla yalnız kalmak istediğini söylemiş. Büyük oğluyla başbaşa kalan Donetelli yastığın altından çıkardığı gümüş 24'lük tabancayı miras olarak vermek istemiş.
Zıpır bir ruha sahip oğlu;
Baba bilirsin ben silah filan sevmem, sen en iyisi bana rolex saatini bırak.
Donatelli;
Bak oğlum, yarın bir gün evleneceksin güzel bir karın, çocukların, emrinde çalışan yüzlerce adamın, paran herşeyin olacak. Oldu ki bir gün karını yatakta başka bir adamla yakaladın, saatini gösterip "tamam vakit doldu!" mu diyeceksin?
Teşkilat
Amerika da bir asker, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile parmağını kesti. Biraz ötede bir dispanser vardı. Asker :
- Ben şurada pansuman yaptırayım, dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı. Birinde
-Hastalıklar-, ötekinde
-Yaralar- yazılı idi.
-Yaralar- kapısından girdi.
Yine önünde iki kapı. Birinde
-Et-, ötekinde
-Kemik- yazıyordu.
-Et- kapısından girdi.
Yine iki kapı. Birinde -Önemli-,
ötekinde -Önemsiz- yazıları vardı.
-Önemsiz- kapısından girince kendini sokakta buldu.
Arkadaşı sordu :
- Nasil iyi baktilar mi?
- Hayır; ama teşkilat dehşet!..
Hani su meshur dortlu vardir ya bir ingiliz, bir fransiz, bir amerikali, bir turk.
Iste bu defa onlarin esleri bir araya gelmis once ingiliz hatun baslamis
anlatmaya:
-benim esim oyle romantiktir ki her sabah eline bir gul alir o gulu tum vucudumda gezdirerek beni uyandirir...
amerikali atlamis hemen:
-aaa benim esimde cok romantiktir. Sabah ayak ucumuzdaki pencereyi acar hafif ruzgar ayaklarimdan baslayip tum vucudumu gezerek beni uyandirir ve esim mutlaka basucuma bir cicek birakmis olur...
Fransiz gulumsemis kendinden emin:
-bunlarda ne ki benim esim her sabah ayaklarimdan baslayip tum vucudumu ve en son da dudaklarimi operek uyandirir beni ben her sabah mutlulugun doruklarinda uyanirim
Sira turk hatuna gelince o saskin saskin digerlerine bakmis ve demis ki:
-ben oyle or.o p...luklardan anlamam cisim gelir uyanirim...
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)