En sağlam fıkra bilen buraya
-
İki tüccar Yahudi arkadaş, piyasayı araştırdılar ve o sene haki
renkte kumaşın moda olacağını öğrendiler. Bütün varlıklarını paraya
çevirdiler. Piyasadaki bütün haki kumaşları satın aldılar.
Depoları bu renkteki kumaşlarla doldu.
Ancak; kimsenin haki renkteki kumaşlara talip olmadığını gördüler.
İki kafadar artık iflasın eşiğine gelmişlerdi.
Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardı.
Bıçağın kemige dayandığı bir gün kapi çalındı ve içeriye bir albay girdi.
'Sizde haki renkli kumaş var mı ?' diye sordu.
Kulaklarina inanamadilar.
'Evet albayim var, gösterelim' dediler.
Albay dikkatle kumaslari inceledi 'çok begendim' dedi.
'Bu sene askerlere 200 bin, subaylara 50 bin adet haki renkte elbise yaptıracağız.
Ancak tabi ki benim tek başıma beğenmem yetmez.
Generalimin de olur demesi lazım.'
Bana bir parça numune verin yarin saat 12.ye kadar telgraf
çekersem iptal ettim demektir.
Eğer telgraf gelmezse kumaşları kesip imalata başlayabilirsiniz..'
Ve albay numuneyi alarak gitti.
O gece bitmek bilmedi.
Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman 'ya iptal olursa' diye göğüs geçirdiler.
Ertesi gün saat:
11.00................
11.15...................
11.30........................
11.45..................
gözleri yollarda korku ile postacıyı beklediler.
Bir taraftan postacı gelmesin diye dua ediyorlardı.
Tam 12 ye 5 kala postacı yolun başında
gözüktü. 'Belki bize gelmiyordur' diye ümitlendiler.
Ancak postacı gelip kapılarını çaldı.
Moiz büyük bir kederle koltuğa çöktü.
Aron`da çaresiz kapiyi açtı ve postacının elinden telgrafı aldı.
Titreyen elleri ile kağıdı açtı ve sevinçle bağirmaya başladı.
Müjde Moiz, müjde............
Baban Ölmüş ))
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
Reklamlar
-
dursun askerdeyken birliğine babasının öldüğü haberi gelir. ama kimse dursuna bu kötü haberi söylemek istemez. en sonunda komutan bu işi temele verir. temel kara kara düşünür nasıl dicem dursuna diye. en sonunda temel dursunun yanına gider der ki :
-dursun annen var mı?
-var
-dayın var mı?
-var
-teyzen var mı?
-var
baban var mı?
-var
-nah var !!!
-
09 Kasım 2008, 23:11
#583
İkimizde Öldük
Doktorun bekleme odasında, son derece hasta oldukları her hallerinden belli üç adam oturuyormuş. . Hastalardan birisi 24 saatin 24'ünde de içen bir alkolikmiş.. İkincisi, sigaraları birbirine ekleyen bir tiryaki.. Üçüncü sevişmeden duramayan azgın bir eşcinsel.. Üçünü de uzun uzun muayene eden doktor, sonuçları açıklamak için adamları odasına çağırmış.
- 'Haberler kötü' demiş... 'Üçünüz de uçurumun kenarındasınız. . Bu alışkanlığınızı derhal bırakmanız gerek..
Sen bir yudum daha içersen, sen bir nefes daha çekersen, sen bir daha bir erkekle ilişkiye girersen bittiniz. Orada kalırsınız. Bakın tane tane tekrar ediyorum.. Aranızdan herhangi biri bu alışkanlığı bir defa, sadece bir defa dahi tekrarlarsa ölecektir.. Hepsi bu kadar..'
Üç kafadar muayenehaneden birlikte çıkmışlar, Yürürlerken bir barın parlak
ışıkları yüksek müzik alkoliği kandırmıs..
- 'Bütün doktorlar palavracıdır. Bayılırlar yasaklamaya' demiş ve dalmış içeriye... Ötekiler de peşinden..
Alkolik bir duble viskiyi kafasına dikmesiyle oraya yığılmış kalmış.. Diğer ikisi dehşet içinde bardan fırlamışlar. .
Karmakarışık duygularla yürürlerken kaldırımda yeni yakılmış, dumanı tüten kocaman bir puro görmüşler..
Tiryaki aniden durmuş.. Derin derin bakmaya başlamış yerdeki puroya.. Eşcinsel tiryakiyi dürtmüş..
- 'Eğer onu almak için eğilirsen... Bil ki, ikimiz de öldük!'
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
-
10 Kasım 2008, 19:03
#584
-
11 Kasım 2008, 20:53
#585
Karı koca bir barda oturuyorlar.
Önlerindeki ickileri yudumlarken bardan
içeri hoş bir hatun girer.
Bizimkilerin yanına gelir, adama sarılarak öper. Karısına
aldırmadan:
-
Nasılsın hayatım? Epey oldu görüşemedik.
Diyerek başka bir masaya gidip
oturur.
Adamın karısı dayanamayarak sorar:
- Kim bu kadın?
Adam
sakin bir sesle yanıtlar:
- Senden saklayacak değilim. Metresim!
Kadın
çıldırır:
- Ne bu ne cüret! Bu ne ahlâksızlk!.. Ben buna katlanamam.
Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın meğer.
Bir de utanmadan
metresim diyorsun. Her şey bitti anlıyor musun, boşanıyoruz!
Hem de derhal!..
Adam gayet sakin bir tavırla karısına bakar:
- Dur bakalım hele bir sakin
ol. Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki
daireyi, Bodrum'daki
tripleksi, 24
metre yatı,altındaki son model jeepi, kımızı spor arabayı,
Maldiv adalarındaki devre mülkü, mücevher ve takı
kolleksiyonlarını falan
bırakıp boşanmak mı i stiyorsun?
Alt tarafı bir metres için bütün bunlardan
vazgeçmeye değer mi bir tanem.Kadın bunları duyunca sakinleşir.
Çevresine
bakınmaya başlar.Biraz ilerideki masada oturan bir çift
dikkatini çeker.
Kocasına sorar:
- Şurada oturan bizim Suat degil mi?
Kocası yanıtlar:
- Evet
- Peki yanındaki kim?
Kocası gayet sogukkanlılıkla yanıtlar:
- Kim olacak canım, metresi.
Kadın önce duraksar. Sonra burnunu
kıvırarak kocasına sokulur:
- Aaaa ! Bizimkisi daha güzel valla!.
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
-
12 Kasım 2008, 09:10
#586
dentist48 adlı üyeden alıntı
Karı koca bir barda oturuyorlar.
Önlerindeki ickileri yudumlarken bardan
içeri hoş bir hatun girer.
Bizimkilerin yanına gelir, adama sarılarak öper. Karısına
aldırmadan:
-
Nasılsın hayatım? Epey oldu görüşemedik.
Diyerek başka bir masaya gidip
oturur.
Adamın karısı dayanamayarak sorar:
- Kim bu kadın?
Adam
sakin bir sesle yanıtlar:
- Senden saklayacak değilim. Metresim!
Kadın
çıldırır:
- Ne bu ne cüret! Bu ne ahlâksızlk!.. Ben buna katlanamam.
Derhal boşanıyoruz! Sen ne şerefsiz adammışsın meğer.
Bir de utanmadan
metresim diyorsun. Her şey bitti anlıyor musun, boşanıyoruz!
Hem de derhal!..
Adam gayet sakin bir tavırla karısına bakar:
- Dur bakalım hele bir sakin
ol. Ne yani sevgilim Etiler'deki dubleksi, Akmerkez'deki
daireyi, Bodrum'daki
tripleksi, 24
metre yatı,altındaki son model jeepi, kımızı spor arabayı,
Maldiv adalarındaki devre mülkü, mücevher ve takı
kolleksiyonlarını falan
bırakıp boşanmak mı i stiyorsun?
Alt tarafı bir metres için bütün bunlardan
vazgeçmeye değer mi bir tanem.Kadın bunları duyunca sakinleşir.
Çevresine
bakınmaya başlar.Biraz ilerideki masada oturan bir çift
dikkatini çeker.
Kocasına sorar:
- Şurada oturan bizim Suat degil mi?
Kocası yanıtlar:
- Evet
- Peki yanındaki kim?
Kocası gayet sogukkanlılıkla yanıtlar:
- Kim olacak canım, metresi.
Kadın önce duraksar. Sonra burnunu
kıvırarak kocasına sokulur:
- Aaaa ! Bizimkisi daha güzel valla!.
Süperr yaa
'04 Yamaha Nuovo - '56 BMW R25 - '06 Mondial 250 MCT - '94 BMW F650 - '99 Kawasaki ER 5 - '06 Bisan Roadstar 250 - '97 Kawasaki VN800 - '08 Suzuki VL 800 Intruder - '04 Suzuki VL 800 Voluisa - '01 Honda XL 650 V Transalp -'00 BMW F 650 GS
-
12 Kasım 2008, 17:57
#587
Temel elma yemeğe bayılırmış bir gün elma yemiş bayılmış....
Temelin lokantasına bir gün bi iş adamı gelir
-uşağım bana bi işkembe"cek der
-temel buyur abi corban
adam corbayı kaşıklar kaşıklar üçüncü kaşıkta içinden çorap çıkar
adam temeli yanına çağırır yüksek ses le
-uşak bu ne allah aşkına çorbanın içinden çorap çıktı
temel de adam ın tipine şöyle bi bakar ve
-ne bekliyordun ya 1 ytl lik çorbadan takım elbisemi cıkıcaktı...
-
14 Kasım 2008, 21:27
#588
Türk Havayolları Istanbul-Wien seferini yapan uçakta inise dogru Pilot anons eder:
'Sayın yolcularımız 25 dakika sonra Viyana havalimanına inis
yapacagız, hava parcali-bulutlu 15 dereceee ........AMAN ALLAHIM.............' !....!!!
Ve anons o anda kesilir. Butun yolcular panik halindedir. Ortalik calkalanir.
Bir kac dakika sonra, ki bu yolcular icin sanki yillar kadar uzun sürmüstür;
Pilot: 'Sayin yolcularimiz, kusura bakmayin sizleri korkuttum ama
hostes yanlışlıkla üstüme bir fincan sicak kahve döktü, canim cok
yandi, pantalonun ön kismini bir görseniz!'
Arka sıralarda oturan bir yolcu bagirarak: 'O da bir sey mi, sen
bizim pantalonlarin arka kismini bir görsen'....!!!!
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
-
16 Kasım 2008, 00:54
#589
-
16 Kasım 2008, 00:58
#590
hahahahaaha....
Her akşam yatmadan önce Tanri' ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanri'nin çalişma tarzinin bu olmadiğini anladim. Ertesi gün gittim ve kendime yeni bir bisiklet çaldim ve her akşam yatmadan önce Tanri'ya günahlarimi affetmesi için dua ettim...
-
17 Kasım 2008, 17:50
#591
Bekliyorum; öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın
Kazasız Sürüşler Dilekle Olmaz Eğitimle Olur
-
27 Kasım 2008, 22:07
#592
Bir gün taksiye binen bir müşteri şoföre bir şey
sormak için hafifçe omzuna dokunur. Şoför bir çiğlik atıp, direksiyonun kontrolünü
kaybeder, bir otobüse çarpmak üzere iken
direksiyonu kırar, kaldırıma
çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur
arkaya donup müşteriye:
'hayatta bir daha bunu yapmayın!' diye bağırır.
Müşteri ise şaşkınlıkla bir ufacık dokunmanın onu
bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemediğini söyler. Bu arada kendini toparlamış olan şoför,
müşteriye dönüp: 'haklisiniz, aslında sizin kabahatiniz yok' der.
Bugün benim ilk taksi şoförlüğüm, 25 senedir
cenaze arabası şoförüydüm........
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
-
05 Aralık 2008, 20:45
#593
> İki emekli parkta güvercinlere yem atiyorlardi.
>
> Biri diğerine:
>
> -'Su güvercinlere ne zaman yem atsam, siyasetçileri
> hatırlıyorum ' dedi.
>
> Digeri;
>
> - 'Neden...?' diye sorunca ekledi ;
>
> ' Yerde dolaşirlarken elimizden yiyorlar, havalanınca
> kafamıza ..çıyorlar... şerefsizler.....! '
> Fadime kumar oynuyormus. Temel de arada sirada yanina
> gidip soruyormus:
> Nasil gidiyor kanaryam?
> -Kaybediyorum.
> Bir muddet sonra yine:
> -Nasil gidiyor guvercinim?
> -Kaybediyorum
> Bu konusma bulbulum sercem diye devam edince Cemal
> sormus:
> -Neden karina hep kus isimleriyle hitap ediyorsun
> -Bu kadar kisinin icinde de kus beyinli diyemem ya
> Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakirli
> ayni trafik kazasinda olmus. Cenazeleri dualarla, goz yaslariyla
> kaldirilmis. Iki uc gun gecmis, bir de bakmislar ki
> Karadenizli, cikmis mezardan, ustunu silkeleyerek geliyor. Once
> buyuk
> bir panik yasanmis haliyle, sonra bakmis zombi mombi degil, bayagi
> kanli canli, cesaret
> edip yanina yanasmis ve merakla sormuslar:
> - Yahu sen oteki dunyadan nasil geri dondun? Anlatmis:
> - Ote tarafta da isler buradaki gibi yuruyormus meger, rusvet,
> haksizlik,
> yolsuzluk... Geri gondermek icin 5 bin dolar istediler, bastim
> parayi geri geldim.
> - Eee, diger iki arkadas niye gelmedi?
> - Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mi, yap bir
> indirim de ayagimiz alissin!' diye pazarlik ediyordu.
> - Ya Diyarbakirli?
> - O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu...
Karadenizde köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
- 'Çugurun yanune bir ambulans peklesun ve tuşenleru hemen hastaneye yediştirsun.'
İkincisi:
- 'Çukurun yanıne hastane kuralum, tuşenleru yediştirmesu vakit almaz oylece daa' demiş.
Sıra Temel'e gelmiş.
- 'Ula uşaklar, kafaniz hiç piratig çalışmayi. Ha buni kapatalum de cidelum hastanenun yanine pir çugur açalum daaa'
[COLOR="DarkRed"][B][B][I][B]Sadece gülümse gerisi boş...[/B][/I][/B][/B][/COLOR]
-
23 Aralık 2008, 21:17
#594
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve sorar:
-Aranızda müslüman olan var mı ?
Korkudan kimse bişey diyemez.
Biraz sonra yaşlı bir adam cesaretini toplar ve ayağa kalkar:
-Ben müslümanım. der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar.
Adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip:
-Amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin ? der.
Yaşlı adam epeyce bir hayvanı kestikten sonra 'ben yoruldum başka birini bul' der.
Adam bu sefer kanlı bıçakla tekrar camiye girer ve sorar:
-Aranızda başka müslüman var mı ?
Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar,
imam:
-Ulan iki rekat namaz kıldırdık diye müslüman mı olduk şimdi...!
-------------------------------------------
Aksi kadın
Adam karısıyla arabada giderken polis sirenini duymuş, hemen saga
çekmiş ve polis gelmiş: 'buyrun memur bey?'
'beyefendi direksiyon başındayken cep telefonuyla konuşuyordunuz"yok
efendim sadece bip yaptı, ben de sarji mi bitiyor diye baktım'
karısı lafa atlamış:
'aaa yapma hayatım.. yarım saattir ortagınla iş görüşmesi yapıyordun
telefonda'
Adam karısına tip tip bakarken polis yine sormuş:
'beyefendi emniyet kemerinizi neden takmıyorsunuz???'
'memur bey takmıştım ama sizin geldiginizi görünce durduktan sonra
çözdüm'
Karısı yine atlamış: 'aman şekerim sen de o kemeri hayatında bir kere
taktın mı acaba….'
Adam kadına bi tane patlatmamak için kendini zor tutarken;polis bu
sefer de arabayı incelemeye başlamış vee… -'beyefendi bakar mısınız
sag sinyaliniz de kırık'
'aaaa.. kırık mı?? sabah yola çıkarken kontrol ettim kırık
diildi…yolda oldu galiba, hiç de farketmedik' karısı çenesini
tutamamis yine:
'amma da attın kocacıım, sana 3 haftadır söylüyorum artık şu kırık
sinyalin icabına baktır diye…..'
Adam en sonunda dayanamamış bagırmış:
'bana bak sen susucak mısın çakıcam şimdi suratının or! tasına!!'
Polis kadına sormuş: 'hanımefendi eşiniz size hep böyle m i davranır?'
Kadın cevap vermiş:
'yok canım….sadece alkollu oldugu zaman…..
--------------------------
YÖNETİM FELSEFESİ
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyordu.
Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek için 1 genel müdür atandı, ve sandaldaki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayısı da 1 e indirildi.
Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi,
1 Genel müdür
3 Bölgesel müdür
3 Dümen şefi
1 Dümenci
1 Kürekçi
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti. Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu,
müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.
--------------------------------------
Yeryüzündeki herkes ölür ve Tanrinin huzuruna çikarlar...
Tanri buyurur:
'Erkekler iki sira olsun, bir sirada karilari tarafindan yönetilen
erkekler, diger sirada karilarini yöneten erkekler. Bütün kadinlari
cennete aldim onlar meleklerle birlikte ayrilsinlar simdi!'
Kadinlar gittikten sonra Tanri erkeklerin karsisina geçer. Karilari
tarafindan yönetilen erkeklerin sirasi kilometrelerce uzarken, karilarini
yöneten erkeklerin sirasinda sadece bir adam durmaktadir.
Tanri uzun siradakilere hisimla bagirir:
'Kendinizden utanin! Sizi bu dünyada güç ve iradenin temsilcisi olarak
yarattim! Suraya bak, hepiniz güçsüz, karaktersiz yuzlerce kilometrelik
sira
olmussunuz.. Su tarafta tek basina gururla dikilen kuluma bakin ve ondan
ders alin!'
Ve ona dönerek
'Anlat bunlara kulum; sen ne yaptin da ''Karilarini yöneten erkekler''
sirasinda tek oldun?
Adam cevap verir :
-Bilmem... Karim bana burda durmami söyledi...
------------------------------
Adam 1 kaloriliktir..Canı kuru fasulye çekmiştir.Fakat karısından bunu nasıl isterim diye bir süre düşünür.Eve gelince karısına;
- Akşam sinemaya gidelim mi? Bu arada canım çok kuru fasulye çekti..demeyi de ihmal etmez.
Karısı istediği her zaman sinemaya gidebileceğini bilmesine karşın, kocasından böyle bir öneri gelmesine çok memnun olur.
Akşam yemeği evin beyinin dediği şekilde hazırlanır ve yerler. Sinemaya giderler ve yerlerine otururlar. Daha film yeni başlamıştır, kuru adamı sıkıştırır ve adam karısına eğilir:
—Hanım bir kuş uçurabilir miyim? der. Karısı:
—Hadi uçur bakalım, der.
Bir süre sonra yine kuru sıkıştırır ve adam biraz sallandıktan sonra karısına eğilir ve:
—Hanım bir kuş daha uçurabilir miyim? der.
Karısı:
—Hadi uçur bakalım, der.
.Filmin yarısına gelindiğinde kuru yine sıkıştırır. Adam biraz sabreder fakat nafile. Karısına eğilir ve:
—Hanım son bir kuş daha uçurabilir miyim? der.
Karısı:
—Neyse!!, hadi uçur bakalım, der.
Bu esnada arkadaki adam elini adamın omzuna koyar ve:
—Eğer bir kuş daha uçur, anam avradım olsun yuvasını dağıtmazsam.!
Bekliyorum; öyle bir havada gel ki vazgeçmek mümkün olmasın
Kazasız Sürüşler Dilekle Olmaz Eğitimle Olur
-
24 Aralık 2008, 17:32
#595
temel fransaya gidiyor. girişteki fransa tabelasını görüp;
'way be sabancılar burayıda almış'
motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı
-
kesin herkes beğenecek
maliyeciler ve vergi
--------------------------------------------------------------------------------
HAYATIMIZ VERGİ VERMEKLE GEÇİYOR
Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş.Karşısına çıkan kaplumbağa- Tilki
kardeş ne bu telaş ?-
'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki ' Şimdi bir
bakarlar bende kürk , hanımda kürk , çocuklarda kürk , dünyanın vergisini
yazarlar... !
Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış . Onu
telaşlı gören leylek - Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş ? diye
sormuş-
'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa 'Bende ev hanımda ev
çocuklarda ev ' yakalanırsak dünyanın vergisini alırlar !-
Leylekte hemen
uçuşa geçmiş .Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş -Leylek kardeş ne iş ?
Bu ne acele -
Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş , bende yazlık ,
hanımda yazlık , çocuklarda yazlık ,vergi borcundan batarız ... -
Maymun
bunu duyar duymaz bağırarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Biraz
ilerledikten sonra durmuş.Kendi kendine ; -İyide ben niye kaçıyorum ki ?
demiş .Benim kıçım açık , hanımın kıçı açık ,çocukların kıçı açık...
__________________bu güzel hikayeyi, sizlerle paylaşmak istedim,
MOTOSİKLETSİZ İNSAN ÖZGÜR DEĞİLDİR
-
Vergi sistemini hayvanlar yönetse daha iyi diyorum.
-
çok güzeldi,zaten bizim kıçımız doğuştan açık ama maliyeciler bunu farkında değil
-
bu fıkrayı nereye yazacağamı bilemedim, kıssadan hisse, nede olsa
fıkra olduğu için en uygun yer burası sanırım
Başbakan medya aracılığıyla açıklama yapmış;
"Krizden kurtulmak için yerli malı kullanın!"
* * *
Ben de dedim ki amenna, başbakanımız doğru söylemiş...
Başbakanı cepten arayıp tebrik edeyim dedim...
Meğerse Turkcell'in bir kısmına el koyup, Finliler'e
Ruslar'a satmışlar...
Telsim'den arayayım dedim...
El koyup İngilizler'e satmışlar...
AVEA'dan arayayım dedim...
Lübnanlı'ya satmışlar...
Ev telefonundan arayayım dedim...
Araplar'a satmışlar...
E bari internetten e-posta yollayayım, maksat yerli malı
kullanmak olsun...
O da Araplar'a gitmiş...
Ne diyelim....
Arab...
Sen bizi kurtar Ya Rab...
* * *
Bari dedim bineyim otomobile, başbakanın yanına gidip öyle tebrik edeyim...
Uzun yola çıkma dan önce araç muayenesi yaptırayım dedim...
Araç muayene işlerini Alman'a vermişler...
Sigortasını yaptırayım dedim... Başak Sigorta'yı Fransa'ya vermişler...
Benzin alayım desem... Zaten direk Irak'a dolaylı olarak ABD'ye gidecek param...
Ondan da vazgeçtim...
* * *
Madem dedim, başbakanı yerli malı kullanma sevdasından dolayı tebrik edemedik..
E bari gidip bir bankadan kredi çekeyim de yüzde yüz Türk sermayeli bir iş kurayım...
Maksat, başbakanın gözüne girmek...
TEB'e gittim, Fransızlar kapmış... Deniz Bank'a gittim Danimarkalılar almış...
Oyak Bank'a gittim, Hollandalı oturuyor patron koltuğunda...
Finans Bank'ı da vermişiz Yunan'a...
Hani, Türk Bankası olduğu için Ziraat Bankası'nın
Atina'da şube açmasına izin vermeyen Yunanistan...
Ama Allah'ı var sayın başbakanımızın, Garanti
Bankası'nın hepsini değil sadece yarısını vermişiz
Amerikalılar'a... Valla tebrikler...
* * *
Dedim ki kendi kendime, bu da olmadı, en iyisi mi açayım
bir radyoyu da kafamı dinleyeyim...
Açtım... Süper FM... Kanadalı'ya satmışlar...
* * *
Valla nasıl olur bu iş dedim kendi kendime...
Ne var ne yok elin ecnebisi kapmış....
Cep delik tava delik... Nokta nokta nokta üstelik...
* * *
Hemen bir 70'lik rakı açtım büyüğünden... Hani Türk
içkisi ya. O bakımdan. Efkar dağıtmak için...
Onu da Amerikalılar'a satmışlar meğerse...
* * *
Bir tek kömür madenlerini satmamışlar...
Seçim zamanlarında işe yarıyor çünkü...
Demokraside devrim yaptık ya hani...
Kömür demokrasi düzenine geçirdik ülkemizi...
O bakımdan...
* * *
Hadi bakalım...
Durmak yok yola devam...
__________________
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
MOTOSİKLETSİZ İNSAN ÖZGÜR DEĞİLDİR
-
Koptum ben bu duruma
Hikaye bu ya, bir zaman gelmiş ve kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş.
napıcaz ne edicez diye düşünmeye başlamışlar. aralarından
en yaşlı ve bilge olanı "şu dağı görüyor musunuz?? onun arka
tarafında büyük bir göl var. "demiş. ee koca dağı hepsi birden
aşamazlar..arada yaşlı olanlar var. bunun üzerine oraya gidip su
getirmeleri için en genç 2 kaplumbağa seçilmiş. genç kaplumbağalar 25 yıl
sora göle ulaşmışlar. (yuh... demeyin..ancak çıkmışlar dağı.
hem nasıl olsa uzun yıllar yaşıyorlar.) ve o anda farketmişler.
suyu alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar.
kaplumbağalardan
biri;
-ee napıcaz şimdii?? birimizin gidip kap alması lazım.
diğerimizde
burda
bekleyelim ki kimse gelip içmesin sudan!! en iyisi sen git!
-olmazzz... ben gidicem sen ya suyu içersen. o zaman köy susuz
kalır ve hepimiz ölürüz susuzluktan!
-yok valla bak yemin ederim ağzımı sürmiycem. sen git al gel kabı
bekliycem. söz veriyorum!
bunun üzerine diğer kaplumbağa yola çıkmış. orda kalanda beklemeye
başlamış. aradan 30 yıl geçmiş. 50 yıl. 60 yıl... sonunda bekleyen
kaplumbağa bu böyle olmıycak demiş... galiba gelmiycek bu.
köydekiler
de
öldü heralde susuzluktan... en iyisi ben biraz su içeyim de bari ben
hayatta kalayım... kaplumbağaların soyu devam etsin. tam eğmiş kafasını
göle doğru bir yudum alacakken çalıların
arkasından bir ses duyulmuş...
Ben Biliyordum senin Böyle yapacağını
-bak böyle yaparsan gitmem amaaa!!!!!!!!!!
Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)
Bu Konudaki Etiketler