temel fadimeyi arar; "akşam bize gel evde kimse olmıcak"
akşam fadime eve gider, kapıyı çalar çalar...çalarr.... kimse açmaz...
Bayat
BAŞKALARINI SIK SIK AFFEDİN, AMA KENDİNİZİ ASLA
Teksasta haydutluk eğitimi gören bir öğrenciyi azılı haydutların yanına staja verirler. İlk ders olarak bir posta arabası soyulacaktır. Araba durdurulur; Şef haydut:
- "Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sırada stajer arabada yaşlı bir ninenin oturmakta olduğunu farkeder ve
- "Nine otursun bari" der.
Haydutlar hep bir ağızdan
- "Sen karışma, şef ne derse o olur" derler.
Bu sefer şef;
- "Bütün paralarını alın" der.
Stajer yine atlar:
- "Yaşlı nineninkileri de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir ağızdan
- "Sen sus, şef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alınmıştır. Şef atına biner adamlarına döner ve
- "Bütün kadınlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konuşacakken nine atılır:
- "Sen sus bakalım , şef ne derse o olur"
EKSOZUNLA NEYİ KANITLAMAYA ÇALIŞIYORSUN F_16 DEĞİLSİNKİ ::sefereee::sefereee::sefereee
bir tanede benden
buluşların olduğu o yıllarda temelde aklınca bi buluş yapmaya çalışmaktadır masa başında çalışırken birden önüne bi pire zıplar ve onu yakalar
sonra kahveye koşa koşa gider heyacan ve soluğu kesilerek millete ''arkadaşlar ben bi keşfe imza attım pireyi eğittim'' der sonra millet nasıl olduğunu sorar temel'' pireye zıpla diyorum zıplıyor hopla diyorum hopluyor dur dediğimde de duruyor''
sonra temel bu pire olayını buyutmek ister ve ewde pireyle ilgi deneylere devam d
eder
pirenin ön bacaklarını keser ve pireye ''zıpla der pire zıplar hopla der hoplar dur der'' durur derken bu kezde pirenin arka ayaklarını keser ve pireye '' zıpla der zıplamaz hopla der hoplamaz eeee dur dese zaten yerinde duruyor''
koşarak kahveye varır yine hayacanlı şekilde bi keşif yaptığını bunu kimsenin bilmediğini söler heyacanlanan halk hemen sorar ''ula temel ne puldin''
we temel buluşunu açıklar ''pirenin arka ayaklarını kesince kulakları duymuyiiii''
kendini bişey zannedenlere uyuz oluyorum:
bilmiyorlar ki bugun bana yarın sana
bi ingiliz bi fransız bi alman bide temel uçağa binmişler, temel bi sağına bakmış, bi soluna bakmış "ulan yine mi siz?" demiş.
motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı
evde son söze herzaman erkek söyler
"Peki hanım"
Denildiği kadar okumayan bir toplum değiliz. ErkekIer bildiğini okuyor, kadınlar da canına okuyor
HİTLER
Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis
- "1912" diye.
Hitler göndermis Ilgiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis
- "1050".
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan isimlerini!"
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus:
- "Baba!, kedilerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?"
Baba ilgisizce;
- "Günahtir evladim" demis
- "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?"
- "O da gunahtir evladim"
- "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?"
- "Ooofff! o da günahtir evladim"
- " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?"
Baba en sonunda dayanamaz:
- "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..."
EKSOZUNLA NEYİ KANITLAMAYA ÇALIŞIYORSUN F_16 DEĞİLSİNKİ ::sefereee::sefereee::sefereee
20. yüzyilin basinda bir evde kucuk bir cocuk babasina sormus:
- "Baba!, kedilerin kuyruklarini kesip kemer yapmak günah midir?"
Baba ilgisizce;
- "Günahtir evladim" demis
- "Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah midir?"
- "O da gunahtir evladim"
- "Peki baba japonlarin beyinlerinden corba yapmak gunah midir?"
- "Ooofff! o da günahtir evladim"
- " Peki baba yahudilerin yaglarindan sabun yapmak gunah midir?"
Baba en sonunda dayanamaz:
- "Degildir ulan. oooff bee Adolf , nerden aklina gelir boyle sorular sormak?!..."
KALİTE
motogünlüğüm: youtube.com/c/Bereñârı
Arkadaşlar güzel bir fıkra Sizinle paylaşmak istedim (Zekeriyya Hocanın affına,hoş görüsüne sığınarak yazıyorum )
Bir gün Zekeriya Beyaz Hoca Hacca gitmeye karar vermiş .Nihayetinde şeytan taşlamak için taş toplamış. şeytana tam taş atacak şeytan kafasını kaldırmış üzüntülü bir şekilde zekeriya hocaya dönerek yazık yazık sendemi amcaoğlu bunu senden beklemezdim demiş.....
Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.
walaa gülme garantili gercekten de
Ya KASK TaK ; Ya ÖL
Ne iş Kimse fikra yazmıyor iki gülelim Yauv
Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.
orjinal olması lazım yoksa iki deli fıkrası patlatırım ama eskidi artık
-deliler hastaneden kaçmak için tünel kazmış, dışarı çıkmışlar gitseler giderler hiçbir engel yok,
reisleri demiş:duruuun! hastaneye dönüyoruz.
bir iki tanesi sormuş:nedeeeeeeeeen!
reis demiş:bu seferki tatbikattı asıl kaçış yarın.
hepsi geri dönmüş
sıkıysa yakala HAYALBUYSA
681. fahrettin kerim gökay (hazırcevaplığı ve muzipliği ile de nam salmış bir zat-ı muhterem) istanbul valisi iken (ki o zamanki konjonktür gereği aynı zamanda belediye başkanı olarak da görev yapmaktadır) sultanahmet te teftiş sırasında bir restorana girer:
restoran sahibi "hoşgeldiniz efendim" der kendisini buyur eder.
fkg sağa sola bakar her taraf tertemizdir bir kusur bir aksaklık yoktur.
tezgaha doğru yürür ve ustaya:
"usta senin pilavdan bir yiyelim bakalım" der.
usta fena halde bozulur ama karşısında koskoca vali var birşey diyemez haliylen ve yüzünü ekşiterek bir tabak alıp üstünkörü biçimde iki kaşık pilav koyar, çatalı da üstüne koyup tabağı uzatır.
fkg pilavın tadına bakar, çok beğenmiştir ancak ustanın bozulduğunun da farkındadır konuyu değiştirmek için:
"hmmm... çok lezzetliymiş usta, ne koyuyorsun bunun içine? diye sorunca aşçı "hah işte taşı gediğine koymanın tam zamanıdır der ve:
"sana koyuyorum!" der.
fkg hiç istifini bozmaz pilavdan birkaç çatal daha alır ve yanındakilere talimat verir gibi:
"fevkalade!" der,
"bundan sonra istanbul daki tüm aşçılara talimat vereceğim hepsi sana koysun."
Bir damla özür nice yangınları söndürür.Gurur yapmayın yoksa o yangın tüm sevdiklerinizide götürür.
valla bi yandan gülüyom bi yandan başkasını okuyom bi andan kapatmaya çalışıyom sağ çıkamayacam sandım
facebook.com/kaskafa
İstanbuldaki bir lokantadan alıntıdır.
Diyet, perhiz, rejim gibi faaliyetler hedefte Türk delikanlilarinin ve genelde de Türk milletinin devamini engellemek için dis mihraklar tarafindan gündeme getirilmis suurlu bir düzmecedir. Gaye, eskiden bir koyunu, bir oturusta götüren dev gibi babayigit atalarimizi ve tarlada dogum yaptiktan sonra bebegini kundaklayip, elde orak tarlada çalismaya devam eden Türk kadinlarini; kalori hesaplayan, hapsirinca yataga giren, fitness ve aerobik yapan çitkirildim tiplere dönüstürmek ve büyük Türk irkini Çinliler, Japonlar gibi siska, zayif ve sagliksiz bir irk haline getirmektir.
Icabi halinde 240 kiloluk top mermisini tek basina namluya süren bir babayigidin, kalori hesaplayan, yogurtlu kebabi reddeden bir züppe haline getirilmesinden daha büyük bir soykirim olabilir mi?
Iç yaginin, kuyruk yaglarinin, anamizin Vita yaginin kolestrol yaptigi palavradir.
Kolestrol, kebaplari yedikten sonra iki sise soda içerek ayarlanabilecek bir gaz durumudur.
Sakin bu oyuna düsmeyin.
Feminizm, kadin haklari, çevre suuru ve esitlik adi altinda Türk kizlarinin akillari çelinerek, yemek yapmayi bilmeyen, bizim istikbalimiz olan yavrularimizi, abuk subuk yiyeceklerle yetistirerek, damak zevki gelismemis,
sunta kilikli diyet bisküvilerini yiyecek sanan biri hale getirmislerdir.
Ayrica kör olasi dis mihraklar, bu kizlarimiza kebap, sogan, çig köfte vb. Lezzetleri yiyen, bardak bardak salgam suyu içen yigitlerimize hanzo-kiro gibi sifatlar takmayi ögretmislerdir.
Ayrica son yillarda moda gibi gösterilmeye çalisilan Çin mutfagi diye birsey yoktur. Bu sözde mutfak, acaip zerzevat ile acaip mahlukatin, wog adi verilen bir tencerede yari pismis yari çig olarak hazirlanip insanlara
eziyet olsun diye sopalarla yenmesinden ibaret bir hokkabazliktir. Sakin kanmayin, sakin yemeyin. Helal degildir!
Unutmayin su uyur, düsman uyumaz!
Fıkra değil ama fıkralarda hani bir ders verilmek istenir ya işte buda o türden. Nasıl sizce haksız mı?
[B][I][COLOR="Red"]GAZİANTEP [COLOR="Black"]MT[/COLOR][/COLOR][/I][/B]
[COLOR="Red"]ŞAHİNEM, ANTEPLİYEM AĞAM[/COLOR][COLOR="Black"]OMUZUMDA MAVZER BİR YÜK[/COLOR][COLOR="Red"]DÜŞMANLA, YUMRUKLARIMLA SAVAŞACAĞIM[/COLOR]
[COLOR="Black"]YUMRUKLARIM MEMLEKET KADAR BÜYÜK. [/COLOR]
Dursun ile Temel düz mantığın ne anlama geldiğini öğrenmek adına yarışa girmişlerdir...
Temelin eski arkadaşı olan cevat öğretmenlik yapmaktadır..günlerden birgün eski arkadışını görmeye giden Temel, hoşgeldin beşgittin, muhabbetlerinden sonra Cevat'a Sorar:
Temel - Ula Cevat kardeşum, sen okumuş adamsun, habu düz mantık ne demektur?
Cevat başlar sorularla anlatmaya:
Cevat - Temel kardeşim, şimdi senin evinde akvaryum varmı?
Temel - Vaaarr, noolduki?
Cevat - Demekkki sen hayvanları seviyorsun..
Temel - He tabi seveyrum..
Cevat - O zaman sen çiçeklei de seversin..
Temel - E onlarıda severum..
Cevat - çiçekleri sevdiğine göre sen kadınlarıda seversin...
Temel - oo sevmem olurmi, karilari çok severum..
Cevat - Kadınları sevdiğine göre demek sen ipne değilsin..
Temel - Ula sen ne deyisun, tabi değilum..
Cevat - Tamamdır Temel kardeşim sen düz mantığın ne olduğunu anlayacaksın.
Temel pek birşey anlamaz ama neyse diyerek köyün kahvesine gider. Dursunu görür ve koltukları kabararak Dursuna;
Temel - Ula Tursun, ben onun ne olduğunu öğrendum, sende hiçbişey bilmeysun..
Dursun - Ula neyimiş o anlat bana bakayiim...
Temel - Ula Tursun sizin evde akvaryum varmidur..?
Dursun - E yoookk..
Temel - o zaman sen ipnesun...
Hırsız, gecenin yarısında bir eve girer. Karanlık koridorda, yaktığı küçük el fenerinin ışığında ilerlerken bir ses duyar:
- "İsa seni izliyor!"
Şaşkınlık ve korkuyla etrafına bakınan hırsız, bir yandan da evdeki değerli şeyleri aramaya devam eder. Tekrar aynı sesi duyar:
- "İsa seni izliyor!"
Bu kez hırsız elindeki feneri çevrede gezdirmeye başlar ve bir papağan görür:
- "Bunu sen mi söyledin?"
diye papağana sorar.
Papağan:
- "Evet, yalnızca seni uyarmak için",
der.
Hırsız:
- "Ne! Beni uyarmak mı! Kimsin sen? Adın ne senin?"
Papağan:
- "Musa", diye cevap verir.
- "Musa?" der hırsız,
-"hangi salak bir papağana Musa adını koyar ki!?''
Kuş cevap verir:
- "Bilmiyorum. Tahminimce arkanda duran dobermana ''İsa''adını veren salak olabilir..."
Adamın biri cok sewiii sewgilisiyle evlenmeye karar verir ve evlenirler.2 yıl geçer ama hala cocukları olmaz.Adamın iş için yurt dışına gitmesi gerekir ve 2-3 yıl orda kalması gerekir geldiinde bi çocuu olmştur hemde zenci bu nerden cıktı der karısına karısıda sen gitmedn önce hamile kalmşm ve gttnde dourdm fln peki neden zenci?karısının cevabı çünkü onu zenci bi kadına emzirttm ve oda böyle oldu der.Adam inanır ama bide annesine danışmak ister anlatır durumu böle böle die anneside der ki doğrudur olum bende seni küçükken inek sütüyle besliodum bak yavaş yavaş boynuzların cıkmaya başlamş bile
CEkilmes bU haVADa Ne biSiKLet nE aRaBa O ZaMan aL sENde bİr [U][I][B]İnNoVa[/B][/I][/U]:queen:::alkiis::::comico::
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)