En sağlam fıkra bilen buraya
-
29 Aralık 2005, 05:44
#241
Sinekler
Dokuz yaşındaki oğlan cocuğu elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmis..
- "Anneee!!" diye cağırmış.. "Sineklerin erkeği olur mu?"
Anne bu masum sorudan kuskulanmadığı için "Olur yavrum.." cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş
- "Peki sineğin dişisi olur mu?"
Kadın o zaman soruların çetrefilli bir yere gideceğini sezip, yan çizmiş
- "Olmaz evladım.."
Oğlan aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin çzerine yapıştırmış.
"İbneler!"
Peri
3 erkek çocuğu olan bir ailenin bir de inekleri var ve ineklerini çok seviyorlar, herşeyleri canları, ciğerleri o inek. Bir gün evin annesi ahıra gidip bakıyor ki inek ölmüs. O da hemen orda kriz geçirip ölüyor. Sonra en büyük oğlan ahıra gidiyor, bakıyor ki inek de anne de ölmüş buda intahar etmek için boğaz köprüsüne gidiyor. Tam atlayacak iken bir peri kızı geliyor. Oğlana benimle beş kere birlikte olursan hem ineği hem de annenizi diriltirim diyor. Tabii büyük oğlan hemen tamam diyor. Gelgelelim iki diyor üç diyor dördüncü de kalıyor... 5. yi yapamayıp kendini köprüden atıyor aşağı. Sonra ortanca oğlan geliyor ahıra bir bakıyor ki anne ve inek ölmüq. Oda gidiyor köprüye. Peri kızı yine geliyor bu sefer benimle on kez beraber olursan inegğide annenizi de abinizi de diriltirim diyor. Oğlan bir başlıyor o da en son 8 e kadar gelebiliyor. O da kendini atıyor köprüden. En son da küçük oğlan geliyor ahıra bir bakiyor ki anne ölmüş bu da gidiyor köprüye. Peri kızı geliyor yine... Bu seferde benimle 15 kere birlikte olursan 4 ünüde diriltirim diyor. Bunun üzerine küçük oğlan 18 olmazmı diyor peri kızı olur diyor. Oğlan ya yirmi diyor tabbii o da olur diyor peri kızı.. Oğlan bu sefer 25 de olurmu diyor.. Tamam deyince peri kızı, oğlan gözleri parlayarak:
- Bak sonra inek gibi ölmek yok ama..
Ucuz Tedavi
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken * Kolumun ağrısından ölüyorum, diye arkadaşına dert yanmış. Doktora gitsem iyi olacak Arkadaşı da
* Yahu ne lüzum var demiş. İlerde köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç otuz paraya bir jeton alıyorsun kasadan,atıyorsun, yanında getirdiğin idrar örneğini açılan kapaktan içeri atıyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun demiş. Gördüğün gibi ucuz ve çabuk diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve Bilgisayar hemen yazılı olarak cevap vermiş:
* Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Tenis elbo oluşmuş. Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir demiş
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan Bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazın nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış. Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş, tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış. Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş.
1. Çeşme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazı almayı düşünün
2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın
3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın
4. Karınız hamile. Kız ikizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez
Ceset parası
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
General
Komutan karargah garajına telefon açar:
Komutan: "Zırrr Zarrr..."
Er:"Aluuu"
Komutan: "Şu anda garajda kaç tane araç var?"
Er: "Şu anda ipne generalin jipinden başka bi moh yokh
Komutan:" Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun lan, ben generalim!
Er: Mosmor bir şekilde yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?
Komutan: "Yooo..."
Er:"O zaman bay bay mına godumun generali! Çatt
Enayi
Enayi Bir araştırmacı sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı öğretti. Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine şöyle diyordu: "Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile basışımızda peynir veriyor"
Öğrenci Yurdu
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektor demiş ki
"- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?"
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
Kızıldereli
Nasa, 1966 yılı civarında aya gidecek Apollo astronotlarını eğitmek için kızılderili rezervasyonu sınırlarında bulunan ve ortamı ay yüzeyine çok benzeyen Tuba City e götürmüş. Astronotlar çalışmaya başlamış. Acayip görünümlü kamyonların arasında sadece 2 uzay giysili astronot görünüyormuş uzaktan. Yakınlarda da yaşlı bir Navajo çobanı ile oğlu koyun otlatıyormuş. E iki astronot dikkatlerini çekmiş izlemeye başlamışlar. Bu arada da bazı Nasa personeli onları farketmiş ve yanlarına gelmiş. Çoban ingilizce bilmediği için oğlu aracılığıyla o iki acaip adamın ne olduğunu sormuş. Nasa personeli de "O adamlar aya gidecek astronotlar, eğitim yapıyorlar" deyince Çoban çok heyecanlanmış ve astronotlarla aya bir mesaj yollaması mümkün mü diye sordurmuş oğluna. Nasa personeli bunun çok orijinal bir şey olacağını düşünüp bir koşu teyp getirmişler ve adamın mesajını Navajoca teybe kaydetmişler. Mesaj kayıdı bitince Nasa personeli çocuktan babasının mesajını tercüme etmesini istemiş ama çocuk reddetmiş. Daha sonra Kızılderili rezervasyonunda birçok kişiye yanaşmışlar, her biri önce "Cık cık cık" demiş sonra da mesajı tercüme etmeyi reddetmiş. Ama en sonunda eline para sıkıştırılınca bir genç yaşlı adamın mesajını tercüme etmiş:
- Bu heriflere dikkat edin, topraklarınızı çalmaya geldiler
İyilik
Okulda öğretmen çocuklardan hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister..Sınıftada 3 afacan çocuk vardır.. Hafta başı gelince öğretmen sırayla herkese ne tür iyilikler yaptıklarını sormaya başlar.. Sıra bizim afacanlara gelmiştir..
Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..?
Ali övünerek: Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der.
Öğretmen: Aferin der..
Sıra Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar..
Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Öğretmen : Peki hala der..
Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Hoca biraz düşünür ve sorar:
-Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep bir agizdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
Hepsi eriyor
Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğadır. Boş bir masaya oturup ocağa seslenir;
- Bana bir çay !
Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır. Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson;
- Sekiz şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor
Posta
Bir fakir Kırşehirli paraya çok sıkışmış. Her türlü çareye başvurmuş, yardım eden olmamış.
Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına' diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş.
Postacılar mektupları ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler. Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış.
Postacılar, 'Allah' adresli iknici mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş:
'Allah'ım gönderdiğin parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'
Fotoğraf
Resmi bir daireden, Kırşehirli birisinden 12 fotoğraf isterler. Kırşehirli, yanında 6 fotoğraf olduğunu söyler. Görevli, 'Onları ver, arkadan 6 fotoğraf daha getir' der.
Bunun üzerine Kırşehirli, biraz sonra enseden çekilmiş 6 fotoğrafı, görevliye getirir.
Kaplumbağalar
iskoçyada nesli tükenmekte olan dünyanın en uzun ömürlü hayvanlarından üç kaplumbağa nın canları sıkılmış ve ne yapacaklarını bilmiyorlarmış. İçlerinden biri uzklardaki bir dağı gösterip.
-Hadi biralarımızı da alıp şu dağın zirvesinde piknik yapalım demiş.
-Güzel fikir diye almışlar yanlarına soğuk biralarını ve yiyeceklerini yola koyulmuşlar.dağın zirvezine ulaşmak tam yirmi yılda olmuş.soluklandıktan sonra içlerinden biri,
-hadiyemeğimizi yiyip biralarımızı içelim. demiş sofra hazırlanmış ama o da ne?Biraları açmak için açacak getirmeyi unutmuşlar.kimin gideceğine kararverirken içlerinden yaşı küçük olan -Ben giderim ama bir şartla kimse ben gelinceye kadar yemeklere dokunmayacak.demiş ve kabul edildikten sonra yola koyulmuş.aradan 20 yıl 30 yıl 40 yıl derken 50 yıl geçmiş hala gelen yok. içlerinden en yaşlı olanı
-Ben artık yaşlandım izin verde bir parça ekmek yiyeyim demiş arkadaşıda tamam demiş ve yaşlı kaplumbağa tam ağzına lokmasını götürüp ısırdığı esnada karşı taraftaki çalıların arasında bir hışırtı duyulmuş ve birden en küçük kaplunbağa fırlamış ve
-Yalancılar. e vallahi gitmeyeceğim. demiş
Papağan yumurtası
Siverekli bir adam hayatında ilk defa İstanbul'a gider orada burada dolaşırken gözüne bir petshop ilişir ve içeri girer.Pet shop'ta hayinda görmediği ve adını bile duymadığı renkli bir kuşa rastlar ve Pet shop sahibine bunun ne olduğunu sorar..
Pet shop sahibi papağanı ve özellikleri anlatır, bizim siverekli bu kuşu almak istediğini ve köyüne götürüp herkese göstermek istediğini söyler ve fiyatını sorar. Pet shop sahibi yüksek bir rakam söyleyince siverekli okadar parası olmadığını ama kuşu gerçekten almak istediğini söyler.
Pet shop sahibi sivereklileri cok sevdiğini bu nedenle ona papağan yerine onun üç yumurtasını vereceğini söyler..
Adam üç yumurtayı alıp köyüne sevinçle döner,aradan zaman geçer ve yumurtalardan bir serçe, bir kumru ve bir guvercin çıkar..
Siverekli cok sinirlenip istanbul yolunu tutar..Pet shop'a çok sinirli girer ve o anda papağan geri zekalı geri zekalı diye bağırır.. Buna dahada çok sinirlenen siverekli cevap verir belki ben geri zekalı olabilirim ama bizim bütün köy de senin orospu olduğunu biliyor..
İşlem Hacmi
Yasli borsaci ile genc borsaci parkta sohbet ederek dolasiyorlar. Yasli, gence meslegin puf noktalarini anlatiyor: - Bak evladim. Bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatlari degerlendirmek yetmez. Zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir. Bunun icin surekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile cok buyuk firsatlara donusebilir. Bak mesela su karsida gordugun taze kopek pisligi sana sadece igrenc bir sey olarak geliyordur. Ama ben eger 'su pislikten bir lokma agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm' dersem olay senin acindan nasil da buyuk bir firsata donusuverir degil mi? Yapar misin?' Genc borsaci tabi efendim der. Parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar. Yasli borsaci cebinden bir milyari cikartir, gence verir. Bir sure yururler, genc dayanamaz sorar: - Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul eder miydiniz.? Bakin ileride de baska bir pislik var. Bir milyar karsiligi dener miydiniz? Yasli borsaci tabi ki der. O da bir lokma alip yutar. Genc borsaci da cikartir, biraz once kazandigi 1 milyari iade eder. Bir sure sessiz sessiz yururler. Genc yine dayanamaz sorar: - Hocam. Ne sizin cebinizdeki para miktari degisti. Ne de benim cebimdeki. Soyler misiniz biz bu boku niye yedik ? Kurt borsaci cevap verir: - Oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!!
Amerikan hastanesi
Bir USA Askeri Birliğinde açının yemekleri yüzünden millet hemoroid olmuş. Tam 107 kişi yatak yorgan yatıyormus. Bir gün Revire gezmeye gelen komutan her askerin önüne duruyor ve soruyormuş:
- Merhaba asker , hastalığın nedir ?
- Merhaba komutanım , hemeroidim var
- Tedavi olarak ne yapıyorlar ?
- İlaçlı pamuk efendim.
- Bir arzun var mı asker ?
- Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyororum komutanım...
Komutan herkesin önünde durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son sıradakı adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamıs:
- Merhaba asker , hastalığın nedir ?
- Bademciklerimden rahatsızım efendim.
- Öyle mi ? Peki ne ilaç kullanıyorlar ?
- İlacli pamuk efendim.
- Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım?
- Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirseler diyecektim de....
Dünyanın Sonu
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak...
" Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
Savaş Gemisi
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş: -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"
Dilenci
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
Tampon
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"
Cehennem
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner,
- Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş,
melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı?
Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.
Abluka
Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış. -Hey Joe, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım.
Kamuflaj
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees, Patateeeeeees!!!"
Yorgunluk
Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?"
-Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık.
Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
Senfoni
Bir Türk Amerikaya ziyarete gezmeye gitmiş.Sokakta dolaşırken tuvaleti gelir. Koştura koştura umumi bir tuvalet bulur.Kendini bir an önce içeri atmak ister fakat kapıdaki adam 25 cent ister.Bizimki sıkışa sıkışa 25 cent i verir içeri dalar.Zart zurt sesli yaparken yandan "yavaş be adam" diye ses gelir meyerse yandakide bir Türkmüş.İşini bitirip dışarı çıktıktan sonra yandakiyle karşılaşır ve lafı yapıştırır. "Be adam 25 cent e mozartımı yoksa şopennimi dinleyeceğini sanıyordun" der.
Ekonomik kriz
İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler.
Bir ara biri:
-İşler öyle kötü ki,sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın:
-Boş verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum. Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.
İşler
İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler.
Bir ara biri:
-İşler öyle kötü ki,sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın:
-Boş verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum. Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.
Bisiklet
Birgün ali askerdeyken komutanın postacısıymış, o günlerde komutanının tayini çıkacakmış buda yeni tayin yerini öğrenmeye gitmek için hazirlanırken aliyi yanına çağırmış. Bak Ali oğlum biliyorsun yengen hamile bundan önceki çocuklarım hepsi kız eğer yengen doğum yaparsa oğlan olursa bana mektupta dersinki; komutanım beklediğin bisikilet geldi yazarsın ben anlarım. Yoksa arkadaşlar erkek oğlum olduğunu duyarlarsa ziyafet isterler tamammı deyip gider. Aradan zaman geçer yenge doğum yapar ama gene kız olur Aliyi bir düşünce alır gider. Mektupta kamyonun geldi desem olmaz minübüsün geldi desem anlamaz tam o anda aklına; komutanım beklediğin bisikilet geldi ama ponpasıyla çantası eksik geldi der.
Tahrik
Savcı, sanık sandalyesindeki yaşlı teyzeye sorar :
- Bize yaşınızı söyler misiniz?
- 86 yaşındayım
- Lütfen bize olay günü neler olduğunu anlatın
- O gün hava çok güzeldi ve ben parkta oturuyordum....derken o adam geldi yanıma oturdu
- Onu tanıyor muydunuz?
- Hayır ama tatlı birine benziyordu
- Sonra ne oldu?
- Birden bacaklarımı okşamaya başladı...
- Ona engel oldunuz mu?
- Hayır
- Neden?
- Çünkü hoşuma gitti.. kocam 30 yıl önce öldüğünden beri kimse bana böyle dokunmamıştı....
- Sonra ne oldu?
- Sonra göğüslerime dokundu....
- Engel oldunuz mu?
- Hayır
- Neden?
- Çünkü bana kendimi uzun zamandır ilk defa bir kadın gibi hissettiriyordu...
- Sonra ne oldu??
- O kadar tahrik olmuştum ki bacaklarımı açtım ve "SEVİŞ BENİMLE HADİ SEVİŞ BENİMLE!!!"diye bağırdım...
- Sizinle sevişti mi??
- HAYIR!! Ben öyle bağırınca o da birden "GÜLÜMSEYİİİN, KAMERA ŞAKASIIII!!"diye bağırdı ben de onu vurdum !!!!!!!
Doğum Yeri
Adamın biri birgün trene binmiş ve karşısında çok hoş bir bayan görünce konuşmaya çalışmış ve sonunda:
- Hanımefendi size 1 milyon dolar versem şu eteğinizi 2 parmak yukarı kaldırır mısınız
Kadın: - Hayhay der daha sonra
- Size 2 milyon dolar daha verim, 2 parmak daha derken iş yukarı kadar çıkar, adam sonunda kadına - Hanımefendi size 5 milyon dolar vereyim bana doğum yaptığınız yeri gösterin der ve kadın kabul ederek şöyle der:
Bakın şu ağaçların arasındaki binanın 2 katındaki oda...
Köprü
Bir gun cennet ve cehenlemdekilerin canı sıkılmış cennettekiler ve cehenlemdekiler karşı karşıya duruyolarmış. Birgün demişlerki cenlettekiler cehenleme kadar yarım köpru yapsın, cehennemdekilerde cennete kadar yarım bir köpru yapsın hergün o köprüde konuşuruz demişler bakmışlarki cehenlemdekiler bitirmiş cenlettekilerde daha bir tuğla bile koymamış eee neden yapmadınız demişler. Cennettekiler cevap vermiş: Eee bözde hiç muteaahit yokki!
Beş Lira
Küçük çocuk yolun ortasında hüngür hüngür ağlıyordu... Yaşlı bir hanım acıyarak sordu;
-Ne için ağlıyorsun evladım?
-Beş liramı yitirdim...
-Peki al sana beş lira.
Yaşlı hanım bir iki adım yürüdü. Küçük çocuk yine ağlamaya başladı. Hanım döndü:
-Peki şimdi neden ağlıyorsun?
-Nasıl ağlamam? O beş liramı yitirmeseydim şimdi on liram olacaktı...
Değişim
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.. gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymis...
Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor... bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:
"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme... peki ama bu değişikliğin sebebi nedir??"
Kuveyt'li kadın cevap vermiş:
"Mayınlar..."
Manyak
Yolcu gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı üstü başı yırtık sıska bir adamı farketmişler.. Adamcağız sahilde oradan oraya koşuyor, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş.. Yolculardan biri
"- Kim bu kaptan?" diye sormuş..
"- Bilmem.." demiş Kaptan
"- Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu manyak böyle kafayı üşütür.."
Mustafa Abi
Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyorlar miş biryandan da pişpirik çeviriyorlarmış. İçlerinden biri (Mustafa Abi) televizyonda Ecevit'i görmüs ve demiş:
- Ulan, başbakan oldu yüzümüze bakmıyo. Eskiden böylemiydi bea! Etrafımda dolanırdı! Hey bee, zaman ne çabuk geçiyor... Tabii kahvedekiler merakla sormuslar:
- Mustafa Abi? Sen nereden tanıyorsun Başbakanı yahu?
Mustafa Abi istifini bozmadan cevap vermiş:
"-Ulan üniversite yillarında abilik ettim ona! Az ekmeğimi yemedi!! Gel gör ki şimdi bizi unutmuş baksana!"
Kahvedeki ahali inanmamş tabii ki. Mustafa Abi'de inandıirmak için demis ki:
- Gelin ulan! Meclisin önüne gidiyoruz. Çıkışta yakalayacağız Ecevit'i. O zaman anlarsınız yalan mı değil mi??
Hepbirlikte T.B.M.M.'nin önüne giderler ve çıkışta Ecevit'i yakalarlar. Ecevit hemen Mustafa Abi'nin elini öpmeye kalkışır ve der ki:
- Abim, Mustafa abim; kusura bakma başbakanlık bir dakika boş bırakılmıyor ki! Kusuruma bakma abi.
Mustafa abi kahve ahalisine şöyle bir bakar ve ahalinin acayip şekilde etkilendiğini görür. Başka birgün gene kahvede ahali ile TV seyreden Mustafa Abi TV'de Süleyman Demirel'i görür ve der:
- Bu da öyle. Cumhurbaşkanı olunca kendini birşey zannetti. Hayırsız çıktı bu da!!
- Hadi canım. Ecevit'i belki şans eseri tanıyorsun ama buna inanmıyoruz!!, der.
Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya gider. Mustafa Abi'yi gören Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarılır ve öpmeye kalkışır. Mustafa Abi buna izin vermez tabi. Demirel ekler:
- Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yıllardır göremiyordum seni. Tamda seni ziyarete gelecektim der.
Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakış atar ki artık ahalinin gözünde peygamber kadar yükselmistir.
Yine birgün kahvede tv izlerken bu sefer tv ye Clinton çıkar. Mustafa Abi söze başlar ve der ki:
- Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri? Tabi zengin oldun, Amerika'nında başına geçince unuttun bizi.. Hayırsız herif!!
Ahali bu kadarınında fazla olduğunu söyler ve diğerlerinin belki bir şans eseri olabileceğine ama Clinton'u tanımasının imkansız olduğuna imece usülü karar verirler.
Mustafa Abi'nin tabii ki kafası atar ve bazı köylüleri alarak Beyaz Saray'a giderler. Kapidaki görevliye Clinton ile görüşmek istediklerini söylerler.. Görevlide sadece bir kişinin girebileceğini söyler. Köylüler düşünürler ve sadece Mustafa Abi'nin Clinton'u tanıdığını söyleyerek Mustafa Abi'nin gitmesini isterler.
Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler geçer ama kapıdan kimse çıkmaz. Köylüler sıkılır. Penceredende bakma olanakları olamadığı için ordan geçen uzun boylu birine sorma kararı alırlar. Şans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir. İngilizce bilen bir köylü Michael Jordan'a döner ve der ki:
- Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakıp neler oluyo, kaç kişi var bi baksana... Jordan camdan bakar ve cevap verir:
- Vallahi ne olduğunu bilmiyorum. İçerde 6 kişi var. Biri Mustafa Abi, diğerlerini tanımıyorum.
Ekran Koruyucu
BILL GATES ölmüş ve tanrının huzuruna çıkmış. Tanrı Sen iyi bir çocuksun Bill demiş, herkese yapmam ama sana seçme hakkı verecegim, cenneti de cehennemi de gör, hangisini istersen oraya git.?
Bill önce cehenneme gitmiş, deniz kenarında, harika bir gün batımı yaşanmaktaymış, kızarmış köpükler kumları yalıyor, hafif ılık rüzgarda palmiyelerin yaprakları nazlı nazlı sallanıyormuş. Allah allah demiş Bill, Bize hiç böyle anlatmamışlardı!? Sonra cennete gitmiş.Orası da fena değilmiş ama doğrusu cehennemle kıyaslanmazmış. Cehennemi seçtim demiş tanrıya.
Güzel düşler kurarak kapıdan girdiginde tam da bildiği cehennemle karşılaşmış; kazanlar kaynıyor, zebaniler ortalıkta dolaşıyor,alevler gökyüzünü kızıla boyuyormuş.
Aman demiş Bill, Hemen tanrıya çıkmam lazım ve soluk soluğa bağırmış; Benim ilk gördügüm cehennem böyle değildi.?
Tanrı gülmüş, çok geç artık Bill demiş, seçimini yaptın. O ilk gördügün sadece ekran koruyucuydu...?
McGayver
McGyver markete gitmiş. Kasiyer kıza yaklaşıp, "İyi günler, ben 6 metre dikenli tel, bir tane demir makası, bolca zımpara kağıdı, bir de elektrikli testere istiyorum" demiş.
Kasiyer kız şaşırmış: "İ.. i. iyi ama onları burada bulamazsınız ki, burası küçücük bir market, burada sebze meyve gibi şeyler vardır sadece..." demiş.
McGyver 1-2 dakika düşünmüş, sonra kasiyer kıza dönmüş: "Tamam, onlar da olur" demiş
SA
Sakip Sabanci Aga'ya bir gün demisler ki : -Aga bu dünyada her sey senin için güllük gülistanlik. Nereye baksak her tarafta senin sirketleri, fabrikalari görüyoruz, (MarSA, YünSa, LasSA, ToyotaSA...). Burada işin iy. Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın zebanilerden?.. Sakıp Aga gülmüş:
-Öte yanda da işimizi sağlama aldık
Bir tarafımızda İSA, diğer tarafımızda MuSA."
Önemli Neden
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı synavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu? Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadyılar.
4 Motorlu uçak
Amerikalı'lar 4 motorlu bir uçak yapmışlar ve arabistan çöllerinde uçurmak istemişler , yanlarına bir arap pilot almışlar ve uçmaya başlamışlar giderken bom diye bir ses gelmiş ve 1. motor patlamış, göstergede no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,biraz daha gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş ve 2. motorda patlamış,yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,az daha gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş 3. ve 4. motorlarda patlamış yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış ve pilot uçağı otomatik pilota bağlamış ve uçak yere inmiş.Araplar'da böyle bir uçak yapmışlar ve amerikalı bir pilotla keşfe çıkmışlar giderlerken 1. motar patlamış no panik this is a arabik teknik yazmış giderken 2.motorda patlamış ve yine no panik this is a arabik teknik yazmış giderken 3. ve 4. motor da patlamış göstergede repeat after me eşhe düella ilahe illah ve eşhe dü enne muhammeden abduhu versulühü yazmış.
Not
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktğında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıtt vardır. Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördü?ünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdğımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
Kuaför
Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin??"
Kız gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Boşversene" der adam, "Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!"
"İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor..."
Golf
Bir cumartesi sabahi.. Iki genc kadin golf oynuyorlar.
Sarisin olani topu dikmis.. Sopayi oyle bir savurmus ki.. Top havada kursun gibi ucmus, obur delikte golf oynayan bir erkege o hizla carpmis..
Kadinlar dehset icinde, erkegin iki elini bacaklarinin arasinda kelepceleyip iki buklum kaldigini gormusler.
Sarisin hizla oraya kosmus ve ozur dilemeye baslamis..
"Lutfen izin verin size yardim edeyim.. Ben bir fizik tedavi uzmaniyim ve eger izin verirseniz cektiginiz aciyi azaltabilecegimi biliyorum."
"Yooo.. Yooo.. Gerek yok" diye inler gibi konusmus adam, elleri hala bacaklarinin arasinda kelepceli..
"Onemli degil.. Birkac dakika icinde duzelirim merak etmeyin.." Sarisin israr etmis.. Oyle israr etmis ki adam "Peki" demis sonunda.. Kadin cok yumusak hareketlerle adamin ellerini birbirinden ayirip iki yana sarkitmis once. Sonra adami cimlere uzatmis. Pantolonun kemerini gevsetmis.. Elini iceri sokmus ve masaj yapmaya baslamis..
Biraz sonra sormus..
"Simdi nasil hissediyorsunuz kendinizi.."
"Harika" demis adam.. "Harika hissediyorum..
Ama bas parmagim hala fena halde zonkluyor!.."
Slikon Madeni
Ogretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus.
Dersin bitiminde çocuklara sormus:
"Kim hangi madene sahip olmak ister cocuklar?"
Önce David cevap vermis: "Platin, ogretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim."
Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ogretmenim. Altinlarimla kendime sonmodel bir Cadillac alirdim."
En son Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ogretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
Sadece Yağmur Yağdığında
Kadin kocasi isteyken sevgilisini eve cagiriyor, ikisi yatakta zevk dolusaatler gecirirken birden kapi caliyor bi de bakiyolar KOCASI EVE ERKEN GELMIIIIIS!!!... Kadin panik icinde: "Allahim bu nerden cikti simdi!!!Cabuk al topla kiyafetlerini, camdan atla kaybol!!"
Adam pencereden asagi bir bakiyor: "Hayir atlayamam deli misin nasil yagmur yagiyor gormuyor musun!!!"
Kadin deli gibi kosturuyor: "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasin hadi cabuk cabuk!!!!"
Boylece adam caresiz,kiyafetlerini kaptigi gibi camdan atliyor.. ayaga kalkip bir de etrafa bakiyor ki bir maratonun tam ortasina dalmis....bozuntuya vermeden yariscilarla kosmaya baslamis.....tabi cirilciplak ve pantolonu gomlegi elinde kosan bitek kendisi oldugu icin dikkat cekiyor ...
Kosuculardan biri soruyor kendisine: "Siz hep ciplak mi kosarsiniz?"
"Ah evet evet...rüzgarin ciplak tenime degmesi kadar guzel bi duygu yok"
"Ama ciplak kosarken de hep kiyafetlerinizi elinizde mi tasirsiniz?"
"Yaaa öyle...kosu bitince arabama biner giyinir eve giderim diye"
"Gercekten cok ilginc....peki kosarken hep prezervatif de takar misiniz?"
"Aaa..seyy.. sadece yagmur yagdigi zaman..."
Eleman Aranıyor
Bir şietin kapısında bir ilan asılmış şöyle yazıyor:
"Dakikada 70 kelime yazabilen, Bilgisayar bilen, Yabancı dili olan eleman aranıyor"
Bir köpek ordan geçerken bu ilanı görüyor..bir süre bakiyor; bakıyor,derken ağzıyla kağıdı yerinden söküp ofise giriyor, doğru müdürün odasina...Ve müdürün karşısına geçip ağzında kağıtla ona öylece bakıyor... Adam bunu görünce kahkahayi basiyor....
- "Hahahahahahaaa ama ben bir köpeği işe alamam ki??"
- Ama köpek ısrarla kağıdı adama uzatıyor...Ve müdür sonunda diyor ki
- "peki o zaman sana bi mektup vericem bunu yaz bakalım"
Köpek kağıdı alıyor,bilgisayarın başına geçiyor, gayet güzel tıkır tıkır mektubu yazıp bitiriyor...Müdür şok oluyor,ama bozuntuya vermeden bu sefer diyor ki:
- "Bak şöyle şöyle bir uygulamaya ihtiyacımız var, buna bir program yaz çalıştır bakalım.."
15 dakika sonra köpek bilgisayarda o problemi çözecek süper hızlı bir uygulama yaziyor, adam inceliyor ve dumur oluyor....Artık söyleyeceği tek sey kalıyor:
-"Sen inanılmaz birşeysin!!! Ama yine de seni ise alamam...Ne yazik ki senin herşeyin mükemmel ama yabancı dilin yok" Ve köpek cevabi yapistiriyor:
-"Miaaooooowwwwww"
Papağan
Kadının birinin canı sıkılır ve hayatında değişiklik olsun diye pet shoptan bir hayvan almaya gider.Pet shopa gidince kedi,köpek ve bir papağanın fiyatını sorar. Papağanın fiyatının cok ucuz olduğunu gören kadın sorar:
''bu papağan neden bu kadar ucuz'' .Pet shopun sahibi yanıtlar:
''bu papagan daha önce bir genelevde duruyordu, ağzı biraz bozuktur, alanlarda ondan şikayetçi onun için fiyat ucuz.
''Kadın bu fiyatı kaçırmak istemez ve bir papağan ne kadar kötu konuşabilir ki diyerek alır evine götürür. Eve gelince kadın papağanın örtüsünü kaldırır. Yeni ortamı gören papağan
''ooo yeni mekan, yeni patron '' der.
Kadın bunlara gülüp geçer. Daha sonra evin iki kızı okuldan gelir. Papağan bunları görerek
''ooo, yeni mekan yeni patron, yeni kızlar'' der..
Tabii kızlar saşkin. Anneleri olayı anlatınca kızlar da gülerler. Bu sırada evin babası gelir. Papagan yine acar ağzıni:
''yeni mekan, yeni patron, yeni kızlar''
sonra evin babasına bakarak
''OOOO, Mehmet abi hos geldin yaaa!!!
Başkasının Pantolonu
Öğretmen çocuğa sormuş,
'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş
'Her halde üzerimde başka birinin pantalonu var!'
Gaipten Gelen Ses
Koyboy colorado colunde atıyla yorgun argın giderken birden bire nereden geldiği belli olmayan bir sesle irkilir.
- '' DUUR''
şasıran kovboy etrafına baksada kimseyi göremez. gaipten gelen bir sesdir bu. az sonra tekrar aynı ses,
- '' ATINDAN İN VE KUREĞİNİ AL'' der.
şaşıran kovboy korku içinde emre itaat edip atından ıner ve kureğını atının arka tarafında çekıp alır. bu arada etrafına bakmayı ıhmalde etmez ama koca colde kimseler yoktur. az sonra o uğultu şeklindeki gürleyen ses tekrar duyulur.
-'' SOLA DOĞRU YİRMİ ADIM AT''
kovboy aynen denileni yapar. yapar ama korkudan ne yapacağını bılememektedırde. Adımları sayar ve durur. birazdan, o ses... -'' ORAYI KAZ HEMEN''der
kovboy kazmaya basşar. Az sonra kureğıne bir şey takılır. biraz daha kazar ve bir sandık görür...
-'' SANDIĞI ÇIKART ORADAN''
denileni yapar hemen
-'' AÇ ONU'' diye gürler o ses yine kovboy sandığın kilidini kırar ve içini açar. oda ne içi, çil çil altın dolu. ne yapacağını şaşıran kovboy etrafına bakar bakar ama kimseyi göremez. şaşkınlığını üzerinden atamadan o ses yine gürler,
-'' HEMEN ATINA BİN VE DOĞRU LAS VEGASA GİT'' der.
bir robot gibi emre itaat eder ve hemen sandığı atının arkasına bağlar ve şaşkınlık içinde atını Las Vegas'a sürer. Las Vegas'a geldiğinde o ses ...
-'' DUUUR VE SAĞDAKİ KUMARHANEYE GİR'' der
kovboy denileni yapar içeri girer . ve yine o ses
-'' RULET MASASINA GİT VE BÜTÜN ALTINLARI SİYAH 5'E OYNA'' der.
kovboy, parlayan gözlerle denileni yapar. masaya yaklaşır ve sandığı herkesin şaşkın bakışları arasında siyah 5'e koyar. rulet dönmeye başlar kovboy kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlıdır. top döner, döner,döner ve oda ne?
KIRMIZI 12 . Evet top kırmızı 12' de durur. sessizlik olur kovboy şaşkın etrafına,sağa sola bakarken gürleyen ses....
-'' HASS..R BE'' der.....
Mars'ta Hayat Yok
Temel, marsa gidecek ilk astronottur. 10 milyar dolarlik muhtesem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüse dek haber alınamayacaktır.
10 yıl sonra geri döndügünde flaslar patlar herkes merakla etrafını sarar:
"Marsta hayat var mı???"
Temel omuzlarını silker: "Yok ..."
Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar.
Aksam evinde ailesi ile kendi dönüsünü seyreden Temel'in oglu sorar:
"Baba hakkaten hayat yok muydu acaba?"
Temel yine omuzlarını silker: "Haçan saat 11 dedin miydu butün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mi diisin?"
Hakan Şükür
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine cağırır ve :
-Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan :
-Göster hadi, der.
Fatih :
-Hakan gel oğum, der. Hakan :
-Buyur hocam, der.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benimdir hocam, der.
-Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Valla bilmem kimdir hocam?
-Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!!
Boliç düşünür :
-Ulan hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim.
-Rüştü.
-Ne var.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benim.
-Sağol.
Boliç koşarak Rıdvan'ın yanına gelir.
-Hocam hocam cevabı buldum.
-Nedir?
-Tabii ki Rüştü'dür hocam.
-Salak herif cevap Rüştü olur mu?
-E peki o zaman nedir?
-Tabiki Hakan Şükür'dür.
Gece Kursu
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
-Gütenberg kim. Biliyormusunuz?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun?
-Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan adam!
Güle Güle
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiº bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneanne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Gülegüle büyük baba...
Ertesi gün büyük baba mefta...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüº!!!!
Trafik Cezası
İki polis otobanda arabayla yavaş yavaş giderlerken bir amcanın eşeğiyle otobanının kenarından giderken görürler ve biraz dalga geçmek için arabayı durdururlar.
Amcacığm senin bu yaptığın yasalara aykırı. Otobana eşekle girilmez. Bu yüzden ceza yazmamız gerekiyor. Cezayı sana mı yazalım yoksa eşeğe mi? Amca düşünmüş ve bana yazın demiş.
Polisler bir daha sormuş ama yine aynı cevabı almışlar. Polisler cezanın neden kendisine yazılmasını istediğini sorunca yaşlı amca;
"Ben bu eşeği ilerde polis yapacağım. Sicilinin şimdiden bozuk olmasını istemem." demiş
Boynuzlar
Bi adamla kadın evlilermiş fakat çocukları olmuyormuş 15 sene sonra kadın müjde kocacım hamileyim demiş bizimki çok sevinmiş ee kolay diil 15 seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş.
Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe böyle karardı demiş.
Adamda ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir demiş annesine anlatmış. Anneside:
evet oğlum doğrudur sende normal doğdun fakat sütün kesildiği için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!
Reha Muhtar'ın konuğu
Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır.
Reha- Efendim bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız.
Adam- Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö burda olmaz efendim. Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın.
Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize.
Adam-BİR GÜN BEN KAYBOLDUM!
Temel'in Ataları
Temel bilim admıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır. jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve:
-Biz yaptığımız kazılarda 50 m ye kadarindik ve telefon tellerine rastladık demekki bizim atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel:
-Bizde yaptığımız çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki bizim atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.
Ramazan
Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:
"Keşke Ramazan senede iki gelse..." der.
Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi ise hemen şu cevabı verir:
"Madem bu kadar seversiniz, Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz..."
Biletimi Yırtıyor
Sinemaya girip, filmi seyretmek istiyodu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
"Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"
Dilinizi Çıkarın
Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza dönmüş: "Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş kız, "Hasta olan ben değilim, annem..."
"Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi çıkarın bakayım hanımefendi..."".
Relativite
Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş;
"Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?"
Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş;
"Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?" Tanrı cevaplamış;
"Bir milyon dolar benim için bir pennydir"
Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş.
Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "
Kulaklar
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş.
"Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor."
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş.
Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen.` hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..."
Doktor, "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
Reklamlar
-
29 Aralık 2005, 05:44
#242
Sinekler
Dokuz yaşındaki oğlan cocuğu elinde raket, gözünü pencere camına konmuş çiftleşmekte olan sineklere dikmis..
- "Anneee!!" diye cağırmış.. "Sineklerin erkeği olur mu?"
Anne bu masum sorudan kuskulanmadığı için "Olur yavrum.." cevabını verince, oğlan sorusunu ikilemiş
- "Peki sineğin dişisi olur mu?"
Kadın o zaman soruların çetrefilli bir yere gideceğini sezip, yan çizmiş
- "Olmaz evladım.."
Oğlan aradığı cevapları alınca elindeki raketi hırsla sineklerin çzerine yapıştırmış.
"İbneler!"
Peri
3 erkek çocuğu olan bir ailenin bir de inekleri var ve ineklerini çok seviyorlar, herşeyleri canları, ciğerleri o inek. Bir gün evin annesi ahıra gidip bakıyor ki inek ölmüs. O da hemen orda kriz geçirip ölüyor. Sonra en büyük oğlan ahıra gidiyor, bakıyor ki inek de anne de ölmüş buda intahar etmek için boğaz köprüsüne gidiyor. Tam atlayacak iken bir peri kızı geliyor. Oğlana benimle beş kere birlikte olursan hem ineği hem de annenizi diriltirim diyor. Tabii büyük oğlan hemen tamam diyor. Gelgelelim iki diyor üç diyor dördüncü de kalıyor... 5. yi yapamayıp kendini köprüden atıyor aşağı. Sonra ortanca oğlan geliyor ahıra bir bakıyor ki anne ve inek ölmüq. Oda gidiyor köprüye. Peri kızı yine geliyor bu sefer benimle on kez beraber olursan inegğide annenizi de abinizi de diriltirim diyor. Oğlan bir başlıyor o da en son 8 e kadar gelebiliyor. O da kendini atıyor köprüden. En son da küçük oğlan geliyor ahıra bir bakiyor ki anne ölmüş bu da gidiyor köprüye. Peri kızı geliyor yine... Bu seferde benimle 15 kere birlikte olursan 4 ünüde diriltirim diyor. Bunun üzerine küçük oğlan 18 olmazmı diyor peri kızı olur diyor. Oğlan ya yirmi diyor tabbii o da olur diyor peri kızı.. Oğlan bu sefer 25 de olurmu diyor.. Tamam deyince peri kızı, oğlan gözleri parlayarak:
- Bak sonra inek gibi ölmek yok ama..
Ucuz Tedavi
Adamın biri işyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek yerken * Kolumun ağrısından ölüyorum, diye arkadaşına dert yanmış. Doktora gitsem iyi olacak Arkadaşı da
* Yahu ne lüzum var demiş. İlerde köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç otuz paraya bir jeton alıyorsun kasadan,atıyorsun, yanında getirdiğin idrar örneğini açılan kapaktan içeri atıyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri öğreniyorsun demiş. Gördüğün gibi ucuz ve çabuk diye eklemiş.
Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve Bilgisayar hemen yazılı olarak cevap vermiş:
* Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Tenis elbo oluşmuş. Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir demiş
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan Bilgisayarın dediğini uygularken bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı cihazın nasıl aldatılabileceğini düşünmeye başlamış. Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş, tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon yapıp doğru cihazın yanına varmış. Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra cihazdan yazılı yanıt gelmiş.
1. Çeşme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazı almayı düşünün
2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan alıp köpeğinizi yıkayın
3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine yatırın
4. Karınız hamile. Kız ikizler. Sizden değil. İyi bir avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız kolunuz iyileşmez
Ceset parası
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş. Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi :
-Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim.
Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble
General
Komutan karargah garajına telefon açar:
Komutan: "Zırrr Zarrr..."
Er:"Aluuu"
Komutan: "Şu anda garajda kaç tane araç var?"
Er: "Şu anda ipne generalin jipinden başka bi moh yokh
Komutan:" Ulan sen kiminle konuştuğunu biliyor musun lan, ben generalim!
Er: Mosmor bir şekilde yaa öyle mi? Eee peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?
Komutan: "Yooo..."
Er:"O zaman bay bay mına godumun generali! Çatt
Enayi
Enayi Bir araştırmacı sabır ve dikkatle çalışarak iki fareye acıktıkları zaman burunları ile bir zile basmayı öğretti. Üç gün sonra bu farelerden biri diğerine şöyle diyordu: "Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile basışımızda peynir veriyor"
Öğrenci Yurdu
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektor demiş ki
"- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?"
Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi:
- Sezonluk bilet ne kadar?
Kızıldereli
Nasa, 1966 yılı civarında aya gidecek Apollo astronotlarını eğitmek için kızılderili rezervasyonu sınırlarında bulunan ve ortamı ay yüzeyine çok benzeyen Tuba City e götürmüş. Astronotlar çalışmaya başlamış. Acayip görünümlü kamyonların arasında sadece 2 uzay giysili astronot görünüyormuş uzaktan. Yakınlarda da yaşlı bir Navajo çobanı ile oğlu koyun otlatıyormuş. E iki astronot dikkatlerini çekmiş izlemeye başlamışlar. Bu arada da bazı Nasa personeli onları farketmiş ve yanlarına gelmiş. Çoban ingilizce bilmediği için oğlu aracılığıyla o iki acaip adamın ne olduğunu sormuş. Nasa personeli de "O adamlar aya gidecek astronotlar, eğitim yapıyorlar" deyince Çoban çok heyecanlanmış ve astronotlarla aya bir mesaj yollaması mümkün mü diye sordurmuş oğluna. Nasa personeli bunun çok orijinal bir şey olacağını düşünüp bir koşu teyp getirmişler ve adamın mesajını Navajoca teybe kaydetmişler. Mesaj kayıdı bitince Nasa personeli çocuktan babasının mesajını tercüme etmesini istemiş ama çocuk reddetmiş. Daha sonra Kızılderili rezervasyonunda birçok kişiye yanaşmışlar, her biri önce "Cık cık cık" demiş sonra da mesajı tercüme etmeyi reddetmiş. Ama en sonunda eline para sıkıştırılınca bir genç yaşlı adamın mesajını tercüme etmiş:
- Bu heriflere dikkat edin, topraklarınızı çalmaya geldiler
İyilik
Okulda öğretmen çocuklardan hafta sonu bir iyilik yapıp gelmelerini ister..Sınıftada 3 afacan çocuk vardır.. Hafta başı gelince öğretmen sırayla herkese ne tür iyilikler yaptıklarını sormaya başlar.. Sıra bizim afacanlara gelmiştir..
Ali'ye sorar: Ali söyle bakalım sen nasıl bir iyilik yaptın..?
Ali övünerek: Hocam yaşlı bir bayanın karsiya geçmesine yardım ettim der.
Öğretmen: Aferin der..
Sıra Veli'ye gelir: Onada aynı soruyu sorar..
Veli'de: Hocam bende Ali'ye yardım ettim..Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Öğretmen : Peki hala der..
Sıra Osman'a gelir.. Aynı soruyu onada sorar..
Osman'da: Hocam bende Ali ile Veli'ye yardım ettim, Yaşlı bayanı karşıya geçirdik..
Hoca biraz düşünür ve sorar:
-Neden üçünüzde aynı kişiye yardım ettiniz peki?
Çocuklar hep bir agizdan:
-Hocam, yaşlı kadın karşıya geçmek istemeyince üçümüz bile az geldik, ne diyonuz siz?
Hepsi eriyor
Deli , kahveye girdiğinde soluk soluğadır. Boş bir masaya oturup ocağa seslenir;
- Bana bir çay !
Çay gelir, şekerleri atıp karıştırır. Garsonadan yine şeker ister. Onları da atıp karıştırır, yeniden ister. Garson;
- Sekiz şeker koydunuz çaya, der şaşkın şaşkın,
- Koydum ama , işte görüyürsun, hepsi eriyor
Posta
Bir fakir Kırşehirli paraya çok sıkışmış. Her türlü çareye başvurmuş, yardım eden olmamış.
Son çare olarak, 'Allah, sıkışan kuluna yardım eder' inancından hareketle, Allah'a mektup yazmaya karar vermiş. 'Cenab-ı Allah Yüksek Katına' diye başlamış ve 'Allah'ım ne olur bana bir yüz milyon lira gönder' diye bitirmiş. Zarfın üzerine de 'Esirgeyip bağışlayan Yüce Allah' diye yazıp postaya vermiş.
Postacılar mektupları ayırırken, gitmesi mümkün olmayan adresi görünce açmışlar. Mektup sahibine acımışlar ve aralarında para toplayıp yardım etmeye karar vermişler. Ama, ancak 80 milyon lira toplayabilip, göndermişler. Parayı alan Kırşehirli, hemen Allah'a bir mektup daha yazmış.
Postacılar, 'Allah' adresli iknici mektubu açmışlar. Kırşehirli şöyle yazıyormuş:
'Allah'ım gönderdiğin parayı aldım, teşekkür ederim. Ama, bundan sonra para gönderirken, Meleklerinle gönder, hırsız postacılar gönderdiğiniz paranın 20 milyon lirasını çalmışlar.'
Fotoğraf
Resmi bir daireden, Kırşehirli birisinden 12 fotoğraf isterler. Kırşehirli, yanında 6 fotoğraf olduğunu söyler. Görevli, 'Onları ver, arkadan 6 fotoğraf daha getir' der.
Bunun üzerine Kırşehirli, biraz sonra enseden çekilmiş 6 fotoğrafı, görevliye getirir.
Kaplumbağalar
iskoçyada nesli tükenmekte olan dünyanın en uzun ömürlü hayvanlarından üç kaplumbağa nın canları sıkılmış ve ne yapacaklarını bilmiyorlarmış. İçlerinden biri uzklardaki bir dağı gösterip.
-Hadi biralarımızı da alıp şu dağın zirvesinde piknik yapalım demiş.
-Güzel fikir diye almışlar yanlarına soğuk biralarını ve yiyeceklerini yola koyulmuşlar.dağın zirvezine ulaşmak tam yirmi yılda olmuş.soluklandıktan sonra içlerinden biri,
-hadiyemeğimizi yiyip biralarımızı içelim. demiş sofra hazırlanmış ama o da ne?Biraları açmak için açacak getirmeyi unutmuşlar.kimin gideceğine kararverirken içlerinden yaşı küçük olan -Ben giderim ama bir şartla kimse ben gelinceye kadar yemeklere dokunmayacak.demiş ve kabul edildikten sonra yola koyulmuş.aradan 20 yıl 30 yıl 40 yıl derken 50 yıl geçmiş hala gelen yok. içlerinden en yaşlı olanı
-Ben artık yaşlandım izin verde bir parça ekmek yiyeyim demiş arkadaşıda tamam demiş ve yaşlı kaplumbağa tam ağzına lokmasını götürüp ısırdığı esnada karşı taraftaki çalıların arasında bir hışırtı duyulmuş ve birden en küçük kaplunbağa fırlamış ve
-Yalancılar. e vallahi gitmeyeceğim. demiş
Papağan yumurtası
Siverekli bir adam hayatında ilk defa İstanbul'a gider orada burada dolaşırken gözüne bir petshop ilişir ve içeri girer.Pet shop'ta hayinda görmediği ve adını bile duymadığı renkli bir kuşa rastlar ve Pet shop sahibine bunun ne olduğunu sorar..
Pet shop sahibi papağanı ve özellikleri anlatır, bizim siverekli bu kuşu almak istediğini ve köyüne götürüp herkese göstermek istediğini söyler ve fiyatını sorar. Pet shop sahibi yüksek bir rakam söyleyince siverekli okadar parası olmadığını ama kuşu gerçekten almak istediğini söyler.
Pet shop sahibi sivereklileri cok sevdiğini bu nedenle ona papağan yerine onun üç yumurtasını vereceğini söyler..
Adam üç yumurtayı alıp köyüne sevinçle döner,aradan zaman geçer ve yumurtalardan bir serçe, bir kumru ve bir guvercin çıkar..
Siverekli cok sinirlenip istanbul yolunu tutar..Pet shop'a çok sinirli girer ve o anda papağan geri zekalı geri zekalı diye bağırır.. Buna dahada çok sinirlenen siverekli cevap verir belki ben geri zekalı olabilirim ama bizim bütün köy de senin orospu olduğunu biliyor..
İşlem Hacmi
Yasli borsaci ile genc borsaci parkta sohbet ederek dolasiyorlar. Yasli, gence meslegin puf noktalarini anlatiyor: - Bak evladim. Bu meslekte basarili olmak icin sadece firsatlari degerlendirmek yetmez. Zaman zaman firsatlari da senin yaratman gerekir. Bunun icin surekli dikkatli olman gerekir. Uygun bir yorumla hic umulmadik olaylar bile cok buyuk firsatlara donusebilir. Bak mesela su karsida gordugun taze kopek pisligi sana sadece igrenc bir sey olarak geliyordur. Ama ben eger 'su pislikten bir lokma agzina atarsan sana 1 milyar lira veririm' dersem olay senin acindan nasil da buyuk bir firsata donusuverir degil mi? Yapar misin?' Genc borsaci tabi efendim der. Parmagini pislige daldirir, bir lokma alir yutar. Yasli borsaci cebinden bir milyari cikartir, gence verir. Bir sure yururler, genc dayanamaz sorar: - Hocam, ben size ayni teklifte bulunsaydim kabul eder miydiniz.? Bakin ileride de baska bir pislik var. Bir milyar karsiligi dener miydiniz? Yasli borsaci tabi ki der. O da bir lokma alip yutar. Genc borsaci da cikartir, biraz once kazandigi 1 milyari iade eder. Bir sure sessiz sessiz yururler. Genc yine dayanamaz sorar: - Hocam. Ne sizin cebinizdeki para miktari degisti. Ne de benim cebimdeki. Soyler misiniz biz bu boku niye yedik ? Kurt borsaci cevap verir: - Oyle deme evladim. 2 milyarlik islem hacmi yarattik!!!
Amerikan hastanesi
Bir USA Askeri Birliğinde açının yemekleri yüzünden millet hemoroid olmuş. Tam 107 kişi yatak yorgan yatıyormus. Bir gün Revire gezmeye gelen komutan her askerin önüne duruyor ve soruyormuş:
- Merhaba asker , hastalığın nedir ?
- Merhaba komutanım , hemeroidim var
- Tedavi olarak ne yapıyorlar ?
- İlaçlı pamuk efendim.
- Bir arzun var mı asker ?
- Bir an evvel iyileşip tekrar vazifeme dönmek istiyororum komutanım...
Komutan herkesin önünde durup aynı soruları sormuş ve hep aynı cevapları alınca memnun olmuş. Sıra en son sıradakı adama gelmiş. Ona da aynı soruları sormaya başlamıs:
- Merhaba asker , hastalığın nedir ?
- Bademciklerimden rahatsızım efendim.
- Öyle mi ? Peki ne ilaç kullanıyorlar ?
- İlacli pamuk efendim.
- Güzel. Peki bir isteğin var mı evladım?
- Var, efendim. Mümkünse sıra bana gelince pamuğu değiştirseler diyecektim de....
Dünyanın Sonu
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler...
Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak...
" Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor.
" Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..."
Savaş Gemisi
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş: -"Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz" Karşıdan anında cevap gelmiş:
-"Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış:
-"Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap:
-"Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!"
Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış.
-"Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece batıya çevir!"
-"Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece doğuya çevir."
Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: -"Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız."
-"Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"
Dilenci
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor."
Tampon
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim"
Cehennem
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner,
- Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş,
melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı?
Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş.
Abluka
Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış. -Hey Joe, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım.
Kamuflaj
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees, Patateeeeeees!!!"
Yorgunluk
Genç bir sanatçı adayı , kız doktoruna telefon açıp aldığı randevuya gelemiyeceğini söyledi. Doktor sordu: "Neden çok mu hastasınız?"
-Yoo değilim. Yalnız bugün bir prodüktöre gidip bir rol istedim. Sonra terzime gittim. Daha sonra ev sahibiyle kira meselesini tartıştık.
Kısacası doktor bey, bir defa daha soyunacak halim kalmadı!
Senfoni
Bir Türk Amerikaya ziyarete gezmeye gitmiş.Sokakta dolaşırken tuvaleti gelir. Koştura koştura umumi bir tuvalet bulur.Kendini bir an önce içeri atmak ister fakat kapıdaki adam 25 cent ister.Bizimki sıkışa sıkışa 25 cent i verir içeri dalar.Zart zurt sesli yaparken yandan "yavaş be adam" diye ses gelir meyerse yandakide bir Türkmüş.İşini bitirip dışarı çıktıktan sonra yandakiyle karşılaşır ve lafı yapıştırır. "Be adam 25 cent e mozartımı yoksa şopennimi dinleyeceğini sanıyordun" der.
Ekonomik kriz
İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler.
Bir ara biri:
-İşler öyle kötü ki,sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın:
-Boş verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum. Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.
İşler
İki otomobil galerisi sahibi dertleşmektedirler.
Bir ara biri:
-İşler öyle kötü ki,sorma. Şu sıralar en azından bir araba satamazsam, popomu satmak zorunda kalacağım. Yanında oturan ve bu sözleri işiten sarışın dilberden özür diler. Bunun üzerine sarışın:
-Boş verin canım. Neler hissetiğinizi anlıyorum. Bizim işlerde kötü. Şu sıralar bende popomu satmazsam, arabamı satmak zorunda kalacağım.
Bisiklet
Birgün ali askerdeyken komutanın postacısıymış, o günlerde komutanının tayini çıkacakmış buda yeni tayin yerini öğrenmeye gitmek için hazirlanırken aliyi yanına çağırmış. Bak Ali oğlum biliyorsun yengen hamile bundan önceki çocuklarım hepsi kız eğer yengen doğum yaparsa oğlan olursa bana mektupta dersinki; komutanım beklediğin bisikilet geldi yazarsın ben anlarım. Yoksa arkadaşlar erkek oğlum olduğunu duyarlarsa ziyafet isterler tamammı deyip gider. Aradan zaman geçer yenge doğum yapar ama gene kız olur Aliyi bir düşünce alır gider. Mektupta kamyonun geldi desem olmaz minübüsün geldi desem anlamaz tam o anda aklına; komutanım beklediğin bisikilet geldi ama ponpasıyla çantası eksik geldi der.
Tahrik
Savcı, sanık sandalyesindeki yaşlı teyzeye sorar :
- Bize yaşınızı söyler misiniz?
- 86 yaşındayım
- Lütfen bize olay günü neler olduğunu anlatın
- O gün hava çok güzeldi ve ben parkta oturuyordum....derken o adam geldi yanıma oturdu
- Onu tanıyor muydunuz?
- Hayır ama tatlı birine benziyordu
- Sonra ne oldu?
- Birden bacaklarımı okşamaya başladı...
- Ona engel oldunuz mu?
- Hayır
- Neden?
- Çünkü hoşuma gitti.. kocam 30 yıl önce öldüğünden beri kimse bana böyle dokunmamıştı....
- Sonra ne oldu?
- Sonra göğüslerime dokundu....
- Engel oldunuz mu?
- Hayır
- Neden?
- Çünkü bana kendimi uzun zamandır ilk defa bir kadın gibi hissettiriyordu...
- Sonra ne oldu??
- O kadar tahrik olmuştum ki bacaklarımı açtım ve "SEVİŞ BENİMLE HADİ SEVİŞ BENİMLE!!!"diye bağırdım...
- Sizinle sevişti mi??
- HAYIR!! Ben öyle bağırınca o da birden "GÜLÜMSEYİİİN, KAMERA ŞAKASIIII!!"diye bağırdı ben de onu vurdum !!!!!!!
Doğum Yeri
Adamın biri birgün trene binmiş ve karşısında çok hoş bir bayan görünce konuşmaya çalışmış ve sonunda:
- Hanımefendi size 1 milyon dolar versem şu eteğinizi 2 parmak yukarı kaldırır mısınız
Kadın: - Hayhay der daha sonra
- Size 2 milyon dolar daha verim, 2 parmak daha derken iş yukarı kadar çıkar, adam sonunda kadına - Hanımefendi size 5 milyon dolar vereyim bana doğum yaptığınız yeri gösterin der ve kadın kabul ederek şöyle der:
Bakın şu ağaçların arasındaki binanın 2 katındaki oda...
Köprü
Bir gun cennet ve cehenlemdekilerin canı sıkılmış cennettekiler ve cehenlemdekiler karşı karşıya duruyolarmış. Birgün demişlerki cenlettekiler cehenleme kadar yarım köpru yapsın, cehennemdekilerde cennete kadar yarım bir köpru yapsın hergün o köprüde konuşuruz demişler bakmışlarki cehenlemdekiler bitirmiş cenlettekilerde daha bir tuğla bile koymamış eee neden yapmadınız demişler. Cennettekiler cevap vermiş: Eee bözde hiç muteaahit yokki!
Beş Lira
Küçük çocuk yolun ortasında hüngür hüngür ağlıyordu... Yaşlı bir hanım acıyarak sordu;
-Ne için ağlıyorsun evladım?
-Beş liramı yitirdim...
-Peki al sana beş lira.
Yaşlı hanım bir iki adım yürüdü. Küçük çocuk yine ağlamaya başladı. Hanım döndü:
-Peki şimdi neden ağlıyorsun?
-Nasıl ağlamam? O beş liramı yitirmeseydim şimdi on liram olacaktı...
Değişim
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.. gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymis...
Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor... bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:
"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme... peki ama bu değişikliğin sebebi nedir??"
Kuveyt'li kadın cevap vermiş:
"Mayınlar..."
Manyak
Yolcu gemisi okyanusta ıssız bir adanın yanından geçerken yolcular uzun sakallı üstü başı yırtık sıska bir adamı farketmişler.. Adamcağız sahilde oradan oraya koşuyor, çılgın gibi ellerini sallıyor, zıplıyor, bağırıp çağırıyormuş.. Yolculardan biri
"- Kim bu kaptan?" diye sormuş..
"- Bilmem.." demiş Kaptan
"- Her sene buradan geçeriz, her seferinde de bu manyak böyle kafayı üşütür.."
Mustafa Abi
Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyorlar miş biryandan da pişpirik çeviriyorlarmış. İçlerinden biri (Mustafa Abi) televizyonda Ecevit'i görmüs ve demiş:
- Ulan, başbakan oldu yüzümüze bakmıyo. Eskiden böylemiydi bea! Etrafımda dolanırdı! Hey bee, zaman ne çabuk geçiyor... Tabii kahvedekiler merakla sormuslar:
- Mustafa Abi? Sen nereden tanıyorsun Başbakanı yahu?
Mustafa Abi istifini bozmadan cevap vermiş:
"-Ulan üniversite yillarında abilik ettim ona! Az ekmeğimi yemedi!! Gel gör ki şimdi bizi unutmuş baksana!"
Kahvedeki ahali inanmamş tabii ki. Mustafa Abi'de inandıirmak için demis ki:
- Gelin ulan! Meclisin önüne gidiyoruz. Çıkışta yakalayacağız Ecevit'i. O zaman anlarsınız yalan mı değil mi??
Hepbirlikte T.B.M.M.'nin önüne giderler ve çıkışta Ecevit'i yakalarlar. Ecevit hemen Mustafa Abi'nin elini öpmeye kalkışır ve der ki:
- Abim, Mustafa abim; kusura bakma başbakanlık bir dakika boş bırakılmıyor ki! Kusuruma bakma abi.
Mustafa abi kahve ahalisine şöyle bir bakar ve ahalinin acayip şekilde etkilendiğini görür. Başka birgün gene kahvede ahali ile TV seyreden Mustafa Abi TV'de Süleyman Demirel'i görür ve der:
- Bu da öyle. Cumhurbaşkanı olunca kendini birşey zannetti. Hayırsız çıktı bu da!!
- Hadi canım. Ecevit'i belki şans eseri tanıyorsun ama buna inanmıyoruz!!, der.
Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya gider. Mustafa Abi'yi gören Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarılır ve öpmeye kalkışır. Mustafa Abi buna izin vermez tabi. Demirel ekler:
- Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yıllardır göremiyordum seni. Tamda seni ziyarete gelecektim der.
Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakış atar ki artık ahalinin gözünde peygamber kadar yükselmistir.
Yine birgün kahvede tv izlerken bu sefer tv ye Clinton çıkar. Mustafa Abi söze başlar ve der ki:
- Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri? Tabi zengin oldun, Amerika'nında başına geçince unuttun bizi.. Hayırsız herif!!
Ahali bu kadarınında fazla olduğunu söyler ve diğerlerinin belki bir şans eseri olabileceğine ama Clinton'u tanımasının imkansız olduğuna imece usülü karar verirler.
Mustafa Abi'nin tabii ki kafası atar ve bazı köylüleri alarak Beyaz Saray'a giderler. Kapidaki görevliye Clinton ile görüşmek istediklerini söylerler.. Görevlide sadece bir kişinin girebileceğini söyler. Köylüler düşünürler ve sadece Mustafa Abi'nin Clinton'u tanıdığını söyleyerek Mustafa Abi'nin gitmesini isterler.
Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler geçer ama kapıdan kimse çıkmaz. Köylüler sıkılır. Penceredende bakma olanakları olamadığı için ordan geçen uzun boylu birine sorma kararı alırlar. Şans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir. İngilizce bilen bir köylü Michael Jordan'a döner ve der ki:
- Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakıp neler oluyo, kaç kişi var bi baksana... Jordan camdan bakar ve cevap verir:
- Vallahi ne olduğunu bilmiyorum. İçerde 6 kişi var. Biri Mustafa Abi, diğerlerini tanımıyorum.
Ekran Koruyucu
BILL GATES ölmüş ve tanrının huzuruna çıkmış. Tanrı Sen iyi bir çocuksun Bill demiş, herkese yapmam ama sana seçme hakkı verecegim, cenneti de cehennemi de gör, hangisini istersen oraya git.?
Bill önce cehenneme gitmiş, deniz kenarında, harika bir gün batımı yaşanmaktaymış, kızarmış köpükler kumları yalıyor, hafif ılık rüzgarda palmiyelerin yaprakları nazlı nazlı sallanıyormuş. Allah allah demiş Bill, Bize hiç böyle anlatmamışlardı!? Sonra cennete gitmiş.Orası da fena değilmiş ama doğrusu cehennemle kıyaslanmazmış. Cehennemi seçtim demiş tanrıya.
Güzel düşler kurarak kapıdan girdiginde tam da bildiği cehennemle karşılaşmış; kazanlar kaynıyor, zebaniler ortalıkta dolaşıyor,alevler gökyüzünü kızıla boyuyormuş.
Aman demiş Bill, Hemen tanrıya çıkmam lazım ve soluk soluğa bağırmış; Benim ilk gördügüm cehennem böyle değildi.?
Tanrı gülmüş, çok geç artık Bill demiş, seçimini yaptın. O ilk gördügün sadece ekran koruyucuydu...?
McGayver
McGyver markete gitmiş. Kasiyer kıza yaklaşıp, "İyi günler, ben 6 metre dikenli tel, bir tane demir makası, bolca zımpara kağıdı, bir de elektrikli testere istiyorum" demiş.
Kasiyer kız şaşırmış: "İ.. i. iyi ama onları burada bulamazsınız ki, burası küçücük bir market, burada sebze meyve gibi şeyler vardır sadece..." demiş.
McGyver 1-2 dakika düşünmüş, sonra kasiyer kıza dönmüş: "Tamam, onlar da olur" demiş
SA
Sakip Sabanci Aga'ya bir gün demisler ki : -Aga bu dünyada her sey senin için güllük gülistanlik. Nereye baksak her tarafta senin sirketleri, fabrikalari görüyoruz, (MarSA, YünSa, LasSA, ToyotaSA...). Burada işin iy. Ya diğer tarafta ne olacak, orada ne yapacaksın, nasıl kurtulacaksın zebanilerden?.. Sakıp Aga gülmüş:
-Öte yanda da işimizi sağlama aldık
Bir tarafımızda İSA, diğer tarafımızda MuSA."
Önemli Neden
-Hayrola nereden?
-Be be ben mi? Rad rad radyodan geliyorum...
-Ne vardı radyoda?
-Spi spi spi spiker sı sı sı synavı vardı da...
-Eeee, ne oldu?
-Bı bı bı bırak yahu? Kı kı kıravat tak tak takmadık diye almadyılar.
4 Motorlu uçak
Amerikalı'lar 4 motorlu bir uçak yapmışlar ve arabistan çöllerinde uçurmak istemişler , yanlarına bir arap pilot almışlar ve uçmaya başlamışlar giderken bom diye bir ses gelmiş ve 1. motor patlamış, göstergede no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,biraz daha gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş ve 2. motorda patlamış,yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış,az daha gitmişler tekrar bom diye bir ses gelmiş 3. ve 4. motorlarda patlamış yine no panik this is a amerikan teknoloji yazmış ve pilot uçağı otomatik pilota bağlamış ve uçak yere inmiş.Araplar'da böyle bir uçak yapmışlar ve amerikalı bir pilotla keşfe çıkmışlar giderlerken 1. motar patlamış no panik this is a arabik teknik yazmış giderken 2.motorda patlamış ve yine no panik this is a arabik teknik yazmış giderken 3. ve 4. motor da patlamış göstergede repeat after me eşhe düella ilahe illah ve eşhe dü enne muhammeden abduhu versulühü yazmış.
Not
Arabasını park edip lokantaya giren adam, çıktğında arabasını akordeona dönmüş bir halde bulur.Cam sileceğinin altında bir kağıtt vardır. Kağıdı açtığında, şu satırlarla karşılaşır :
-Ön vitesle geri vitesi karıstırıp arabanıza sert bir şekilde çarptım. Arabanızda gördü?ünüz gibi çok büyük hasar var. Olayı gören kimseler de şu an, ben bu satırları yazarken çevremde toplanmış bulunuyorlar ve bu kağıda adımı ve adresimi yazdğımı sanıyorlar.Ne halin varsa gör, o kadar enayi değilim!
Kuaför
Adam, lüks erkek kuaföründe oturmuş bir yandan sakal tıraşı yapılırken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarışın fıstık adamın ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çıkmaya ne dersin??"
Kız gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Boşversene" der adam, "Seninkine telefon et bu gece işin çıktığını eve gelemeyeceğini söyle!"
"İstersen sen söyle, şu anda seni tıraş ediyor..."
Golf
Bir cumartesi sabahi.. Iki genc kadin golf oynuyorlar.
Sarisin olani topu dikmis.. Sopayi oyle bir savurmus ki.. Top havada kursun gibi ucmus, obur delikte golf oynayan bir erkege o hizla carpmis..
Kadinlar dehset icinde, erkegin iki elini bacaklarinin arasinda kelepceleyip iki buklum kaldigini gormusler.
Sarisin hizla oraya kosmus ve ozur dilemeye baslamis..
"Lutfen izin verin size yardim edeyim.. Ben bir fizik tedavi uzmaniyim ve eger izin verirseniz cektiginiz aciyi azaltabilecegimi biliyorum."
"Yooo.. Yooo.. Gerek yok" diye inler gibi konusmus adam, elleri hala bacaklarinin arasinda kelepceli..
"Onemli degil.. Birkac dakika icinde duzelirim merak etmeyin.." Sarisin israr etmis.. Oyle israr etmis ki adam "Peki" demis sonunda.. Kadin cok yumusak hareketlerle adamin ellerini birbirinden ayirip iki yana sarkitmis once. Sonra adami cimlere uzatmis. Pantolonun kemerini gevsetmis.. Elini iceri sokmus ve masaj yapmaya baslamis..
Biraz sonra sormus..
"Simdi nasil hissediyorsunuz kendinizi.."
"Harika" demis adam.. "Harika hissediyorum..
Ama bas parmagim hala fena halde zonkluyor!.."
Slikon Madeni
Ogretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus.
Dersin bitiminde çocuklara sormus:
"Kim hangi madene sahip olmak ister cocuklar?"
Önce David cevap vermis: "Platin, ogretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim."
Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ogretmenim. Altinlarimla kendime sonmodel bir Cadillac alirdim."
En son Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ogretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."
Sadece Yağmur Yağdığında
Kadin kocasi isteyken sevgilisini eve cagiriyor, ikisi yatakta zevk dolusaatler gecirirken birden kapi caliyor bi de bakiyolar KOCASI EVE ERKEN GELMIIIIIS!!!... Kadin panik icinde: "Allahim bu nerden cikti simdi!!!Cabuk al topla kiyafetlerini, camdan atla kaybol!!"
Adam pencereden asagi bir bakiyor: "Hayir atlayamam deli misin nasil yagmur yagiyor gormuyor musun!!!"
Kadin deli gibi kosturuyor: "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür atlamak zorundasin hadi cabuk cabuk!!!!"
Boylece adam caresiz,kiyafetlerini kaptigi gibi camdan atliyor.. ayaga kalkip bir de etrafa bakiyor ki bir maratonun tam ortasina dalmis....bozuntuya vermeden yariscilarla kosmaya baslamis.....tabi cirilciplak ve pantolonu gomlegi elinde kosan bitek kendisi oldugu icin dikkat cekiyor ...
Kosuculardan biri soruyor kendisine: "Siz hep ciplak mi kosarsiniz?"
"Ah evet evet...rüzgarin ciplak tenime degmesi kadar guzel bi duygu yok"
"Ama ciplak kosarken de hep kiyafetlerinizi elinizde mi tasirsiniz?"
"Yaaa öyle...kosu bitince arabama biner giyinir eve giderim diye"
"Gercekten cok ilginc....peki kosarken hep prezervatif de takar misiniz?"
"Aaa..seyy.. sadece yagmur yagdigi zaman..."
Eleman Aranıyor
Bir şietin kapısında bir ilan asılmış şöyle yazıyor:
"Dakikada 70 kelime yazabilen, Bilgisayar bilen, Yabancı dili olan eleman aranıyor"
Bir köpek ordan geçerken bu ilanı görüyor..bir süre bakiyor; bakıyor,derken ağzıyla kağıdı yerinden söküp ofise giriyor, doğru müdürün odasina...Ve müdürün karşısına geçip ağzında kağıtla ona öylece bakıyor... Adam bunu görünce kahkahayi basiyor....
- "Hahahahahahaaa ama ben bir köpeği işe alamam ki??"
- Ama köpek ısrarla kağıdı adama uzatıyor...Ve müdür sonunda diyor ki
- "peki o zaman sana bi mektup vericem bunu yaz bakalım"
Köpek kağıdı alıyor,bilgisayarın başına geçiyor, gayet güzel tıkır tıkır mektubu yazıp bitiriyor...Müdür şok oluyor,ama bozuntuya vermeden bu sefer diyor ki:
- "Bak şöyle şöyle bir uygulamaya ihtiyacımız var, buna bir program yaz çalıştır bakalım.."
15 dakika sonra köpek bilgisayarda o problemi çözecek süper hızlı bir uygulama yaziyor, adam inceliyor ve dumur oluyor....Artık söyleyeceği tek sey kalıyor:
-"Sen inanılmaz birşeysin!!! Ama yine de seni ise alamam...Ne yazik ki senin herşeyin mükemmel ama yabancı dilin yok" Ve köpek cevabi yapistiriyor:
-"Miaaooooowwwwww"
Papağan
Kadının birinin canı sıkılır ve hayatında değişiklik olsun diye pet shoptan bir hayvan almaya gider.Pet shopa gidince kedi,köpek ve bir papağanın fiyatını sorar. Papağanın fiyatının cok ucuz olduğunu gören kadın sorar:
''bu papağan neden bu kadar ucuz'' .Pet shopun sahibi yanıtlar:
''bu papagan daha önce bir genelevde duruyordu, ağzı biraz bozuktur, alanlarda ondan şikayetçi onun için fiyat ucuz.
''Kadın bu fiyatı kaçırmak istemez ve bir papağan ne kadar kötu konuşabilir ki diyerek alır evine götürür. Eve gelince kadın papağanın örtüsünü kaldırır. Yeni ortamı gören papağan
''ooo yeni mekan, yeni patron '' der.
Kadın bunlara gülüp geçer. Daha sonra evin iki kızı okuldan gelir. Papağan bunları görerek
''ooo, yeni mekan yeni patron, yeni kızlar'' der..
Tabii kızlar saşkin. Anneleri olayı anlatınca kızlar da gülerler. Bu sırada evin babası gelir. Papagan yine acar ağzıni:
''yeni mekan, yeni patron, yeni kızlar''
sonra evin babasına bakarak
''OOOO, Mehmet abi hos geldin yaaa!!!
Başkasının Pantolonu
Öğretmen çocuğa sormuş,
'Oğlum elini pantalonun sağ cebine attın ve bir 10 milyon lira çıkarttın, sol cebinden de 5 milyon lira çıktı. Senin şimdi neyin var?
Öğretmen çocuğun '15 milyon liram var' cevabını vermesini beklerken Çocuk cevap vermiş
'Her halde üzerimde başka birinin pantalonu var!'
Gaipten Gelen Ses
Koyboy colorado colunde atıyla yorgun argın giderken birden bire nereden geldiği belli olmayan bir sesle irkilir.
- '' DUUR''
şasıran kovboy etrafına baksada kimseyi göremez. gaipten gelen bir sesdir bu. az sonra tekrar aynı ses,
- '' ATINDAN İN VE KUREĞİNİ AL'' der.
şaşıran kovboy korku içinde emre itaat edip atından ıner ve kureğını atının arka tarafında çekıp alır. bu arada etrafına bakmayı ıhmalde etmez ama koca colde kimseler yoktur. az sonra o uğultu şeklindeki gürleyen ses tekrar duyulur.
-'' SOLA DOĞRU YİRMİ ADIM AT''
kovboy aynen denileni yapar. yapar ama korkudan ne yapacağını bılememektedırde. Adımları sayar ve durur. birazdan, o ses... -'' ORAYI KAZ HEMEN''der
kovboy kazmaya basşar. Az sonra kureğıne bir şey takılır. biraz daha kazar ve bir sandık görür...
-'' SANDIĞI ÇIKART ORADAN''
denileni yapar hemen
-'' AÇ ONU'' diye gürler o ses yine kovboy sandığın kilidini kırar ve içini açar. oda ne içi, çil çil altın dolu. ne yapacağını şaşıran kovboy etrafına bakar bakar ama kimseyi göremez. şaşkınlığını üzerinden atamadan o ses yine gürler,
-'' HEMEN ATINA BİN VE DOĞRU LAS VEGASA GİT'' der.
bir robot gibi emre itaat eder ve hemen sandığı atının arkasına bağlar ve şaşkınlık içinde atını Las Vegas'a sürer. Las Vegas'a geldiğinde o ses ...
-'' DUUUR VE SAĞDAKİ KUMARHANEYE GİR'' der
kovboy denileni yapar içeri girer . ve yine o ses
-'' RULET MASASINA GİT VE BÜTÜN ALTINLARI SİYAH 5'E OYNA'' der.
kovboy, parlayan gözlerle denileni yapar. masaya yaklaşır ve sandığı herkesin şaşkın bakışları arasında siyah 5'e koyar. rulet dönmeye başlar kovboy kendinden emin olmakla beraber birazda heycanlıdır. top döner, döner,döner ve oda ne?
KIRMIZI 12 . Evet top kırmızı 12' de durur. sessizlik olur kovboy şaşkın etrafına,sağa sola bakarken gürleyen ses....
-'' HASS..R BE'' der.....
Mars'ta Hayat Yok
Temel, marsa gidecek ilk astronottur. 10 milyar dolarlik muhtesem bir uzay gemisi ile giden Temel'den dönüse dek haber alınamayacaktır.
10 yıl sonra geri döndügünde flaslar patlar herkes merakla etrafını sarar:
"Marsta hayat var mı???"
Temel omuzlarını silker: "Yok ..."
Bilim adamları, basın ve tüm dünya hayal kırıklığı içindedir. Temel'i uçağa bindirip Trabzona uğurlarlar.
Aksam evinde ailesi ile kendi dönüsünü seyreden Temel'in oglu sorar:
"Baba hakkaten hayat yok muydu acaba?"
Temel yine omuzlarını silker: "Haçan saat 11 dedin miydu butün tükkanlar kapanii! Sen puna hayat mi diisin?"
Hakan Şükür
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
Bir gün Fatih Terim Rıdvan Dilmen'i Florya tesislerine cağırır ve :
-Benim oyuncularım seninkilerden akıllı, der. Bunun uzerine Rıdvan :
-Göster hadi, der.
Fatih :
-Hakan gel oğum, der. Hakan :
-Buyur hocam, der.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benimdir hocam, der.
-Afferim doğru söylüyormuşsun, der Rıdvan. Fenerbahçe tesislerinde : -Boliç gel evladım.
-Buyur hocam.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Valla bilmem kimdir hocam?
-Bak birde bana soruyor git iki kat antreman yap!!!
Boliç düşünür :
-Ulan hocayı kızdırdık bari Rüştü'den öğreniyim.
-Rüştü.
-Ne var.
-Senin babanın oğlu olupta senin kardeşin olmayan kimdir?
-Tabiki benim.
-Sağol.
Boliç koşarak Rıdvan'ın yanına gelir.
-Hocam hocam cevabı buldum.
-Nedir?
-Tabii ki Rüştü'dür hocam.
-Salak herif cevap Rüştü olur mu?
-E peki o zaman nedir?
-Tabiki Hakan Şükür'dür.
Gece Kursu
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar :
-Gütenberg kim. Biliyormusunuz?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Totoche kim biliyormusun?
-Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına giderken karınla yatan adam!
Güle Güle
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nın resmi önünde dua ediyor.
-Tanrımın anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver.Güle güle anneanne...
Bir anlam verememiº bu duaya...Ancak ertesi gün acı haber gelmiş.Anneanne sizlere ömür...
Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada :
-Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Gülegüle büyük baba...
Ertesi gün büyük baba mefta...
Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada :
-Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmip yatmış.Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri...Sapasağlam.
Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. -Ne oldu hanım.
-Bizim postacı, demiş hanım. Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüº!!!!
Trafik Cezası
İki polis otobanda arabayla yavaş yavaş giderlerken bir amcanın eşeğiyle otobanının kenarından giderken görürler ve biraz dalga geçmek için arabayı durdururlar.
Amcacığm senin bu yaptığın yasalara aykırı. Otobana eşekle girilmez. Bu yüzden ceza yazmamız gerekiyor. Cezayı sana mı yazalım yoksa eşeğe mi? Amca düşünmüş ve bana yazın demiş.
Polisler bir daha sormuş ama yine aynı cevabı almışlar. Polisler cezanın neden kendisine yazılmasını istediğini sorunca yaşlı amca;
"Ben bu eşeği ilerde polis yapacağım. Sicilinin şimdiden bozuk olmasını istemem." demiş
Boynuzlar
Bi adamla kadın evlilermiş fakat çocukları olmuyormuş 15 sene sonra kadın müjde kocacım hamileyim demiş bizimki çok sevinmiş ee kolay diil 15 seneden sonra baba olmak, fakat 8 ay sonra işyeri adamı yurtdışına göndermiş adam çok üzülmüş doğumda karısının yanında olamayacağı için ama eli mahkum gitmiş 4 ay sonra geldiğinde ne görsün çocuk zenci, karısına sorunca kadın soğukkanlılıkla cevap vermiş.
Aslında çocuk normal doğdu fakat sonradan benim sütüm kesildiği için zenci bir süt annesi buldum onun sütünü içe içe böyle karardı demiş.
Adamda ben en iyisi anneme sorayım o herşeyi bilir demiş annesine anlatmış. Anneside:
evet oğlum doğrudur sende normal doğdun fakat sütün kesildiği için seni inek sütüyle besledim şimdide boynuzların çıkıyor!
Reha Muhtar'ın konuğu
Reha Muhtar türkiyenin en yaşlı adamını stüdyosunda anahaber bültenine çağırır.
Reha- Efendim bize başınızdan geçen güzel bir anınızı anlatırmısınız.
Adam- Bir gün köyde komşumuzun eşeği kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Eşek gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö burda olmaz efendim. Siz en iyisi bize başka bir anınızı anlatın.
Adam- Bir gün muhtarın kızı kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken akşam olmuştu. Kız gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö ayıp oluyor efendim. siz en iyisi güzel anılarınızı boşverin başınızdan geçen kötü bir olayı anlatın bize.
Adam-BİR GÜN BEN KAYBOLDUM!
Temel'in Ataları
Temel bilim admıdır ve bir arkeoloijk uluslararası toplantıya katılır. jopon bilim adamı kürsüye çıvar ve:
-Biz yaptığımız kazılarda 50 m ye kadarindik ve telefon tellerine rastladık demekki bizim atalarımız telefon kullanıyorlarmış temel:
-Bizde yaptığımız çalışmalarda 100 m ye kadar indik ve hiç bir şey bulamadık demekki bizim atalarımız da telsiz tefon kullanıyorlarmış.
Ramazan
Bayramın yaklaştığı günlerden birinde, iftar sırasında, misafirlerden biri:
"Keşke Ramazan senede iki gelse..." der.
Aynı sofrada misafir bulunan Bektaşi ise hemen şu cevabı verir:
"Madem bu kadar seversiniz, Ramazan gider gitmez neden Bayram edersiniz..."
Biletimi Yırtıyor
Sinemaya girip, filmi seyretmek istiyodu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi.
"Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"
Dilinizi Çıkarın
Doktor şikayetirıi dinledikten sonra kıza dönmüş: "Soyunun!" demiş. "Fakat doktor..." demiş kız, "Hasta olan ben değilim, annem..."
"Doktor anneye dönmüş: "Dilinizi çıkarın bakayım hanımefendi..."".
Relativite
Bir adam, tanrının doğasını anlamak istiyormuş ve ona sormuş;
"Tanrım, bir milyon yıl senin için ne kadar bir süredir?"
Tanrı şöyle cevaplamış;
"Bir milyon yıl, benim için 1 dakika kadardır." Adam sormaya devam etmiş;
"Peki tanrım, bir milyon dolar senin için ne kadardır?" Tanrı cevaplamış;
"Bir milyon dolar benim için bir pennydir"
Adam dayanamamış; "Tanrım bana bir penny verir misin? " demiş.
Tanrıdan şöyle bir cevap gelmiş;
"Bir dakika. "
Kulaklar
Bir hanımefendi, yıllık kontrol için doktora gitmiş. "Doktor..." demiş.
"Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, otobüste, asansörde, süper markette. Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Kendime hiç sorun yapmıyorum bunu. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor."
Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel, gene beni gör." demiş.
Kadın, ertesi hafta hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor..." demiş. "Hey doktor... Geçen.` hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..."
Doktor, "Güzel..." demiş.
"Çok güzel... Sinüslerinizi tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulâklarınız üzerinde çalışmaya..."
-
29 Aralık 2005, 09:57
#243
İnşaat amelesi viziteye çıkıp haftalardır tuvalete çıkamadığını söylemiş.. Doktor muayene edip, amelenin külodunu indirmiş ve yüzükoyun masaya yatmasını istemiş, adam denileni yapınca Doktor içeriden getirdiği beyzbol sopasını 3-4 kere sertçe indirmiş amelenin kıçının tam ortasına, "Tamam" demiş sonra, "Şimdi tuvalete gidin.." Birkaç dakika sonra tuvaletten rahatlamış şekilde çıkan amele "Sağol Doktor bey.." demiş, "Hep böyle olabilmek için ne yapmalıyım?.." "Bir şey yapmana gerek yok.." demiş doktor, "Tuvaletini yaptıktan sonra kıçını çimento torbasıyla silme yeter..!"
-
Süper Moderatör
Adamcağız hayli alkollü ve de bitkin üstelik
gecenin saat üçünde evine gelir. Karısı ise
son derece zinde, duruma kesinlikle hakim,
kocasını sorgulamaya başlar.
- Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu akşam?
- Valla karıcım, patronla beraber müşterileri
yemeğe çıkarttık.
- Eeee, sonra ne yaptınız süpermen?
- Oradan striptize gittiiik... Ben sadece seyrettim.
- Yani sen birşeyler yapmadın degil mi, süpermen ??!!!
- Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana
ikidebir süpermen diyorsun?
- Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm donunu
pantolonunun üstüne giyen !!!
"normal insanlar bir yerden bir yere gitmek için araba kullanırlar, motorcular ise motosiklet kullanmak için bir yerlere giderler"
-
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler.
Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler.
Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir.
George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çýkarayým deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."
[COLOR="Red"]Motorculuk saygi ve cilginligin arasindaki ince cizgide gitme beceresidir[/COLOR] Suzuki GS500 Gitti / Ducati Monster 900 Gitti / BMW F650 GS Gitti
-
adamın biri bir bara gitmiş, barmene bana bir bira sana bir bira herkese benden bir bira demiş. barmen adamın istediğini yerine getirmiş içkiler içildikten sonra barmen hesabı vermiş adam abi bende para yok deyince barmen adama basmış dayağı...
ikinci gün aynı adam yine aynı bara gitmiş, barmene yine bana bir bira sana bir bira herkese benden bir bira demiş. barmen dün yediği dayaktan sonra kesin para ile gelmiştir diyerek adamın istediğini yerine getirmiş. içkiler içilmiş sıra hesaba gelmiş. adam yine abi bende para yok demiş ve dayağı yemiş.
üçüncü gün adam yine bara gelmiş ve barmene bana bir bira herkese benden bir bira dediğinde barmen abi bana yok mu demiş.
adam da yok abi sen içince sapıtıyorsun demiş
-
Biraz gülelim (Alıntı fıkralar)
DEVLET SIRRI
İşsizdi, parasızdı, kalacak yeri, yiyecek ekmeği, iki satır
muhabbet edebileceği bir arkadaşı da yoktu. Nerden geldiği
bilinmez " Küçükistan Ceza Kanunu" diye bir kitap geçmişti
eline bir gün onu okuyarak vakit
geçiriyordu ki "Ülke başbakanına hakaret etmenin cezası altı
ay" kitabı ve gözlerini kapattı.
"Hem bütün hırsımı ondan alırım, hem bütün
gazeteler, televizyonlar benden söz eder meşhur olurum, hemde
altı ay ekmek elden su gölden yiyecek, yatacak derdim olmadan
çiçek gibi kışı geçiririm." diye düşündü.
Ertesi gün mitinge gitti, Küçükistan Başbakanı
konuşurken milletin arasından fırlayıp bütün gücüyle bağırmaya
başladı.
- İ... başbakan, i.... başbakan !
Güvenlik kuvvetleri hemen müdahale edip
yaka paça götürdüler. Ertesi gün mahkemeye çıktı, şahitler
dinlendi, savunması alındı.
Hakim kararı açıkladı.
- Sanığın suçu sabit görüldüğünden yirmi sene altı ay hapsine
karar verilmiştir.
Birden gözleri karardı ayakta sendeledi, sonra kendini
toparladı, ve haykırdı :
- İtiraz ediyorum hakim bey, Küçükistan Ceza Kanunu'nun şu
maddesinin şu bendine göre başbakana hakaret sadece altı ay, bir
yanlışlık var bu işte
Hakim acıyan gözlerle adama baktı ;
- Haklısın oğlum, başbakana hakaret altı ay fakat devlet
sırrını açığa vurmak yirmi sene.
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Mezar Taşı
iki genç gece yarısı evlerine gidiyorlarmış ve daha kestirmeden gitmek için mezarlıktan gecmeye karar vemişler.Mezarlıktan geçerlerken tıkırtılar duymaya başlamışlar.İkisi de çok korkuyormuşlar ama birbirlerine belli etmiyorlarmış.En sonunda karşılarına tıkırtıların kaynağı bir adam çıkmış.Gençlerden biri
-abi biz de seni hayalet sanmıştık
Diğer adam da
-Sizi korkuttuğum için özür dilerim çocuklar mezar taşıma ismimi yanlış yazmışlar da onu düzeltiyordum
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Sihirbaz
- Karıcığım biliyormusun ben sihirbazım
- Yok ya nasıl yani!
- Tuvaletin kapısını açınca ışığı kendiliğinden yanıyo
- Allah belanı versin yinemi buzdolabına işedin.
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Şapkacı
> >Sapka satarak geçinen bir adamin yolu bir gün bir ormana
> >düsmüs. Adam biraz yürüdükten sonra sicaktan ve yorgunluktan
> >bunalmis, bir agacin altina oturmus. Sapkalarla dolu sepetini de
> >yere koymus ve uykuya dalmis. Birkaç saat sonra adam tuhaf
> >sesler duyarak uyanmıs. Bir de bakmıs ki yanındaki sepet bombos. Sapkalar
> >gitmis. Kafasını kaldırıp agaca bakmıs ki, agacın dallarında bir sürü
> >maymun, her birinin kafasında adamın sapkaları... adam düsünmege
>baslamıs
> >: Ben simdi ne yapıcam, sapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacam
> >Düsünceli bir sekilde kafasını kasırken bakmıs ki, maymunlar da
> >adamın taklidini yapıyorlar, kafalarını kasıyorlar. Adam
> >ellilerini havaya kaldırmıs, maymunlarda...derken adam ne
> >yapacagını bulmus, kendi kafasındaki sapkayı çıkarıp
> >yere atmıs, maymunlar da... Adam böylece bütün sapkaları geri
> >almıs, sepetine koyup yoluna devam etmis.
> >Aradan 50 yıl geçmis...Artık adamın bir torunu varmıs, o da
> >dedesi gibi sapka satıcısı olmus. Günlerden
> >bir gün onun da yolu aynı ormana düsmüs. Hava yine çok
> >sıcakmıs ve genç adam bir agacın altına oturmus, sapkalarla dolu sepetini
> >yanına koymus ve uykuya dalmıs... Bir saat sonra uyanmıs,
> >bir de bakmıs ki sepetin içinde sapkalar yok... Derken tuhaf sesler
> >duymus, bir de kafasını kaldırmıs ki agacın üstünde bir
> >sürü maymun, hepsinin kafasında birer sapka. Düsünmüs... " Dedem yıllar
> >once bana bir hikaye anlatmıstı...ne yapacagımı çok iyi biliyorum..."
> >Adam kafasını kasımaya baslamıs, maymunlar da aynısını
> >yapmıslar... adam ellerini havaya kaldırmıs,
> >maymunlar da.. ve adam gülümseyerek kendi basındaki sapkayı çıkarmıs
> >yere atmıs... O anda agaçtaki maymunlardan biri yere inmis, adamın
>yere
> >attıgı sapkayı kapmıs, adama da bir tokat atmıs ve söyle demis:
> >"Sadece senin mi deden var serefsiz !!!"
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Kavanoz (+15)
yaşlı bir amca sperm testi yaptırmak için doktora gider. doktor amcaya bi kavanoz verir ve "yarın bunu doldurup gel amca" der. amca ertesi gün elinde boş kavanozla gelir. doktor kızar: "amca ben sana kavanozu doldur demedim mi niye boş getirdin?" amca:"evladım; sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim olmadı, hanımı çağırdım. sağ eliyle denedi olmadı, sol eliyle dendi olmadı, ağzıyla denedi gene olmadı, biz de komşunun karısını çağırdık..." doktor şaşırır:"komşunun karısı mı?!?" "evet evladım komşunun karısı da çok uğraştı ama bir türlü açamadık şu lanet olası kavanozu..."
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
EsKi SeviLiniziN sMs MesaJLarına AlterNatif CevaPLar
(+16)
- seni hala özlüyorum...
- tütün bas gecer
- nasıl gidiyor hayat?
- senden sonra bayagi bi güzellesti, sagol
- yeni sevgilinle aran nasil?
- cok güzel, gecede bes yapiyoruz
"mesaj attiginız kisinin ilgi alani disindasiniz, lütfen daha sonra
tekrar
denemeyiniz... naş naşiniz..."
- birbirimizin kalbini kirdik, yeniden bir araya gelip o kirik kalpleri
onaralim!
- benimkinin kaskosu vardi
- biliyorum hala sevip arzuluyorsun beni, sadece farkinda degilsin. ya
da
farkinda olmak istemiyorsun.
- allah belani versin
- seni unutamadim!
- sevgilinden ayrildin da mesaj aticak birini mi ariyosun?
- salaksin sen!
- evet, o cevabi yazdigim icin salagim, birak bi cevap yazmayi,
okumadan
silmem gerekirdi...
- bu aksam bana gelsene, yemek yaparim, sonra biseyler iceriz...
- yok. p***no izlicem
- sen varsin ve hep olacaksin!
- yazık, bir malsin ve hep öyle kalacaksin...
- dün gece rüyamda seni gördüm... eroll bize ne oldu böyle?
- bi dahakine iyi örtün de uyu...
- gece rüyamda gördüm seni, cok korktum, basina bi sey gelmedi di'mi?
- basima gelen en kötü sey sendin!
- dün seni rüyamda gördüm, bi mesaj atayim dedim...
- ancak rüyanda görürsün zaten, öptüm!
- dün gece seni rüyamda gördüm...
- görebilecegin tek yerde görmüssün zaten
- barutcan dön artik, tükendim tükendim tükenmeleri oynuyorum. bittim.
- sayin abonemiz kafasini *tiginiz kullanici son 7 aydir kapsama
alaniniz
disinda bulunmaktadir. Hirtcell olarak su üc günlük dünyada, daha nice
potansiyel eski sevgililer oldugunu hatirlatir, en yakin zamanda engin
denizlere acilmanizi temenni ederiz. Hayirli günlaaaaarrr
- hayatim, pismanim, geri dönmek istiyorum!
- tek yön güzelim burasi hadi nas nas!...
- senin gibisini bir daha bulamadim
- bunun beni ilgilendiren kismi nedir?
- askim, güle kosayim derken, masum papatyalari ezmisim. beni
affedebilsen...
- gül *üne girsin!
- buldun mu bari bir kazma?
- senden daha kazmasini bulamadim kusura bakma...
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Düz Mantık
TEMEL BIR YARISMAYA KATILIP KAZANIR, VE KENDISINE
BU KITAP HEDIYE EDILIR. KITABIN ADI DA DUZ MANTIKTIR.
TEMEL HEDIYEYI ALIRKEN SORAR;
bu kitapta ne yaziyo?
okuyunca ogrenirsin...
ben onunla ugrasamam anlat bakiim sen bana?
ok bak simdi;senin evinde akvaryum var mi mesela evet var...
o zaman icinde su da vardir?
evet var...
icinde su varsa balik da vardir....
evet var...
balik varsa hayvanlari da seviyosundur sen?
evet....
hayvanlari seviyosan insanlari da seversin heralde?
evet
o zaman senin sevgilin de vardir?
evet var
yasli gorunuyon o zaman senin karin vardir?
evet var..
e karin olduguna gore de homoseksuel diilsindir?
evet...
bak gordun
mu?...
temel cok etkilenir! kitabi alir koltugunun altina eve dogru
giderken dursun'u gorur... dursun sorar; temel o ne?
duz mantik kitabi!
nasi bisiy bu anlat bakiim...
bak simdi; sizin evde akvaryum var mi?yook!
o zaman sen ib*esin....
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻
Amerikada haydutluk eğitimi gören bir öğrenciyi azılı haydutların yanına staja verirler. İlk ders olarak bir yolcu arabası soyulacaktır. Araba durdurulur; Şef haydut:
"Herkesi indirin arabadan" der.
Bu sırada stajer arabada yaşlı bir teyzenın oturmakta olduğunu farkeder ve
"teyze otursun bari" der.
Haydutlar hep bir ağızdan
"Sen karışma, şef ne derse o olur" derler.
Bu sefer şef;
"Bütün paralarını alın" der.
Stajer yine atlar:
"Yaşlı teyzenınkını de mi?" diye sorar.
Haydutlar yine hep bir ağızdan
"Sen sus, şef ne derse o olur" derler.
Bütün paralar alınmıştır. Şef atına biner adamlarına döner ve
"Bütün kadınlara tecavüz edin" der.
Tam stajer konuşacakken teyze atılır:
"Sen sus, şef ne derse o olur"
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻ ☻☻☻
Alkol Muayenesi
Miami 'de üstü açık spor arabasıyla gezen sarışın afet'i trafik polisi durdurur.
- Hanımefendi ehliyetinizi görebilirmiyim ?
- Nedir o?
- Hani araç kullanırken yanınızda taşımanız gereken belge,kredi kartı boyutlarında ve üzerinde resminiz olur.
- Sarışın bayan çantasını aracın koltuğuna boşaltır ve ehliyeti bulur ve memura uzatır.
- Hanımefendi ruhsatı görebilirmiyim ?
- Oda ne ?
- Tabiri caiz ise aracınızın kimlik kartı. Genelde torpido gözünde bulunur.
- Bayan torpido gözünü bulur ruhsatı uzatır.
- Trafik polisi evrakları alıp aracına biner ve merkezle telsiz bağlantısı kurar. Merkezdeki görevli memur aracı kullanan sarışın mı diye sorar ?
- Evet
- Peki süper bir mini eteği varmı ?
- Evet
- Göğüsleri gömleğinden taşıyor mu ?
- Evet
- O zaman sen ona doğru yaklaş ve fermuarını indir.
- Polis memuru merkezdeki arkadaşına bağırarak böyle bir şey yapamayacağını söyler ama ısrarlara fazla dayanamaz. Sarışın bayanın yanına yaklaşıp fermuarını indirir.
- SARIŞIN BAYAN ÇOK ŞAŞIRIR . YİNE Mİ ALKOL MUAYENESİ !!!!!!!!!!!!!!!!
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻ ☻☻☻
>>Bir Çinli bir bara girer ve orada Steven Spielberg'i görür onun bir
>>hayranı olduğu için yanına koşar ve imzalı bir fotograf ister
>>Spielberg beklenmedik bir sekilde Çinli'yi tokatlar şaşkın Çin'li sorar:
>>"Neden böyle yaptınız?"
>>Spielberg "Siz II. Dünya Savaşında bizim Pearl Harbour limanını
>>bombaladınız" Çin'li daha da şaşkın:
>>"Ama onlar Japonlardı, ben ise Çin'liyim.!.." Spielberg:
>>"Çin'li, Japon, Koreli, Vietnamlı, hepsi aynı b*k" Bunun üzerine Çin'li de
>>Spielberg'e bir tokat atar. Bu defa şaşkın Spielberg sorar:
>>"Peki sen beni niye tokatladın?"
>>Çin'li: "Siz de Titanic'i batırdınız, Titanik'deki yolcular
>>arasında benim atalarım vardı"
>>Spielberg: "Manyak mısın, Titanik'i batıran bir 'Aysberg'di"
>>Çin'li: "Aysberg, Spielberg, Carlsberg, hepsi aynı b*k"
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻ ☻☻☻
Hacı Temel
Temel hacca gitmeye karar verir fadimede gitmek ister onuda getirir kaynanası ve anasıda gimek ister ailece hac yolunu tutarlar günahkarın yüksek sesle söylenip af dilendiği yere gelirler.önce kaynana başlar allahım ben kocamı 40 kişiyle aldattım affet der,sıra temelin anasına gelir allahım bende kocamı 10 kişiyle aldattım huzurundayım beni affet der sıra fadimeye gelir oda allahım bende kocamı 5 kişiyle aldattım nolur affet der temel iyice sinirlenir sıra ona geldiğinde allahım 3 tane o***puyla huzuruna geldim asıl beni affet der.
☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻☻ ☻☻☻
Hepsi alıntıdır arkadaşlar.Umarım beğenirsiniz.
-
son fıkra cok iyiydi!
06 AB 3263
0 Rh+
Bugün kaç motorcuya selam verdin?
-
süper
-
Gerçekler acıdır/Metehandro acıtır//Pinokyo/BMX/Star103/Cobra105/Dt125/İnnova125/Lıberty200/Ybr125/CBF150/PCX/Activa/Inazuma/NC700S/750S/750 X/750SDCT
(1992/2020) Köftestar&Pandastar&Banstar
-
valla çok uzun okumaya üşendim,ama çok güzeldir eminim(süperrrrr)
-
temel fıkrası harikaymış cidden
-
süper
Her Ne Kadar Sosyetik Olmasakta Her Genc Kizda Resmimiz Her Yerde Izimiz Vardir Cunku Biz DENİZLİLİYİZ (DENİZLİ MT)
-
Beğendiğinize sevindim arkadaşlar.Umarım devamı da gelir.Sizlerden de bekliyoruz.
-
crazy_devil adlı üyeden alıntı
Hepsi alıntıdır arkadaşlar.Umarım beğenirsiniz.
olmadı şimdi, bi daha bize sadece kendi yazdığın fıkraları gönder
Önemli olan, sadece yazarken veya konuşurken değil, hergün hayatı yaşarken adam olabilmektir.
-
-
Paylaşımların için teşekkürler güzeldi.
-
-
-
Süper Moderatör
Adamın biri en yakın arkadaşına sormuş
- Ben şimdi komşunun öküzünü çalıp yesem ne olur?
- Yakalanırsan hapse girersin, hem komşunda düşman olur sana
- Lan kim görcek yakalanmam ben korkma.
- Olm Allah tanda mı korkmuyorsun, öbür dünyada nasıl hesap vercen?
- Ne hesabı lan?
- Olm huzura çıktığında sorulmayacak mı yaptıkların?
- Sorulsun, yalan derim
- Şahitlerde olacak ama, mesela o komşun hesap soracak senden
- Yalan söylüyor derim,
- Benide şahi tutarlar, valla doğruyu söylemek zorundayım. Orda yalan olmaz
- Vay şerefsiz hemen sattın beni, seni de yalanlarım olm
- Yalanlayamazsın olm, o çaldığın öküz bile huzurda olur. Hatta dile gelip söyler beni çaldı diye
- Hadi be öküz konuşur mu olm?
- Konuşur konuşur, orda herşey olur, hesap günü çünkü
- Bi dakka bi dakka, şimdi öküzde gelcek mi oraya
- Gelcek gelcek, bütün mahlukat toplanacak orada
- O zaman alıp gitsinler öküzünü kardeşim ne uğraştırıolar beni.....
"normal insanlar bir yerden bir yere gitmek için araba kullanırlar, motorcular ise motosiklet kullanmak için bir yerlere giderler"
Reklamlar
Konu içerisindeki kullanıcılar
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
Bu Konudaki Etiketler