Kaza bir sene önce,basın açıklaması cumartesiydi geldi geçti. Bişey değişir mi? Sanmam.
İnşallah başka kimsenin başına gelmez...
Kaza bir sene önce,basın açıklaması cumartesiydi geldi geçti. Bişey değişir mi? Sanmam.
İnşallah başka kimsenin başına gelmez...
Caddebostandaki rahmetli Tuğper'in kazasını hatırlattı bana,katili hapis yatmadan çıkmıştı.
Kazanın olduğu yerden her geçişimde onu hatırlarım.
Allah hepsine rahmet eylesin.
Biz daha kendi içimizde birbirimize ya da kaybettiklerimize sahip çıkamıyoruz, aciz kalıp destek olamıyoruz. Alkollü araç sürmekten ehliyet kaptırmış biri yine alkollü olarak kaza yapıp suçu günahı olmayan bir insanı hayattan koparıyor ve o kişi kanunlarımız nezdinde "cezasını çekmiş" olarak 1 sene sonunda aramızda serbestçe dolaşabiliyor. İstanbul taksicileri ve minibüsçüleri gibi toplu hareket edebilen barzo bir yapı olabilsek, yolları kapatabilsek, tepki verebilsek, kalabalık olduğumuz için de kimsenin yolda bize bir mok demeye bir tarafı yemese keşke, belki o zaman bir baskı unsuru olarak bazı şeyleri lehimize düzelttirebilirdik.
Çok doğru söylüyorsun. Ne yazık ki hepimizin sadece konuşup yorum yapıyoruz, ahkam kesiyoruz. Ama iş aksiyon almaya gelince de hepimiz tırtız maalesef.
Coşkulu bir kalabalık ile hem sosyal medyada, hem de görsel medyada sorunlarımız dile getirilmeli ama iyi organize olunması şart. İnşallah aklımız başımıza iş işten geçince gelmez.
Dostlar, herkese lazım olan adalet, aslında cezayı suçu işleyen kadar, ibret olsun diye diğerlerine de veriyor. Yani burada gerçekten adamın suçu kanıtlanıp, gün yüzü görmeseydi, "gün yüzü görmeme" cezası adamın yanısıra, aynı hatayı biz de yaparsak biz de günyüzü göremeyeceğiz diye bize de veriliyor.
Arabamla giderken arkamdan makas atarak gelen bir Mini marka araba gece vakti Cevizlibağ-Haliç arasında bana vurup kaçtı. Resmi polis zabtı ile savcılığa şikayet ettim. Bu süreçte kendi çabalarımla adamı buldum. Eski beyaz arabasından, Bodrum'da yazlığı nerede, annesinin yazlıkta çekilmiş fotoğrafından çalıştığı civar nereler hepsini öğrendim ama savcılık şikayetimin sonucunu bekledim. Bu süreçte polis zabtı ile adamın trafik sigortasından arabamı yaptırdım, değer kaybı tazminatı aldım.
Motosikletli olduğumu düşünelim. Ne olacaktı? Ölecektim.
Savcılık ne oldu? Takipsizlik!! Kanuni adıyla "soruşturmaya-kovuşturmaya yer olmadığına...." Olum hiç olmazsa adamı bi ifadeye çağır, sen mi yaptın de, adam yok ben o saatte yatıyodum desin yine gam yemeyecem. Hiç.
Şimdi gece makas atarak birinin arabasına vurup kaçarsak bize de mi takipsizlik çıkacak?? Ha istersen sulh hukuk mahkemesine git diyor tebligatta. Tamamen önümü kesmiyor. İstersen adamı buldurup devam edebiliyorsun ama böyle olmamalı.
Ülkesini seven biri olarak devletimizin elinde her türlü insani ve teknik imkan mevcut. Öyle böyle demeyelim yine de güçlü bir devletiz. Ama biraz da bu tip olaylarda adalet hızlı ve keskin olmalı diye düşünüyorum.
“Bir delil ile 40 alimi yendim; ama 40 delil ile bir cahili yenemedim.” Mevlana
Bu ülkede adalet neden yok? Adam trafik kurallarına uymamış, kazada yüzde yüz kusurlu ve içkili araba kullanıyormuş. Yaptığı şey masum bir insanın ölümüne neden olmuş ama adam şu an dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Belki de başka insanların ölümüne de neden olacak. S.çayım ben böyle adaletin içine. Bu adamın müebbet hapis ile yargılanması lazımdı normal bir ülke olsaydık. Ülkeyi bu kadar yaşanmayacak hale getirenlere lanet olsun...
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)