Atatürk maalesef çok erken öldü. Eğer en az 60' lı yıllara kadar yaşayabilseydi, O 'nun zamanında O 'na karşı olan laik ve cumhuriyet karşıtlarının soyu tükenmiş olacaktı.
Saltanat devam etseydi, kulu olacaklarınız ne diyor ona bi bakın önce de; ondan sonra sevmeyin, illa sevmeyecekseniz.
Sürgüne giden saltanat soyu, saygı duyuyor; kurduğu Cumhuriyet'in nimetlerini yiyenler söylemediğini bırakmıyor.
Atatürk yüz yıl da yaşasaydı Cumhuriyet karşıtlarının soyu falan tükenmezdi. Değil cumhuriyet karşıtlığı, değil Türkiye, tüm dünyada ne pedofil, ne katil, ne de canilerin soyu tükenecek. Çünkü mesele soy meselesi değil. Gerçeklikten uzak yaklaşımlar bunlar.fatih.met adlı üyeden alıntı
Bugün bu haldeysek çocuklar gibi "kaka insanların olmadığı bir Türkiye" hayali kurmak yerine aynaya bakmamız çoook daha faydalı olacaktır. Gel gelelim başkasına küfredip "ahanda bunlar yüzünden" demek, "acaba ben ne kadar iyi ve faydalı bir bireyim" sorusunu sormaktan çoook daha kolay ve zevkli. Doğruya doğru.
Ne yapıyoruz ki ne bekliyoruz? Her on yılda bir bir Atatürk gelip de ağzımıza mama verecek değil ya? Kurduğu düzeni zamana uygun şekilde doğru düzgün işletmek te bize düşmüyor mu?
“Kayseri Uçak Fabrikası ilk açıldığında fabrikanın elektriği yokmuş. Jeneratörlerle çalıştırılmış. Sonra tren yolu yapılmış ve büyük jeneratörler gelmiş. Hirfanlı Barajı yapılıncaya kadar elektrik böyle sağlanmış. Kendi havaalanı olmadığı için kanatları at arabalarıyla boş arazilere çekilerek orada birleştirilmiş.
Fabrikanın inşası sırasında eşek, katır, deve bile kiralanmış.
Gıda ve giyeceğin tamamı Kayseri iç piyasasından karşılanmış. Böylece marangoz, manav, hububatçı, terzi, ayakkabıcı, demirci, bakırcı gibi zanaatkârlara üretim yapma imkanı doğmuş. Anneler oğullarıyla "Oğlumuz tayyare pavlikasında çalışır." diyerek övünürken; fabrika, fabrikadan öte bir eğitim kurumuna dönüşmüş ve tornacı, frezeci, kaportacı, kaynakçı, motorcu ustaları, şehrin metal sanayisinin temelini oluşturmuş.
Atatürk kimdir? sorusunun binlerce cevabından biri; "Yoklukta uçak üreten, ürettiği uçakları hem satan hem de İran'a hediye edebilen kahramandır." olsa gerek.
Şöyle ki batının sahip olduğu medeniyet 18. yüzyılda sanayi devrimiyle başlamış ve bu 200 yıllık bir sürece yayılmıştır. Osmanlı da her ne kadar bu sürece dahil olmak için göstermelik de olsa bazı kararlar aldıysa da sonu gelmemiştir. Biz bu devrimi Atatürk ile yeniden başlattık. Ancak henüz tam olarak demokrasimiz, stratejilerimiz oluşmadan maalesef aramızdan ayrıldı.
Örnek verdiğiniz soyu tükenmeyecek olanlar yüzyıllardır olan vakalar. Atatürk bu vakaları tabiki de sona erdirmeyecekti. Ancak eminim ki hiç bir çağda veya hiç bir batı ülkesinde bu kötülükler bizdeki gibi yüzsüzlükle yapılmıyordur.
ATATÜRK 100 yıl yaşasaydı bu cahil kesimin hiçbiriden zerre kalmayacaktı neden mi eğitim de yaptığı büyük buluşlar sayesinde kimse cahil eğitimsiz görgüsüz kalmayacaktı
biz aynaya bakıyoruz TÜRK milletini birkaç kendini bilmez bu duruma düşürdü ve uzaktan bize bakıp avrupa şöyle böyle diye havlayanlar elbet bu durumdan memnunlar o övdükleri avrupa toplumu evet ekonomik olarak bizden iyi hukuk olarak bizden iyi dürüst gözüküyor ama daha götünü yıkamayı bile bilmiyor
Konuyu Atatürk'ün uzun yaşamasıyla çözeceğimizi zannettiğimiz için, Atatürk 100 yıl da yaşasa bir şey değişmeyecekti.
Atatürk doğal bir süreci hızlandırmaya çalıştı, belli noktalarında çok başarılı oldu belli noktalarda başarısız olması kaçınılmazdı. Daha hatıraya sahip çıkmayı doğru anlamadığımız için, çok anlamsız geliyor bana adamın adını anıp durmak.
İlk cümlede muhtemelen başka bir arkadaşa gönderme yapıyorsunuz. Diğer yandan ikinci cümle; adını bu başlık altında en çok ben andığım için, sizin deyiminizle "adamın adını anıp durduğum" için, bana doğru geldi biraz. Yanlış anladıysam kusura bakmayın.
Doğru ise, her ne kadar paylaşma sebeplerim açık olsa da, talep halinde detay verebilirim.
Hiç cahil, bağnaz, tutucu, marjinal kesimi olmayan herhangi bir ülke gösterebilir misiniz dünyada, eğitimde en iyilerden biri olduğu kabul edilen Finlandiya dahil?
Düşünceyi serbest bıraktığınız anda extremist fikirler de oluşacaktır, doğal olarak, ama idealde marjinal kalacaktır. Bunu ancak düşünceyi, yani fikir özgürlüğünü engelleyerek, yani baskıyla engelleyebilirsiniz. O durumda da fırsat eşitliğini engellediğiniz için refah elde etmeniz mümkün değil.
Zamanında islamcı/gerici eğilimleri nedeniyle ilk fırsatta Mısır'a sürülmüş bir şairin "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" dediği gibi, bizim buraların halkı batı uygarlığını böyle "daha kıçlarını yıkamıyorlar" gibi aşağılamayı çok sever. Tabi ki batının da kötülükleri olmuş zamanında, şimdi de oluyor ama onların sorumlusu öncesinde başlarındaki yöneten aristokrasi, sonrasında da kapitalizmle birlikte patronlar, avrupa'nın sıradan halkının da kendi başlarındakilere kurban olmak dışında bir etkisi yok. Tabi sonradan önceden yapılanlarla büyük oranda yüzleşilmiş, en azındna kendi içlerind edüzgün demokratik ve bizlere göre nispeten eşitlikçi bir sistem oluşturmuşlar. Mesela zamanında naziler yüzünden şimdi milliyetçilikle yüzleştikleri için varolan 3-5 neo-nazi ancak toplumda marjinal kalıyor, öyle toplumu yönlendiren bir etkisi yok hatta bu tür marjinaller azcık çoğalırsa bütün avrupa ne oluyoruz diye panikliyor.Ona Avrupalılar demeyelim, Amerikalılar diyelim.
İpucu: Bide ney ya?
Atatürk'ün Hayatı ve Eserleri konu başlığını da kıç yıkamaya getirmek pek olmadı hani...
Biz ortadoğuyuz, daha kendimizle, tarihimizle yüzleşmemişiz, yüzleşilecek çok konu var, yüzleşmeden farkına varmadan ilerleme de olmaz.
ABD başka bir anomali, onu batı uygarlığınan saymamak lazım, Avrupa gibi değil orası, zaten avrupa'da barınamayan kökten dinciler, ırkçılar vb. taşınıp kurduğu bir ülke, batı uygarlığına örnek değiller.
Herhangi bir gönderme laf sokma vb bir şey yok yahu mesajımda. Bir üstte F54 söylediği için 100 yıl yaşaması fayda getirmezdi diye söyledim.
Adamın adını anıp urmaktan da senin konuyu açman ya da sürekli canlı tutmanla ilgili bir şey söylemek için yazmadım. Genel olarak kendini Atatürkçü olarak tanımlayan insanların adamın ne derdini anladığını, ne söylediklerini anladığını ne de hatırasını doğru düzgün yaşattığını düşünüyorum. Serzenişim buna.
Her 10 Kasım'da adamın fotoğraflarıyla vicdan mastürbasyonu yapıp bütün ömrünü adamın ne dediğine bakmadan geçiren dev bir toplumuz. Bundan rahatsızım.
Amerika bu konuda cok ciddi ilerlemeler kaydettiOna Avrupalılar demeyelim, Amerikalılar diyelim.
İpucu: Bide ney ya?
Atatürk'ün Hayatı ve Eserleri konu başlığını da kıç yıkamaya getirmek pek olmadı hani...
https://usabidet.com/
Japonya ve Kore'deki bidet'lere gore fazla ilkel, ehm, tamam, dupeduz bronz devrinden kalma bir icat gibi gorunebilir...
Ama en azindan Japonya'ya siparis bidet yaptirip yerli ve milli diye pazarlanilmamis... Sifirdan, yerli imkanlarla, %100 milli bidet boyle bir sey olmus. Lutfen gulmeyelim. Her sey yavas yavas...
"Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir."
Mustafa Kemal Atatürk
Olmayan eğitim sistemimizin sürekli bızıklanıp, topaçın yön değiştirmesinden daha hızlı olarak değiştirilmesinin sebebini de bu cümle daha iyi anlamak mümkündür. Dün yaşadıklarımız, bugün yaşamakta olduklarımız ve yarın bizi bekleyenlere dair en net cümledir.
Tümünün değil, ama "öğretmen" kelimesinin tam karşılığı olan öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun.
---------- Mesajlar birleştirildi - 14:47 ---------- bir önceki mesaj zamanı 14:54 ----------
*bu cümle ile*
Şu an bu konu içerisinde 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 misafir)
