Kapat
Üye Girişi
Motovento
Motomax

Anket: Asgari Ücret Kaç olur_

Katılımcı sayısı
67. Sizin bu Ankette oy kullanma yetkiniz bulunmuyor
  • 3000 - 3250

    4 5.97%
  • 3250 - 3500

    5 7.46%
  • 3500 - 3750

    18 26.87%
  • 3750 - 4000

    20 29.85%
  • 4000 - 4250

    11 16.42%
  • 4250 +

    9 13.43%
7. sayfa BirinciBirinci ... 56789 ... SonuncuSonuncu

2022 Asgari Ücret

    REKLAM ALANI
  1. #121
    espresso - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Kasım 2016
    Şehir
    Trakya
    Motosikleti
    Suzuki Vstrom DL650 XT
    Ben de bu saat olmuş, akşam mesaim bitip yemek yedikten sonra 2. işimdeki işleri bitirdim anca yatıp uyuycam. iki iş birden yapıyorum ve gelecek ay motorun ağır bakımları beni kara kara düşündürüyorsa daha ne yapayım. 3. işi mi arasam diye bakınıyorum.


    REKLAM ALANI
    Oktay Motor CF Moto Polaris Mondial
    Motomax
  2. #122
    atalayalper - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Şubat 2018
    Şehir
    İstanbul - Ulus
    Motosikleti
    Malaguti Dune 125-X Black Edition
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Gürcan,
    Yanlışım yok ama açıklama koymadım. Bak bu doğru.

    Çünkü ne yazıkki uzun yazıları okuyan kişi sayısı çok ama çok az.

    Bu arada açıklamayı yaptığın için teşekkürler.

    Not: Komşunun motoruna devam mı?

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 18:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:21 ----------



    Tayfun,

    Af buyrun ama bunu yaptığınızda vicdanen kendinizi rahat hissedebiliyor musunuz?

    Bu yıl 3 kişiyi emekli ettim. Neredeyse 2 Afrika Twin parası kadar kıdem tazminatı ödedim. Bir arkadaşımız 25 yıldır bizde çalışıyordu. Tek seferde ödeyemedim kıdemini. Protokol yapıp taksitlere böldük. Son taksidinide 2 gün önce ödedim ve helalleştik.

    2 Afrika parası verip kıdem tazminatlarını ödedim. Kendimede inazumayı takasa verip üzerine biraz ekleyerek Hintli Hero Xpulse alabildim.

    Ama vicdanım rahat en azından...

    Sistem doğrumu dersen...

    Kesinlikle değil...
    Kusura bakmayın da o kişi 25 sene hizmet edip size para kazandırmış ve o tazminatı almaya hak kazanmış bunu sanki “2 Afrika parası ödedim” diyerek o arkadaşlara bir olmayan bir hak vermiş gibi anlatmanız biraz tuhaf geldi bana. Ödeyebilme gücünüzü sorgulamıyorum lütfen yanlış anlamayın ben de 2011 yılında kendi işimi kurup 2014’te sırf bu sebeplerden ötürü kapatmak zorunda kaldım. Şu anda da eşimin şirketi var sadece bu ay geçici vergisi 15.800 lira tuttu. Geri kalan giderleri hiç söylemeyeyim. Vergiler, işletme giderleri, Personel masrafları vs vs işletme sahibi olmak personel çalıştırmak ve bu yükün altında ezilmemek imkansız gibi. Ancak inanılmaz kar marjlarının olduğu bir sektörde olacaksınız bir birim koyup yüz birim geri alacaksınız ki çark sıkıntısız dönsün.

  3. #123
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı atalayalper adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Kusura bakmayın da o kişi 25 sene hizmet edip size para kazandırmış ve o tazminatı almaya hak kazanmış bunu sanki “2 Afrika parası ödedim” diyerek o arkadaşlara bir olmayan bir hak vermiş gibi anlatmanız biraz tuhaf geldi bana. Ödeyebilme gücünüzü sorgulamıyorum lütfen yanlış anlamayın ben de 2011 yılında kendi işimi kurup 2014’te sırf bu sebeplerden ötürü kapatmak zorunda kaldım. Şu anda da eşimin şirketi var sadece bu ay geçici vergisi 15.800 lira tuttu. Geri kalan giderleri hiç söylemeyeyim. Vergiler, işletme giderleri, Personel masrafları vs vs işletme sahibi olmak personel çalıştırmak ve bu yükün altında ezilmemek imkansız gibi. Ancak inanılmaz kar marjlarının olduğu bir sektörde olacaksınız bir birim koyup yüz birim geri alacaksınız ki çark sıkıntısız dönsün.
    O "2 Afrika parası tazminat ödedim" mevzusunu bir önceki gönderide bulunan

    "Valla biz işçimizi her yıl çıkartıp eline de kıdem tazminatını veriyoruz, yerine yenisini alıyoruz, başka çözümü yok." cümlesine cevap olarak yazmıştım.

    Özetle, elbette o kıdem tazminatı adamın hakkı, elbette ben ödemeliyim ve ödedimde.
    Hatta bırakın lütfu o arkadaşa mahçupta oldum.
    Normalde kıdem tazminatını tek seferde alması gerekirdi.

    Ortada bir lütuf varsa eğer, aslen çalışanımın 2-3 taksitle ödememi kabul edip bana gösterdiği lütuftur.

    Sanırım siz ilintili mesajları okumayınca benim lütufta bulunduğum gibi bir kanaate kapıldınız.



    Ama hakikaten lütufta bulunduğum çok oldu.

    Şimdi tam hatırlamamakla birlikte, kanuna göre bir adam 15 yıl sigortalı çalıştıktan sonra (bir iki şart daha var ama hatırlamıyorum)
    "Ben prim günümü doldurdum, kıdem tazminatımı alıp, emeklilik günümü bekleyeceğim ve artık çalışmayacağım" diyerek iş yerinden ayrılabiliyor.

    Burada kanunun tanıdığı istisna "emeklilik yaşın gelene kadar çalışmamak kaydıyla kıdem tazminatını alır yaşını beklersin" şeklinde.

    Yıllarca eğittiğim, sonra kanundaki bu maddeyi kullanıp kıdem tazminatı ödediğim, sonrada gidip rakip firmada çalışmaya başlayan çok kişi oldu.

    Yine kanunen hepsine dava açıp ödediğim kıdem tazminatlarını çatır çatır geriye alabilirdim.

    Yinede yapmadım.

    İşte bakın bu vicdanen değil ama hukuken sağladığım lütuf...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 10:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:54 ----------

    .
    Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.

    Aslen bu kıdem tazminatı yıllardır çözülemeyen ve hem işçi hem de işveren için ciddi bir yük olan ayak bağıdır.

    İşveren her yıl bir brüt maaş tutarında meblağı kıdem olarak ayırmak zorunda.

    Peki işveren bankanın mevduata %20 faiz verdiği dönemde geçmiş 20 yılın kıdemine enflasyon oranında kıdemi nasıl verecek?
    Ne böyle bir kar var ne böyle bir faiz.

    Diğer açıdan bakınca genel olarak şirketlerin sermaye yapısı kötü.
    Kıdem tazminatı için ayrılması gereken parayı sermaye olarak kullanır.
    Hatta düşük sigortadan gösterme sebebide yine yukarıda saudıklarım sebebiyledir.

    Çözümü basit. Öncelikle çıkarırsınız bir kanun.
    Kaçak, hele hele yabancı kaçak işçi çalıştırana vergi açırmaktan öyle bir ceza verirsinizki bir daha belini doğrultamaz.
    Bunuda yaparsınız ve gazetelerde adıyla sanıyla ilan edersiniz.

    Kıdem tazminatı zart zurt diye birşey olmaz kaldırırsınız. Maaşları kıdemli hale getirirsiniz.

    İşveren işçiye her ay brüt olarak ödenmesi gereken ücreti öder.
    Bundan sonra o ücretten vergisini, sgk sını, işsizlik primini ödemek işçinin sorumluluğunda olur.
    Kıdemi dilediği gibi kullanmak veya tasarruf etmekte işçinin sorumluluğunda.
    Zaten zorunlu BES sisteminin bir ayağıda buna yönelik değilmiydi.

    Yıllar evvel bir mühendis alımı için iş ilanı vermiştim.
    Amerikada okumuş bir genç geldi. Başvuru formunda inanılmaz bir ücret yazılıydı.
    Rakkam inanılmaz. Dalga geçiyor bu adam herhalde dedim.

    Doğal olarak sordum tabi.
    Arkadaş bir yıllık brüt olarak işyerine olacağı maliyeti yazdığını söyledi.
    Buna sigorta, vergi, kıdem, maaş, yemek, yol herşey dahil.

    Olması gereken bence budur.
    Yakın bir gelecekte bu kıdem tazminatından dolayı gazetelerde çok haberler görürsek şaşırmayın.
    Yanlış hatırlamıyorsam eskiden kıdem tazminatından şirket kapansa bile şirket ortakları sorumlu oluyordu.
    Şimdi şirket kapandımı iş bitti (ki olması gerekende budur aslında ama kıdemin her ay verilmesi kaydıyla).

    Neyse, uzun oldu. Yine pek okuyan çıkmayacak...
    tommygun, atalayalper, drtayfun ve 4 diğerleri bunu beğendiler..

  4. #124
    tommygun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    29 Temmuz 2015
    Şehir
    İzmir, Pornova
    Motosikleti
    Ülkedeki en yüksek km.li Kawasaki Er6F (2008)
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    O "2 Afrika parası tazminat ödedim" mevzusunu bir önceki gönderide bulunan

    "Valla biz işçimizi her yıl çıkartıp eline de kıdem tazminatını veriyoruz, yerine yenisini alıyoruz, başka çözümü yok." cümlesine cevap olarak yazmıştım.

    Özetle, elbette o kıdem tazminatı adamın hakkı, elbette ben ödemeliyim ve ödedimde.
    Hatta bırakın lütfu o arkadaşa mahçupta oldum.
    Normalde kıdem tazminatını tek seferde alması gerekirdi.

    Ortada bir lütuf varsa eğer, aslen çalışanımın 2-3 taksitle ödememi kabul edip bana gösterdiği lütuftur.

    Sanırım siz ilintili mesajları okumayınca benim lütufta bulunduğum gibi bir kanaate kapıldınız.



    Ama hakikaten lütufta bulunduğum çok oldu.

    Şimdi tam hatırlamamakla birlikte, kanuna göre bir adam 15 yıl sigortalı çalıştıktan sonra (bir iki şart daha var ama hatırlamıyorum)
    "Ben prim günümü doldurdum, kıdem tazminatımı alıp, emeklilik günümü bekleyeceğim ve artık çalışmayacağım" diyerek iş yerinden ayrılabiliyor.

    Burada kanunun tanıdığı istisna "emeklilik yaşın gelene kadar çalışmamak kaydıyla kıdem tazminatını alır yaşını beklersin" şeklinde.

    Yıllarca eğittiğim, sonra kanundaki bu maddeyi kullanıp kıdem tazminatı ödediğim, sonrada gidip rakip firmada çalışmaya başlayan çok kişi oldu.

    Yine kanunen hepsine dava açıp ödediğim kıdem tazminatlarını çatır çatır geriye alabilirdim.

    Yinede yapmadım.

    İşte bakın bu vicdanen değil ama hukuken sağladığım lütuf...

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 10:12 ---------- bir önceki mesaj zamanı 09:54 ----------

    .
    Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere.

    Aslen bu kıdem tazminatı yıllardır çözülemeyen ve hem işçi hem de işveren için ciddi bir yük olan ayak bağıdır.

    İşveren her yıl bir brüt maaş tutarında meblağı kıdem olarak ayırmak zorunda.

    Peki işveren bankanın mevduata %20 faiz verdiği dönemde geçmiş 20 yılın kıdemine enflasyon oranında kıdemi nasıl verecek?
    Ne böyle bir kar var ne böyle bir faiz.

    Diğer açıdan bakınca genel olarak şirketlerin sermaye yapısı kötü.
    Kıdem tazminatı için ayrılması gereken parayı sermaye olarak kullanır.
    Hatta düşük sigortadan gösterme sebebide yine yukarıda saudıklarım sebebiyledir.

    Çözümü basit. Öncelikle çıkarırsınız bir kanun.
    Kaçak, hele hele yabancı kaçak işçi çalıştırana vergi açırmaktan öyle bir ceza verirsinizki bir daha belini doğrultamaz.
    Bunuda yaparsınız ve gazetelerde adıyla sanıyla ilan edersiniz.

    Kıdem tazminatı zart zurt diye birşey olmaz kaldırırsınız. Maaşları kıdemli hale getirirsiniz.

    İşveren işçiye her ay brüt olarak ödenmesi gereken ücreti öder.
    Bundan sonra o ücretten vergisini, sgk sını, işsizlik primini ödemek işçinin sorumluluğunda olur.
    Kıdemi dilediği gibi kullanmak veya tasarruf etmekte işçinin sorumluluğunda.
    Zaten zorunlu BES sisteminin bir ayağıda buna yönelik değilmiydi.

    Yıllar evvel bir mühendis alımı için iş ilanı vermiştim.
    Amerikada okumuş bir genç geldi. Başvuru formunda inanılmaz bir ücret yazılıydı.
    Rakkam inanılmaz. Dalga geçiyor bu adam herhalde dedim.

    Doğal olarak sordum tabi.
    Arkadaş bir yıllık brüt olarak işyerine olacağı maliyeti yazdığını söyledi.
    Buna sigorta, vergi, kıdem, maaş, yemek, yol herşey dahil.

    Olması gereken bence budur.
    Yakın bir gelecekte bu kıdem tazminatından dolayı gazetelerde çok haberler görürsek şaşırmayın.
    Yanlış hatırlamıyorsam eskiden kıdem tazminatından şirket kapansa bile şirket ortakları sorumlu oluyordu.
    Şimdi şirket kapandımı iş bitti (ki olması gerekende budur aslında ama kıdemin her ay verilmesi kaydıyla).

    Neyse, uzun oldu. Yine pek okuyan çıkmayacak...
    Ben hayatım boyu maaşlı çalıştım, ilk defa konuya senin vesilenle işveren gözüyle bakabiliyorum.
    ufoz ve haluk23 bunu beğendiler.

  5. #125

    Üyelik
    11 Eylül 2012
    Şehir
    Türkiye
    Motosikleti
    Yamaha X-Max 250
    Alıntı ufoz adlı üyeden alıntı Mesajı göster



    ---------- Mesajlar birleştirildi - 18:32 ---------- bir önceki mesaj zamanı 18:21 ----------



    Tayfun,

    Af buyrun ama bunu yaptığınızda vicdanen kendinizi rahat hissedebiliyor musunuz?
    Sebep ? Maaşını tıkır tıkır ödüyorum, tazminatını da trink para veriyorum. Ne kaybı var işçinin ? Alsın parasını dövize mi yatırır, BES'mi yapar biriktirir ? Onu da o düşünsün. Vicdan muhabbeti yapacaksanız sigortasız - kaçak işçi çalıştıranlara yapın.

  6. #126
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı drtayfun adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Sebep ? Maaşını tıkır tıkır ödüyorum, tazminatını da trink para veriyorum. Ne kaybı var işçinin ? Alsın parasını dövize mi yatırır, BES'mi yapar biriktirir ? Onu da o düşünsün. Vicdan muhabbeti yapacaksanız sigortasız - kaçak işçi çalıştıranlara yapın.
    Tayfun, yanlışsınız hem de küllüm yanlış.
    Bu kadar katı olmayın. Biraz empati kurun lütfen.

    1. Şu an geçerli kanunların emrettiği ne ise geçerli olan odur. Ben veriyorum, isterse BES yapsın diyemezsiniz.
    2. Benim fikrimde kıdem tazminatının kaldırılması yerine BES veya benzeri bir sistemin getirilmesi yönünde.

    3. Vicdan muhabbetimi !!!

    Her fırsatta kaçak işçi çalıştırmaya karşı olduğumu belirttim, belirtiyorum.
    Hatta kaçak işçi çalıştırmaya verilebilecek en yüksek cezanın verilmesi taraftarıyım.

    Dahada ötesi, maaşın tamamının bankadan ve resmi olarak ödenmesini destekliyorum.
    Bunu yapmayan işverenede kabul eden işçiyede ağır cezalar getirilmesi taraftarıyım.

    Her 2 yılda bir zart affı, zurt affına küllüm karşıyım.

    Bir kez büyük bir af getirirsin. O aftan sonra herkese ayağını denk al dersin.
    Yanlış yapanı bacağından yakalar en ağır cezayı verirsin.

    Bu kadar basit ama bakalım hangi iktidara kısmet olacak bunu yapmak.

  7. #127
    atalayalper - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Şubat 2018
    Şehir
    İstanbul - Ulus
    Motosikleti
    Malaguti Dune 125-X Black Edition
    Ben satır satır okudum elinize sağlık, kusura bakmayın eksik okuyup eksik bilgi ile cevap yazmışım fakat siz de zaten durumu kabul edip yeniden izah etmişsiniz. Hayatta her zaman her işte doğru ve dürüst bir insan olmaya çalıştım bunu başkalarının iyiliği için de yaptım ama her şeyden önce kendi içimin ve vicdanımın rahat etmesi için yaptım. Siz de öyle birisiniz muhtemelen ne mutlu size. Teşekkür ediyorum detaylı bilgiler ve açıklamalar için.
    ufoz bunu beğendi.

  8. #128

    Üyelik
    21 Kasım 2016
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    RS 660, Tuareg 660
    Maaşın çalışanlara brüt ödenmesi ve vergilerin çalışan tarafından devlete aktarılması, bu ülkenin tarihinde görmediği bir aydınlanmaya yol açacak bir iş.
    O yüzden, asla olmayacak. Bizim insanımız kundaktan "kutsal devlet" yalanıyla büyütülüyor. O imajın yıkılmasına izin vermezler, devlet isimli kan emici vampir buna müsade etmez.
    pea ve espresso bunu beğendiler.

  9. #129
    -Black- - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Kasım 2005
    Şehir
    Çanakkale
    Motosikleti
    Suzuki DL650 2014
    ufoz'un söylediklerini görüyorum ve arttırıyorum.
    Zorunlu Bağkur/Ssk da berbat bir konu.
    Zorunlu kısmı doğru, devlete ödenmesi "garantili" gibi görünse de, bu garanti özel sektörde de sağlanabilir.

    Senelerce bağkur ödüyorsun, ne ilacını ödüyor ne de doğru dürüst emekli maaşı bağlanıyor. Muayene için bile ücret ödüyorsun. Maaş artışın birilerinin iki dudağı arasında. Özel sektörde bu tür keyfi uygulamaların yeri yok. Maaş belli, sigorta kapsamı belli. Öyle kafana göre ben bu ay şu ilaçları listeye ekledim, bunları ödemiyom artık falan yok. (Çok detaylı bilmiyorum, varsa da olmaması sağlanabilir)

    Ben belki özel sigortanın bana daha iyi imkânlar sağlayacağını düşünüyorum. Niye sana yaptırmak zorundayım ki? En nihayetinde bir tane köprü bile yapıp, işletmeyi beceremiyorsun.

    Dolayısıyla konu dönüp dolaşıp neremiz doğru ki? muhabbetine geliyor. Nereye elini atsan, elinde kalıyor.

    Benzin 23 lira olmuş, ulaşım gibi temel bir ihtiyaç için Ötv ödüyoruz. Liste uzar gider...

    Atatürk Havalimanı örneğinde de olduğu gibi, mevcut iktidardan faydalı bir icraat beklemenin alemi yok.
    ufoz bunu beğendi.
    Sentis ad medullis!
    Dengeliyorum.com
    youtube.com/we2strom

  10. #130

    Üyelik
    25 Ekim 2004
    Şehir
    istanbul
    Motosikleti
    Artık Yok...
    Allah herkesin yardımcısı olsun çok zor hemde çok..

  11. #131
    sallami - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Temmuz 2007
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Kymco Downtown350i/Dominar 400/Suzuki GSX-8S
    Alıntı killingroad adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Maaşın çalışanlara brüt ödenmesi ve vergilerin çalışan tarafından devlete aktarılması, bu ülkenin tarihinde görmediği bir aydınlanmaya yol açacak bir iş.
    O yüzden, asla olmayacak. Bizim insanımız kundaktan "kutsal devlet" yalanıyla büyütülüyor. O imajın yıkılmasına izin vermezler, devlet isimli kan emici vampir buna müsade etmez.
    İlk önce Devlet ile Hükümeti birbirinden ayır. Devlet hepimizin içinde olduğu gemi. Hükümet sen, ben, biz, siz, o nun başına koyduğumuz kaptan. O yüzden ağzını topla devlete laf edeceksen bu devlette yaşamayacaksın. Hükümete istediğini diyebilirsin.
    ''Bir adam hangi yolda gidiyorsa, o yol onun kendi seçimidir.'' İp Man

  12. #132
    watercolours - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Kasım 2005
    Şehir
    Coruscant
    Motosikleti
    speederbike
    Düzelteyim. Devlet, insan içindir. Kutsal olan insandır. İnsan olmazsa devletin bir anlamı yoktur. Devlet olmasa da insan insandır.
    killingroad ve espresso bunu beğendiler.

  13. #133
    sallami - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    10 Temmuz 2007
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Kymco Downtown350i/Dominar 400/Suzuki GSX-8S
    Alıntı watercolours adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Düzelteyim. Devlet, insan içindir. Kutsal olan insandır. İnsan olmazsa devletin bir anlamı yoktur. Devlet olmasa da insan insandır.
    Güzel kardeşim, insanlar devlet kurar, devlet kurulduktan sonra kurumlar oluşur. Aslında devlet insan için değil, insan kendisi için devlet kurar. Devlet tabii ki kutsaldır. İçindeki insanlar ve kurumlar yozlaşabilir. Hepsini eleştirebiliriz. Ama "devlet" kırmızı çizgidir.
    ''Bir adam hangi yolda gidiyorsa, o yol onun kendi seçimidir.'' İp Man

  14. #134
    watercolours - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    15 Kasım 2005
    Şehir
    Coruscant
    Motosikleti
    speederbike
    Kutsal olan da kırmızı çizgi de insandır.
    espresso bunu beğendi.

  15. #135
    arndiol - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    17 Nisan 2018
    abi tazminatı kaldırıp bes gelirse işten kovulan adam ne yiyecek nasıl kirasını ödeyecek?
    ufoz ve espresso bunu beğendiler.

  16. #136
    ufoz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    31 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    Xpulse 200t
    Alıntı arndiol adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    abi tazminatı kaldırıp bes gelirse işten kovulan adam ne yiyecek nasıl kirasını ödeyecek?
    Arni,

    Zaten o yüzden kıdem tazminatı kaldırılmak istendiğinde her seferinde işçi birlikleri ve işçiler karşı çıkıyor.
    Bu konuda kimsenin hükümetlere (devlet değil) güveni yok.

    Özel sektördeki işletme/patron işçiye daha güvenilir geliyor bu konuda.
    En kötü ihtimalle açıyor davayı. Devlete nasıl dava açacaksın ne hak iddia edeceksin.

    Bir ara zorunlu tasarruf fonu vardı. Çöktü gitti. Geçmişte denemeleri oldu bunların.

    Pandemide ne oldu? Kapalı işyerlerindeki çalışanlar için İŞKUR'dan 1.168 lira ödendi.
    Bu arada ödenen günler işçinin işsizlik sigortası gün alacağından düşüldü.

    Ama gözardı edilen, işvereninde artık bundan bıktığı...

    İşveren derken büyük holding patronlarını kastetmiyorum.
    Benim gibi, @drtayfun gibi küçük ölçekli işletmelerden bahsediyorum.

    Rakibin fatura kesmiyor, sigorta ödemiyor kaçak işçi ve yabancı çalıştırıyor, sigorta primlerini düşük gösteriyor.
    Ne yapacaksın buna karşı? Şikayet etde, nereye kadar, hangi birini?
    Bir tane olsa neyse. Çoğunluk böyle.

    Ciddi bir reform şart.

    İşveren çalışanın, işsizlik sigortası, sgk'sı, gelir vergisi, kıdem tazminatı,
    aile katkı payı vs vs vs gibi şeylerle uğraşmamalı.
    İşveren asli işine üretimine bakmalı.
    Şu anda işveren devlet tarafından yine devletin vergi memuru, tahsildarı gibi kullanılıyor.

    Keza yine kıdem tazminatlarını işletmesi gereken fon yöneticisi gibi. Sanki banker gibi.

    İşveren çalışana her ay yapması gereken brüt ödemesini yapar.

    O andan itibaren, vergiydi sgkydı, işsizlik sigortasıydı, damga vergisiydi bunları kendisi öder.
    İstemiyorsa ödemez. O kendisinin bileceği iş. Devletle muhatap olacakta kendisi olur.

    Adam belki kıdem tazminatı olan bir maaşla her yıl bir cumhuriyat alır. Belki bitcoin.
    Belki BES'e girer, belki bankaya faize yatırır. Sorumluluk kendinde.
    Ben işveren olarak niye çalışanın kıdemini her yıl değerleme oranında değerlendirmekle sorumlu oluyorumki.

    Paraya takla attırmayı çok iyi bilseydim zaten her şeyi satar savar evin bir odasından bu işi yapardım.

    Özetle sürekli ötelenen bir problem var ve balon her gün biraz daha şişiyor.

    Not : Serbest meslek sahibi esnaf nasıl bağkur primini ödemekle, vergisini vermekle yükümlüyse, işçi içinde aynısı olmalı.
    Yani her birey kendi sorumluluğunu kendi almalı.
    Hesap sorulacaksa işverenden değil çalışandan sorulmalı.
    Hiç kimse başka birinin mesuliyetini almamalı.

  17. #137

    Üyelik
    26 Mart 2018
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    2022 DL650A
    Mantıklı önermeler olmuş. Çözüm aslında çok net; ABD'nin hep dandik şeylerini alıyoruz, düzgün bir şeyini alalım: Herkes vergi mükellefi olur ve vergi beyanında bulunabilir, kuruşuna kadar istisnasız belgelendirebildiği her tür yasal giderini vergi matrahından düşürebilirse zaten otomatik olarak her şey yoluna rayına girer... Kimse vergi kaçıramaz, ne işverenin ne de (şu anda olduğu gibi çoğunlukla) işçinin sırtına gereksiz ve kendiyle ilgisi olmayan vergiler (özellikle hepimizin derdi dolaylı olanlar) binmez.
    espresso bunu beğendi.

  18. #138

    Üyelik
    21 Kasım 2016
    Şehir
    İstanbul
    Motosikleti
    RS 660, Tuareg 660
    Alıntı sallami adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    İlk önce Devlet ile Hükümeti birbirinden ayır. Devlet hepimizin içinde olduğu gemi. Hükümet sen, ben, biz, siz, o nun başına koyduğumuz kaptan. O yüzden ağzını topla devlete laf edeceksen bu devlette yaşamayacaksın. Hükümete istediğini diyebilirsin.

    Böyle terbiyesizce esip gürlemene neden olacak kadar takıntılığı olduğun kavramları biraz daha çalışırsan daha tatlı olur bence.
    Ben devlette yaşamıyorum.
    Bayılıyorum buna ya. İnsanların kanı iliği sömürülmüş, ordan biri çıkıyor diyor ki "önce devletle hükümeti birbirinden ayır" :D

    ---------- Mesajlar birleştirildi - 16:03 ---------- bir önceki mesaj zamanı 16:02 ----------

    Alıntı watercolours adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Kutsal olan da kırmızı çizgi de insandır.
    Bunu bu topraklarda anlatmak mümkün olamadı maalesef.
    Devlet denilen şey aristokratların mallarını fakir fukaranın gaspından korumak için koyulacak kuralları belirlemek için kurulur. Binlerce yıllık pratiğine baktığımız zaman da başka bir fonksiyonu varmış gibi görünmüyor zaten.
    espresso bunu beğendi.

  19. #139
    Thracian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    11 Haziran 2012
    Şehir
    Lüleburgaz-Bursa
    Alıntı sallami adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    Güzel kardeşim, insanlar devlet kurar, devlet kurulduktan sonra kurumlar oluşur. Aslında devlet insan için değil, insan kendisi için devlet kurar. Devlet tabii ki kutsaldır. İçindeki insanlar ve kurumlar yozlaşabilir. Hepsini eleştirebiliriz. Ama "devlet" kırmızı çizgidir.
    Devletin kuruluş amacı ülkeye,halkına hizmet,halkın can ve mal güvenliğini sağlamaktır.Özetle devlet bana yani halka hizmet için kurulmuştur.Bana hizmet için kurulmuş üstünede görevini yerine getirmeyen bir kurumu neden bu kadar kutsallaştırayım.Devlet kutsaldır yalanı bozuk yönetimlerin arkasına saklanmak için uydurduğu ve ilkel halklara kabullendirdiği bir saçmalıktır.Bütün dünya ülkelerine bakın,devletin hizmet amaçlı bir kuruluş olarak görüldüğü ülkeler düzgün yönetilir çünkü devlet görevini yerine getirmediğinde halk tepki gösterir ve devlettin başındakiler de buna göre kendini düzeltir.Devlet halktan korkar.Devletin nedensiz yere kutsallaştırıldığı ülkelere bakın devletin başındakiler her b.ku yer,halk,devlet kutsal diye tepki gösteremez,bu sebeple bu ülkeler kötü yönetilir.Kutsal olan insandır,halktır,ülkedir,bayraktır.

    Bir ülkede halk devletten ölümüne korkup kutsallaştırıyorsa bilin ki o ülke kötü yönetilen bir ülkedir.
    killingroad, pea ve espresso bunu beğendiler.
    Özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir.

  20. #140
    espresso - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik
    07 Kasım 2016
    Şehir
    Trakya
    Motosikleti
    Suzuki Vstrom DL650 XT
    Alıntı sallami adlı üyeden alıntı Mesajı göster
    İlk önce Devlet ile Hükümeti birbirinden ayır. Devlet hepimizin içinde olduğu gemi. Hükümet sen, ben, biz, siz, o nun başına koyduğumuz kaptan. O yüzden ağzını topla devlete laf edeceksen bu devlette yaşamayacaksın. Hükümete istediğini diyebilirsin.
    Devlet seviciliğin anlamı yok. Sonuçta bize yapacağı hizmetler için vergi alan bir kurum, kutsallık falan hiç gereği yok. Apartman yönetiminin daha büyüğü işte devlet denen kurum. Biz vatandaş olarak vergi veririz karşılığında güvenlik ve diğer hizmetleri görür. Ama çok çok büyük bir kurum olmasından dolayı biz vatandaş bireyler üzerinde çok büyük gücü var, bu güç kutsallık gibi saçmalıklarla daha da kontrolsuz hale geliyor. Bu devirde devletlerin çok kontrol altında tutulması, olabildiğince sadece görevlerini yapacak kadar gücü olması sağlanmalı.
    ufoz ve killingroad bunu beğendiler.


7. sayfa BirinciBirinci ... 56789 ... SonuncuSonuncu

Konu içerisindeki kullanıcılar

Şu an bu konu içerisinde 3 kullanıcı var. (0 üye ve 3 misafir)