O değil de şu Fetullah, Humeyni'nin İran'a dönüşü gibi dönemeyip orada kaldı, g.t oldu ya içimin yağları eriyor.
O değil de şu Fetullah, Humeyni'nin İran'a dönüşü gibi dönemeyip orada kaldı, g.t oldu ya içimin yağları eriyor.
Bak sen konuyu farklı yorumluyorsun.
Dini inanc kişisel bir tercihtir, bu tercihler kati ve değiştirilemez kuralları getirir. hukuk sistemi ve eğitim sistemi demokratik rejimlerde ve dini rejimlerde birbirinden farklıdır.
Kapalı bir bireyin neye göre karar vereceği ciddi anlamda belirsizlik gösterir.
Bu ülkede vergi veren bir vatandaş, eğitim özgürlüğü olan bir vatandan herhangi bir dine siyasete ya da ideolojiye bağlı olmayan birisini öğretmen olarak istemesi son derece haklıdır. Yanı tarafsız bır ogretmen ıstıyor dıye onu özel okula yönlendirmek tam olarak kapitalist bir yaklasımdır. Evet devlettte kapalı bir öğretmene engel olamaz ama o ögretmeni SEÇMEMEK onun hakkı olmalıdır. Bu hakkımız neden yok?
Napalım yani tarafsız ve önyargısız birileri istemek en dogal hakkımız iken hep özel sektöre mi yönerelim? Mesela devlete baglı et satıcıları eşşek eti satıyorsa buna itiraz etmek yerıne mahalle kasabına mı gıdelım? Ne kadar kapitalist bir düşünce.
Sen din olgusunu zenci-beyaz olarak yorumluyorsun. Zenci-beyaz ayrımı ırkcılıktır cunku bir insan ben zencıyım dıye ya da ben beyazım dıye farklı bır ıdeoloji benimsemez eğitim sırasında. ama din için bu böyle değil.
Tahammülsüzlüğüm yok, her konuda direk ben sana yazıyorsam hepsinde istisnasız sen yıne birileri ile kapışıyor oluyorsun. Cok basic bir soru soruyorum yani.
Ülkeye geri dönecek misin? bebeni bu ülkede okutacak mısın? Okutmayacaksan yeter eleştirme bizim istekletimizi.
Bak ne kadar basit.
Biz sana amerikaya kacmıssın diye laf yapsak hoşuna gider mi? Sen benım ögretmen ya da hakımı tarafsız ıstememe laf yaparsan bende cok basit seni ülkeden kacan vatan haini olarak damgalarım. Bu hosuna gider mi?
Gitmez.
O nedenle fikirlere bu kadar karşı cıkma.
Feto konusu da dini suistimal olayı değil, senin yaptıgın gibi her unsurda dini yerleştirmeyi normal gösterme süreci.
Ben tahammülsüz müyüm bilmiyorum ama sen gercekten terk ettiği eski sevgilisi taciz eden sapıklar gibi bize karısıyorsun.
Anger clouds judgement and it makes us do things that we end up regretting. Things we can never take back.
Başın açık olup olmaması konuyla ilgisiz. Kişi dinsiz de olabilir. O zaman da öteki der ki "ben çocuğumun dinsiz biri tarafından eğitilmesini istemiyorum.". Başın açık olması tarafsızlığı garanti etmez yani. Bunun sonu yok.
Doğrusu, her bireyi öyle şekilde eğiteceksiniz ki yaptığı işe dini görüşünü karıştırmayacak.
Bir kişinin dinsiz olduğunu kendi size söylemedikçe veya siz kişisel alanına girip özellikle sormadıkça bilemezsiniz. Dinsiz birinin tebliğde bulunması zarureti yoktur. Devletin dini yoktur. O zaman dindarlar bu devleti de istemesinler - ki istemiyorlar zaten. Laik devlet dindar Müslümanın isteMEyeceği bir devlet aslen... Uyumsuzluk da tam burada.
Konuyu kaçırıyorsunuz. Siz başı açık olan birinin tarafsız mı, dinsiz mi, dindar mı olduğunu bilemezsiniz. Dindar görüşünü de telkin edebilir, din karşıtı görüşünü de. Bunu bilemezsiniz. Yani başı açtırmak hiçbir şeyi garanti etmez. Ha, ben işin özüne bakmam, şeklen tarafsız olsun derseniz ona birşey diyemem.
Bütün sülalem dindardır. Hepsi laik devleti savunur.
konu esasında bu kadar basit. dini görüşüm karar verirken beni etkiliyorsa bu sorundur ama asıl sorun kararın bana kalmış olması. yalnız şuda var. hakimler kafalarına göre mi karar veriyor ? böyleyse sorun hakimin kafasından çok kanunlarda demektir. mesela biri bir kadına tecavüt etti. hakim ne karar verecek ? tecavüzcü sarıklı ise 3 yıl değilse 6 yıl mı diyecek ? bunu diyebiliyorsa geçmiş olsun. lastik gibi kanunlarla ülke yönetiliyorsa hakimin kafa yapısı çok önemli değil bence. Çünkü hakime para verilebilir, dini görüşü olabilir, dinsiz olabilir ne bilim tehtid altında olabilir. bu durumlar kararı değiştiriyorsa geçmiş olsun adalet yerini hiç bir zaman bulamaz.
başörtüsü meselesi bir tercihtir. bence hakim yada öğretmen doktor ne olacaksa istediği gibi giyinebilmeli. yeterki doğru eğitimi kararı ve teşhisi koysun. yapmıyorsa zaten sistem sorunlu demektir.
Her meslekte başörtüsü olmayabilir. Bu durumda din özgürlüğü argümanı olmaz. Nasıl ki gözü bozuk birisi, benim her işi yapma özgürlüğüm var diye savaş pilotu olamazsa, meslek icabı başörtüsü, sakal veya diğer dinlere has özelliklerin sorun olacağı bir meslekte de dini özgürlük argümanı kullanılamaz. Bir mesleğin gerektirdiği şey, dini inançla çelişecekse meslek dine uymayacak, din mensubu o mesleği seçmeyecek, seçerse de mesleğin gerektirdiğini yapacak.
olması gereken zaten dini özgürlük değil dinden özgürlük. Dinin bu kadar her şeye hakim olduğu bir yerde önce dinden özgürleşmek gerek. ABD tipi, politik doğruculuk saçmalığı adına dini özgürlük denirse o zaman olay oradakine gider, kendimize aslında bir 3. dünya ülkesi olan ABD'yi örnek almamız yanlış olur. Yaşadığımız yerde dindarlar baskı altında ve ezilmiş değil, tam tersine baskı uygulayan ve ezen bir durum var. Önce din kişisel alana çekilmeli, toplum hayatına yön vermemeli, ondan sonra din özgürlüğü konuşulabilir.
Doğru. Baskı altında olan dindarlar değil, diğer kesim.
Yukarıda dediğim gibi, bu inançlı kişi bu dansı yapabiliyorsa, inançlı bir kişi de hakimlik yapabilir.
Zamanda geriye gidebilme şansım olsa da keşke hep 2000'lerin başında yaşasam. Yıl 2003 falan, Akp yeni iktidarda ve henüz gücünün, etkisinin zayıf olduğu dönem. Taksim cıvıl cıvıl. Gezi Parkı'nın altında McDonald's, Birahi (Bira Manca) , Borsa vs var. Borsa, ağır abi mekanı,biz takılmıyoruz. Yaş 20'lerin başı, aşık olmak kolay, hayatta fazla dert yok. Kız arkadaşımla Birahi'de demleniyoruz, bende göbek yok ve saç var. Saat 22:00 falan olsun da Cambaz'a gidelim diye zaman öldürüyoruz çünkü parti var. Whatsapp yok, antin kuntin resim çekip Instagram'a yüklemek yok, telefona sürekli bakma mecburiyeti yok. Levi's engineered jeans diye dünyanın gelmiş geçmiş en süper jean pantolonu ve Adidas'ın Goodyear diye harika bir spor ayakkabısı var. Taksim'de yine it kopuk var ama Suriyeli yok, saç ektirmiş Arap yok, Nevizade bomba gibi, Refik popüler. Taksim girişinde Burger King milletle buluşma noktası. Gruptan biri diyor ki "Abicim boşverin Cambaz'ı her hafta her hafta gına geldi, Andon'a ya da Roxy'e gidelim" O dönem Andon'un girişinde muazzam müziklerin çaldığı bir club var ama en üst kat rakı meyhane ortamı, bir de Gülşen diye bir şarkıcı kız şarkı söylüyor, çoook güzel. Gecenin kapanışı ya Bambi'de kaşarlı dürüm döner ya da Kızılkayalar'da ıslak hamburger. Para öyle bir bereketli ki gecenin sonu kız arkadaşı eve bırakmak icap etse bile taksiyle kızı Bakırköy'e evine bırakıp geri dönmek koymuyor. Ben gençken hep dışarıdaydım, o zamanlar bizim cenahtan herkes dışarıdaydı, herkesin hayatında yine sorunlar vardı ama yüzler gülerdi, bir şekilde çözülürdü. Cuma-Cumartesi akşamları önemliydi, bir programlar yapılırdı. Ben 1996'dan evlendiğim 2010'a kadar çok şükür kendi anlayışıma göre süper eğlenceli bir hayat yaşadım. Dolar, kur vs önemli değil, yarın Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakıp "yönümüz, yüzümüz Avrupa" diye bir açıklama yaparlar Usd bir anda 3-4 TL düşer. Akp bu, tutarlı politikası yok. Sorun şu ki 19 senede kendi yaşayamamışlıklarını, kendi dandik gençliklerini, kendi köylülüklerini herkese dikte ettiler. Sanat anlayışı olmayan, dini imanı para bir toplum haline geldik.
1- Başörtülüden inançlıya nasıl evrildik?
2- Hakimlik, savcılık, avukatlık görevleri özel, kendine has düğmesi bile olmayan kıyafetle yapılan bir görevdir.
3- Kişi inancıyla çelişen ve bazen tamamen zıt durumlarda inancını bir tarafa bırakıp hüküm verebiliyorsa -güya inancı gereği taktığı- türban, kipa, haç vesair şeyleri de bir kenara bırakabilmelidir.
1-Başörtülüyü inançsız diye mi eleştirdiniz?
2-Doğru. Ve öyle olmasına rağmen isteyerek veya istemeyerek güç sahiplerinin karşısında el pençe divan duranlar olabilir. Yani, düğme olmaması da, başörtüsü takılması da, başın açık tutulması da bir şey ifade etmez, çözüm değildir. Prensip sahibi insan yetiştirmek esas.
3-Bunu yapanı da vardır zaten.
Belli meslekleri yapamazlar diye düşünüyorum.
Başörtüsü sorunu geçmişte kaldı. 1999'da Marmara Üniv'e girdim, Anadoluhisarı kampüsünde bizden üst sınıfta 2 başörtülü kız vardı, o dönemin hakim siyasi politikası gereği bu kızlar peruk takarak okudular. Bu dayatma çok yanlıştı. Hani bu kızları koruyalım desek bile kendi içimizde öyle medeni bir ortam vardı ki kampüs içi tehlike olmadığından koruma gereği de olmadı. Sonradan mezun oldu bu kızlar. Ben bu kızlardan hiç rahatsız olmadım, inançlarının gereğini yaşadı bu kızlar.
Amma velakin günümüzde başı örtülü olup da daracık kıyafetlerle, full makyajla insanın içini gıdıklayan bir kesim daha var. Bana inanmayan herhangi bir porno sitede "Hijab" diye aratsın ve şok olsun. "28 Şubat döneminde benim kızım okuyamadı" diyen kitleye saygılıyım ama o aynı kitle günümüz Süslüman, erotik Müslüman kızlara ses çıkarmıyorlarsa yanlışlardalar. O yanlışın da sonu sıkıntılı.
Yaşadığımız yerde dindarlar baskı altında değil. Ama size kalsa dindarlar sizinle aynı özgürlüklere sahip olmamalı... Bu nasıl bir hipokrasidir?
"Bir şeylerden özgürlük" kullanışlı bir kelime oyunu... Özgürlük kelimesi olunca kulağa güzel geliyor ama pratik anlamı "bir şeylere yasak".
Baş örtüsünü dini özgürlük olarak değerlendirip yasak uygulamayan ABD, İngiltere, Almanya'yı üçüncü dünya ülkesi mi oldu şimdi? E o zaman "Almanya bizi kıskanıyor" diyenlerden ne farkımız kaldı? Keyfimize göre gerçeği eğip bükme becerimiz yakın seviyede olmuş olmuyor mu?
Niye ban yiyormuşsun ki? BUNLARA anlatamazsın boşuna uğraşma. Git önce kendi kapının önünü temizle dersin ama itin teki çıkar mini etek giydi diye tekme atar, suriyelisi gelir asansörde tecavüze kalkar, bir tanesi gider 10 yaşında erkek çocuklara sulanır say say bitmez.
Bunların tabir ettiği dille dinsizler tarafında aslında düşündükleri gibi bir sorun olmadığını gördükleri gün geçerler bu tarafa, öbür türlü anlayamaz beyin fukaraları.
Anlatırsın ve dersin ki ULAN KIYAFET YÖNETMELİĞİ OLAN BİR İŞTE çalışıyorsun. Buna uymak zorundasın! Diyor ki benim dinim de dinim. Hop kanuna karşı geliyor ki kendince HAKLI. Ulan hak böyle alınıyorsa bilmiyor ki canları çok yanar!
Şu an bu konu içerisinde 2 kullanıcı var. (0 üye ve 2 misafir)